Bir iki üçler yaşasın Türkler,
dört beş altı polonya battı,
yedi sekiz dokuz ruslaar domuz,
on onbir oniki italya tilki,
önüç öndört onbeş amerika kalleş,
onaltı onyedi onsekiz ortada kaldı portekiz
özgün üzerinden erkeklerin çoğunun ağzını burnunu kırmak istediğimi öncelikle belirteyim.
hatun şöhretli ama ben kalender meşrebim
yemesi zor ama ben işimi bilirim
tek elle kopça çözüp öpmeyi de bilirim
bu kız zilli fakat ben yola getiririm
diye bir şarkı söyleyen kişi. (bu tanım)
şimdi nedir efendim, her erkek yakışıklı olmasa bile sabah aynaya baktığında kendini yakışıklı hissediyor. aynaya bakıyorsun lan, lunaparktakilere de değil hem. bildiğin, üzerine diş macunu püskürttüğün aynaya bakıyorsun. gerçekçi ol biraz. gözlerine inan, inanmak istediklerine değil.
şimdi bu kendini yakışıklı hisseden hasta ruhlu arkadaşlarımıza bir not daha; kadınları yola getirmek, lezbiyenleri heteroseksüel yapmak sizin harcınız değil. komik olmayın. hadi komik oldunuz böyle abuk şarkılar yapmayın. abuk şarkıları sadece demet akalın yapabilir.
2000li yılların özgüven dolu pop müziğine kafam girsin. bana çelik'i getirin.
düğünlerde takı törenlerinde gelinin ablası/kardeşinin gelinin tam dibinde zebellah gibi beklemesinin sebebidir iade-i ziyaret. zamanında annemin eşe dosta taktığı bilezikleri toplamak için evleneceğimi de tüm sözlük ahalisine bildiririm. sevgiler.
varlık dergisinde çavlanın içinde sessizce başlığıyla anılar yazardı. kimi zaman tozlu bacaklarından akan suların çizdiği yollarda yürürdü, kimi zaman ilk gençlik yıllarını anlattı. ruhu şad olsun.
türkiye'de kadın olmak, türkiye'de eşcinsel olmak, türkiye'de azınlık olmak, türkiye'de gurbette olmak zor. zorlaştıran toplum. herkesin aynı fikirde olması o fikrin doğru olduğu anlamına gelmiyor ki bunu öğrenmek 1071'den beri pek mümkün olmamış, bundan sonra olacakları da görmeye benim ömrüm yetmez.
türkiye mahkemelerince türkiye'den erişime kapatılan site. hayır sitenin sahibi olan ülke türkleri yasaklasaydı anlayacaktık.
erovizyon birincisinin videosu altındaki yorum;
bu adam gay haberiniz yok mu ya çok ciddiyim ortalık karışsın diye demiyorum orada yaşayan arkadaşım söyledi
ALEXANDER RYBAK is really gay!!
ahahaha manyak mısınız lan? işiniz gücünüz yok biliyoruz, türkiye'de işsizlik falan diyeceksiniz, işi olanlar az maaştan yakınacak ama düzgün uğraşlar bulun. bir de ALEXANDER RYBAK is really gay!! demiş *
kocası öldüğünde, çocuklarına torunlarına güçlü görünmek için "ben ağlamıyorum yavrum siz de ağlamayın" diyendir, cenaze gününün sonunda bayılan, durup durup burnumu sızlatandır ananem. birçoğumuzunki gibi zor şartlarda yaşamış, çift haneli sayılarla çocuk doğurmuş, kimisini hastalıktan yokluktan toprağa vermek zorunda kalmıştır. şimdi dünyanın yükünü taşıdığımı düşünüp düşünüp delleniyorken ananem düşüyor aklıma. evinde yalnızlığı, çektikleri. senin ta amına koyim kaptan diyorum kendime, siktir git üzülmek için gerçek nedenler bul.
kimilerinin okul bittikten sonra girmek için uğraştıkları kimilerinin okul devam ederken girdikleri dünya.
ben hem okuyup hem çalışanlardanım. buna bir çok insan tanıdığım için sevinmeli miyim yoksa itle köpekle uğraşmaktan sıtkım sıyrıldığı için maalesef mi demeliyim bilmiyorum.
iş dünyasında insanlar çeşitlere ayrılır ancak bu yazımızda bir kısmına değinebileceğiz. sonuçta iş dünyasında sözlüklere vakit ayırmanın yeri yok. a ha patron arkanda!
alçakgönüllü iş dünyası insanları ve ukala iş dünyası insanları olarak ikiye ayırarak inceleyecek olursak;
- alçakgönüllü insanlar ya çok ufak görünen ama sekteye uğradığı zaman hayati önem taşıdığını anladığımız işler yapmaktadırlar ya da çok üst düzeylerde olurlar, üst düzeylere gelinceye kadar yaşadıkları onlara çok şey öğretmiş olabilir. henüz kendileriyle şahane dostluklar kuramadım.
- yazının bir kısmında osbu çocuğu olarak nitelendireceklerimiz ise ukaladırlar, orta kesimdir. bunlar iş yapmaz, oturdukları yerden ahkam keserler zira hiçbir iş bilmemektedirler. hani mahallede "abi arabayı itmeye yardım eder misin?" dediğinde gömleğim kirlenir diyerek terso yapanlar var ya, hah işte iş dünyasında onlardan çok var. en çok kullandıkları sözcük saçmadır. kendilerinin mantıklı bir yol bulamamalarından kaynaklanan bu saçma kelimesinin türkçe'de çok daha güzel kullanım yerleri vardır. mesela alıp bunları makatlarına sokabiliriz. *ben çok iyi birisiyim havası vermeye çalışan kişi gibi bunlar da ben çok çalışkan birisiyim havası verirler. bunların müdürleri de bu havayı yerler. (bkz: göt müdür sorunsalı)
velhasıl kelam ülkemizde işsizlik sorunu varsa bunun kaynaklarından biri istihdam alanı yaratılamaması, diğeri de iş dünyasının götlerle dolu olmasıdır.
acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir avuntusuyla çalışmaya devam.
mutlu çiftimiz evlerine patron ve eşini davet ederler. (anlatım bozukluğu)
sonra patronun çapkın bi adam olduğu ortaya çıkar, karısı çıngar çıkarır. (çıngar çıkarmak sözünden nefret edip kullanmak zorunda kalmak)
sonra karısı evden hışımla çıkar, ertesi gün evlerine gittiği adama asılır, adam buna yüz vermez. patron karısı, adamın evine gider ve intihar eder.
sonra adam şehir dışına çıkar, karısı delirir. bi sürü intihar, ihanet, kan sahnesinden sonra beklersiniz ki bir kuzey faresi çıksın ki bütün kötücül durumları ona yükleyelim. filmin sonuna kadar çıkmaz. çıktığı zaman da onun olaylarla bi ilgisi olmadığını anlarız.
sonuçta fransız filmiydi. sanat fransızlar için değildir kaptan arka kapi içindir!
chat programlarını bir arayüzde toplayan program. artıları çok az yer kaplaması ve sade olması. başka da bi abiliğini görmedim.
eksileri;
- msnden sildiğiniz birçokları "naber nerelerdesin uzun zamandır yoksun" diye atlamaktadır. çünkü salak pidgin engelleme, silme gibi msn eylemlerini sıfırlayıp size yepyeni ve ağzına kadar dolu bir chat ortamı sunmaktadır.
- sildiğiniz eski sevgililer, vaaay tükürdüğünü yalıyorsun tavırlarıyla konuşurlar.
- smiley denen şeyi kopyalayıp her konuşma penceresinde kullanabiliyorsunuz ama hareketli olanlar kullanılmıyor. hareketinin belli bir noktasında donuyor.
- aynı anda hem hotmail hem yahoo hem gtalkta durumunuz sabit. kişisel iletiniz de. halbuki iş için kullandığım msnime hayatının yarısı siyah yarısını beyaz geçiren büyük beşiktaşlı m.j. ruhun şad olsun yazmam biraz sakil duruyor.
- dosyaları sorunsuz alıyorsunuz da nereye kaydettiğinizi zor buluyorsunuz.
- alışmak sevmekten daha zor geliyor. neredeyse eklentileriyle 1 gb yer tutan msne geri dönmek için yanıp tutuşuyorsunuz ama daha az yer kaplayan versiyonu bulacağım diye makinaya da virüsü sokuyorsunuz.
- web cam zaten yok. ne bekliyorum ki?
- pidgini kaldırıp msn kullandığınızda sildiklerinizi listede göremiyorsunuz ama onlar görüyor. hepsini ekleyip tekrar silmeniz gerekiyor. ilk yazdığım maddeye de ek bana da kapak olsun. kurduysanız size de geçmiş olsun.
erkeklerin kadınlara döndüğü dünyada zorunlu ve farketmeden yapılan davranış. bir erkek nasıl ki cüzdanını sürekli evde unutuyorsa kadın da kendi ayakları üzerinde durmak, hesabı ödemek zorundadır en basitinden. taklit mi lan bu ne diyosun sen bidi bidi gibi bir tavır da kenar mahalle dilberi sıfatına eşittir gözümde. *
ascii kodlarla çeşitli şekiller, vay efendim aşağı tuşuna basınca yavaş yavaş tamamlanan seni seviyorum yazılarıyla gönlümüze zamanında taht kurmuş ve ardından edinilen ve parçalanan telefonlardan sonra hala sevilmekte olan taşınabilir telefon.
şimdi 3310'a walkman özelliği koysalar ve piyasaya tekrar sürseler yemin ediyorum iphone'umu birine hediye eder 3310 alırım. ayrıca yılan oyununu çok özledim lan. rüyamda yılan oynadığım zamanları, gençliği özledim ühühü *