bireyselliğin hızla yaygınlaştığı sadece suni mutlulukların paylaşıldığı bir çağda ne yazık ki olağan bir durum fakat ilginçtir ki afrika da hiç yaşanmayan bir durum. ( zaruri ihtiyacını karşılayamayan birey psikiyatrlara göre depresyona giremezmiş. )
diyet kolalar ilk çıktığında, pazarlama harikası diyordu bir nesil sonra kolanın başlı başına kalori deposu olduğu söylendi, bence bunlar hep hurafe, yalan dolan yeğenim.
ben dediğin nedir ki? ben dediğimiz kişi bensem ben kim ola ki? ayrıca non-self dediğimiz bir gerçek var onunçün ben yok. benlik dediğimiz kavram bir okyanusta ki dalga kadar geçici bu evren için. ama benle ilgili kitap yazılsaydı türü polisiye olurdu galiba diye düşünüyorum muhterem kardeşlerim, saygılar.
tek cümle olması bence pek okumamakla ilgili değil. bazı insanlar vardır kısa bir cümleyle çok şey anlatırlar. (bkz: maniler)
(bkz: haiku) (bkz: halk edebiyatı) (bkz: blues)
fakat başlığı açan arkadaşıma şu noktada katılıyorum; bir insan sözlükte yazıyorsa bunun bir nedeni vardır bu da düşüncelerini paylaşmak ve düşüncelerini paylaşmakta başarılı değilse birey, farklı düşünceleri okumalı ve kendi düşünce süzgecinden geçirdikten sonra yazılı bir şekilde ifade etmelidir aksi takdirde kişinin yanlış anlaşılması açısından kötü bir deneyim olacaktır diye düşünmekteyim.
üstün zekalı adam çok genel bir kavram olmuş, üstün zekalı derken sayısal zeka mı, sözel zeka mı, yaratıcı zeka mı, duygusal mı? hangi zeka türü? sayısal ise sosyal ilişki kurma ve normları anlama konusunda bazı eksiklikler oluşurken, hayal gücü güçlü birisinde ise karar verme ve basit matematiksel analizleri gerçekleştirmek daha zor oluyor.