gemi demir aldığı ilk gün demiştim, israil o geminin içinden geçer diye. kimse ağzını açamaz dedim.
sonuç haklı çıktım.
ardından protestolar başladı israille bağımız kalmadı sanıyordu halk ama bağzıları ithalata abanmıştı. neyse zaman geçti. içimdeki liboş dedi ki, gün gelecek rte bey mavi marmara gemisini zerre umursamayacak. keza öyle de oldu.
son zamanlarda sıkça meydana gelen durumdur. msn nickleri, facebook yan isimleri, whatsapp durumları, şimdi de sözlük başlıkları mı? durum bu mu?
işleyiş şu şekilde oluyor. siyasi veya sosyal bir mesela hakkında entry giriliyor, ardından laf söylenen yazar cevap verilmesine ifrit oluyor ve hemen.
hebe olunca hebe yapan yazar
hebelere hebe yapan yazar
hebesini hebeleyen yazar
gibi eblek başlıklar açıyor. ha bir de bu arkadaşların elleri lağım gibi. küfürsüz entryleri zor bulunur nitelikte.
her milletin ve ırkın kendini asil ve yüce görmesiyle aynı durumdur. ailenizden size geçen bilgiler neticesinde kültürünüz, ırkınız ve dininiz belirlenir. neyin kafası bu ya?
tuhaf bir kitledir. en efsane nesildir gibi eblek laflar etmeyeceğim ancak ufak bir tespitimi dile getirmek isterim.
7. nesil ve öncesi yazarlar sözlüğü terkettti gitti.
8. ve 9. nesiller ise milletle uğraşmaktan bıkmış, agresif, bilimsel konuşmayan çalışan kitledir.
10. nesil yazar ise adeta arabulucudur. yenilere de sövmez, eskilere de yaranmaz. sözlük formatı ve dil bilgisi uyarısı yaparken sıkca görürsünüz onları. bazıları son jedi edasıyla ortada salınıyor ama şuan onlar da pek kalmadı. ben de naçizane troller arasındaydım ben bile düzeldim. son 3 gündür sözlüğe bakmaya başladım şimdilik çıkarımlarım bunlardır.
hepsini sahiplendirsek tabi ben de isterim. ama barınaklar birer gaz odalarıdır, toplama kampıdır. şahsen ben yolda yürürken, sabah koşuya giderken bana sırnaşan kediyi köpeği hunharca sevmeyi alışkanlık haline getirdim. siz de alışırsınız. onların sizden hiç bir farkı yok azıcık vicdanlı olun.
avustralya çöllerinde toprağın yarım metre altında yaşayan, dünyanın en zehirli ve anında sinir felci yaşatabilen amfibisidir. insan sınıfından çıkalı yıllar olmasına rağmen sadece benziyor diye aramızda dolaşmalarına izin veriliyor. bu tür atatürkçü ve müslüman olarak ikiye ayrılır, atatürkçüleri kendini zeki ve bilgili olarak lanse ederek karşıdakinin zekasına amansızca söver. müslüman kesim ise atatürkün tanrılaştığını iddia ederek osmanlı ile -kadir mısıroğlu bilgileriyle- övünür.
en kısa zamanda kökü kurumalı, atatürkçülüğün orta doğu zihniyetine batmadan, batıya yalanmadan ülke kültürüne bağlı bir sistemin temeli olduğu anlatılmalı.
aynı zamanda islamın bir din olduğu ve doğrunun yanlışın olamayacağını, inanmanın ve inanmanın olacağını anlatmak gerek. kimse inancıyla veya ideolojisiyle yargılanamaz. hele hele inançla ideoloji asla karşılaştırılamaz.
gözü bağlı şekilde fikirlerini ortaya saçan muhafazakar cahil milliyetçilerin bir anda çoğalmasıyla ortaya çıkan sonuçtur. ben size kalkıp, elit olun, solcu olun, ateist olun, vegan olun demiyorum. ama sen kalkıp cinsiyetçi, cahil, saldırgan, şeriatçı, faşist, küfürbaz olursan kusura bakma fakat önümde senden nefret etmemek için engel kalmaz. şimdi tabi senin için benim senden nefret etmem umursanacak bir şey değil hatta övüneceğin bir şey, sen bunları duyunca belki diyorsun ki -oh aq dinsiz liboşu benden nefret ediyor, demek ki doğru yoldayım-
hayır efendim değilsin. insanların senden nefret etmesi bir sorundur. düşmanlaşmak, nefretten beslenmek bizim şuan ki en büyük sorunlarımızdan. sen nefret edilince kendini sorgulaman gerek dostum, yapma bunu. azıcık kendine ve ülkene bak neden bu haldeyiz objektif şekilde yorumlamaya çalış.
sen baykuşa döndükçe benim sana beyaz güvercinle zeytin dalı göndermemin manası yok.
üzgünüm sözlük.
ben en son entry girerken sözlük kızlarına başlıkta yürüme şovlar dönüyordu, ne ara giydirme sopaları başladı.
ama her şey bir yana benim bu konuda söyleyecek bir kaç lafım var.
internette şu ara 4chan ve buzzfeed göbekli otuzbircilerin sosyal medyada gördüğü her kadına laps laps giydirmesi beni oldukça geriyor. kadına sokakta ne yapmasını/yapmamasını söylemekle yetinmeyen nesil şu ara sanal alemde se buna karışır oldu. mini eteğine, dekoltesine, makyajına, türbanına karışmak tatmin etmeyince, ideolojisine, yazılarına, fikirlerine de karışılmaya başlandı. bakın sevgili gerizekalılar, kadını erkekten ayıran tek şey kromozondaki bir çubuk. feminizme giydirmek her ne kadar moda da olsa feminizmin bu kadar vahşileşmesinin sebebi de sizsiniz. erkekler hem maskülen hem feminen ilgi alanlarına yönelirken, kadınlar feminen hobiler bulduğunda "abi bildiğin kız işte makyaj falan" diyen güruh, maskülen hobi bulan kadına da "erkek gibi ya kezban" demekten geri kalmıyor. gece gece beni geren bu olayın maalesef bir çözümü de yok çünkü bu şuan da bir kısır döngü. kadınlar ne kadar vahşileşirse onlara sallayacaklar, kadınlara ne kadar sallarlarsa kadınlar o kadar vahşileşecek.
umarız insanlar düzelir ve cinsiyet sınıflandırması bizi yoketmeden biz onu yokederiz.
iyi geceler sözlük, tanrı bizi onedio feministinin şerrinden, incinin abaza salağından korusun.
para vererek kullandığımız kamu hizmetine dönüşüyor, sonra da orayı işleten firmaya ödeme yapılıyor. çünkü nedense bir garanti veriliyor o sayıya ulaşılmayınca da devlet veriyor. e abi hani nerede bu işletmeciliğin riski. adamın riski yok ki. kesin garanti alıyor ve kaybetme ihtimali sıfır.
sen evlenmeden ilişkiye girmezsin, ilişkiye girmemiş kadınla evlenirsin. kimin ne yaptığı seni ilgilendirmez, senin ne düşündüğün kimseyi ilgilendirmez. bu başlıkta sen kullandığın dili hafifletmiş olsan hakaret etmesen harika kaliteli bir tartışma ortamı çıkar. ama politik yeteneği çürüyen bir nesil olduk, neyi nasıl konuşacağını bilmeyen, hangi kelimenin nereye çıkacağını düşünemeyen mahluklar olduk.
nasıl dertlendiysem buraya patladım, sözlük sözlüklükten çıkmış.
Ne zaman, ama ne zaman dinlesem kafamda charlie's chocolate factory canlanıyor. acayip hoş yumuşak bir sesi ve tonlaması var. tavırları da kendine aşık ettirecek cinsten. dinleyin dinlettirin. ayrıca bu kadını dinleyen şu kadını da dinlemeli (bkz: the do)
istanbul olmadığı kesin. işe giderken kat ettiğiniz mesafede aşılan ülkeler var. ne kışı kış, ne yazı yaz. insanı karışık ve uyumsuz. illa türkiye'den seçeceksem antalya derim, aydın derim, edirne derim. ne kalabalık ne boş, ne köy ne şehir.
ne şaşırdım ne üzüldüm. bu eğitim sistemi ve halka müstehak. hadi milli eğitim bakanı çıkıp desin de alkışlasım herkes "en iyi eğitim sistemi bizde" diye. hadi övsün yandaş medya imam hatipleri, 4+4+4 sistemini. hadi ara eleman sıkıntımız var diye abanın meslek liselerine. çocukları okulu sevdirmek yerine görev bilinci yapa yapa yıktınız bu ülkeyi.
okuldan kaçmayı, dersi kaynatmayı, okulda ders dinlemek dışında her şeyi yapmayı övülecek konu haline getirmek de yanlış okulu sadece ders sadece eğitim olarak görmek de yanlış. git gide batıyoruz arkadaşlar, çocuklarımız çocukluklarını ve geleceklerini, biz elimizde kalanları kaybediyoruz.
hiç bir terör örgütü bu eğitim sistemi kadar zarar veremezdi. bu sonuçta emeği geçen bütün bakanlara, başbakanlara, cumhurbaşkanlarına, vekillere plaket verilmeli.
finlandiya gözümüzün önünde pırıl pırıl parlarken sadece bakıyoruz. bakmakla yetinip gavur diyip köprülerde halay çekiyoruz. neyse sözlük iyi dersler.
sembollere gereğinden fazla anlam veren yazarın takıldığı durumdur.
insanların artık sembollerden ve kelimelerden korkması için dünya fazla gelişti ve globelleşti. el hareketleri ve kullanılan cümleler kişiyi o gruba dahil etmez. bunları ayırmak bunlardan korkmak onları daha güçlü ve özel kılar. buna en güzel örnek swastikadır. kendisi iyi şans ve güzel anlamlar içeren bir sembolken (2. dünya savaşı öncesi amerikan ve ingiliz menşeili çoğu oyuncağın üstünde görebilirsiniz.) şimdilerde ne hale geldi
ilkokulun neredeyse tamamında aldım o görevi. lisede de devam ettim. ardından üniversitemin hazırlık kampüsü başkanı sonradan fakültemin başkan yardımcısı oldum. şuan 1 kulübün başkanlığını yapıyorum. hedefim de bu sene üniversite öğrenci konseyi başkanı olabilmek. hayırlısı, sonucu editlerim.
(hüznün editi: tek oyla kaybettim acım büyük. neyse kulübümle mutluyum eldekiyle yetinmek de güzeldir)
ufak bir ayrıntı
yeni çıkan yasalar geriye dönük uygulanamaz. bazı istisnai durumlarda mahkumun lehine uygulanabilir.
şimdi eğer bu yasa küçük kızların rızam var demesi içinse, zaten siz ilişkiye girme yaşını 16'dan 12'ye düşürmediniz mi? 16-17-18 yaşındaki bir kız/oğlan çocuğu rızam var dediğinde zaten cinsel istismar olmuyordu, suan o yaş grubu 12-13-14-15-16-17-18 oldu. geriye dönük işleyecekseniz alın burada işleyin.
dediğim yaş grubunu kapsayan işlem yasa değil anayasa mahkemesi kararı diye hatırlıyorum, onu gömmeyelim.
ayrıca yürülükte mi emin değilim.
bunların hepsini geçtim şuan 16 yaşında ki kızları kandırıp pornosunu çeken ve hayatını karartan bir ton insan var. o yaştaki çocuğu kandırmak çok basit. sen bir de al bunu iyice indir. sonra haberlerde görelim daha liseye geçmemiş kızların babası yaşında heriflere meze olduğunu. illa 6 yaş yapacaksın aq tecavüz-sever çöl maymunları.
sözlük yazarlarının eskiden sağlam şekilde muhalefet yapıp hak savunurken, şimdilerde hükümetin attığı kemikleri havada kapar vaziyete gelmesi durumudur.
siz genç kitle, hükümet yanlısı genç kitle.
bu herifler daha cebine girmemiş parayı yerken,
emek verdiğin sınavları şifreleyip dağıtırken,
ülkeyi parsel parsel satıp ekonomiyi yok ederken,
senin gireceğim kadroyu açmaz veya bunu akrabasıyla doldururken,
oy için istediğini öldürüp başkasını suçlarken,
tecavüz edileni suçlar, tecavüzcüyü salarken,
teröristi masum görüp, haklı bulurken,
istediği kuruma istediği bahaneyle girip, kendinden olmayanı sustururken,
senin en doğal haklarını sana lütuf olarak sunarken,
ve bunun gibi daha sayamadığım yüzlerce olaya imza atarken sen nasıl bunları savunur, bu kadar fanatizmle bağlı kalırsın. merak etmekteyim.
en çok yazarların buna aşırı şaşkın tepki vermesine ve hala "olursa daha akpye oy vermem" diyenlere şaşırtan yasa düzenlemesi. bu seks işçisi evlatları yıllardır tecavüzü meşru göstermek için neler yaptı, yetmedi suçu kadına attı. ve siz kalkmış akpnin yapacağı herhangi bir yasaya şaşırıyorsunuz. tebrik ederim, ya şu saate kadar çok güzel uyumuşsunuz, ya da yaptıklarını unutmuşsunuz.
Yaklaşık 12 saat önce girdiğimde bana
sonuç:Burs alabilir.
diye yeşil bir satır gösterince inanamadım. hala kredi olabileceğini düşünüyorum. 1 sene mezun kaldığımı ve 3. senem olduğu varsayılınca nasıl bir mutluluk içinde olduğumu anlamanızı istedim sayın sözlük.