Bir keresinde Twitter'da okuduğum bir diyaloğu hatırlattı. Kapalı bir ablamız evde yaptığı sirkenin tarifini verirken, farkında olmadan şarap ürettiğini anlamıştı.
Sonbaharda ormanda yaptığım kamplarda, sabah uyanıp çadırdan ilk çıktığım anda aldığım toprak kokusu, çam ağacı kokusu, ateşten çıkan duman, tertemiz hava. Sonrasında ateşe koyduğum balık kokusu tabii.
Yanımdan her kalkan kız, kadın; arkadaşının yanına oturmak için kalkıyor. Ne ter kokarım ne bacaklarımı açıp yerimi dar ederim ne de telefonuna gözümü dikerim. Ya açar kitabımı okurum ya da dinlediğim şarkıya dalar giderim.
Bir inanışa göre sürekli birini düşünüyor ve kendinizi o kişiyi düşünmekten alıkoyamıyorsanız o kişi de sizi düşünüyor demekmiş. Borçtan dolayı bakkal Mahmut abiyi düşünmeniz hariç tabi.