13 ağustos antalya jolly joker konserinde ilk kez dinleme fırsatı bulduğum müzik grubudur.
yöneltilen eleştirilerin kimisine katılmakla beraber çoğunu da yersiz bulmaktayım. her şeyden önce adamlar zaten müzisyen değil ve leyla ile mecnun'un o absürd mantalitesi ile bir şeyler yapıyorlar. yani aslında inceden popüler kültürle de dalga geçen bir havaları var. tamam oraya müzik dinlemeye gidiyoruz eyvallah ama karşınızda bir freddie mercury, pink floyd falan bekliyorsanız zaten baştan gitmek hata. bence müzikler hoş ve samimi. fakat toplumumuzda yeni ve güzel olmaya aday her şeyin içine ettiğimizden sanırım bu güzel adamları da en sonunda bu işten bezdireceğiz. konserde ''ismail abi'' ''mecnun'' diye bağırmak nedir onu anlayabilmiş değilim. hayır, ben bu kadar hastasıyım dizinin ama gerçek hayatla oyunculuğu hala ayırt edemeyen milyonlarca insanımız var ona yanıyorum. sırf gitmiş olmak için konsere giden ergenler yüzünden adamlar da sahnede neye uğradıklarını şaşırdılar. ''ay ben de gittim o akşam harikaydılar'' demek için gelmiş bazı insanlar konsere, 1 tane şarkısını belki biliyor o kadar, ne topluluk iyi birer seyirci ne de grup tam bir müzik grubu olmayınca arada saçma sapan durumlar cereyan etti.
gerek yeniden yorumladıkları, gerek kendi yaptıkları şarkılar öyle efsane şeyler olmasa da orada bir sanat icra ediliyor ve gayet hoş tınılara da sahipler. zaten öyle türkiye'nin en iyi grubu olma gibi bir istekleri olduğunu da sanmıyorum. bunu biraz ah muhsin ünlü okuyanlar zaten bileceklerdir, çünkü ''insan acizdir, muhtaçtır, çok fazla artistlik yapmamalıdır''. yani adamlar aslında o mekanda taş çatlasa 150-250 kişi arası bir kemik kitleye hitap edecekken, sırf gelmiş olmak için gelmiş ''boş'' seyirci yüzünden bir anda 400 kişi oldu ve küçük çapta bir izdiham yaşandı. harika bir tüketim toplumu olarak elimize geçen her güzel şeyi çabucak eskittiğimizden, maalesef bu güzel adamların da bu popüler kültüre kurban gideceğini düşünmekteyim. keza türkiye'de farklı bir şeyler yapmaya çalıştığınızda ya sevginin biraz boku çıkıyor ya da direk eleştiri oklarıyla karşılaşıyorsunuz. son olarak onur ünlü şiire geri dönse keşke, grup başka bir davulcu bulur zaten kendine.
en eski kelimeleriyle yağıyor çocuk seslerinden bu yağmur
unutulmuş sözlerin üstünde çıkacak yangını bekliyoruz
köyler var kulakları paslı çoğul cümleler kurarken cesur
gök var onu bir türlü anlatamıyor olmaktan bütün yorgunluğumuz
seni seviyor oluşumu kutluyorum kendimle
dünya bir şamdansa güneşe
atlılar ölüp gitmişse
kendi omzunu benim omzumdan tanıyorsan eğer
hatırlamak pişmanlığı peşinen kabullenmek demektir
yola çıkmak erkekliği bir kenara bırakıp
göz yaşını namluya sürebilmektir
son zamanlarda karşıma çıkmış olan en net gruplardan biridir. static ve dream is destiny gibi adamı yerden yere vuran başyapıtları vardır. bunların yanı sıra, melt, nuclear mind gibi başka aşmış şarkıları da mevcuttur.
ilk soylendigi anda, ''vay be ben neymisim'' gibisinden bir haz verme olasiligi yuksek olan ancak uzerinden bir sure gecince ''hass, ben naptim lan?'' tepkisi verilmesi muhtemel durumdur.