Makine programında seyircilere sorulmak üzere soru hazırlayan arkadaşın * müthiş buluşudur. Baskın Oran tarafından, hiç yapmayacağı mitingleri öncesinde seçim şarkısı olarak kullanılması önerilir.
edit: yanlış duymuş olma olasılığıma karşı ekleyeyim: "Baskın Oran'ın Posterleri Meşhurdur Siyasetleri" şeklinde de olabilir...
her an kendi kendine sorulabilecek ve cevap verirken üzerinde nelerin baskısını hissettiğini, nelerden kurtulmak istediğini bulmanı sağlayacak sorudur.
- korkmasan ne yapardın?
- patrona bağırırdım
- onu sevdiğimi söylerdim
- sunum yapardım
- şarkı söylerdim
- itiraf ederdim.. v.b.
kanımca en zor olan terapistliktir; bir kere sonucun garantisi yoktur, danışan kişi sürekli göz altında tutulamayacağından başarı kesin değildir. uğraşılacak insanlar, oldukça sorunlu insanlar olacaktır ama eğer çok başarılı ise zenginleri tedavi edeceğinden paraya para dememe şansı vardır.
euro d kanalında 9live türkiye programındaki sunuculardan biridir. Kendisi diğerleri gibi çakallık yapmadan saf bir türkçeyle(!) konuşarak, benim sempatimi kazanmıştır. sunuculuk yapamamaktadır ama tam da bu yüzden çok içtendir, arada bir izleyip gülmek için birebirdir. ailemizin şirin maskotudur. Seviyoruz kendisini.
61. yunus nadi ödüllerinde, araştırma dalında ödül alan kitap (Yaşamın suyla dansı: barajlar ve sürdürülebilir kalkınma)Kitabın yazarı Zuhal güler parlak'a ödülü eski genelkurmay başkanı orgeneral ismail hakkı karadayı vermiştir. (bkz: zuhal güler parlak)
Sandra Goldbacher'ın yönettiği başrolde Minnie Driver'ın oynadığı 1998 yılı yapımı film.
--spoiler--
Filmde Yahudi bir aileden gelen bir kadının hikayesi anlatılmaktadır. Kadın, babasının ölümünden sonra para kazanmak ve istemediği bir adamla evlenmemek amacıyla, çocuk bakıcılığı yapmak üzere bir şatoya gider. Burada çocukların babasının fotoğraf merakını keşfederek ona yardımcı olmaya başlar ve birbirlerine aşık olurlar. Filmdeki önemli sahnelerden birisi kadının adam uyurken onun çıplak fotoğraflarını çekmesidir. Her zaman bakan -özne- erkek ve bakılan -obje- kadınken, bu kez erkek bakılandır ve adam bundan aşırı biçimde rahatsız olarak ilişkinin sonlandırılmasını ister. Gücünü ve otoritesini kaybetmiş olduğunu düşündüğünden kadını işinde (fotoğrafları uzmana gösterirken kadının çok az yardımı olduğunu söylemiştir) ve özel hayatında (tecavüz etmeye kalkışmış ve kadın yalvarmasına rağmen onu dinlememiştir) küçümseyerek yeniden birincil öneme sahip olmak istemiştir. Kadın, başından beri sakladığı yahudi kimliğini ve aşkını aileye gösterir ve fotoğrafçılık yapmak üzere evine döner. Adam yeniden karşısına çıktığında ise artık fotoğrafının çekilmesine izin vermektedir, ancak kadın ilişkilerinin bittiğini söyler.
--spoiler--
Yapılacağı söylentisi ortalıkta dolanan sezon açılışı maçımızdır. Yapılırsa izmir Atatürk Stadı'nda olacak, galatasaraylılar lincoln'ü vs. izleme fırsatı bulurken, biz Karşıyakalılar da Rıdvan Dilmen'in takıma getirdiği yeni isimleri görme şansına kavuşacağız. Tek temennimiz, küfürsüz bir maç olması ve güzel bir Karşıyaka tribününün içinde hiç durmadan bağırabilmektir.
Harpoon serisinin son oyunu. PC ve MAC platformları için geliştirilen oyun, modern donanma savaşlarını konu ediyor. Onlarca (yüzlerce?) gemi çeşidi, hava üniteleri ve kısmen de kara üniteleri oyuna dahil. Pek çok modifiyesini (ek senaryolar vs) netten bulmak mümkün. Oyunun bir üst versiyonu, devletlerin deniz kuvvetlerine, eğitim amaçlı olarak satılıyor. Bundan da anlaşılacağı üzere, oyunda esas olan grafik falan değil. Hatta Harpoon 3'e oyun demek de doğru olmaz, simulasyon demek daha yerinde. Neden? Zira bunu "oynarken", ekranda, onlarca yuvarlak ve bol bol istatistikten başka bir şey gördüğünüz yok.