en sık gördüğüm toplu taşımada yaşanandır. eğer ki hanım kızımız şık giyinmiş, saçı makyajı düzgün ve de prenses edasıyla toplu taşıma aracına biniyorsa -özellikle otobüs ve minibüs- orada ona mutlaka yer veren bir erkek olur.
toplum içinde ben bunu sararken gören herkes sanki ot sarıyormuşum gibi tepki vermektedir. sırf bu yüzden evde kilolarca sarıp bir güzel tabakaya yerleştirip öylece dışarı çıkmam yakındır.
bana evlat acısı gibi koyacak durumdur. henüz çok genç 2 yaşında fakat bir gün gelecek yaşlanacak, eskisi gibi hareket edemez, koşamaz zıplayamaz, gülemez hale gelecek. daha bunların düşüncesi bile beynimi kemiriyor. yakışıklı oğlum niye kendini bu kadar sevdirdin be?
Bekir, dedim: bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü, geçersen bir daha geri dönemezsin. iyi düşün dedim, düşündüm, düşündüm.... Olmadı dönemedim. Sonra bak oğlum Bekir dedim kendi kendime: yolu yok çekeceksin, isyan etmenin faydası yok kaderin böyle, sonun belli; eğ başını usul usul yürü şimdi!
Ankara'da nefret edip istanbul'a yerleşme -evlenip gitme- planları yaparken bazı kişiler istanbul'dan öyle soğuturlar ki Ankara'nın toprağına kurban olurum derken bulabilirsiniz kendinizi.