Kendini büyük takım sanan beşiktaş'ın gerçek özeti olan durumdur. Dikkat edin, ne zaman fenerbahçe yükseldi, hemen galatasaray'ın yancısı oldu bu beşiktaş. Fener aleyhinde açıklamalar, anti-fb falan. Bakıyorsun şimdi galatasaray yükselişte, hemen şikenin ve fenerin dostu kankası oldular * zayıflayınca denge politikası yürüten osmanlı gibiler. bunun yaşanmadığı tek dönem heralde fener'in de gs'nin de en kötü dönemlerini geçirdiği sıralar galatasaray'ın bi maçta üç golünün falan iptal olduğu dönemde aldıkları bi şampiyonluktu. O aralar çıkan en büyüğüz tribi fener yükselişe geçince hemen gs yancılığına dönmüştü. Yarın öbür gün karabükspor atılım yapsa hem fener hem gs'yle bile kanka olur bunlar *
sözlükte dikkatimi çeken bir andavallıktır. görüşüne katılmadığı veya biraz olağan dışı şeyler yazdığını gördüğü her yazara troll yaftasını çakıveriyor zavallı yazarlarımız.
alex de souza adlı üçüncü sınıf brezilyalı topçunun ta kendisidir efendim. bir tane kafasına direk gelen topu altıpastan kaleye göndererek, bir tane penaltıdan, bir tane de karşı karşıya pozisyonda gol atarak hatta bunu beşiktaş gibi üçüncü sınıf bile olmayan bir takıma karşı yaparak dünya yıldızı olmuştur. kendisinin devasa başarıları arasında galatasaray ve benzeri türk ligi mahalle takımlarına benzer goller atmak vardır.
türkiye'deki halkın genelinde dikkatimi çekmiş durumdur. kendi halinde dinini yaşayan müslümanlara cahil yaftası yapıştıran bu kişiler aslında atatürk'ün harika ve islam'ın çok kötü olduğundan başka hiç bir fikir veya bilgi edinememişlerdir.
oof of. o kadar sıkılmıştım ki o aralık akşamında. aston martin marka aracıma uzunca baktım, ama binmedim. yürüyecektim bugün.
sokaklar ıslaktı ve adeta şehvet kokuyordu. aslında beni bekleyen şeylerden haberdar olmalıydım. biraz yürüdükten sonra kültür merkezi veya ne bileyim düğün salonu tarzı bir yerden dağılmakta olan bilinçsiz bir kalabalık gözüme çarptı. çoğu gençti. kulak misafiri olduğum bir iki diyalogdan anladım ki meğersem yetenek sizsiniz türkiye adı verilen bir programın çekimi varmış orda, kalabalık oradan dağılıyormuş. ceketimin iç cebinden pahalı bir puro çıkarıp yaktım ve iyi ki bir çocuğum olmadığını düşündüm. düşünsenize, benim çocuğum da bu zavallı gençlerden birisi olabilirdi...
tam o sırada bir bayan yanaştı yanıma, zaten böyle bir yarışmayı izleyebilecek her hangi birisi kadar düşük bir zeka seviyesine sahip olduğu aşikardı ama bakışları da bunu desteklercesine boştu. tüm bunlara rağmen etkileyici bir vücuda sahipti. keşke doğuştan kumral olan o saçlarını iskandinav sarısına boyamaya çalışmamış olsaydı. "atesin vaar mıaa ?" dedi. "efendim ?" dedim. elindeki ucuz ve rezil marlboro light sigarasını göstererek sorusunu yineledi. sigarasını yaktıktan sonra kendisiyle sıcak bir sohbete başladık. söylediği şeylerin çoğunu hatırlamasam da -bir çoğunu da anlamasam da- "acun cookkkk yakssklııaaa" gibi bir cümle kurduğunu anımsar gibiyim. pardon, sohbetin sonlarına doğru "gercektenn ücc katlı evin mi faarrr. cok gormek isterim biliyo musaaan" dediğini de hatırlıyorum.
hemen bir taksi çevirip onu evime götürdüm. dolabımda bulundurmaya utandığım ucuz viskileri hayatında ilk defa gördüğü için çok pahalı ve harika şeyler zannettiği için olacak biraz hızlı içti ve kendisini kollarımda buldu. yatağımı kirletmek istemediğimden kendisiyle koltukta beraber oldum. evi inleten çığlıklarını dinleyerek gidip gelirken bu kızın ne kadar zavallı olduğunu düşündüm. bomboş bir insan olduğu gibi sevişmeyi de kesinlikle bilmiyor, sadece sırt üstü uzanıp "harikasıııaaan!!" tarzı kelimelerle haykırıyordu. böyle bir kızla birlikte olduğum için kendimden daha fazla iğrenmemek için sadece kızın çekici vücuduna konsantre olarak kendisini dakikalarca becerdim ve o programı izlediği için cezalandırırcasına işimi yüzünde bitirdim. sanki bir şey demek istermiş ama hayatında gördüğü en zengin insan olduğum için benimle evlenme planları kuruyormuş ve bu sebepten sesini çıkarmak istemiyormuş gibi bir ifade takındı. "siktir git evimden" dedim ve onu o haliyle kapının önüne koydum. çantasından düşürdüğü iğrenç sigarasından bir tane yakıp empati kurmaya çalıştım, olmadı. yapamadım. sigarayı yarısında atıp pahalı puromu yaktım ve rahatlamaya çalıştım...
hayatımdaki büyük pişmanlıklarımdan birisidir, yetenek sizsiniz izleyen kızla çılgınca sevişmek.
türkiye'nin en büyük sanatçılarındandır ve en zeki adamlarından birisidir. zira kendisi akıllı bir politika izleyerek ülkenin dikkatini çekecek şarkılar yapmaktadır. istese sezen aksu'dan da kıraç'tan da çok daha iyi şarkılar yapabilecek kapasitede bir sanatçıdır.
saçmasapan esprilerle insanları güldürdüğünü sanan, hatta bazı insanları da garip bir şekilde güldürmeyi başaran karikatürist. espri diye sunduğu şeyler düpedüz saçmalıktır.
inci sözlükte olmayan kimseyi zerre kadar ilgilendirmeyen onurdur. sanane ulan sen kendi ve kendi çevrendekilerin onurunu düşün. inci sözlüktekiler de kendi onuruyla ilgilensin.
övündükleri tek şey takıma 45 yaşında gelmiş çakma yıldız roberto carlos olan kulüptür. claudio maldonado gibi oyunculara yazık ederek takımdan gönderen rezil bir yönetim anlayışına sahiptir. taraftarlarının avunacağı en son başarıları hazırlık maçında juventus'u yenmiş olmalarıdır.
neden bu kadar büyük bir yıldız olarak lanse edildiğini anlamanın mümkün olmadığı futbolcudur. teknik kapasitesi claudio maldonado'dan yüksek değildir. fakat efendi kişiliği ile dikkat çekmektedir.
eskiden kurtlar vadisi zamanında rezil bir dizi iken son zamanlarda aşmış ve dünyanın en iyi dizileri arasında yerini almıştır. senaryosunda hata arayanlar kumda oynamaya gidebilirler zira kurtlar vadisi pusu dünyadaki en gerçekçi senaryoya sahip dizidir.
türkiye'de büyük takımcılık oynayan, tarihindeki en büyük başarısı fenerbahçe'yi şansının yardımıyla yenerek türkiye kupasını kazanmak olan cansız renklere sahip anadolu kulübü. şehir olarak istanbul kulübü olabilir ama gözümde denizlispor'dan en ufak bir farkları yok.
coğrafya dersi veren aklıevveller için edit : biz de biliyoruz istanbul'un anadolu'da olmadığını. burada kastedilen, beşiktaş'ın anadolu kulüplerinden misyon ve başarı olarak bir farkı olmadığıdır.
galatasaray denen kenar mahalle kulübünün yaptığı boş ve gereksiz transferlerde rol oynadığı sanılan yönetici sıfatlı ayakçı. kariyerindeki en büyük başarı adnan polat'ın ayakkabılarını boyamaktır.
ağzı iki kelime yapamayan, sekse aç, biçare dolanan kızcağızları ikna edip yatağa götüremeyen zavallı ergenlerimizdir. haftalarca mastürbasyon yapıp porno izleyerek kendilerine eziyet ederler.