hadi diyelim milyonlarca insan terörist veya terörist sevicisi, peki trt ye terörist çıkartıp mektup okutanlar, haburdan halaylarla terörist karşılayıp onlara lahmacun ısmarlayanlar, megri megri çekenler ne ayak acaba?
ağız dolusu, hassiktirin lan bölücü, ayrıştırıcı, ötekileştirici ibneler sizi !!
bu gibi faşistlerin düşünceleri bir ideoloji değil aksine psikolojik bir hastalıktır. 21.yüzyılda hala daha bu tip kafalarda olanlar bir hayvanın şefkati kadar bile merhametleri yoktur. ki 20.yüzyılda yaptıkları bokun sonuçlarını hepimiz biliyoruz. 60 milyon küsür insan ölümü.
hiç bir topluluk başka bir topluluktan biyolojik olarak aşağı veya üstün değildir. asıl aşağılık olan, kendi tezgahları uğruna ötekileştiren, ayrıştıran bu tarz sapkın düşüncelere mana ve anlam katmaya çalışan ruh hastalarının peşinden gidenlerdir.
nihal ise adolf un türkiye şubesi ve bunların bayrak tutanlarından birisidir.
kim bunu diyorsa bok yesin. yirmili yaşlarının başlarında ki hanımlar mı? otuzlu yaşlarında ki kırklı yaşlarda ki ''kadınlar'' mı? olgunluk olgunluk olgunluk. tecrübeleriyle sabit adamın aklını alırlar duvardan duvara vururlar bok böceği gibi atarlar bir kenara neye uğradığını şaşırırsınız.
son raddede hiç bir kadının mutlak mutluluğunu sağlayamayacakmışım gibi geliyor. daha önceleri defalarca olduğu gibi, sonunda hep sıçıp batıracakmışım gibi hissediyorum. teoman olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum. kısa ilişkilerde dolanan yalnız bir adam olarak istiklal caddesinde 50 li yaşlarımda alkol kadın ve uyuşturucudan bitap düşmüş vaziyette, şehir uyanırken evime gittiğimi hayal ediyorum hep kendini.
büyük konuşmamak lazım tabi, istermisin o yaşlarda torun torba sahibi olmuş bir adam olayım. hahaha ne gülerim. dövmeli küpeli dede.
kötü performanslar, aslında düşünmüyor olmasına rağmen ikna edilmesi. bırakınız kadın istesin. sabırlı olun. kıpramayın yerinizde dağ gibi durun. erkek var ortamda desin hanımefendi. kendini hiç bir ortamda bozmayan erkek her zaman kazanır.
istemiyorum yan cebime koy modundan bahsetmiyorum bakın. tok olduğunuzu gösterin. öyle değilseniz bile öyleymiş gibi yapın. nabzınız sıfır kalmalı unutmayın.
ürkek bir geyiğe yaklaşıyormuş gibi yaklaşmalısınız. tehdit ve tehlike hissine kapılmamalı. sakin olun, sabırlı olun, bir bakacaksınız ki, adım adım minik minik sokulacaklar zaten. seksi herkes sever sevgili ulular. kadınlar erkekler.
edit: tamamen kısıtlı bilgilerimle, spontan yazılmış bir yazıdır. detaylı olarak araştımanızı tavsiye ederim.
tamamen bilmemezlikten dolayı yanlış anlaşılan durum. türkiye cumhuriyeti 74 senesinde adaya müdahale ettikten sonra hasıl olan dış politika sorunları hepimizin malumudur. her dış politika adımımızda (özellikle ab sürecinde) en başta yunanistan olmak üzere önümüze engel olarak konulmuştur bu kıbrıs sorunu.
bakın bunu kişisel görüşüm olarak algılamayın. ancak dış politikada sizin yerinizi, hem kendi duruşunuzla birlikte diğer ülkelerin tutumuda belirler.
ne yazık ki, kıbrıs ab ülkeleri tarafından türkiye tarafından işgal edilmiş olarak görüldüğü için adanın kuzey tarafı tanınmıyor ve tanınmayacak. bu de facto(çözümsüzlükten çözüm) durumundan tek bir şekilde çıkış yolumuz var. bu da adanın birleşmesi. hatırlayınız annan planları falan biz adanın birleşip tek bir ülke olmasını isterken rum tarafı bunu kabul etmedi.
yani bizim dışımızda başka bir ülke (örn: azerbaycan, pakistan vb.) kktc yi tanıdığı takdirde bu birleşme asla söz konusu olmayacak, neden? çünkü kktc dünya nın çeşitli ülkeleri tarafından tanınmış, kendi kararlarını tamamen bağımsız olarak alabilen bir devlet haline gelecek.
peki bunda bizim açımızdan ne gibi bir sıkıntı var?
şöyle açıklayayayım. eğer kktc başka devletlerce tanınmış olursa ada birleşmeyecek, ve bizim dış politikamızda hep bir engel teşkil edecektir ve bu sorun sonsuz boktan bir döngüye girecek. ne yapacağız, gerçekten yunanistanla kıbrıs adası için savaşa mı gireceğiz? hayır kaybetmekten bahsetmiyorum, tüm adayı işgal ederiz, fakat çözmek istediğimiz kıbrıs sorunu tamamen bir bataklığa dönüşecek bu sefer.
adanın birleşmesi, ve hem rum hem türkler tarafından yönetilmesi isteği bizim tarafımızdan her defasında yıllardır deklare edilmektedir.
azerbaycan ve diğer (dış politikada kardeşlik dostluk yoktur sonsuz çıkarlar vardır) dost ülkelerimizin tanımama sebebi bizim doğal olarak engel olmamız.
yukarıda da belirttiğim gibi, biz adanın tek bir çatı altında birleşmesini, rum ve türklerin bir arada yaşamasını isteyen tarafız.
eğer bu gerçekleşirse, önümüzde ki en büyük ve çözümü ne yazık ki olmayan dış politika sorunumuz ortadan kalkacak.
diyeceksiniz ki, neden rumların nüfuz olarak fazla olduğu bir durum söz konusuyken bu birleşmeyi istiyoruz. şöyle, evet adada rum nüfusu şimdilik daha fazla, ancak 25 sene içerisinde türkler daha kalabalık bir hale geleceği herkes tarafından da bilinmekte.
çok izole ve dadılı, mürebbiyeli ve üstüme titreyen bir aile ortamında büyümeme rağmen 30'lu yaşlarıma gelmiş bir kişi olarak, nerede kaos nerede bok var oralardayım. millet gider mykanos ibiza'ya ben koşuyorum hindistan'a, pakistan'a, laos'a, kampoçya'ya.
bir insan düşünün, kaç insan delhi'de mc donald's çalışanları tarafından linç tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. rahmetli babaanneciğim saraylı münevver. deli karı. sanırım ona çekmişim.
Evet bir çok kimyasal madde veya alkol ve bir takım sigara ürünlerine nazaran zararı yoktur. Fiziksel bir bağımlılık veya bunun gibi sanrılarada yol açmıyor.
Ancak bağımlılık yapıyor. Psikolojik bir bağımlılık söz konusu. Bunun dışında uzun süre ve sık sık kullanıldığında şizofrenik sanrılarla birlikte muhakeme yeteneğini yok ediyor. Akciğer kanseri mevzusuna girmiyorum bile.
Ayrıca kendisiyle bir alakası olmamasına rağmen en dibe doğru gidilen yolda ilk adımdır. Kendini bilen, otokontrolü olan insana hiç bir zarar vermez. Ama her allahın günü takılacaksan dostum işte orada sıkıntı başlıyor.
Ayda bir veya özel günlerde şampanya gibi tüketilmeli illa yapılacaksa. Takdir edersiniz ki her gün şampanya içilmez. Ayrıca dünya nın en pahalı ve ne yazık ki en boktanı ülkemizde tüketiliyor.
Tüketilende emin olun marijuana değil. Hepsi ilaçlı katkı maddeli ve çoğunuda skank denilen bonzaiden hallice boktan şeyler. Şimdiye dek hiç bulaşmadıysanız girmeyin.
Çünkü içtiğiniz şey o masum şey değil. Ayırtedebiliyorsanız ne ala tabi.
delhi ve mumbai gibi büyük şehirlerinde takılan biri olarak söylüyorum. dostum burayı corona gördüğü anda secde eder tövbe ister. corona burada diğer virüslerin yanında anca sıraya geçer.
bizden milyonlarca yıl önce yaşamış, tüm boyutlara, zamanlara ve evrenlere hakim hiperzeki bir ırk varmış.
hayatın ve evrenin sırları üzerine yaptıkları beyhude tartışma ve araştırmalara bir son vermek için içlerinden en zeki, en parlak iki kişi hayat, evren ve her şeyi hesaplayabilen, her soruya cevap verebilen çok büyük bir süper bilgisayar yapmak için görevlendirilmiş.
üstün teknolojilerine, her türlü matematik bilimine, zamanı çok boyutlu kullanabilmelerine rağmen, tek bir soruya cevap veremişler.
hayatın anlamı nedir?
uzun uğraşların ardından hazır olan bu bilgisayar karşısında bütün hiperzeki ırk vatandaşları toplanmış ve kutlamalar ardından süper bilgisayarın açılışını yapmış ve herkesin beklediği o an gelmiş.
hayatın anlamı üzerine çok kafa yoran bu kişiler, ''derin düşünce'' adını verdikleri bu süper bilgisayardan cevap istemişler;
''ey derin düşünce, bize sorumuzun cevabını söylemeni istiyoruz''
''neyin cevabını''
''hayatın ve evrenin, her şeyin cevabını. hayatın anlamı nedir?''
derin düşünce adlı süper bilgisayar biraz beklemiş beklemiş beklemiş ve..
''sorunuzun cevabı hesaplanıyor. hesaplama sürem 7.5 milyon yıl''
büyük hayal kırıklığına uğrayan bu hiperzeki ırk, mecbur işlerine güçlerine bakıp hayatlarına devam etmek zorunda kalmışlar.
aradan tam 7.5 milyon yıl geçtikten sonra, büyük gün gelmiş. meydanlar coşkuyla doldurulmuş, konserler, festivaller yapılmış.
tüm ırk derin düşüncenin başına toplanıp büyük cevabı beklemeye koyulmuş.
''derin düşünce, 7.5 milyon yıl doldu. lütfen söyle bize, hayatın anlamı nedir?''
''hayatın anlamı sorusu hesaplandı ve cevabı: 42''
bu cevap karşısında büyük hayal kırıklığına uğrayan hiperzeki ırk dayanamamış;
''nasıl 42 ?!, derin düşünce hayatın anlamı sorusunun cevabının 42 olduğuna emin misin?''
derin düşünce cevap vermiş;
''cevap kesinlikle 42. peki siz doğru soruyu sorduğunuza emin misiniz?''
''piç'' erkek ''efendi'' erkeklere göre mental anlamda daha güçlüymüş gibi gelir. tüm mesele bundan kaynaklanır. hanımlar güçlü erkek isterler yaradılışlarından ötürü, artık taş devrinde yaşamadığımız için mental olarak güçlü erkek arayışlarındadırlar. ''piç'' olarak tanımladığımız erkeklerse böyle erkeklermiş gibi gelir. siz canınızı sıkmayın. hiç bir kadın içinde kendinizi bozmayın, emin olun bu tavrınız daha çok hoşlarına gidecektir. yolunuza işinize bakın.