yeni yeni aşina olduğum 10. sayısını kaptığım dergi. bugüne dek keşfedemediğim için epey bir şeyler kaçırdığımı düşünmekteyim... bir yandan da bunca güzel ismin yanında barış bıçakçı eksik kalmıştır. onu da tamamladıktan sonra dile benden ne dilersen, caanım kültürlü sanatlı acaip bişeyli kutsal dergi! bu arada 2014 takvim serisi de harikulade! kaçırmayın derim.
uyuyamazsınız çünkü kafanızı deli gibi kurcalayan huysuz düşünceleri bastıramazsınız, sabahı eder, her taraf aydınlanır da bir siz aydınlanamazsınız. sanki koca güneş bir seni es geçer, insanlar gibi.
uyursanız da, kalkamazsınız ya da kalkmak istemezsiniz aynı karanlıkta boğulmaktansa yarı ölü biçiminde zaman aksın gitsin istersiniz. en büyük uyuşturucu ve neşter bu hal sanırım.
gökhan kırdar - üstüme basıp geçme yar.
bir yandan da barış bıçakcı'nın "bizim büyük çaresizliğimiz" kitabında daha önce çizdiğiniz yerleri yeniden okuyorsanız, melodisi ruhani ibadet görevi görüyor bu parça. farkındaysan şarkının sözlerinin yarattığı etkiden bahsedemedim bile...
--spoiler--
bizim büyük çaresizliğimiz nihal'e aşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı. Asıl çaresizlik buydu.
--spoiler--
Biliyorsun, ölüm diye bir şey yok, diyor adam kadına.
Biliyorum, evet, artık öldüğüme göre, diyor kadın.
iki gömleğin de ütülendi, çekmecede,
sadece küçük bir gül benim özlediğim.
özer kızıltan yönetmenliğinde 2011 yapımı dram filmi. pek bir ağlatıp, parça parça bölen cinsten.
filmde söylenebilecek övgüye layık pek çok detay var hüzne boğulduğumuz... fakat olcay karakterinin filmde görülen en son sahnesi ve ardından gelen tüm ailenin video izleme sahnesi mahvetti açıkcası.
maç nedeniyle bu haftaki bölümü ertelenmiştir. iki de bir salonun kapısından kafamı uzatıp "anneeeğ bitti mi muhteşem şeysi" diye sorup, canım dizimin başlamasını beklerken... yeşil bir görüntü belirdi. üzerinde adamlar falan. canımı sıktı.
erdal baggal ne derdi?
"-bize öyle bilgi gelmedi! gelseydi ona göre şey ederdik ama bize öyle denmedi!"
gül suyuyla mutlaka yapılması gereken maskedir. özellikle de yüzünde t bölgesi yağlı kişiler bu önerimi ciddiye almalılar. Sonra kullanan kişilerde farkı görüp kıskançlıktan kafalarını taşlara vururlar, demedi demeyin işte. haftada iki kez kullanım idealdir, zorlamayın.
yatay geçiş ile gelmişseniz evrak işlerinin yavaşlığı, düzensizliği yüzünden evet bir değil, iki değil, tam on kere danışman hocanızla ders onaylatmış bu süreç boyunca hergün gsf rektörlüğü - öğrenci işleri arasında mekik dokuduğunuzdan, çalışanların yüzünde "yine mi sen ve sorun" bakışını görebileceğiz bir okul...
özel üniversiteyi %100 burslu kazansa bile gitmemesi gereken arkadaşımdır. Zira özel üniversite de rektör e dilekçe verme eyleminden bile altına edecek türden kişilerin varlığı fazlacadır.
bir başkası tarafından bulunup, kendisini anlayabilmesi için yalnız insanların yazdığı zannedilir. fakat durum hiçte öyle değil. bazen insan sırf anlaşılmamaya ihtiyaç duyduğundan yazar da yazar...
nice güzel bahçe, sahiller, gidilecek etkinlikler varken "niye" diye sordurtandır. bu kadar da çarkın içinden olmayın... en azından "sevgi" konusu mevzubahis ise.
annenizin sizin yüzünüzden ağladığınızı fark ettikten sonra bir müddet aynalara bakamama ve beraberinde getirdiği sessizlik halidir... hiç en iyisi olmak istemezsin, o da istemez belki ama olduğun kadarı ona yetmeyebilir. halbuki sen yeterince boğuluyorken...
20 kasım - 19 ocak arasında Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi'nde eserleri sergilenecek olan ressamdır. bilet fiyatı 17.50, biletix'den temin edebilirsiniz.