Birisi(anne ne yapıyor) genellikle anadolu bölgesinde kullanılan ve içerisinde -bence- daha çok samimiyet barındıran bir soru cümlesidir. Diğeriyse, tabi hiç kimsenin anne sevgisini değerlendirmek niyetinde değilim ama -bence- öncekine göre daha samimiyetsiz bir soru cümlesidir. Ne bileyim, ilki, "anne ne yapıyor" diyor, sanki ailesinden birine değil de, direkt kendisine soruyormuşçasına. O derece samimi yani. Diğeriyse "annem ne yapıyor" diyor, sanki ailesinden birine değil de, başkasına soruyormuş gibi. yani "o benim annem, seninki değil" gibi, veya "o benim annem, senin karın değil amk" gibi. Dediğim gibi, bunlar benim düşüncelerim. Yoksa biliyorum lan, hepimiz annemizi aynı derecede seviyoruz.
21. yüzyılda bile "insanoğlunun en büyük problemlerinden biri" unvanını hak ediyor. Şarkının yabancı olmasından ve rap tarzında olmasından kaynaklanabilir. Bu iki şart sağlanmışsa, şarkının sadece nakarat kısmının melodisini hatırlayabiliyorsunuz. Bu, tam bir takıntı galibe gelebilir. Bu takıntıyı önlemek için de çeşitli hamleler uygulanır, şarkının melodisini ıslık şeklinde canlandırarak ses kaydetme programı ile internet alemine yaymak ve şarkıyı bilen birilerinin çıkmasını beklemek. Ben de bu psikopatlığı yaptım, yarım saat önce. Hâla bekliyorum hangi şarkı olduğunu.http://vocaroo.com/i/s1NIokCVABAh
(bkz: bulana artı rep)
(bkz: saman altından forum başlığı yürütmek)
Bütün korkularını bi' kenara bırakmış* ve bryan adams'ın, "everything i do" şarkısıyla yeni bir ruha bürünmüş olan karıdır. Muhtemelen, emekliliğini küçük bi' sahil kasabasında; kitap okuyarak, kedi besleyerek ve orkidelerini sulayarak geçiriyordur.
Gittiğiniz hemen hemen her fast food'çuda karşılaşırsınız bu tür ibnetorler ile. Verilen sipariş üzerine getirilen fast food'un yanında sadece 1 peçete getirilmiştir. inanabiliyor musun dostum, sadece 1! O peçeteyle, yemekten sonra ağzınızı silecek olmanın hayalini bile kuramayacağınızı bilmenin burukluğuyla fast food'unuzu yemeye başlamışsınızdır. ama o da ne! Daha yemeye yeni başlamışken ekmeğin açık olan tarafından azıcık dışarı çıkan ketçap/mayonez bütün planlarınızı alt üst etmiştir. Sonuç olarak, bu ibnetore söversiniz ve bi' şekilde ya yerinizden kalkarak ya da seslenerek takviye peçete istersiniz. Vardır yani böyle ibnetorler, anlatmak istedim, mutluyum.
bazı insanlarda görülür. şarkının dinlenilmesi esnasında, şarkıyı söyleyenin o andaki vurgusuna, inişine-çıkışına göre mimiklerin oynatılmasıdır. Zeklidir, alışkanlık yapar.
artık marjinal olma çabaları bulunan bir keko mudur nedir, çözemediğim keko türüdür kendisi. Bak oğlum, aptal oğlum benim; insanlar hapşurduğunda "çok yaşa" der geçersin. O da "hep beraber" der bitirir. Bunun yerine neden "geç geber" "iyi yaşa" yok bilmem "sağlıklı yaşa" gibisinden salak saçma cümleler sarf ediyorsun? hadi iyi yaşa ve sağlıklı yaşa diyen kekolar bi' şekilde affedilebilir ama "geç geber" neidr amına koyim. beyninizi s*keyim, sizinle yarışıp geçemeyen sperm'in amına koyim ben. geçelim artık bunları arkadaşlar, bu konu hakkında konuşmaktan bile utanıyorum, kaldı ki siz hâla "çok yaşa" yerine "geç geber" falan diyorsunuz. bir bitmiyorsunuz ki amk!
arkadaş ortamında, espiyi yapan kişinin, esprisini yaptıktan hemen sonra size bakması durumudur. iyi bir şeydir. sadece size bakar 4-5 kişi içerisinden, siz gülüyor musunuz gülmüyor musunuz diye. Eğer siz güldüyseniz esprisinin kaliteli olduğunu düşünerek mutlu olur. gülmediyseniz eğer; içinden, "iyi bir espri değildi amk, çok kekoyum lanet olsun" falan der.
dersin ortasında, telefonun bluetooth özelliği sayesinde karşlıklı olarak birbirleriyle pes oynamış nesildir. Şu anda kendileri; kamu yönetimi, iktisat, işletme gibi bölümlerde okumaktadırlar.
google translate'ten az buçuk çevirerek, "peşimde büyük bir hayran ordusu var, korumalarım onları zapt etmeye çalışırken ben kalabalığın arasından büyük bir mucizeyle kendimi kaybettirip bu binaya sığındım, sizin kapınızı çaldım" diyen rihannayı kapıdan çeviren annedir. sonradan basın ekipleri binayı basınca annenin kapıdan çevirdiği kişinşn, çocukları tarafından rihanna olduğu anlaşılınca çok garip şeyler olmuştur. gerisi hayal gücünüze kalmış. Annenin rihanna'yı içeri almama sebebi ise kendisini çingene zannetmiş olması olabilir.
sözlükçe çok ama çok olan mallardır. bir entry'de eksi kelimesini görmeyedursunlar, hemen eksiyi basıyorlar amına kodumun moronları. eğlence anlayışları bu kadarsa demek ki. Seviniyorlar abisi, vakit geçiriyorlar. eğleniyorlar boş oğlu boşlar.
anlık mutlulukları, tam kaçacakken yakalarından tutup yakalamaktır. bi' keresinde yapabildim bunu. ama çok zihin gücü gerekiyor. beyninizi çok yoruyorsunuz yani, zor bir iş.
sürekli (bkz: ulan ne yazsam da artı oy alsam) modundadır. her an karmasını kontrol eder ve sıça sıça, korka korka kendisine eksi oy gelmiş mi diye kontrol eder. artı oy gelince de çocuklar gibi sevinir, eğlenir meğlenir. ve sözlükte de bu mallardan bolca yaşarmış.
facebook'un sunduğu resimli yorum hizmetinin bokunu çıkaran mal oğlu maldır. allah belasını versindir. Siktir olup gitsindir. elimi ayağımı titretti şerefsizim. ulan adam akıllı iki bi şey yazsana. yok amına koyim. illa ki o çok komik bulduğu resimleri atacak yoruma, cevap niteliğinde. eğleniyorlar işte kendi çaplarında sıfatını siktiğimin ruhanileri.
günlük hayatın stresi ile kökten uca beslenemeyen egolarından ötürü içinde eksiler biriktirip akşam bunu sözlükteki yazarlara kusan kişidir. Böyle tipler genelde ezik tiplerdir. günlük hayatta azar işitirler, sevgilileri terk eder falan. Sonra gelip bunu sözlüğe kusarlar.
Yeni bilimsel araştırmalarınız için, veya hocalarınızın verdiği ev ödevleri için herhangi bir gezegen yaratacaksanız eğer, lütfen insanlara yer vermeyin bu gezegenin içinde. Ne bileyim; dağları, ovaları, nehirleri falan yaratın ama insanoğlunu yaratmayın. Sonra sapıtıyorlar amk. Güzelim ödevinizi mahvetmek için ellerinden geleni yapıyorlar. bi' şey değil, emeklerinize yazık yani, ondan diyorum. saygılar abiler.
hababam sınıfındaki ahmet'in uludağ sözlük yazarı olmasıdır. Lafı uzatmayayım, hemen esprisini yapmak istediğim yere geleyim.**
-yazar oldukları zaman nasıl da sevinecek ezik yeni nesiller.
Ahmet: bana bak ulan ezik nesil sensin!
-Bana mı dedin?
Ahmet: Evet! sana, sana, sana, hepinize be! Rezil iğrenç yaratıklar! Hiç mi yazarlık duygusu yok sizde ha? Nedir bunlar hea? Nedir! Nasıl atarsınız bu pislik eksileri o tertemiz yazarla! Onlar nick altı istiyor, artı oy istiyor, karmasını geliştirmek istiyor, iyi bir yazar olmak istiyor! Onlara yardım elinizi uzatacağınıza, bir de utanmadan sıkılmadan eksi basıyor, nick altlarına küfürler yağdırıyorsunuz. Aslında troll ilan edilecek, eksi yağmuruna tutulacak birileri varsa o da sizlersiniz. Hiçbir işe yaramayan, akşama kadar karılı kızlı başlıkalr açan sizler! Utanacağınızı bilsem, özel mesaj atıp söylerdim bunları ama, ondan da anlamazsınız ki siz!*
Sözlük yazarlarının, her insanın kendisinie mutlaka sormuş olduğu bu ultra-popüler sorunun cevabına dair tahminleridir. Eğer bizi yaratan birileri varsa tabii.
Benim tahminim, biz bir iddia sonucu yaratıldık. iki bilim adamı girmiştir iddiaya, birisi "sen bi dünya yaratamazsın amk" demiştir, diğeriyse hırs yapıp komple evrenle beraber yaratmıştır bizleri. Hmm, peki onları kim yarattı? Onları yaratan yarattı değil mi? Peki onları yaratanı kim yarattı? Onları yaratanı yaratan kişiyi yaratan kişi değil mi? neyse paradox'a devam etmeye gerek yok.
Edit: hadi ama dostum, eksilemek yerine bir-iki tahminde bulunun.
karması -35 olan troll yazarların, motive olmak amacıyla kendilerine her gün okuduğu şiirlerinin bir dizesinde geçen sözdür. troll'ümüz bu sözle; yaptığı troll'lüklerin daha bitmediğini, bunların daha yarısı olduğunu ve karmasının -70'e kadar yolu olduğunu anlatmak ister bize. sonrasında muhtemelen akıllanacak ve emekliye ayrılacaktır.*
hayatımızın her alanında karşılaştığımız çeşme türleridir. Bir tanesinden örnek vereyim, açarsınız çeşmeyi su o kadar az gelir ki, biraz daha çevireyim şu musluğu dersiniz. biraz daha çevirirsiniz yine az gelir. en sonunda "eeh yeter ulan!" deyip birden çevirirsiniz ve sonuç; o bütün kirin pasın aktığı lavabodan üzerinize sıçrayan bi' ton su.