samsunun atakum ilçesinde eskinin kahvehanesi yeninin kafesi modunda biryerdir. gereksiz pahallı olmasıyla birlikte , insanların göt göte oturmaları nedeniyle garip kıpraşımlara sebebiyet verebilecek bir mekandır. çalışanları dağdan indim şehre havalarında olup sadece bellerinde ki silahları eksiktir. Mekan platin saçlı ve ekürileri kel, göbekli adamlarla doludur. oturduğunuz kişi sayısına göre artan nargile fiyatları ( kişi başı 20 tl ) insanda tahtakale havası yaratmakla birlikte heyecanlı bir bekleyişte sunmaktadır.
550'den 9-10 tanesinin kaseti çıktıktan sonra diğerlerinin hayatta hiç bir kadınla birlikte olmamışcasına olaydan habersiz gibi davranmaları sonucu oluşan ihtimal.
her badem bıyığım var diyen basiretsiz insanlara çeşitli devlet kurumlarında yöneticilik yaptıran akepe zihniyetinin, din kisvesi altında yeşil sermayeye daha ne kadar rant oluşturabilirim düşüncesiyle islam dinini seçim propagandası olarak kullanmasıdır.
üsküdardaki ösym bürosuna gelen öğrencilerin sloganlar atıp binaya girerek, "ali Demir istifa etsin, ygs, lgs kaldırılsın" yazılı pankartı asması ve akabinde yaka paça dışarı çıkarılmalarına sebebiyet veren hadise.
türlü yasaklamalarla kendini tatmin edemeyen akp yönetiminin insanların aklında kendileri adına kötü intibalar bırakan tarihleride takvimden çıkarma projesi.
spor toto süper liginin 29. haftasında oynanan eskişehir-trabzonspor maçı sonrası şehirde gazete okuyanlara vatan haini gözüyle bakılması durumu. yanılıp şaşılıp elinde spor gazetesiyle sokakta dolaşma cüretinde bulunanların, fenerbahçe taraftarı olduğu şeklnde yorumlanarak linç girişimlerine maruz kalması ihtimaller arasındadır.
4 ay önce şampiyonluk naraları atıp, kasımpaşa maçından sonra bile şehir meydanını yangın yerine çeviren futbol bilgisinden yoksun trabzonspor taraftarlarının eskişehir maçı sonrası tüm söylemlerinde görülen yumuşamadır.
4 ay önce:
- bize heryer trabzon!
şimdi:
- eskişehir trabzon değil onlar bize maç satmadı. eskişehir'i trabzon olmaktan men ediyoruz!
atvde başlaması gündemde olan başrollerini rasim ozan kütahyalı ve sema öztürkün paylaştığı hayatın seks ve alkolden ibaret olmadığını ekranlara taşıyacak dizi.
muhtemelen ilkokul terk olup, evine en yakın internet kafeyi mesken tutmuştur.
tabiki yazacaklar, lise okumadan üniversite kazanan biri varsa bu yargılarınız da haklısınızdır. ayrıca insanın en aktif olduğu döneminde bu tür aşağılamalarla gururlarını kırmamak gerekir. işi gücü olmayıp, hala babasından aldığı 5-10 lirayla, lark içip, çayı arkadaşına ısmarlatan cahil cühelanın, bu tarz konuşmalarla egolarını tatmin etmesi yakışık alabilecek bir durum değil.
bugün ki zaman gazetesi haberinden çıkardığım sonuç.
haber şu şekilde:
kullanımı hızla yayılan antidepresan ilaçların fiziki ve sosyal yan etkileri endişe uyandırıyor. ku ilaçların masum olmadığına, bilinçli kullanılması gerektiğine dikkat çeken psikiyatrist prof. dr. nevzat tarhan, antidepresanların bazı hastalarda maniye (duygudurum bozukluğu) sebep olduğunu söyledi.
ilacı kullanan bazı kişilerde ilginç davranış değişikliklerine rastladıklarını belirten Tarhan, 'önüne gelene âşık olan' bir hastasında yaşadıklarını anlattı: "tüpçüye âşık olmuş kız. baktım hanım hanımcık, örtülü bir genç. ilacı kestik düzeldi. kızın elinde değil."
bütün bjk taraftarlarına bir galatsaraylı olarak teşekkürlerimi borç bildiğim durum.
dün kız arkadaşımla, buca maçını izlemeye gittim. stad, hınca hınc doluydu fakat en ufak rahatsız edici tezahürat duymamamak beni çok mutlu etti. umarım bu davranış tüm stadlarda yaşanabilir.
kirayı yatırmak için evden çıkıp, minibüs yolundan bostancıya doğru ilerlerken, ziraat bankasına 200 metre kala yanımda beliren ekip arabasından inen polis memurunun kimliğimi istemesi ve üstümü araması sonucu içimde beliren eylem.
devrim filizlenecekse, kimsenin kendisini ateşe vermesi beklenmeyecektir. bir gece , bir maç çıkışı, ağızlarda marşlar, koşulacaktır maratonun yarım kalanı.
kırkı da hıristiyanlığı kabul etmiş olup kapadokya kraliyet ordusunun askerleriydiler. kral lukianos, konstantinos'la imzaladığı özgürlük fermanına sadık kalmayıp, kendi sınırları içindeki hıristiyanlara eziyet etmeye başlamıştı. dönemin yargıcı bu kırk askeri yanına çağırarak, o güne dek göstermiş oldukları kahramanlıkları överek, krallık emrine uyup hıristiyanlıktan vazgeçmelerini istemiş. kabul etmemişler, bunun üzerine işkence tehdidi ile hapse atılmışlar. aynı gece hapiste hz. isa onlara gözükmüş ve "zafer çelengi sonuna kadar sabredenlerindir, korkmayınız, sizinleyim" demiş. askerler ertesi gün dinlerini bırakmayacaklarını, inançlarına sıkıca sarılacaklarını söylemişler ve bunun üzerine yargıç tarafından sivas'taki buzlu göle atılmışlar. bunlardan bir tanesi soğuğa dayanamadığından inancından döndüğünü söylemiş ve onu gölden çıkarmışlar, yakındaki hamam gibi sıcak bir yere götürmüşler. buzlu sudan çıkıp sıcağa girince orada ölmüş. putperest hükümdarın askerleri gölün etrafını sarmışlar, kimsenin kaçmaması için nöbet tutuyorlarmış. Gece vakti gölde bir aydınlanma olmuş, bir de bakmışlar ki gökten kırk tane taç iniyor ve ölmekte olan otuz dokuz kişinin başına konuyor. gökten inen kırkıncı taç sahibini bulamamış, dönüp dururken, nöbet tutan askerlerden biri, allah'a inandığı için, kendini gizlememiş ve buzlu suya atmış. Bu taç da onun başına konmuş. ertesi sabah, ölen bu askeri yakmışlar ve küllerini de nehre (kızılırmak) serpmişler. aziz vasili(basileus), nyssalı greguar ve asurlu efraim onlar için methiyeler yazmışlardır. rumlar ve latinler 9 martta, ermeniler büyük orucun dördüncü cumartesinde bu olayı anarlar.