bugün yaptığı açıklama ile Küba Komünist partisi merkez kurulunda yer almayacağını ve yetkilerini kardeşi Raul Castro'ya devrettiğini bildirdi.
diyeceğim şu; şimdi sen gidiyorsun ya küba bir daha o eski küba olmayacak.
en sevdiğim sitem sözüdür, genel amaçlı kullanımı çok uygun olduğundan sıklıkla yeri gelir kullanmanın.
kaçan sevgiliye, gole, otobüse, umuda, sayısala.. bilimum her türlü hüsrana uyan bir cümle kalıbıdır.
hakları da anonimdir.
(bkz: chuck palahniuk)ın (bkz: fight club)kitabında ve sonra senaryoya dökülüp film olarak izlenirken de geçen cümledir.
tanrının ve tarihin otanca çocukları olarak tarif ettiği şimdi ki zaman insanlığının neyin neden yaptığını bilmemesinden tutun da, tinsel anlamda yaratıcının dikkatini çekemememiş olmamıza kadar, arada kalmış, anlamsız, yaşamış gibi yapıp sonra ölüp gidenlere yöneltilen sorudur.
inanıyorsanız cehennem mi daha büyük bir cezadır?
inanmıyorsanız hiçlik mi daha büyük bir cezadır?
iki uçu boklu değnek.
şimdi arkadaşlar sigara yasağı var hepimiz biliyoruz e tamam uyuyoruz, temiz hava sahası falan filan. ofislerde de sigara içilmiyor malumunuz ve bizim ortak kullandığımız havalandırmalı bir bölüm var, orada arada sigara molası veriyoruz haliyle sigara paketleri, çakmaklar orada duruyor zaten sayılı kişiyiz, herkes kendi paketini biliyor. gel gelelim uzun süredir benim paketten günde beş ile altı adet sigara eksiliyor hayır bir-iki alsa anlamayacağım belki.
sana sesleniyorum ey yakalamadığım kişi; yakalarsam o paketi götüne sokarım!
ayrıca tahmin ediyorum ama suç üstü yapmam gerek, ayağını denk al, çek elini sigaramdan.
(bkz: tersim pistir)
tolyo valisi shintora şebeke suyunu içerek halkına suların güvenli olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır kameraların önünde ve nedense bu durum bana hiç yabancı gelmemektedir.
eski bakan Aral da radyasyonlu çay içerek ikna etmeye çalışmıştı, akrabalık olabilir aralarında.
babaanne deyişidir.
fizyolojik anlamı bir yana ruhani bir anlam da taşır. bu biraz bir anlam var sözde ondan da içeru durumudur. işte o daha içeri hastalıklarınızda, buhranlarınızda işe yarar hoş sohbet demci arkadaşlarla bir iki kadeh, açar, gönüle temiz hava gönderir.
tabi bunları her birinin tadında, ayarında, keyfiyle kullanılması gerekir yoksa fazla rakı da yakı da can yakar.
birazdan olacaklar hakkında tam olarak bir fikri olmaması ihtimalinin çok zayıf olması nedeniyle hala neye atar yaptığı belli olmayan kişidir. naza çekecekse de başka bir yol bulmasında fayda olan kişidir.
tamamen radyasyona maruz kalmış bir başlıktır.
nükleer santrallerin yapımı gerçekleştiğinde kuvvetli ihtimal bir patlama oluşması sonucu olacak olanları şimdiden bilin diye yaptım. işte sosyal sorumluluk!
çağrıştırabileceği diğer olasılık gereği şu açıklamayı da ekleyeyim; evet aşırı radyasyon sonucu kadınların göğüsleri dörte beşe sekize çıkabilir de, onu da ima etmiş olabilirim. bu açıklamadan sonra başbakan gibi birşey olmaz be deyip nükleer santral destekçileri çıkabilir! tüpte mi kullanmayalım yani? *
o nasıl bir hüsran, nasıl bir buhrandır mütemadiyen sızlatırken insanın içini, eski ama değişmeyen acılara ayna tutar.
efenim şimdi şöyle söyleyeyim; evin karşısında müstakil köhne bir ev var bahçesi ise göz alıcı. ağaçlar mütenevvi çoğunluğa sahip, lakin gel gör ki; bu ağaçlardan bir takım bahtsızlar fütursuzca çiceklerini açmış, etrafa hoşluk saçmaktalar. bugün itibariyle değişen hava sıcakları nedeniyle pazara kalmaz kıran girmiş gibi sızım sızım dökecekler tomurcuklarını, ne büyük yıkım! oysa güvenmesen ilk ılık melteme böyle mi olurdu? ha canım ağaç?
ah dostlar işte böyle üzüm üzüm üzülüyorum, bakıp bakıp içleniyorum bu bahçeye, derdim büyük zira hangimize hatırlatmaz giden dostları, kaybedilen güveni, karlar yağan dağlarınızı, ha sorarım size?
özetle; meteroloji istifa!*
*(bu da bebek kafası sanıyor ki hava durumu meteroloji ayarlıyor)
4 mart cuma günü taksim de bugüne kadar malum sebeplerden tutuklanmış gazeteciler ve tutuklanması muhtemel diğerleri adına, haber alma ve haber yapabilme özgürlüğü adına toplanılıyor.
not: polis izin vermiş sanırım toplu alacaklar hepsini, zahmetsizce!
IQ fazla yüksek olan insanlarda çevrenin, toplumun belirlediği genel yaşam kurallarına karşı belirli bir uyumsuzluk olması durumudur. alışılagelmiş çabuk kaynaşan, çok iyi konuşabilen, arkadaş canlısı insanlar değillerdir. bunu bir çeşit piskoz olarak tanımlamak tam doğruluk içermez zira; anlam veremedeiğimiz her şeye aykırı yahut saçmalık olarak bakmak insan doğasına uygun düşmez.
bu konuda isimlerini verebileceğimiz yüzlerce ressam, yazar, besteci, müzisyen v.s. vardır sanat ve bilim tarihinde.
Sunay Akın'ın oyuncak müzesinin, müzeciliğin oscarına adaylığı açıklanmıştır.
21 Mayıs tarihinde sonuçlar belli olacak.
her oyuncağın ayrı ayrı hikayeleri bulunan müzede, en iyi beyanı yine kendisi yapmıştır;
*buraya çocuğunun elini tuttarak giren anne babalar, çıkışta diğer elleriyle kendi çocukluklarının elinden de tutmaktadirlar.*
