+futbol mu ben mi canım?
-bu ne saçma sapan bir soru, tabii ki futbol.
+alo betül, şu beni geçenlerde soran bir çocuk vardı ya onun numarası duruyor mu hâlâ sende? tamam dur geliyorum, kapa kapa gelince konuşalım.
bakıp bakıp üzerine gözyaşı akıtılan koldur. genelde ''damarınız zor bulunuyor gerçekten'', ''çok ince bir damara sahipsiniz''* ya da bunun türevi olan yavşak sebeplerin arkasına saklanan hemşirenin suçudur bu. ''işte efendim kan alındıktan sonra 5 dakika kadar pamuğu kolunuza bastırmanız gerek yoksa..'' gibi bir de klişe savunmaları vardır. hayır kardeşim kabul ediyorum sende yavaş yavaş öğreneceksin ama beceremiyorsan zorlamaya da gerek yok değil mi?
muhtemelen sayısı çok fazla olmayan, dinleyicinin hayatına direkt olarak etki etmiş albümlerdir. mutsuzluk, pişmanlık ve bilimum bu tip duyguların tavan yaptığı dönemler de kulaklara zerk eden, müzikten de öte olan olgudur.
an itibari ile damarına takılı olan intraketten kan geldiğini iddia eden şirin teyze söylemi. yaptığı panik yüzlerde bir tebessüm oluşturmasının yanı sıra, yoğun hastane işlerini biraz daha çekilebilir hale getiren unsurdur.