sol frame bakınca seçmekte zorlandığım başlık. bu kadar iğrenç başlık için arkadaşları teker teker kutluyoruz ve inci sözlük için başvuru işlemlerine geçiyoruz.
arzu ece adlı kemoterapi gören hastanın kemoterapi aldığı dönemde yaptığı şarkı. şarkıda kemoterapiye kemo ağa diye hitap eden hastaya acil şifalar diliyoruz. bir şarkı bu kadar neşeli söylenir ve bu kadar iç gıcıklar. bütün neşeli şarkılarda sevinç yatmazmış ama umut yatarmış demek ki.
bu durumu kaldırabilmek ve o yolda ilerlemek aslında güçlü olmak o kadar zor ki helal olsun...
kemo ağa
ah ah ah kemo ağa
sevim aradı beni, yolladı hemen doktora
sanki malum olmuştu, olmasa halim hoştu
tanrım bir melek yolladı bana
arnavutköy’den çıktık yola
ben ve oğlum 9 yaşında
umut var mı dersin ha?
söyle bana kemo ağa
apar topar çıktık yola
kemo ağa öyle hor
kıy tüy sevmez, merhamet etmez
susturur, yatırır, saçını yolar
uyurken seni boğar
doktor dedi o anda
hadi kızım yat masaya
derin bir temizlik yaptı bana
eğer meltem olmasa sarıp sarmalamasa
elde avuçta yok ki açız valla
apar topar çıktık yola
ben ve oğlum 9 yaşında
ümit var mı dersin ha
söyle kemo ağa
kemo önce ceza verir
sonra seni ümitlendirir
eğer ona inanırsan
hayatını geri verir
allah eksikliğini göstermesin
mayoz kromozom sayısının yarıya indirgenmesine yol açan bir hücre bölünmesidir. bu nedenle indirgeyici bölünme (reduksiyon) olarak da adlandırılır.kısaca özetlenecek olursa , mayoz , daha önce (bkz: replikasyon)la iki katına çıkmış (bkz: dna) molekülüne sahip olan , diploid bir hücrede başlar. birbirini izleyen 2 bölünme sonunda , haploid sayıda kromozom tşaıyan ve her bir kromozomu sadece bir adet dna molekülüne sahip 4hücre meydana gelir.
mayoz bölünme birbirini takip eden iki nukleus bölünmesinden ibarettir. bölünmelerden birinde (çoğunlukla ilkinde ) kromozom sayısı yarıya iner; diğeri ise normal bir mitoz bölünmedir.
bu bölünmelerden birinciye 1. mayoz bölünmesi ,ikinciye 2. mayoz bölünmesi denir.
Hükümsüz sezen aksu'nun fazla tanınamayan şarkılarındandır. **
Şu hayat kavgasında toz duman sürüklendim
Nerdesin suna boylum, gözlerinde sevdam kaldı
Öyle bir yaşamak ki kendimi zor büyüttüm
Ayrılık vurgununda belli etmedim ama ciğerim yandı
Elleri sevdim sanma hatıran şahidimdir
Ben yandım yar sen yanma
Aşk amansız bir haindir (2x)
Dünya yıkılsa, yıkılmaz aşkın bende
Leyla yeniden can buldu bak sayende
Verdiğin söz hükümsüz
Geçmedi gönül senden
Ettiğim aha inanma
Sana hiçbir kötülük gelmez benden
Elleri sevdim sanma hatıran şahidimdir
Ben yandım yar sen yanma
Aşk amansız bir haindir (2x)
Dünya yıkılsa, yıkılmaz aşkın bende
Leyla yeniden can buldu bak sayende (2x)
denize sıfır olan ve eskiden saray olup daha sonra 1983 yılında restaurant olarak hizmete açılmış oldukça şatafatlı * ve görkemli bir mekandır.
burası istanbul üniversite'nin mensuplarına ve hocalarına aittir. istanbul üniversitesi sosyal tesisidir. fakat dışarıdan da daha dolgun ücretlerle * misafir olunabiliyor.
tarihçe olarak; http://www.turkcepedi.com/Baltaliman ı *
astrolojiye ilgi duyan bir kişidir bu. hangi evde hangi burç varsa güzel bir şekilde yorumlar ve geleceğe, şimdi olan zamana göre değişik açılarıyla anlatır. kişinin kendi hayatıyla ilgili yorumları olduğu gibi karşısındaki insanla olan ilişkisinin de haritasını inceler ve yorumlar. e haliyle bundan etkilenmemek mümkün değildir.
cosmox:
hani şu amerikada olan
kacak:
biliorum ya
kacak:
bana mı hatırlatıosun
cosmox:
çok güzel saçları var
cosmox:
ve çok güzel gözleri var
cosmox:
başka da güzel bi yeri yok açıkcası
kacak:
ehehe
cosmox:
hatta diper tüm yerleri çirkin
cosmox:
karakteri iyi de
kacak:
o ii olsn
cosmox:
çok çekingen utangaç falan
cosmox:
bir de amerikada
cosmox:
yani snastyrmize bakacak olursak çekiyormuş
cosmox:
çok uuyumlu bir haritamız var gerçekten
kacak:
ahahaha komiksin ya
kacak:
haritaya bakarak aşık olan tip
kacak:
başlık açılır buna
göknur adında bir şarkıcının parçası. bir kere dinlememle beraber hastası olduğum ve bundan nefret ettiğim şarkı. keşke hiç duymasaydım demek için nelerimi vermezdim der gibi...
nasıl bu sevda
bitmez derdin ya hep
neydi bizi ayıran
neydi buna sebep
seni sevmeye bile kıyamıyordum
boşuna aşk bunca emek
unuttunmu sen
söyle ey zalim
şimdi kimlere mesken oluyor o kalbin
unuttunmu sen
söyle ey zalim
her gece sensiz
küle dönüyor yüreğim
bir kış güneşimiydi bu
ıstmadıkı ruhumu
gözlerin hala aklımda
doyamadım
senden bana kalan miras
delik deşik bir kalp amma
orda sen varsın atmaya kıyamadım
bakımlı olmak kendine ve çevreye saygıdır. ama elinde olmayan sebepler olabilir. önemli olan yüzünün ve içinin temizliğidir. kimi zaman bir sıcak çaresiz bakış bakımlı kokoşların on katı samimi ve sıcaktır. diğer taraftan abazanlar ve kaşarlar birbirini bulunca tabi bunlar göz önünde tutulmuyor.
öğrencilerine bağırır çağırır ama hocalarla toplantılarda gayet şuh olan canından bezdiren şahıslardır. sürekli size bir pislik gibi bakarlar ve ben bu yaşımda ideallerim için yaşadım ezilmedim hep ezdim edasıyla dolaşır. eğer o kişi prof ise kesinlikle ona bir tanrıça gibi bakarsınız çünkü hakikaten ideallerinden işinin teki olmuş ama depresif hallere düşmüş şahıstır.
sınavlarda sorulan zor sorulardan dolayı veya sürekli ezmesinden dolayı
şu bir deldirse de o da kurtulsa biz de nidalarını öğrencilerinden duyarsınız.
not: tek yapmanız gereken ünvan sahibiyseniz ve hala evlenmemişseniz sakin olun sürekli gülün ki arkanızdan böyle laflar söylenmesin.
son albümden en güzel parçalarından hatta parçası. dinle dinle bıkmıyorsun bıkarsan geri getir yenisini verelim. gecenin ilerleyen saatlerinde daha fazla iğrençleşmeden sözler;
Gel De - Serdar Ortaç
Seni her halinle seviyorum
Biraz umut, biraz acı
Sorunu kendimde arıyorum
Beni kırık dökük bırakalı
Gel, gel de canım acısın
Bu aşkın hayaline kimler acısın
Sev, sev ki içim acısın
Yeter ki bu yaptığın kalbe yarasın
roya azeri rap grubu. kulağa hitap etti diyenler için. yalnız bu şarkının tam olarak ne demek istediğini anlamasam da tınısı çok hoş.
Xose feat. Roya “Gel danish”
Yuxularini o danishir suya
Menim ucun yene sino gedir guya
Yuxularini o danishir suya
Menim ucun yene sino gedir guya
Sen - sheri ezberleyib oxudum
Seni sevdiyim kitab kimi
Gunahlar ichinde seni sevdim
Amma yazildi emelim savab kimi
Seni etirli guller ichinde sechdim
Zovgume paxillig eden chox oldu
Bagban olan tek bir gulu sevdim
Bashga gullerimin hamisi soldu
Od kimiyem kozerirem
Yol kimi men gozleyirem
Sen kesilen son nefesimin sesi
Gel danish sevgiden bu gece
Gel danish duygudan
Geceler hisslerim darixir
Sevgilim gel danish, gel danish
Sevgime verdirib omurluk hebs sen
Ureyimi etdin musadire
Cezami chekince itecek nefs
Bitecek sevgide muharibe
En maragli kechen dovru omrumun
Sensen sebebi sevgi omrumun
Teksen cavanlar shahzadesi
Berkdi yalanda yananlar sesi
Yad kimiyem darixiram
Sen gelen yola baxiram
Bil demeye chox sozum qalib sene
Gel danish sevgiden bu gece
Gel danish duygudan
Geceler hisslerim darixir
Sevgilim gel danish, gel danish
Oxshatdim seni en pis verdishe
Teshvishe dusub el cheke bilmedim
Sevgim namine chox sheye susdum
Etdiyin bir sefe goz yuma bilmedim
Hamiyla dushmen seninle dost idim
Dilimden dushen her xosh soz idin
Ureyimi inciden agri da sensen
Sevgimin evveli de axiri da sensen
Axi dine bilmirem
Niye deye bilmirem
Seninle uz-be-uz gelen zaman
Astaca gulagima yenede de
Gel danish sevgiden bu gece
Gel danish duygudan
Geceler hisslerim darixir
Sevgilim gel danish, gel danish
Etdiyim her pis emel qabagima chixdi
Elametlere inam evimi yixdi, ureyimi sixdi
Sevgimin cumesi, yeddisi,qirxi chixdi
metroya bu zamana kadar çok binmeyen biri olarak ilk izlenimlerim sayesinde yürüyen merdivenin solu yürüyenler için sağı ise yürüyen merdivende öyle sap şekilde duranlar için olduğunu anladım. fakat bazı teyzeler; kokoş tabi bu teyzeler tam solda dururlar ilerlemezler. arkada bir ordu hay ben senin der ama saygıdan sadece;
-pardon çekilir misiniz? derler.
fakat çoğu kez ;
-yürüyeceksen yürüyen merdivene niye biniyorsun? diyerek uzatan anlayışsız teyzelerle karşılaşırlar.
yaş gelmiş 70 e şimdi uzun uzun anlatsan bir ordu laf yersin yanında da ben yıllarımı verdim bu işe sen nerden bileceksin lafını duyarsın. bir de giden metroya yanarsın. en iyisi susmak desen biri onlara gerçeği anlatmalı...
anlaşılamayan şey ise her zaman kabahatli genç nesil olur yaşlı teyzeler hiç bir şeyi yanlış yapmadıklarını sanarlar. onlar her zaman her şeyi bilirler.
messenger ın varyantlarından. karşıdakinin resmini görebiliyorsun ama kendi resmini koyamıyorsun. *ufak tefek değişiklikleri olsa da msn messenger ın aynısı. farklı olarak programı yüklemene gerek yok. yine de zorunda kalmadıkça kullanılmayacak olandır.
en tehlikelisi ise karşınızdaki kişinin yazdığını pencereyi kapatsanız bile altta yazılı bir şekilde görüyorsunuz. yani arkadaşınız küfür yazdığında pencereyi aşağı alsanız bile direk okunuyor ki yaşanmış olma olasılığı yüksek...
arkadaş msnde yazışır. kaçak gelir...
kaçak: ooo özel mi? ne o? bir siktir git. ahahaha
-sussana kızım
kaçak: anlaşma şekli super ehehehe
-bi git lan
dünyaca ünlü marka. türkiye de emin adımlarla ilerlemekle beraber diğer makyaj ürünlerine göre daha az zararlı olunduğu düşünülen. ayrıca şu aralar indirimdeydi. hala indirimdeyse kaçırmayın derim.
örnek;
BARBARA BORT RUJ
Yumuşak yapı, kolay uygulama ve çok geniş renk dizisi...
içeriğindeki sebze ve pirinç mumları, dudakları koruma altına alırken, uzun süre kalıcılığı garanti ediyor.
makyaj ürünlerinde e vitamini içermesiyle beraber bakım ürünlerinin göze aşırı farkedici yararlar sağladığını duydum.
mikroskopta 100 lük büyütmede daha net görebilmek için preparata damlatılan yağ. ksilol denilen madde çıkarabilir onu. onun dışında pantalonunuza geldiğinde artık hüzünlü anlar sizin için çalmaktadır. çünkü ksilolle pantalonunuzu tamamen rengini açıp batırabilirsiniz denenemez.
hani derler ya allah'ın bile unuttuğu yerlerden olan bir yerde yaşayan çekirdekçik aile. anne , depresif baba ve her şeyi okuyup bilen küçük yaşına rağmen bir çok şeyi araştırıp okuyan bir kız. onların yakın dostları george. eve bir yabancı gelir ve işte hikaye başlar. korku? hayır. gerilim? hiç değil. komedi? ı ıh yok. peki ne? işte burda tıkandım . ne olduğu belli olmayan bir film. nedensiz izlenimler sürekli depresifim diye tutturan bir baba. oradan çıkmazsan kendin gibi herkesi depresif yapcaksın. nasıl olduysa depresif hayattan kurtulması ise onların o küçük kendi başlarına rahat ettiklerini ve mutlu olduklarını gösterir mi? film de öyle. kendilerini bütün her şeyden soyutlamak nirvanaya ulaşmak mıdır? bunu mu göstermeye çalışmışlar anlamadım. salt yalın psikolojik ağırlıklı bir film. insanın gözüne sokuyorlar her dakika depresifim depresifim.
yorum: resim sergisine bayıldım resimler hariç bir şey anlamadım. gerçi onları da anlamadım ama güzel çizim.
minibüse binilir. o zaman kafada bin bir düşünce ile binersin. birini araman gerekiyordur biner binmez. ama telefonu kapalıdır. şimdi minibüsle bir alakan kalmamıştır işte senin aklın fikrin telefonda alo sesini duymaktır. acil işlerde zaten karşıdakinin telefonu hiç açılmaz. (kendimden biliyorum) daha sonra yarın ne bok yicem diye düşünüp kendini mp3'e verirsin. dinlersin dinledikçe aklın hala telefondadır yüz kere ararsın ve yine dinlersin. artık gitme vakti gelmiştir. ayağa kalkarsın ve ''müsait bir yerde inebilir miyim'' dersin ve güzelce inersin. en sonunda telefona ulaşırsın olaylar geçer gider ve yatağa huzurla yattığında ne güzel bir gündü lan derken hasstr parayı vermeyi unuttum dersin. bütün gece uyku girmez gözüne. kendisine iyi niyet sunulduğunun farkında olarak...
not: tamam kulağımda kulaklık olabilir belki duymamış olabilirim belki de hiç söylemedi! e adam söylesene lan inerken para falan diye.
erkek ve kız artık ilişkinin ciddi bir safhasına gelirken aslında içten içe soru yağmuruna tutar birbirini. samimiyetsizlik ve güven eksikliği nedeniyledir. bunu ciddi bir safhada olmayan tipler yapar o işin garip durumudur. herneyse o konu bu durumu saptırır diyerek asıl amaca dönersek; kız sürekli denenir. önce neyi sever, neleri sevmez. ev yaşantısı nasıldır? çok mu titiz yoksa çok mu dağınık? bunlar anlaşılmaya çalışılır.
-yemek yapmayı sever misin?
-evett bayılırımmm.
-peki güzel yapar mısın?
-aa tabi ki. bütün akrabalarım referansımdır.
-temizlikle aran nasıl? yani çok mu titizsin?
-yok her şey ölçülüdür hayatımda. tabi ki temizlik önemli ama hastalık derecesinde değil.
-hımmm
-komşularım beni sana anlatabilirler. onlarla kardeş gibiyizdir bu arada.
-ilişkilerim kuvvetli diyorsun.
-tabi ki arkadaşlarıma sorabilirsin
-bakire misin?
-yok ama becerikliyimdir. arkadaşların referans olur ama bak bana.
bakırköy'de ermeni okulunun arkasında bulunan cafelerden en eski olanlarından. eskiden bahçesi vardı ve gençlik orda kendi kendine gitar tıngırdatırdı.(uh) daha sıcak(!) bir ortamı varken şimdi 5 katlı olan sade bir mekan haline gelmiş yer.