kacak cay lobisi
0 (düz adam)
on birinci nesil yazar 2 takipçi 80.53 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    her şeyin böyle çok şey olması

    1.
  1. evet var böyle bir durum, nedense her şey böyle toplayınca çok şey oluyor
    0 ...
  2. 2 yaşındaki kuzeni kızlarla tanışmak için kullanma

    1.
  3. aramızda bunu yapan insan müsveddeleri var!!!

    ulan sırf hatun için; gerçekte hiç sevmemene rağmen köpek veya kedi edinirsin, hiç anlamadığın klasikleri yüksek sesle dinlersin, daha yeni öğrendiğin bir iki sanatsal nosyonu sanki çok hakimmişsin gibi dikkat çekecek şekilde konuşursun ya da ne bileyim normalde yüzüne dahi bakmadığın kült kitabı ortamlarda (adını gösterecek şekilde) okursun... fakat bu kirli emeller doğrultusunda kuzeni kullanmak nedir lan? büyüyünce nasıl bakacaksın onun yüzüne? parka götüreceğim diye kafeye götür, bilahare tanımadığın kızın çocuktan yanak almasına ya da öpmesine müsade ver... yavşaksın moruk kusura bakma...

    (bkz: yapıldıktan sonra vijdan yaptıran eylemler)
    0 ...
  4. youtuber vergisini elektrik faturasında ödüyor

    1.
  5. bu işi yapan adamları bedavadan para kazandıklarından dolayı hiç sevmiyorum fakat bunlardan vergi alınması devletin bıçkın bir mafya olduğuna delalettir … devlet bu adamlardan neyin hizmeti karşılığında vergi alıyor? ‘’Benim insanlarım üzerinden para kazanıyorsun o insanların vergisini ver’’ diyecek hali yok ya! Ee neyin kafasını yaşıyorsun devlet baba? Adam zaten video çekerken kullandığı elektriğe vergiyi veriyor, yine o videoyu izleyen milyonlar elektrik vergilerini veriyor daha ne istiyorsun??
    0 ...
  6. 2 ve 5 sayılarının asal sayı olması

    1.
  7. asal sayi dedigin sayinin icinde varsa bile oyle hemen siritmaz. asal sayilar adindan da anlasildigi uzere asil sayilardir. 2 ve 5 asallari ise carpani oldugu sayilarda kendilerini direkt belli ediyorlar. 2 ev 5 sayilari asalsa bile yumos asallardir.

    imza: 3, 7, 11, 13 ....p
    0 ...
  8. evrenin en büyüleyici bilgisi

    1.
  9. insanlar üzerinde en etkili bilgidir. başka bir deyişle insanların olmazsa olmazı olan bilgidir. bu bilgi bence: her etkinin bir tepkisinin olması... bugünlere bu veri sayesinde geldik (newton baba). o yüzden fikrimce etki/tepki ilişkisi en karizmatik hakikattir.
    2 ...
  10. tek kelimelik ölüm sebepleri

    1.
  11. nasıl öldü sorusuna verilen tek kelimelik cevaplardır.

    örn: kalp, intihar, ötanazi gibi. ama kaza dersen olmaz. çünkü ne kazası diye sorarlar. sonra işin akıbetini açıklamaya kalkarsan cevap muhtemelen tek kelimeyi geçer. evet sizden de bekliyorum.

    edit: nickin hakkını isteyen arkadaş başlıktaki sebep sözcüğü şekli manasında kullanılsa da normalde ölüm sebebi ve ölüm şekli farklı şeylerdir. ama demek istediğim gayette açık olduğu için oraya çok takılmadım. sen sebebi orjinal manasında kullanmışsın ona da eyvallah. senin entry yakında açmayı düşündüğüm 'en uzum ölüm sebepleri' başlığına daha müsait gibi. artık entry'ni oraya nakledersin.

    ayrıca kişilere nickler veya diğer mahiyetlerinden ötürü sataşma. bu beni sana karşı ön yargılı biri yapar. nitekim entrylerini dahi okumadan kaliteden mahrum bir yazar olduğun iddiasında dahi bulunabilirim.
    1 ...
  12. temizlik yaparken bulunan değerli şeyler

    1.
  13. Temizliğin ekstra artılarını düşünmemi sağlayan başlıca sebep Japonların temizlik merakıydı. söylenenlere göre Japonlar yıllar önce halici ücretsiz temizlemek için öneri sunmuş. tabi oradan çıkarılanlar artık onların vicdanına kalmış olacaktı. Neyse ki bizimkiler reddetmiş. Yakın zamanda okuduğum bir dergide rast geldim, adamlar bu sefer de uzayı temizlemek için makine göndereceklermiş. ilkin şaşırdım. diğer devletler tarafından alacağı desteği sorgulamadan önce ‘acaba burada ki çıkarları ne’ diye düşünmeden edemedim (esasen menfaatçi düşünmemin sebebi mazideki haliç rivayeti). temizlik yaparken kim bilir uzayda neler bulmayı umuyorlardır? Sahi bizler de birçok sefer kaybolan veyahut kaybolduğunu bile farkına varmadığımız fakat buna rağmen değer verdiğimiz(!) şeyleri temizlik yaparken bulmuyor muyuz? bir hocam: beşer kendisini temizlerken içindeki insana rastlar demişti. Hımm… Demek ki temizlik bir şeyleri sadece kirden arındırmak değilmiş, aynı zaman da zahirinin içine girip görünmeyenleri bulmak, bazen keşfetmekmiş.

    Başlığa münasiplik açısından aklıma gelen bir şeyi de nakledeyim: bir ara oda mı temizlerken çok uç bir yerde bir cd çantası görmüştüm. Bu, yıllar önce dersler için derlediğim onca veriyi cd lere aktarıp sonra bakarım diye sakladığım çanta idi. E anlayacağınız üzere sonradan bakmaya nail olmadık. Unutmuştum. Bulduğumda ise çok geçti… ama yine de tek tek açıp inceledim, geçmişime daldım, ne günlerdi ama diye iç geçirdim… geçmişe gitmemin manevi yararı ise eksikliklerimi görmem oldu. Neyse top sizde.
    2 ...
  14. 5 günde bir duş alıyordu

    1.
  15. annesini öldüren kızın annesini kötülemek için sarfettiği cümlelerden biri. sonuç: kız cezaevine gönderildi. şimdi orada muhakkak 5 günde bir duş almayı göstereceklerdir ona. normal bir ferd haftada 2 taş patlasa 3 (oda halısa maçı falan oynadıysa) kere duş almalı. yazın çalışıyorsa duş alma sıklığı günde bire kadar inebilir. yahu bu bir anneyi katletmek için öne sürülen bahane olabilir mi ya? aşağılık müsvetteye bak sen.
    2 ...
  16. evrenin en temel bilgisi

    1.
  17. her şeyin sürekli bir hareket içinde olmasıdır. evet evrendeki en temel yargı ve bilgi budur. herakleitos'un dediği gibi 'her şey akar'. başka bir deyişle: ''aynı derede iki kere yıkanamazsın''.

    (başlığa dair: evrenin en temel bilgisi evrendeki en temel bilgiyi kapsar. dolayısıyla 'evrenin temel bilgisi' amaca daha uygundur.)
    4 ...
  18. beynin diş ağrısını durduramaması

    1.
  19. küçücük bir sinir hücresine söz geçiremeyen yönetici, komutan (komuta merkezi). bilincim ile beynime ısrarla şunu zaptet diyorum. en azından veri akışını kes diyorum ama nafile. ya beceremiyor ya da daha da kötü olanı beni iplemiyor. böyle şeyler insanın muazzam yaradılışını tartışma konusu yapıyor.
    2 ...
  20. ferrari uğruna en iyi dostu silmek

    1.
  21. rasyonalist bir insanın itiraz etmemesi gereken bir takas olmalıdır. ilgili şahısa, ailesi dışında herhangi biri (hatta birileri) için, kişiye herhangi bir zarar verilmemek koşuluyla 'o kişiyi hayatından sil, sana ferrari verelim' şeklinde bir teklif sunulacak olsa, kişi bunu reddetmemeli. sonuçta ferrariye sahip oldun diye karakterinden taviz vermeyeceksen (bu hususta kişiliğine güveniyorsan); yine eskisini aratmayacak bir dost bulacak olman zor olmayacaktır.
    eski dostun ile yeni dostun arasında ki muhtemel fark, belki yeni dostunun da tıpkı senin gibi bir ferrarisi olur.
    2 ...
  22. gölgenin kütlesi var mıdır sorunsalı

    1.
  23. görülen her şeyin bir kütlesi vardır. (ışığın (fotonların) bile). peki acaba gölgenin de bir kütlesi var mıdır? eğer var ise ışık kaynağına yaklaştıkça gölgemizin alanı ile birlikte kütlesi de artar mı? belki de alansal yoğunluğu azaldığı için kütlesinde herhangi bir değişiklik olmaz. kaynak ışığın frekansı arttıkça gölge yoğunluğu ve gölge kütlesi de hep artar mı? yoksa belirli bir değerden sonra düşmeye mi başlar?

    ışığın kütlesi yokmuş! o zaman e=mc2 ne? enerji kütleye dönüşüyor ise ışık da bir enerji ise nasıl olur da kütlesi yoktur diyebiliyoruz. bize öğretilen fizikten kendileri ne kadar emin hiç araştırdık mı?

    edit: aforizma kasmıyoruz. aforizma çok farklı bir şey. bu ancak tartışmaya açık bir hipotez olabilir.
    3 ...
  24. mucit vs kaşif

    1.
  25. mucit: yeni, farklı bir şey icat eden kişi; kaşif ise var olan bir şeyi ilk defa keşfeden kişi anlamına gelir. acaba hangisi olmak daha güzel? mucit mi? kaşif mi? tabi ki bu icat ettiğin tasarıma veya keşfettiğin bilgiye bağlı.

    peki siz, kaşiflik veya mucitlik arasında seçim yapacak olsaydınız hangisini seçerdiniz? hangisi daha riskli? hangisi daha zor? acaba akıllı bir insan hangisi olmayı yeğler? burada bir gaflete düşüp 'mucit kafasını kullanarak bir şey ortaya çıkarırken; kaşif herhangi bir alt yapı çalışması olmadan, ancak gezerek görerek bir şeyler bulur. o yüzden mucit olmayı yeğlerdim' demeyin. zira kaşif herkesin baktığını gören ilk kişidir. küçümsenecek biri değildir. mesela hayatımızın bir parçası haline gelmiş dört kutsal elementten biri olan ateş, * bir keşfin ürünüdür. sonuç olarak seviyemin yetmediği, kararsız kaldığım versus.
    1 ...
  26. başarılı kişinin alanına teşviki

    1.
  27. zenginlerin başarılı insanları teşvik etmesi. tüm dünya bunun örnekleri ile doludur. peki kim bu zenginler? tabi ki de finans sektörünü tekeline almış milyarderler. peki kim bu başarılı insanlar? zekanın gerektiği alanlarda başarıyı elde eden yetenekli kimseler. peki zenginler neden bu zeki tipleri teşvik eder? çünkü gözleri açılmasın diye. bir şeyleri sorgulamasınlar diye. bakın dünyanın en yetenekli matematikçilerinden, fizikçilerinden tutun dünyanın en iyi satranç oyuncularına kadar, hepsi sadece kendi alanlarına odaklanmış haldedir. küçük bir araştırma yaparsanız göreceksiniz ki, bu beyinler uzman oldukları alanlara teşvik olmaları için zengin kimselerce büyük(!) ödüllere layık görülüyor. maalesef hedef ve başarı hırsıyla gözü dönmüş bu dehalar şöhretin esiri olmuşlar. bu tipler ekonomi bilmezler, konuşamazlar. çünkü gerek duymazlar, ki asla ekonomik olarak zor duruma düşmezler. kendilerine yetecek miktarın fazlasına her zaman sahiptirler. bunlar için başarı, paradan ve diğer her şeyden çok daha önemlidir. peki bu tipler hallerinden memnun mudur? elbette, ömürlerince mutlu yaşarlar. evet bu kimseler dünyaya yararlı insanlardır. fakat dünyanın acımasız gerçeklerini görmek, dünyanın karanlık düzenini çözmek asıl problem iken; bunlar bunu düşünemez (düşündürmezler). kendilerini nasıl bir durumda görüyorlar orası meçhul(!) ama emperyalist güçlerin nazarında, kendilerine hizmet eden çarkın basit parçaları pozisyonundalar. çalışmalarına olan bağnazlık derecesinde ki bağlılıkları, körü körüne yaşamalarına, buda bulundukları aciz piyon değerindeki konumlarını görememelerine neden olur.

    derhal ülkemizde bir beyin kadrosu oluşturulmalı. sırf puanı yetti diye ekonomi okuyan aptallara ülkenin istikbali emanet edilmemeli. bilenler bilir. israil kurulduğunda ünlü fizikçi einstein'e başbakanlık teklif edilmiştir. fakat kendisi bunu kabul etmemiştir. ömrünü fizik bilimine adamasına rağmen sırf dehasından dolayı yahudiler böyle mantıklı bir hamleyi düşünmüşlerdir. evet bugün ülkenin zeki insanlarını göreve davet etmeliyiz. ey! uğraşı dışında şeyleri umursamaz zeki adam, kapa o kitabı! elini taşın altına koyma vaktin geldi! çünkü bizi bu bataklıktan ancak şeytan ile baş edebilecek zekan kurtarır...
    1 ...
  28. bugün sermayeye ne kazandırdık

    1.
  29. her gün sorgulanması gereken sorudur. 'bugün tanrı için ne yaptım?' sorusundan daha faydalıdır. çünkü duygusallığı katmadan daha samimi dolayısıyla daha gerçekçi çıkarımlar yapmanıza; haliyle kendinizi ciddi anlamda istintaka sokacağınız sorudur. evet canım, bugün hangi markayı kullandın? hangi reklamı izledin? bugün seni yöneten, gerçek tanrı olan sermayenin cebine, ne kadar katkıda bulundun?

    bugün yaklaşık internet dahil 4.5 dolar harcadım. bunun hemen hemen 1.2 doları vergiye 1.5 doları da kapitalist patronların cebine girdi. vergi çoğu zaman enflasyondan doğar, dolayısıyla bir nevi borçtur. öyleyse onu da boşa gitti sayabiliriz (devlete katkıdan ziyade devletin borcuna katkıdır). o zaman bugün yaklaşık 2.7 dolarımı küresel finans sektörüne kaptırdım! bunun yerine bir fakire 5 dolar vermeyi yeğlerdim.
    0 ...
  30. müslümanlıkta bazı şeylerin şişirilmesi

    1.
  31. yok bilmem bilim insanları şöyleydi, yok bilmem en iyi adalet ve yönetim sistemi bizimki (sürekli örnekleme çabaları), yok bilmem şu bu hareketlerin (anladınız siz onu) aslında çok yararı var... daha sayamadığım çokça şey var. gerçek, aklı başında bir müslim böyle saçma şeylere inanmaz ki böyle şeyler de yapmaz! bunlar üst aklın, sermayenin bir oyunu. insanları aptal yerine koyup kullanıyorlar! üstelik bunu yaparken de eğleniyorlar!.. aynı şey hristiyanlara da yapılır budistlere de... bugün gördüğüm ve üzüldüğüm görseli sizin ile paylaşayım. komik hemde fazlasıyla! işin üzücü yanı bunu beğenenlerin hepsi okumuş eğitim görmüş sağlıkçılar!... 207 mekanik aracın mucidi. vaybe.. adam mübarek, hekim ama yılların mühendisi gibi..
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1562041/+

    edit: ahaha birde dalga geçermiş gibi 'biliyor muydunuz?' demiş bak *

    edit2: sözlükteki bozulmanın sebebini soruyorsunuz ya, hani şu sol frame neden böyle diye hayıflanıyorsunuz ya. işte aşağıda ikinci entry yazan arkadaş(!) gibiler sayesinde. saçma da gelse (sana) tartışmak işin güzel bir konu. senin başlığın değilse yazma arkadaşım zorla mı?

    edit3: adam hala wikipedia bunu yazmış diyor. ya öyle tabi hiç şüphen olmasın. şuan tıpta kullanılan 207 el aletinin mucidi tıpın babası kendileridir (maaşallah). bir de kaynak verirseniz daha aydınlatıcı olur. malum wikiye giremiyoruz.
    0 ...
  32. boşluk ve boyutsuzluk kavramları arasındaki fark

    1.
  33. bana bu iki kavram aynı şeylermiş gibi geliyor. bir nokta tek başına, hem boşluk hem boyutsuzdur. en fazla bir elemana sahip olan homojen (lekesiz) sonsuz bir düzlem ve yine sonsuz homojen bir uzayda aslında boşluktur yani boyutsuzdur. bir şeyin boyut olma özelliği kazanması için referans noktası olması gerekir. yani ortamda en az iki eleman olması gerekir. etrafımızdaki 3 boyutlu nesnelerin hepsi bir konuma sahip oldukları için 3 boyutludur. eğer sadece bir tanesi bomboş sınırsız homojen bir uzayda olsaydı konumu olmadığı için kendisi de tıpkı o uzay gibi boyutsuz olacaktı. yani teoride o uzay yine boş olacaktı.
    0 ...
  34. konuşmanın sadece son 10 saniyesine odaklanan tip

    1.
  35. bir çoğu kendini geliştirmediği için mevcut kapasitesi gereği böyle. fakat bazıları vardır ki bu tiplerin amacı genelde öğrenmek veya öğretmek değildir. daha çok konuşmada hata veya çelişki arayıp sizi ters köşe etmek isteyen kimselerdir. bazen iddiaa ettiği bazı şeyler yüzünden sürekli tekrar etmek zorunda kalırsınız.

    iyi bir konuşmacı güzel bir tartışma geçirmek istiyorsa konuşmanın en az son 10 dakikasına hep hakim olmalıdır. çok iyi bir konuşmacı müzakerenin hepsine hakim olandır.
    iyi bir dinleyici olmadan tartışmaya kalkışan tipler genelde rezil akabinde çirkef olmaya başlarlar.
    1 ...
  36. maddi zararın manevi etkisi

    1.
  37. düşüncesiz bir insana karşı susmak. asla yapılmaması gereken şeydir. karşı taraf yeterince muhakeme edemiyor ise sizin sürekli alttan almanız onda herhangi bir etki yaratmaz. dolayısıyla düşüncesizlik sürekli devam eder ve sizin buna en kısa zaman da önlem almanız: cesaretinizi toplayıp dur demeniz gerekir. aksi halde her geçen an sizin zararınıza olur.
    maddi zararın manevi etkisi.. sanırım şuan bana bu cümleleri yazdıran şey tam olarak bu. Maddi ve manevi kavramlarını karıştırdığım için üzgünüm. Ama elimde değil. Bir yandan böyle şeyler düşünüp yazdığım için utanıyorum bir yandan da kullanıldığımı, enayi yerine konulduğumu düşünüyorum. Hakeza bunları takmak bana aptalca da gelse, bunu yapmak zorundayım hissiyatına kapılıyorum. Sonuçta sınırsız mali imkanlara sahip biri değilim. bir çok insan gibi çalışıp eğitimime harcayan öğrenci/işçi karışımı bir kimseyim... Belki de işin en tuhaf tarafı bu yazıları yazmama neden olanların maddi olarak benden daha iyi olması… ev@ galiba tüm bu kaygılarımın sebebi: mikro emperyalistlerin kurbanı olan mikro proletarya (düşünün artık proletaryanın bile mikrosuyum) gibi hissetmem…
    0 ...
  38. hayvanların giderek gececil olmaya başlaması

    1.
  39. kurbağalar, köpekler, kirpiler, ben ve benim gibiler daha sayamadığım onlarca tür... sadece gece görünür olduk. kimimiz biyolojik kiminiz psikolojik olarak yıpranmış durumdayız. bunun sebebi ise insan türü. nedeni söylememe gerek yok. gayette biliyoruz zaten. utanmadan bir de gececil diye bir tabir çıkardık. yazık...
    0 ...
  40. konuyu bir şekilde uzmanlık alanına çeken tip

    1.
  41. bilmiyorum demek yerine seçtiği yoldur. dolaylı olarak ama farkında olmadan 'ben buyum abi bende başka numara yok' demiştir. fazla üzerine gidilmemesi gereken tiptir. zira çirkefleşebilir.
    0 ...
  42. reklam yapan ürün ve hizmetleri kullanmak

    1.
  43. sorgulanması gereken harekettir. günümüzde marka, ürün veya hizmetin değer ve fiyat ölçütünü belirleyen en önemli unsur halindedir. markayı daha iyi pozisyona getiren araç ise reklamdır! reklam yapan ürün ve hizmetleri kullanmak belki yanlış bir eylem değildir ama kesinlikle doğru da değildir. çünkü reklam, dünyanın en büyük haksız kazancının döndüğü sektördür. tam bir emek hırsızlığıdır.
    kaliteli ürün veya hizmet vermesine rağmen sırf reklam yapacak sermayesi olmadığı için, reklam yapan daha kalitesiz ürün veya hizmetlerin gerisinde kalan binlerce ürün veya hizmet var. yanı sıra reklam sektöründekiler hiçbir emek sarf etmeden oturdukları yerden, milyarları kaldırabiliyor. hade bunu da geçtim, işin asıl vahim tarafı, ürün veya hizmetler hakkında herhangi bir güvenirlilik belgesi alınmadan reklamları yapılıyor (toplumu kandırma, reklamların tutarsızlığı). üstelik reklam bir çoğumuzda 'vaybe demek ki kaliteli ürün' bu alınır algısı yaratıyor. böylelikle ürüne veya hizmete talep artıyor dolayısıyla fiyatıda.. 'ne yapalım yani bilmediğimiz şeyi almaktan iyidir' diyen arkadaşlar: bir ürün veya hizmet reklamını yapmadan da kalitesini belirleyen standartlar ensitüsü damgasını alabilir. bakın markalaşmaya karşı bir tutum değil bu. ürünün elbette markası olabilir fakat o markanın reklamı olmamalı! hem ürün veya hizmetin kalitesini reklamlar değil, kullanıcılar belirlemeli. başka bir değişle ürün veya hizmetin reklamı kullanıcıların görüşleri olmalıdır. velhasıl, reklam yapan ürünleri alma sermayeye bir darbede sen vur!

    olası epriler: 'apple veya (samsung) marka telefonundan yazdı' diyecek arkadaşlar olabilir. özeleştiri: kullandığım telefon bunlardan biri değil ama o da bir marka, hatta yeri geldiğinde reklam yapan bir marka... malesef teknolojik eşya sektörü reklam yapan firmaların tekelinde. bu hususta şu anlık bir şey yapmak pek mümkün değil. belki bir gün bu sektörde de bir devrim yaşanır. belki bir gün en iyi mühendisler belirli markalarda çalışmak için koşturmak yerine kendi ürünlerini üretmek için koşturur... belki bir gün, belki bir gün...
    0 ...
  44. 4 ekim 2017 posta gazetesi rezaleti

    1.
  45. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1557883/+
    şuan refaketçi olarak x hastanesinde kalıyorum. kitabımı bitirdikten sonra uykum gelmeyince dergi veya fasikül vardır diye dolapları karıştırdım. sonra baktım eski tarihli 3 tane gazete var. incelerken farkettiğim rezalet.

    haber yakın zamanda abd de yaşanan onlarca masum insanın katledilmesine sebep olan malum olayla ilgili. görüldüğü üzere bu üzücü haberde bile alenen verilen bir subliminal mesaj var. insan bazen ne diyeceğini bilemiyor.
    4 ...
  46. pi oranına pi sayısı demek

    1.
  47. yanlıştır! kısaca pi, çemberin merkez noktasından geçen uzantının çemberi kestiği noktaların birbirine uzaklığının çemberin çevresine oranıdır. pi sayısı değil pi oranı dememiz gerekir. sayılar herhangi bir şeyde karşımıza çıkabilen bir şeyin miktarını, değerini, ölçüsünü, uzunluğu alanını veya hacmini belirleyen matematiksel sembollerdir. pi ise sadece çembersel şekiller söz konusu olduğunda karşımıza çıkan özel bir orandır. eğer bir yerde pi oranı var ise orada mutlaka çembersel bir şekil vardır. sadece çembersel şekiller söz konusu olduğunda ortaya çıktığından pi sayısı değil pi oranı demeliyiz! kısaca pi diyebilirsin ama pi oranına sayı demek onu sıradanlaştırır. lütfen pi oranına karşı küçük düşürücü sözlerden kaçınalım.

    edit: ''oranlar bir sayıya eşitlenebilir'' cümlesi ile beni anlamadan saçmaladığımı iddia eden yazar arkadaşa: oranların sayıya eşitlenmesi için ekstra bir çaba gerekmez (cümlenden o anlam çıkıyor) 'oranlar, rakamlar ve sayılar ile ifade edilebilir' diyebilirdin. fakat bu bir oranı sayı yapmaz. mesela avagadro sayısına avagadro oranı diyemediğimiz gibi bir orana da sayı dememeliyiz. ki trigonometride pi bir sayı olarak geçmez açının oranı olarak geçer.

    edit2 (for takiaceae): oranlar zaten birimsiz sayılar ile ifade edilir. çünkü birbirlerini götüren birimler ancak oranlaştırılabilir. buna bir itirazım yok. fakat sayı kavramı ile oran kavramı farklıdır. hatta oran kavramı ile ''sabit oran'' kavramı bile farklıdır. pi sabit bir orandır. bir büyüklüğü veya küçüklüğü yok. mesela pi 3 den büyüktür veya 4 den küçüktür demek abes olur. çünkü o bir oran, sabit oran!
    5 ...
  48. bilimsel formüllerin emperyalizme hizmet etmesi

    1.
  49. insanı bilimden soğutan durum. bugün görüyoruz ki, bilimsel gelişmeler sadece emperyalistlerin işine geliyor. her an gelişen teknoloji ile servetlerine servet katıyorlar. neymiş insanlık içinmiş. * ya bir defol! gelişen hangi bilimsel formül afrika'daki açlığı bitirmeye yaradı. aksine teknolojiyi oraya onları sömürmek için götürmediniz mi? söyleyin hangi bilimsel gelişme savaşları bitirip, dünya'ya barış getirdi. aksine gelişen silahlar ile birbirimizi daha iyi öldürme yarışına girmedik mi? popüler kültür adı altında hepimizi işe yaramaz binlerce şeye (hollywood, face, iphonefun..) sürükleyen üst akıl, bunları gelişip mevcut duruma gelen bilim sayesinde yaptı. onlar bilimi insanları idare etmek, onlardan faydalanmak için kullanırken bizler sadece seyrediyoruz...
    2 ...
  50. abd ordusunun şişirilmiş bir balon olması

    1.
  51. hollywood filmleri ile sürekli göz korkutmaya çalışan abd'nin gerçekte bizden çokta farklı olmadığı gerçeği. teknolojik olarak biraz üstün olsalarda mühim olan o ağır silahları ne kadar verimli (en etkin) kullandığındır (kullanma becerisi). kuşkusuz hamburger beyinli abd askeri, tarhana çorbalı türk askerine karşı zeka olarak da geridedir. silahlarımız daha da güçsüz olsa onlardan daha verimli kullanacağımız için durumu eşitliyoruz. ibd irdisinda bizdin dihi fizli iskir vir diyen savaş dehalarını duyar gibiyim. evet. daha fazla olabilirler. fakat unutmayın ki bir abd askeri ile bir türk askeri ciddi bir cesaret farkı vardır. bu cesaret farkı nufüs farkını rahatlıkla egale edecek düzeydedir. bence abd ilk hamleyi yapmadan biz yapmalıyız. obüslerin rotasını washington'a çevirmeliyiz.
    10 ...
  52. plakasında abd geçtiği için değiştiren vatansever

    1.
  53. bu kadarını abd bile beklemiyordu. abd ekonomisi bu durumun altından kalkamaz, 2 güne kalmaz çuvallar. şimdi sırtınızı koltuğunuza yaslayın ve dolardaki devalüasyonunu izleyin.
    http://www.mynet.com/habe...n-plakali-tepki-3309626-1

    hayır gerçekten de bu ülke de birileri çaktırmadan ülkücüleri karalıyor farkında mısınız? not: liberal spor
    2 ...
  54. tanrı nın insana verdiği karizmatik cezalar

    1.
  55. bazen yine bazı şeyler rayında gitmez iken, birden karşına ömründe bir kere göreceğin bir kadın çıkar. o gün için içini yer, 'ulan acaba bir daha karşılaşır mıyım?' der mecnuna dönersin. işte o kadın ile tekrar karşılaşmayı düşünme dostum başka şeyler düşün. çünkü karşılaşmayacaksın. zira o kadın muhtemelen tanrının o gün sana verdiği son ceza idi. tanrı lan bu. kapanışı klas yapacak tabi. ince ince acıtacak tabi.
    1 ...
  56. yazarların istemediği muhabbetten kurtulma yolları

    1.
  57. sayısal veriler ile alakalı konular açmak. eğer abartırsanız bir süre sonra kendileri kaçar.
    1 ...
  58. emanet edilen eşyanın zarar görmesi

    1.
  59. eşyası zarar gören bu enayi her seferinde ben oluyorum. arkadaş rica ediyorsun arkadaşlık görevi gereği eşyamı paylaşıyorum. sonuç? hüsran. yine isteseler yine veririm. çünkü ben kimseye yok diyemeyen bir malım.

    bir keresinde bir arkadaşın yakın bir arkadaşı ile eşyasını paylaşmadığına şahit olmuştum. içimden eşyasını paylaşmayan arkadaşa karşı bir soğukluk oluşmuştu. dayanamayıp bunu dile getirdim. kendisi 'abi verdiğim gibi alamıyorum ki' dedi. ben ise: 'olsun arkadaşlıktan değerli değil ya' dedim. orada mevzu kapandı. şimdi aklıma o arkadaş geldi. bugün ne demek istediğini daha iyi anlıyorum. misal ben birinin eşyasına zarar versem mutlaka cezası neyse kendime keserim. fakat emanetime zarar veren kimse şimdiye kadar bana samimi bir teklif ile gelmedi. hayır yok diyeceğimi bilerek laf olsun diye bir kaç kere soran oldu şimdi yalan olmasın. tabi bekledikleri cevabı alıp hayatlarına devam ettiler. sonunda şu yazıyı yazdıracak pozisyona soktular beni. hıhm neyse...
    5 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük