motorda arkada oturmak insanı biraz geren bir durumdur. hele daha önce çok fazla binmişlik yoksa. motoru kullanan insan ne tarafa gideceğini ,hangi durumda nasıl manevra yapacağını bildiği için durum normaldir ama arkada oturan önünde motoru kullananın nereye baktığını ,trafik akışı esnasında olan biteni kendi gibi görüp görmediğini bilmez ve bu sebepten dolayı ister istemez kasılır.özellikle dönüşlerde merkez kaç kuvveti sebebiyle motorun dönüş yönünde biraz yatması gerekir . ama arkada oturan bunu bilmiyorsa motorun düşeceğini sanar ve ters yana doğru eğilir ve bu durumda dönmek sürücü için iki kat zorlaşır . bu sebeplerden ötürü arkada oturanın motoru kullanana güvenmesi ve rahat olması gereklidir. istemeden de olsa kasılarak yaptığı haraketler dengelerini bozabilir ve düşmelerine sebep olabilir.
küresel ısınmanın gün geçtikçe artmasından dolayı mevsimlerde de anormal değişiklikler meydana gelmeye başladı. son yıllarda yazdan kışa geçerken soğuk havalar aniden bastırmaya ve şiddetli soğuklar yaşanmaya başlandı .gene aynı şekilde kıştan yaza geçerken havalar birden ısındı ve aşırı sıcaklar yaşanıyor. aradaki mevsim geçişleri zaman geçtikçe çok daha hızlı olmakta. bu gidişle ilkbahar ve sonbaharı gelecek 100 yıl içerisinde sözlüklerimizden kaldırmak zorunda kalabiliriz.
cumhuriyet meydanındaki eski sigara fabrikasının arkasında bulunan caminin adıdır. bir külliyedir. caminin altında bir kaç pasajdan oluşan bir çarşı mevcuttur. bu çarşıda ki dükkanlarda dini yayınlar satan kitapçılar ,elektronik eşyalar satan dükkanlar, fotoğrafçılar,askeri malzemeler satan dükkanlar ,bir kaçtane çay ocağı ve büyük bir market mevcuttur.
yazarlarının hepsinin kurtlu olmasıdır. başkalarının göremediklerini görmesidir. götünü yayıp oturarak köbeğini kaşımak yerine bilgisayar başına oturup birşeyler yazma dürtüsüne sahip insanların meydana getirmesidir.
dertsiz , tasasız ,hiçbir sorumululuğu olmayan adamdır. yada bütün bunların olmasına rağmen kafasına takmayan adamdır.
böyle tipler ya gerçekten çok rahattır ya da içinde fırtınalar kopmasına rağmen dışarıya birşey çaktırmamaktadır.
oyle anlardır ki insan oracıkta uzanabileceği bir yer bulsa yatar uyur ve anın tadını çıkarır.
ör:
- yağmur yağmaktadır, hava ne soğuk ne sıcaktır, serin ve sakin bir hava vardır. yağmur sesisin hafif tıkırtılar ve şırıltılarla duyulabilceği cam kenarı bir yerde mevsimlik bir battaniyeye sarılıp gelen bu sesler eşliğinde uyumanın tadı hiçbir uykuda yoktur.
vize tarihleri yaklaşan uzun bir süre dersa çalışmak namına hiçbirşey yapmamış öğrenci bünyeye masa başına geçip ders çalışmak ölüm gibi gelir. hele bahar döneminde.havalar ısınmıştır günler uzamıştır yaz yaklaşmaktadır. her cıvıl cıvıl kampüste adeta şenlik havasındadır. iş böyle olunca masa başına oturamama sendromu baş gösterir. bunun olacağını daha öncede tecrübe edinmiş arkadaş vize dönemi gelmeden bir yada iki hafta önce ders çalışacağı masayı odasının ortasına koyar. ders çalışmasada günlük işlerini o masada yapmaya başlar .televizyonu ordan izler ,gazatesini orda okur,laptopunu alır oraya taşır sözlüğe bile orda yazar şu an benim yaptığım gibi, hatta orda uyuklar arasıra. amaç basittir .bedeni ve ruhu ders çalışmak için masa başında geçirecelek uzun saatlere hazırlamaktır. çünkü birdenbire kimse o masa başına oturup ders çalışmaya başlayamaz . tavsiye edilen bir yöntem olup faydası tecrübe ile sabittir.
bir tartışma,konuşma veya kavga sırasında karşısındakini dinleyen ve görüşlerine saygı duyup, evet sende haklısın ama bende şöyle düşünüyorum diyebilen insandır.
korku filmlerinin yüzde 50 sinden fazlasında duşta geçen bir dehşet sahnesi mevcuttur. bu filmlerden bir kaçtanesini izlemiş kişi ister istemez duş perdesinin arkasına geçtiğinde bir irkilme hisseder. kimisi bunu zamanla atlatır kimisi ise gittikçe arttırır. perdenin arkasında gölge gördüğünü sanmalar, duşa kabin camından aşağı akan köpükleri gölge sanmak. duş esnasında duyulan sesleri içerden gelen tıkırtılar sanmak. hele birde banyodaki şahıs evde yalnız ise bu paranoya çok daha yüksek olabilir. banyo süresi boyunca eli bıçaklı birinin üzerinize çullanacağını düşünmek çok yorucu ve yıpratıcı bir süreçtir .halbuki banyo veya duş olayı insanı dinlendirmeli kendine getirmeli. etkisinde kalmamak lazım böyle şeylerin.
çukurova üniversitesinde bulunan "yabanci diller merkezi"nin kısaltmasıdır. ama hazırlık okuyan öğrenciler bu dönemde çok rahat bir şekilde okuyabildikleri için öğrenciler tarafından ismi "yatma dinlenme merkezi "olarak değiştirilmiştir.
lise de okurken üniversite sınavında çıkmıyor diye türev ,integral , karmaşık sayılar gibi konuları hocalarının ısrarlarına rağmen dinlemeyen ,öğrenmeyen öğrencinin üniversiteyi kazandıktan sonra aldığı analiz 1 2 ve diferansiyel denklemler derslerini defalarca kez almaktan bıkmış bünyensinin serzenişidir.artık çok geçtir.
adana devlet tiyatrosunun bu sene sergilerdiği oyunlardan biri . oyunda iki aykırı insanın aynı evde yaşamaya çalışmaları konu alınıyor. tiplerden biri su bardağının altına altlık koyacak kadar titiz ,diğeri ise içtiği kolanın kutusunu bir hafta olduğu yerden kaldırmayacak kadar pasaklı bir tip. hoş ve eğlenceli vakit geçirebilinicek bir oyun.
üniversiteden mezun olabilmek veya yüksek lisansı tamamlayabilmek için hazırlanan tezlerin aynı zamanda sunulmasıda gerekebilmektedir. bölümden bu iş için görevlendirilmiş birkaç öğretim görevlisi bir odada toplanıp şahsı karşılarına alır ve anlat derler. kişi anlatır ,açıklar , konuşur . bazıları kıllık yapar soru sorar sıkıştırmaya çalışır insanı. gıcık ederler adamı . bunlara tez komitesi denir. aynı yapan ama sadece dinleyen insanı rahat bırakan her dediğin doğruymuş gibi kafalarını sallayanlar da vardır. rahat rahat anlatıp çıkarsın . bunlar ise tez izleme komitesidir. ilk beş dakikadan sonra tamam yeter bu kadar diyenleri vardır ki alınları öpülesidir. adamı tez elden salarlar.
çok moral bozucu bir durumdur. insanı sözlükten bile soğutabilir. kişiden kişiye değişebilirde . insanı hırslandırıp daha iyi yazması için tetikleyici bir etkide yaratabilir.
bir grup arkadaş arasında sohbet esnasında komik şeyler anlatılır. sıra birine gelir . hadiseyi anlatmaktadır biryandanda gülmektedir. anlatır anlatır ama sadece kendisi güler. çevredeki herkez bir sonuç bekler . hikaye biter ama hala kimse gülmemektedir. bozulan karakter " ya orda olsaydınız kesin gülerdiniz " der.
ruyasında düştüğünü fark eden insanın uyanayım demek yerine şaşırıp söylediği cümledir. düştüğü yani yere yapıştığı andaki titremeyi ve soğukluğu hissetmemek için bünye düşmeden önce uyanmak ister . düşüyorum öyleyse uyanayım demek ister ama uyku semesi beceremez.
otobüs terminalleri ve otobüslerin mola verdikleri yerler her insanın, özellikle karayollarının ulaşım ağının yüzde 99 unu kapsadığı ülkemizde ki her insanın kullandığı ya da maruz kaldığı mekanlardır. bu mekanlarda her kesimden insanı görmek mümkündür. çünkü öyle ya da böyle insanlar bi nedenler biryerden biryere gider. velhasıl kelam durum böyle olunca bu tür yerlerde yaşanacak olaylar da çok çeşitlidir. bu başlıkta bu tür olaylara şahit olan insanların bunları paylaşması .komik mi olur, hüzünlü mü olur, dramatik mi olur, eğlenceli mi olur orası bilinmez. benim dikkatimi çeken birkaç tanesiyle başlamak isterim.
-otobüs mola vermek üzere tesise yada terminale girer ,daha perona girmeden höparlörlerden bir anons duyulur ama anlaşılması imkansızdır. sanarsınız ki anonsu yapan arkadaş konuşurken burnunu kapatır ve çok hızlı konuşur. mırmırmırmırr yarım saat mırırmım teşeekür ederiz. ne için teşekkür ettiğini anlamazsın adamın. günümüzde bu olayı bilgisayar sistemiyle aşan tesisler vardır onlara teşekkür ederiz.
- mola verilmiştir herkes alelacele otobüsten iner direk tuvalete yönelir malum yol boyu ikram var ama mola 4 saatte bir. yanyana sıralı kapılar sırayla geçilir boş bulunan ilkine girilir ve hacet giderilir. bu sırada diğre tuvaletlerden gelen ilgi çekici sesler duyulabilir. şiddetli osurmalar sırasında sesi kamufle etmek amacıyle aynı anda öksürme sesleri duyulur . bu na gerek duymayanlar yol boyu biriken gazı geyet güzel koyverir ve bu sesin yankısını duymanız çok sürmez .gülsen bir türlü gülmesen bir türlü.
-içtiği 25 kuruşluk suyu işemek için 50 kuruş vermek istemeyen tiplerde vardır. canı sıkılır . ulan bir bardak su için 50 kuruş çok değil mi kardeşim diye isyan ederler. öğrenci olması muhmetel tiplerdir. uyanık arkadaş. direk tesislerin arka bahçesine bir çıkış veya varsa sote bir duvar dibi aramaya başlar bulur bulmaz işini görür. kendiyle gurur duyar. kazıkçı tesis tuvaletine 50 kuruş bayılmamıştır ve işemiştir ,göğsü kabarır.
-otobüslerin arkalarında yalnız dolaşan tipler vardır. amaçları açıktır. gaz vardır ve osurmalıdırlar. tesisten uzak ve alnız olabilecekleri tek yer otobüslerin arkalarıdır. eğer hava soğuksa otobüsün motor kapağına sırtını dönerek bir yandan kendini ısıtan bir yandan da osuranlar çoktur. kendimden biliyorum. bu şekilde açık alanda atılan bir iki turda birikimden kurtulunur.
-3 lira verdiği çorbanın yanında 2 ekmek alanlar vardır. sebebi ise açıktır. ulan 1 liralık çorbaya 3 lira alıyorlar deyip verdiği fazla parayı ekmekle kapatmaktır. hemde karın doyurmaktır. çıkışta da ağzına kürdan alırlar. sanarsınki etli yemek yedi de dişinin arasına et kaçtı.
-en önemlisi ise bu yerlere kin duyan insanların otobüsten hiç inmemesidir. neden derseniz . herşeyin iki katı fiyata satılması ve burda mola veren insanların sömürüldüğünü düşünmeleridir. haklıdırlarda. gerçekten herşey fahiş fiyatlara verilir. etimek ekmeği ile yapılan avuç kadar tosta 2,5 lira çeken yerler vardır. çorba 3 lira bir tabak sulu yemek 5 lira gibi. en çok can sıkanıda yukarda bahsettiğim gibi 25 kuruşluk suyu işerken 50 kuruş vermek . çoğu insan düşünmüştür. ulan böyle biryerde hela senin olcak sırtın daha yere gelmez anasını satim , diye.
-mola yerinde unutulan yolcular en kötüsüdür. herşeyi arabada kalır . kalan eşyalarına mı üzülsün yoksa varacağı yere geç kalacağına mı . er yada geç varır ama bir sonraki aynı yere gidicek başka bir otobüsün gelmesi ne kadar sürer kim bilir.
abd ordusunda bolca görebileceğiniz askerlerdir.ordularındaki askerlerin çoğunluğu paralı askerlerdir.erkekler gibi kadınlarda isterlerse asker olabilmektedirler.
değişik türde kömürlerin karıştırılmasıyla elde edilen bazı kömür çeşitleri yakıldıkları zaman bacalarda aşırı kalıntı bırakmaktadır. kalifer kazanlarının içyüzeylerine de kaplayan bu atık ilk başta köpüklü olmakta ama kazan havalandırıldığında köpüklü yapı katranımsı bir yapıya dönüşmektedir. temizlenmesi çok zor olan bu pisliğe verilen isimdir.
motorsporlarında araçların yarış esnasında veya etap aralarında gerekli bakım, onarım ,lastik değişimi ,yakıt ikmali gibi ihtiyaçlarını giderebilmeleri için ekiplere tahsis edilen bölgelerdir. her ekibin bir alanı , çadırı veya aracı vardır .
ukala tiplerdir. genelde yanlarında bir hatun olduğunda daha çamur olurlar.anı şekilde bunu yapan hatunlarda vardır. havalı bir şekilde karşıdakini ezer gibi bir tavır içinde konuşmaları cinayete sebebiyet verebilir.
çinde yaşayan yoksul halkın birçoğu. günlük 1 dolar gibi bir ücretle fabrikalarda üretilen parçaları ailecek evlerinde oturdukları yerde bir araya getirerek hayatlarını kazanıyorlar.
spiderman i oyanayan arkadaşın 50 li 60 lı yaşlarına geldiğinde çekilecek serinin 4. filmidir. niye derseniz adet öyledir. zor ölüm 4 15 yıl aradan sonra çekildi keza rambo ve rocky. stallone 60 yaşına g geldi ringe ancak o zaman tekrar çıktı. 4 numaralar için biraz büyümek lazım hollywood adetlerine göre.
