"
bazen gözlerimin içi gülmüyor da kahkaha atıyor ya
O anlar, hep “O, anlar” belkiliklerinde bir ağacın gölgesinde
Çünkü, serinlemeyi sever düşünceler
Düşünmekten kaynayan bir zihnin içerisinde cehennemi yaşarken.
Bu, sana “hayatım”dan sonra kurduğum en güzel cümleydi.
Bu, sana “Hayatımdan sonra” kurduğum en yaşam dolu cümleydi.
Ayrıca, bu sana hayatımdan sonra önüne serdiğim en uzun cümleydi.
Öyle bir cümleydi ki aynı sana benzer,
Okudukça okumak isterdin.
Ve şimdi ben, öyle bir cümleyim ki;
Sonum hep üç nokta…
"
- kaan eskici
"
Sessizliğin içinde
Gün ışığının peşinde
Silinip giderken anılar
Su kuyusunun dibinde
Boğulup ölür şimdi umutlar
Hayat ki, iki yüzlü bir somurtkan
Ve bilmelisin ki,
Kim kendisine erişirse, yalnızlıkla kendini soyutlar.
Yalnızlık, tek yaşamak mıdır?
Yaşam ve ölüm, bir kartın iki yüzü.
Bir bıçak, adı ölümsüzlük keserken kartları
Ölümsüzlüğün kendisi fanidir.
Bu yüzden, ölümsüzlük için ölmeli ömürlü insan
Çünkü bir daha ölmez ölüler.
Ki görmüştüm bir dar ağacının altında bir tabure
Her şeyden uzak bir zamanın içinde.
Kana susarcasına susmak bir nevi aldırmazlık,
Gönlü hoş eyler iki duygunun oynadığı bu eğlence.
Kapanmadan perde, çok şey anlatmak istedi.
Ama hiçbir şey anlatmadı.
Yazıverilirken bir kağıt, bir kalem avcunda
Kırılıverince idam edildi dar ağacı.
"
- kaan eskici
"
Bir anlamsızlık denizindeyiz
Hep beraber.
Dünya’nın yuvarlak olduğunu ispatlar gibi bir yol.
Bir geminin içindeyiz,
Nereye gittiğimiz belli değil,
Ne yapacağımız kesin değil.
Böyle bir muallaktayız işte.
Gemi de sallanıyor zaten, sallantıdayız her dem.
Bir anlamsızlık denizindeyiz
Dünya’nın yuvarlak olduğunu ispatlar gibi bir yol.
Dümen elimizde oysaki, açılıyoruz da denizlere
Dönüp başa döneceğimiz bile belli değil
Aldığımız yolun nereden geldiği ne de nereye gittiği…
Dedim ya,
Dünya’nın yuvarlak olduğunu ispatlar gibi bir yol.
Dönüyoruz işte, olduğumuz yerde.
Sonra sürünüyoruz uzaklara
Uzaklar olan her yere.
Oradan da sürülüyoruz
Uzaklar olmayan her yere
Kendi içimize.
"
- kaan eskici
"
Hava hafif esintili
Burnuma haşlanmış mısır kokuları geliyor.
Yürüyorum…
Dilimde o eski şarkı:
“Çılgın bir rüzgarla geçiyor mevsimler
Aramızda mesafeler.”
Bir şiirin mısrasında bile karşılaşmayı bıraktık.
Sevmeyeli ne çok oldu…
Kelimeler denizinde boğulmaktayım bu akşam
Bilirsin, beceremem yüzmeyi de.
Her kulaç attığımda daha bir dibe çöküyorum
Ve
Susuyorum.
Avazım çıktığınca,
O denli yüksek sesle,
Kulakları sağır edercesine
Susuyorum.
içimde kilometrelerce özlem biriktiriyorum.
"
- ezgi furtim
"
Acıyor.
Ta en derinden hissediyorum.
Aklıma gelmelerinin sebebini çözemiyorum
Kopuk uçurtma misali,
Bir o yana, bir bu yana
ip kimin elinde bilmiyorum,
Sürükleniyorum.
Acıyor.
Bir kuşun kanadına konsam da
Gitsem diyorum.
Belki eşsiz sevda tepesine çıkarır beni
Ama o yüksekten düşmek de var: -Eyvah!-
“ikimiz birden sevinebilirdik
Göğe bakmayı becerebilseydik”
Gök yalnız
Gök mavi
Ama acıyor.
Her sendeleyişte daha çok
Çok.
Canım bile bana acıyor.
"
- ezgi furtim
içindeki hala aktif durumda bulunan uygulamalardan dolayı dakikada %1 şarj harcayan telefondur. Clean master vb. programlar indirilerek görünürde olmayan fakat aktif olan programlar kapatılarak telefonun pil süresi uzatılır.
hermafrodit yani çift cinsiyetli birisiyle sevişmektir, bu kişilerde hem vajina hem penis bulunur lakin ikisinin de çok verimli veyahut verimli çalışması pek olağan değildir, genelde ikisinin de potansiyeli olur lakin biri baskın çıkar ya da ikisinin de potansiyeli olmaz. sevişmek, seksten farklı olacağı için kişinin cinsel bölgelerini pek de alakadar etmez.
türk tarihinde özel bir yeri olan, modern zamanda sanayileşmiş, ülkeye göre refah düzeyi yüksek, buna paralel yoğun göçte alan, kültür birikimi ülke ortalamasının üzerinde, yeşili ve doğal güzellikleriyle bilinen şehir.