Ders yıl bittikten sonra kitapların yakan veya satan öğrencilerin bulunduğu kaç ülke vardır, merak ediyorum, ama bizim ülkemizin bunlardan biri olduğunu biliyorum. Bir insan, ihtiyaç duyacağını bildiği veya sevdiği bir şeyini ne yakar, ne de -daha fazla, daha öncelikli bir ihtiyacın baskısı olmadığı takdirde- satar. Eğer öğrenci kitabını yakıyor veya satıyorsa ya sevmiyordur, nefret ediyordur veya ihtiyaç duymayacağı konusunda bir kanaati oluşmuştur. Bir eğitim ve öğretim sistemi eğer öğrenciye okuttuğu dersleri sevdiremiyorsa, bu dersler ve bilgilerle öğrencinin hayatı, ilgisi, ihtiyacı arasında olumlu/örtüşen bir ilişki kuramamışsa bu sistem iflas etmiş demektir ve gözden geçirilmesi gerekir. Kısacası okumama eksikliğinin önemli bir sebebi eğitim ve öğretim sistemimizle ilgilidir.
b) insan ihtiyaçlarını sıraya koyar ve buna göre de bir öncelikler dizisi meydana gelir. Hayati ihtiyaçlarını temin edemeyen dar gelirli bir insanın, ekmek, ilaç, zorunlu giyecek...yerine kitap alacağını düşünemeyiz. Bu engeli ortadan kaldırmanın da yolu, fert başına düşen milli geliri arttırmak ve her ferdin bu gelirden zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak kadar pay almasını sağlamaktır. Sivil, hayra yönelik şahıs ve kurumların kitap dağıtarak, kütüphaneler kurarak ve çeşitli faaliyetlerle okumayı teşvik ederek "okumanın önündeki engeller"in kaldırılmasına yardımcı olabilecekleri de unutulmamalıdır.
Yıllardır beklenen gelişmeyi yapamamış olası çok üzücüdür. Telefonlarda kullanılan sürümü ayrıca bir hayal kırıklığıdır. Belki de asla gelişmeyecektir. Bilmiyoruz.