bu kız birde hoşlanılan kızsa insanı derin hüzünlere sokar. bir yanın siktir çekmek ister, daha fazla dayanamaz bu hallere, diğer yanın sevdiğin için seven acıya katlanır der. büyük bir ikilemdir.
- okey oynayalım mı ?
+ çok banalsın.
- neden okey güzel bir oyun.
+ ayyy sus yaaaa
- peki
+ tamam oynayalım gel
- vazgeçtim.
ilk buluşmanın henüz beşinci dakikasında masadan lavaboya gidiyorum diye kalkıp bir daha görünmeyen kızdır. insan az çok başına ne geldiğini anlasa da yine de kötüyü düşünmek istemez, yine de kendi için hep iyi olanı düşünür. halbuki kızın beğenmeyip lavabo bahanesiyle kaçtığı ortada olsa da yine de belki önemli bir işi çıkmıştır da haber verememiştir diye düşünülür.
o masada tek başına ağlamaklı gözlerle yenen yemek, garsonun durumu anlayıp tabağı fazladan bol bol doldurup da getirmesi, giderken omza dokunarak 'benden abi' demesi bile insanı derin hüzünlere gark eder.
insanı her ne kadar derinden yaralasa da düşünüce bu durumdaki kişinin yani ben, ne kadar vahim bir durumda olduğunun göstergesidir. belki de ilk ve tek olduğu için her zaman anılarımda bir yerde kalacaktır yüzü, belki de kendimi en azından beni de seven biri oldu diye teselli edişimin umutsuz çırpınışıdır bu durum.
telefon numarası bile hala kayıtlı rehberimde, kim bilir 5 yıl içinde kaç defa değiştirdi numarasını. hayat...
insanın öz güvenini yıkan, kişiliğini yaralayan hüzünlü dakikaların başlamasına sebebiyet veren durum.
facebook profilimde fotoğrafım yoktu, batman resmi vardı. kanka da tanıştırmak için birini ayarlamıştı. kızla baya sohbet edip sinemadan müzikten hayattan konuşmuştuk. onun fotosu vardı, güzel kızdı görür görmez beğenmiştim. en sonunda sohbet senin niye foton yok sorusuna geldi. istersen koyarım dedim. tamam dedi. fotoyu koyunca direkt çevrim dışı oldu. insan en azından beğenmedim veya tipim değilsin diyebilirdi. bazı insanlar gerçekten gaddar.
yürek burkar. yine de insan ister istemez o lafı duyunca çirkefleşir. 'sana mı bakıyorum la' der. öyle bir durum ki kız dönüp giderken iç ses 'yine rezil ettin kendini mal' der. o an insan evrende yalnız hisseder kendini, kimse bakmıyor bile olsa yüz kızarır, saçma salak hareketler yaparak telefonu falan kurcalamaya başlar.
güzel başlayan günün içine sıçan bir harekettir bu.
yüzyüze söylemeye fırsat bulamadığım için facebook da 'senden hoşlanıyorum galiba : )~ ' diye mesaj attım. o sondaki gülücüğün sebebi de redderse diye şaka yaptım diyebilmek için koymuştum. durum o kadar vahimdi.
- senden hoşlanıyorum galiba : )
+ offff
- ?
+ yok bir şey ya
- şaka yapmıştım ciddi sanmadın di mi ?
+ (mesaj gönderilemedi)
eğer bi siktir git demek istemiyorsa amacı anlaşılamayandır. ne kadar da iyimseriz değil mi, bi siktir git demek istemiyorsa... mesajın gönderilme saati 22:00, cevap geliş saati: 02:00.
- uyumak istiyorum
+ masal anlatayım mı
- anlat lütfen (taşak geçiyor burada sanırım)
+ sms ile olmaz arayayım mı ?
- bilmem arasan mı (taşak geçmeye devam)
+ arıyorum
- dur arama!
+ neden
- uykum var çok
+ tamam
- tamam
düşünsene 50 bin kişi o on saniye boyunca sana bakıyor, başarısızlığına orada 50 bin kişi televizyondan milyonlarca kişi tanık oluyor. evdeki karının gözleri doluyor, baban 'yapacağın işi sikeyim' diyor. taraftarlar sesli sessiz küfür ediyor. ve sen o an dünyanın en yalnız en suçlu kişisisin.
golü atmışsın yerinde durup sevineceğin yerde alacaklı kovalıyor gibi maç boyunca atmadığın kadar depar atıyorsun. insan gerçekten çok acayip bir mahluk.
duygu yoğuşmasıdır. insan sevdiğini siker mi değil mesele.
aşık olunca insan göte odaklanmak yerine sevdiğinin gözlerine odaklanır, göğüslere odaklanmak yerine gülüşüne saçlarının savruluşuna odaklanır. tabi sekste önemli ama arada gerçek aşk varsa seks öncelikten düşer.
yok öyle bir şey diyen ya hiç aşık olmamıştır, ya da onun ben götünü sikeyim.