ateş grubu burçlarına mensup kadınlar (koç, aslan ve yay), en azından başlangıç aşamasında bu burcun erkeklerindeki o gizemli, garip bir şekilde hem umursamaz hem ciddi havaya bayılırlar. çözme isteği doğurur oğlak erkekleri bu kadınlarda.
babalar gibi bir gruptur. psychedelic müziğin altın jenerasyonundan aşağı yukarı 10 yıl sonra çıkan bu abiler, psychedelic rock janrını bir adım daha öteye götürmüşlerdir. parçaları ekseriyetle enstrümentaldir, ve hiçbir parçası sıkmaz, kötü albümleri de yoktur. Tek tek çok yetenekli elemanları olsa da 'ulan adam ne solo atıyor be' dedirtmez, çünkü grup olarak çok güzel bir sinerji yakalamışlardır.
yeni nesil rus psychedelic/stoner rock grubu. genellikle enstrümental takılan bu abilerin ilk albümleri 2010 çıkışlı revealed gravitation. onun dışında 3 stüdyo albümleri var. ve hepsi dinlemeye değer. zira şarkılarının riff'leri cayır cayır, insana air guitar çaldırtan cinsten.
Üyelerinin sayısı zaman zaman 30'u bulan, japon psychedelic, freak-out, white noise, hatta folk gibi birçok alanda takılan müzik grubu. kesinlikle bu dünyadaki en ağır psychedelic müziği yapmaktadırlar. beyni yakmak için biçilmiş kaftan.
yaptığı müzik başlı başına bir tür olan, tales of the inexpressible gibi müthiş bir albüme imza atmış -kaldı ki her albümleri harikadır-, hele ki kafanız da biraz güzelse aklınızı yerinden çıkartacak kadar psychedelic efsanevi bir duo.
insanı dumura uğratan bir ifade. bu açıklamayı yapanların geçmişleri didiklense, gençliklerinde ciddi şekilde karşı cinsle ilişkileri konusunda sıkıntı yaşadıkları gibi ciddi bir psikolojik altyapı çıkacağına kalıbımı basarım.
kanımca dünya dışı bir müzik icra etmektedirler. son albümlerinde de anabasis, agape ve amnesia nefis şarkılardır. umarım bu über ikili bu isim altında albümlerini çıkarmaya devam ederler.
ilk jenerasyondan sonrası çok kötü yeaa diye ağlayan beyinsizleri gördükçe pompalı tüfekle vurasım gelen oyun/anime/manga serisi. her jenerasyonun oyunlarını birkaç defa oynamış biri olarak söyleyebilirim ki, platinum oynayan birinin 4. jenerasyon(sinnoh) pokemonlarını, ya da heartgold oynayan birinin 2. jenerasyon (johto) pokemonlarını beğenmeme olasılığı yoktur, kötü dizayn edilmiş pokemonlar ilk 151'de de en az diğer jenerasyondakiler kadar mevcuttur, aynı şekilde iyi dizayn edilenler de. animenin türkiye'de ufacık bir kısmı yayınlandı ve sanılıyor ki pokemon'un altın dönemi oydu. yok öyle bir şey arkadaşlar. animenin unova bölümleri kanto bölümlerinden açıkçası daha güzel, ash hakkaten dövüşerek rozet kazanıyor artık, öyle ilk sezonlardaki gibi sevginin gücüyle falan rozet vermiyorlar. kaldı ki sadece eski pokemonlar olsa oyunlar inanılmaz sıkıcı olurdu, bunda zaten herkes hemfikir, tüm dünya pokemon black ve white 2'nin us versiyonu ne zaman çıkacak diye bekliyor siz ilk 151 diye kıvranırken. ha bizim de kalbimizde bir bulbasaur'ın bir articuno'nun yeri ayrıdır tabi ama yeni pokemonlara bir şans verin, ondan sonra gelin bir konuşun kötü müymüş değil miymiş.
alın size birkaç tane son jenerasyon pokemon, göz var nizam var bunlara nasıl kötü dizayn denebilir ki?
mevzubahis 2009'da girilen son entry'nin sahibi olarak ölümü hakkında bir şeyler yazma ihtiyacı hissettiğim büyük adam. kendim de bir klavyeci olaraktan rahatlıkla söyleyebilirim ki, rock müzik tarihinin en iyi 3 klavyecisinden birisidir kendisi, keith emerson ve rick wakeman ile beraber. ve tür/janr olarak klavyenin yerinin çok daha kısıtlı olduğu bir alanda müzik yapmıştır jon lord progressive rock icra eden emerson ve wakeman'a kıyasla, gümbür gümbür hard rock yapan bir grupta klavyecilik yapmıştır, hard rock'ta klavyenin yerini kendi elleriyle açmıştır, tam anlamıyla öncü olmuştur. benim de ilk göz ağrımdır, ilk tanıdığım klavyecidir, ilk partisyonlarını çalmaya çalıştığım adamdır. deep purple'daki en sorunsuz, en müziğiyle ilgilenen adamdır ayrıca. diyeceğim şudur, çok üzdün be üstad. birkaç gündür lazy dinlerken o ezbere bildiğim hammond melodilerini içimden mırıldandığımda unutuyorum onları senin çaldığını, ve sonradan aklıma geldiğinde ise şöyle bir ürperiyorum. huzur içinde yat.
fender ve les paul'ün kapışması. bu soru bana 3 5 yıl önce sorulmuş olsaydı jimmy page cevabını verecekken, şu anki kriterlerim doğrultusunda ritchie blackmore'u biraz daha öne koyduğumu söyleyebileceğim kıyaslama. kabul etmek gerek ki ikisi de canlı performanslarında biraz özensizdir, ama isteyerek çaldıklarında seyirciyi mest etmeyi de bilmişlerdir.
kanto bölgesi starter'ları arasında her zaman tercihim olan pokemon, dual-typing'i ve zibilyon tane uyutma bayıltma saldırısı sayesinde charizard ve blastoise'ten çok daha stratejik bir pokemon oluyor venusaur olduğunda. sleep powder, giga drain, petal dance, sludge bomb moveset'iyle, bir de modest nature'a sahip iken dezavantajlı olduğu charizard'ı bile kolayca gömebiliyor.
bu sözde örgütün varlığına, internette sağda solda çıkan o aptallık abidesi deşifre video'larına rağmen inanan gerizekalı yurdum ergeni, yapmayın olm, taşak konususunuz bak insanların arasında, cidden. size şunu söylemek istiyorum, ne göz, ne de damalı zemin, ne de piramit sembolleri, mason kültürüne özgü semboller de-ğil-dir.
stanley kubrick gibi büyük bir yönetmenin filmi * hakında bile atıp tutan var ya, bunları hiç yapmayın, gidin suat suna illuminaticiymiş falan diyin mesela, kubrick'e bari dokunmayın, hele ki daha önce hiç kubrick filmi izlemediyseniz ve bu adamın kafasının nasıl çalıştığını bilmiyorsanız, okuduğunuz blog yazısına güvenip böyle işlere girişmeyin. çünkü kubrick filmlerinde isterseniz evinizdeki halının neden var olduğunun açıklamasını bile bulabilirsiniz, kafayı illuminati ile yemişken bahsedilen maskeli ayin'i tereddütsüz illuminati'ye yormanız bundandır, ama sizi temin ederim ki, filmin anlattığı şeyin bunlarla hiçbir alakası yok.
aha şurada göz varmış, burada piramit varmış, oldu sana illuminati'ci tayfa, siz göz ya da piramit sembollerinin mason kültürüne ait olduğunu nereden çıkartıyorsunuz? öğrendiğiniz yeri hemen söyleyeyim, kıytırık bir blog yazarından, ya da diğer başka akli melekelerini yitirmiş komplo teorisyenlerinden. elinizde güvenebileceğiniz hiçbir bilgi yok, ve size bunların hiçbirinin masonik semboller olmadığını da söylüyorum içiniz rahat olsun, bilmeniz gereken sadece mason lobisinin dünya ekonomisinde cidden sağlam bir yere sahip olduğudur, daha fazlasına değil, ve değil mason lobisinin, dünyanın en güçlü dininin bile tüm dünyayı yönetemeyeceğini aklınızdan çıkarmayın, dünyayı yönetmeye çalışan bir iki kötü adam sadece çizgi filmlerde vardır arkadaşlar, aptalca ve yersiz bir emeldir bu çünkü, zeka seviyesi 60'ın üzerinde olan herkes bunu bilir. o yüzden şu saçmalığı lütfen bırakın artık, daha fazla taşak konusu olmayın.
yaşanılan herhangi bir geceyi tek bir parçanın özetlemesi oldukça zor bir ihtimal olduğundan, biraz sözlük yazarlarının müzikal tercihlerini ortaya koyma platformu olarak kullanıldığını düşündüğüm başlık. paylaşılan şarkılara baktıkça da 'herkesin de mi gecesi aşk dolu, ayrılık dolu geçiyor arkadaş bu sözlükte' diye de hayıflandırır beni.