uykusuz dergisi'nde yıllardır yayımlanan ve yazarı çizeri oky olan efsanevi seri! son haftalarda gençlerimizin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor olsa da eklenen, çıkan yan karakterlerle kendi içerisinde belli bir heyecanı ve sarıcı etkisi var! her hafta uykusuz dergi'yi takip edemiyorsanız, satın alabileceğiniz bir yerde yaşamıyorsanız bu seriyi takip edebileceğiniz, sektirmeden hikayeyi paylaşan bir facebook sayfası mevcut! ilgililere;
türkiye ekonomi tarihiyle ilgili önemli bir noktayı vurgulayan, yılmaz karakoyunlu'nun kitabından daha iyi olamayan filmdir. Köydeki malını satıp zengin olma hırsıyla şehre gelerek 'kentleşme sorunu' nun başlamasına yol açan kurnaz insanlarımızın, varlık vergisi yüzünden zor duruma düşen gayrimüslimlerin durumundan istifade ederek, stok yaparak, kısa zamanda sınıf atlaması gerçeği Zafer Algöz' ün başarıyla canlandırdığı karakter aracılığıyla görülmektedir.
Belediyenin açtığı bir çukura düşüp beyin kanamasından ölmüş bir garip şair. şiirden kafiyeyi kovmuştur. o da güzel havalarda evkaftaki memuriyetinden kovulmuştur. öldükten sonra eski sevgilileri için yazdığı aşk resmi geçidi adlı şiiri evinde, bir diş fırçasına sarılı halde bulunmuştur. ne mutlu ki kağıdın ıslak olmayan tarafına denk gelmiştir şu dizeler:
Gelelim sonuncuya
Hiçbirine bağlanmadım
Ona bağlandığım kadar
Sade kadın değil, insan
Ne kibarlık budalası,
Ne malda mülkte gözü var
Hür olsak der,
Eşit olsak der.
insanları sevmesini de bilir
Yaşamayı sevdiği kadar.
büyük şair. yaşarken sigarası aksesuarı olmuş adam. keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
iki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
iki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde kazanması zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
seçimini zekice yapmak, yarılamaktır zafere giden yolu; diğer yarısı kayıtsızlıkla fethedilir. bir yanda istediğin her şeyi söyleyebilirsin, öte yanda mecbur değilsin. ben bir şekilde ikisini de yapmayı becerdim. bu yüzden, benimle bir sorununuz varsa size aittir!
Free Zone filminde 6 dakikayı aşkın bir süre fonda had gadia çalarken kamera açısı değişmeden ağlamış, black swan filmiyle 2011 en iyi kadın oyuncu oscar ödülünü almış yetenek. burada da gülüyor. küçük daha.
neyi arıyorsan onu söyleyen, 'öteki' algısı olan, hem acıtan hem kafa tutturan bir ses. Yakınlardan geliyor... içimizden bir yerden. 'Popüler kültürün eline geçmese, hep mahremimizde güzel kalsa bari' dedirten adam. barışırsa ruhum diye bir şarkısı var bu adamın. diyor ki orada;
Bir dönem dünyanın en ünlü adamı olarak gösterilen, çocukluğunda diğer 4 kardeşi ile birlikte dans edip şarkı söylediği Jackson 5 adlı grubu kuran babasının onu ve kardeşlerini dans etmeleri için kemerle dövdüğünü anlatırken ağlayabilen, bir ağacın tepesinde yazdığı şarkıyı milyonlarla birlikte söyleyen adamdır. Living with Michael Jackson belgeselini izleyen herkesin de anlayacağı gibi aslında büyümemiş hep çocuk kalmış belki de bu yüzden çocuklara fazla ilgi göstermiş ve yanlış anlaşılmış efsanedir. Ayrıca vitiligo hastalığı olmasa ten rengi siyah kalacaktı. Siyah doğmuş bir adamın siyah bir kadından nasıl sarışın çocuğu olur sorusunu akıllara getirendir. Küçükken smooth criminal adlı şarkısının ''annie are you ok?'' dizesini '' eni vici vokke'' olarak söylediğimizdir. Moonwalker deyince göz önünde canlanandır. Huzurlu uyusundur.