Az önce online sayısına bakacakken menüde ‘1’ sayısı takıldı gözüme. ilk defa görüyordum; biraz şaşırıp biraz ürktüm. Bir anda cesaret bulup tıkladım ve bir girdiğim bir entryi gördüm. Bu ne demekti? Ne oluyordu?
Meraklı bakışlarım sayfanın dört bir yanında dolaşıyor bir açıklama arıyordu. Birden farkettim sarı fona yazılmış o italik yazıyı…
“Başlık silindiği için entry silindi.” Ama nasıl olurdu böyle bir şey? Modların böyle bir meziyeti var mıydı? Birisi gelip şehir şehir gezen nicklerle gözlerimize tecavüz ederken, yazarlara zincirleme tamlamalı küfürler edilirken görmediğimiz bu güç neden ortaya çıkmak için 5 sene beklemişti?
Şüphesiz ki sözlüğün başına gelen badireden sonra “sadece kadın yazarlara” sorulacak sorudur. Birbirimizle iletişimimizi kopartmayalım, kıymayalım birbirimize.
Peşin edit: wp kullanmayanlara insta, Twitter, gmail, hotmail, simcity, ve Facebook 101 okey iletişim seçenekleri de bulunmaktadır.
Şüphesiz ki karakter yetmediği için çevrimiçi yerine online yazdım. Listede 75 kişi görünüyoruz ama sadece 5 yazar entry giriyor ve bu durum beni kahrediyor. Lütfen entry giriniz.
Selam arkadaşlar. En son şerefsizler listesine girmemden mütevellit çok kalbim kırıldı ve Yozgat’a dönüp inzivaya çekilmeye karar verdim. Kendinize iyi bakın. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2258128/+
Mevlânâ celâleddîn rûmî’nin kişilik çözümlemesi üzerine yazılmış bir kitap. A.reza arasteh tarafından yazılmış bir kitaptır.
Kitapta ilgimi çeken ilk şey ön sözünü yazanın ve arasteh’in danışmanının Erich fromm olması. Okuyup bitirdiğimde hakkında değerlendirme entrysi gireceğim.
Türkçesi “bekarlar” olarak çevrilen, tür olarak komedi olmasına rağmen bence ağır dram olan film.
J. K. Simmons’un taşdığı, baba oğul ilişkisi üzerinden ilerleyen harika bir film. Konusu:
Orta yaşlarda bir adam henüz doyamadığı eşini kısa süre önce kaybedecek ve oğlu ile artık hayata beraber devam edeceklerdir. Aradan biraz zaman geçtikden sonra bir özel okuldan aldığı bir teklifi kabul ederek öğretmenlik yapmak için şehir değiştirecektir. Çıktıkları yolda aldıkları anne kız bu baba oğulun hayatına hızlı bir şekilde girecek ve tekrar mutluluğun ne olduğunu anlayacaklardır.
Görüyorum orada 81 kişiyiz. Bu kadar kalabalıkta çabalayan tek kişi benim. ikişerli eşleştirme yapıldığında da ben dışarıda kalıyorum. Lütfen entry girin.
Yeni çıkmış bir Amazon orijinal filmi. Chris pratt, yvonne strahovski ve j.k. Simmons’un baş rollerini üstlendiği, fantastik film.
Özetle senaryo 30 sene sonra dünyayı uzaylılar istila etmeye başlıyor. insanoğlu savaşı kaybetmek üzereyken ‘zaman makinası’ vari bir şey icat ediyorlar ve günümüz ile bağlantı kuruyorlar. Dünya liderleri ortak karar verip geleceğimizi kurtarmak için günümüzden askerler göndermeye başlıyor ve kahramanımız da geleceğe giden askerlerden birisi oluyor.
Film normal bir “uzaylı istilası” filmi. Filmde ilginç olan şeylerden birisi dünya liderleri arasında sadece r.t. Erdoğan’ı gösteriyor olması. ilerleyen safhalarda NATO diye bir şeyin kalmadığını, Birçok şehirde olduğu gibi istanbul’da da büyük bir ayaklanma çıktığını söylüyorlar. Filmin geri kalanı Miami’de geçiyor.
Aksiyon açısından gayet yeterli bir film. izleyecek olanlara iyi seyirler.
Dünyanın en büyük veritabanı olduğunu iddia eden, “internet daha popüler değilken biz çevrimiçi hizmet sunuyorduk” diyen, 1998’de 5 asırlık süre içerisinde yazılmış eski ingilizce kitapları dijitalleştiren, en büyük tez veritabanına sahip olan şirket.
Bir e.m. Cioran eseridir. (bkz: emil michel cioran) kitabın özgün adı des larmes et des saints’dir.
Cioran bu eserinde insanın derinliklerine iner ve kendi deyimiyle gözyaşının kaynağını araştırır. Orada azizler ve azizelerle birlikte bach’ı, mozart’ı, Van gogh’u, Dostoyevski’yi, rilke’yi, Mevlana’yı ve Şems’i bulur. Sonra acının, ölümün, yalnızlığın, şüphenin ve umutsuzluğun doruklarına ulaşır. Bu kitap cioran’ın en çok cioran olduğu kitap Olarak tanımlanır. (bkz: kitabın arka kapağı)
“Ben hiç ağlamadım çünkü gözyaşlarım düşüncelere dönüştü. Ve düşünceler gözyaşları kadar acı vermez mi?”