bir yakınını kaybetmiş, bir sevdiğini kaybetmiş veya hayatta bir amacı olmayan insandır. zamanının büyük bölümünü üzgün geçirse de rol yapmayı öğrenir ve mutlu gözükür. zordur, çok zordur "her şeyi geride bırakıp hayatına devam etmek". bir şekilde devam etmek zorundadır ama ne olursa olsun içine işleyen hüzün duygusu onu mahveder belki de ilerde yaşayacağı mutlu anları bile engeller.
kendiyle savaşır ama bu öyle bir savaş olmaz kendisiyle çarpışır, savaşır, kazanır veya kaybeder. işte asıl boşlukta burada başlar ya zaten. " kendiyle savaşan insan, savaşı kazanınca galip mi olur mağlup mu ?" işte bu sorunun cevabını bulamadığından dolayı boşlukta olur.
geçmiş yaşamında çok hata yapmıştır, kazık attığı insanlar vardır, kazık yediği insanlar vardır, kırdığı ve kırıldığı insanlar vardır. her şeye rağmen içinde boğulduğu umutsuzluk boşluğunda devam eder...
peki nasıl çıkar bu boşluktan ? nasıl bir şeyleri eski haline getirebilir ? nasıl eskisi gibi olabilir ? bu tüm sorularının cevabı aslında çok basittir, "hiçbir şey eskisi gibi olmayacak". evet sorunun cevabı budur ama bu cevapta iki farklı yol gösterir. biri iyi olmayı sağlayacak "her şey daha güzel olacak" cümlesi, diğeri ise o boşlukta daha da derine inmeyi sağlayacak "her şey hep daha kötüye gidecek". eğer ilk cümleyi söyleyebiliyorsanız inanın her şey geçecektir zamanla, cidden geçecektir.
boşluk kavramını biraz açmak istiyorum. boşluk... neydi ki bu boşluk ? neden insan kendini dünyadan soyutlaşmış gibi hissederdi ? tüm bu sorunun cevabı "aile" idi. evet aile, dünyadaki en önemli şey. bir annenin ve babanın çocuğa duyduğu sevgi, ne yapmacık ne yalan... evet ve boşlukta olan insanların bir çoğu da çocukluğunun yarattığı o kocaman boşluktaydı, böyle tam o boşluktan çıkacak bir el uzatır diğer insanlar, tam çıkacağını sanırsın ama onlar seni geri o boşluğa iterler. asla dolmayacak bir boşluktur aile sevgisi...
sevgi konusunu da biraz açmak istiyorum. evet hayatımızda sevdiğimiz, nefret ettiğimiz çok insan vardır. peki niye severiz, nefret ederiz ? sorunun cevabını ise hemen söyleyeyim. gerçek sevgi diye bir şey yoktur, çünkü bu hayatta her şey karşılıklıydı. inanın ki bu böyleydi, her şey ama her şey karşılıklıydı. tüm ilişkiler karşılıklıydı, tüm arkadaşlıklar, her şey. tüm ilişkiler mutalistdi, iki tarafta mutlu oluyordu, iki tarafta birbirini mutlu ediyordu ve biz buna sevgi diyorduk ama araya en ufak bir parazit girdiğinde ise bir taraf mutsuz oluyordu ve sevgi hemen bitiyordu. sevgi bu değildi, birini sevmek bu değildi, gerçek sevgi sadece masallarda ve aile de vardı.
bir sonuca bağlayacak olursam; insanın içindeki boşluktan çıkması da, o boşluğun içine kapılıp gitmesi de kendi elinde. elbetteki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, istemsiz bir şekilde değiştiriyor insanı acıları, kırgınlıkları, hataları. boşluktan çıkmak için ise hayata biraz daha pozitif bakmak gerekiyor. hani bir şarkı sözü vardır ya,
"meğer ben ne kadar boş şeylere ağlamışım
ne manasız şeylere bel bağlamışım
eski günler bana yaklaşmayın
hayalden köpüklerle beni sarmayın"
cidden böyledir, zamanla çok kafanıza taktığınız her şey geçer, nefret ettiğiniz insanlara karşı bir şeyler hissedemeyince kazanırsınız. ilk başlarda sorduğum " galip mi mağlup mu ?" sorusunun cevabı da budur. eğer mutlu oluyorsanız kazanmışsınızdır ve inanın ki "her şey daha güzel olacak".
Böyle bir şey olduğunda bazıları kafasını aşağıya eğer, halının desenlerine bakar. Bazıları televizyona bakar. Bazılarıda şakalaşırlar ama ortak olarak konu bulmaya çalışırlar. Peki ya sonuç ? 404 not found.
Canını yediğimin tipleri. Elinden gelen budur, yapıyor asıl tipler bunları eleştiren tipler.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde elin bölücü ve ayrılıkçısı her türlü sanal ve gerçek hareketin sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik vb. versiyonlarını yaparken bir şeyim olmuyor, bunlar hep demokratik, hep müthiş eylemler oluyor da iki vatansever türk evladı çıkıp "t.c."yi bir eylem, bir tepki aracı olarak kullanınca mı komik, şaka, bereli bordolu klavyeli oluyor?
Elin bebek katili kendi propagandasını çatır çatır her şartta yaparken iyi de demokratik ve hümanistik de kendi çapında vatanına milletine destek olmaya çalışan ve bunun için belki de yapabileceği tek şey olan, isminin başına "t.c." ibaresi eklemek hareketini gerçekleştiren türk vatandaşı mı saçma salak, mayoz mitoz, aklınca vatan kurtaran adam oluyor?
Haydi o isminin başına "t.c." ekliyor. sen ne ekliyorsun?
Tabelalardan T.C. ibareleri kalkıyor farkında mısın?
Türk ibareleri siliniyor farkında mısın?
PKK meşru oluyor, şehir meydanlarında adamlar silahları ile kürsüye çıkıyor.
apo denen katil talimat veriyor, mektupları havada uçuşuyor...
Olay vatan kurtarmak değil yeenim farkındalık oluşturabilmektir nitekim başarılı da oldu.