monsoon approach görevi ile sadece autopilot kullanarak ,ils ile eşşek gibi 747 yi muson mevsiminde göz gözü görmez iken singapur a indirince insanı sevince boğan oyundur. deluxe edition ile acceleration pack toplamda 50 liraya piyasada bulunmaktadır.
görevlerin arasında oldukça ilginç olanları vardır.
lost in the triangle: bermuda şeytan üçgeninde kaybolmuş bir yata malzeme pod u bırakma görevi. tabii malum bölgeye girince uçağın bütün verileri sapıtmaya başlıyor.
tokyo executive transport: eğer görevi tamamladıysanız narita havaalanında yardımcı pilotunuzu ingiliz ajanı olduğu ortaya çıkıyor ve sizden taşıdığınız adamların jetini takip etmeniz isteniyor. sonunda haritada görünmeyen gizli bir üsse varıyorsunuz.
london - amsterdam airline run: amsterdam dan londra ya normal bir şekilde kalkış yapıyorsunuz ve fakat o da ne? bir yolcu kalp krizi geçiriyor ve çok geç olmadan acilen rotterdam a inmeniz gerekiyor.
secret shuttle: las vegas mccarran havaalanından aldığınız işçileri, onların haberi olmadan 51. bölgeye götürmeniz gerekiyor. bu görevde belli bir yerden sonra radar bağlantınız kasten kesiliyor...
oil rig transport: bir petrol şirketi müfettişini denizin ortasındaki petrol platformuna helikopter ile götürmeniz gerekiyor. tam platforma indiğinizde orası havaya uçuyor. artık göreviniz helikopter ile orada mahsur kalan işçileri kurtarmak..
carrier landing imc: dünyanın öteki ucunda size ait fa-18 hornet ile uçak gemisine inmek hiç bu kadar zor olmamıştı. uçağınız çatışmadan çıkmış ağır hasarlı ve navigasyon sistemi çalışmıyor. ayrıca göz gözü görmez bir fırtına var. inebilmek için tek çareniz telsizle sizi yönlendiren ve sizinle beraber görevden dönen takım arkadaşınızın direktiflerine uymak ve fırtınanın içinde o manevra yaparken gözden kaybetmemek. yoksa uçak gemisini bulamıyorsunuz ve denize düşmeniz işten bile değil. tek bir iniş şansınız var çünkü görev başladıktan kısa bir süre sonra uçak bingo fuel alarmı veriyor. başarabilir misiniz?
argo kullanmazsa güven verebilecek erkektir. sonuçta gerçeği saklamaz, düşüncelerini söyler ama kırmamaya da özen gösterir. herkesin dobra dan ne anladığına farklı. dobra demek bence açıkça söylemektir. ama açıkça söylemenin de bir üslubu vardır. kız arkadaşınızla dobra konuşmanın bence hiç bir sakıncası yoktur. hatta ne isteyip ne istemediğinizi bilmeleri ileride size güven olarak geri dönebilir. karşı tarafı incitmeden doğru düzgün bir şekilde düşünceleri söylemek, yani eşeğin kulağına su kaçırmadan dobra konuşmak, bence ilişkinin temellerini sağlamlaştırır.
en azından benim için dobra demek fikirlerini korkmadan ifade etmek, ama bunu yaparken de karşı tarafı incitmeyen bir üslup kullanmaktır.
ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap/film/albümü bir şekilde bulabiliriz de, bu kızları nereden bulabiliriz? nerde satıyorlar bir fikriniz var mı? hayır cidden soruyorum ben de bir iki tane almayı düşünüyorum. maximum karta 10 taksit imkanı var mı? **
daha çook yolları vardır.
onlar ki içinde elektro gitar olan her şarkıyı rock-metal şarkısı zannederler.
tamam ben de metal müzik uzmanı değilim, ama nothing else matters ile de metalci olunmuyor.
peki o stalinist ise bu şiiri başkası yazdı herhalde:
taştandı, tunçtandı, alçıdandı, kâattandı iki santimden yedi metreye kadar.
taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan çizmeleri dibindeydik, şehrin bütün meydanlarında.
parklarda ağaçlarımızın üstündeydi; taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gölgesi,
taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan bıyıkları lokantalarda içindeydi çorbamızın
odalarımızda taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gözleri önündeydik.
yok oldu bir sabah!
yok oldu çizmesi meydanlardan,
gölgesi ağaçlarımızın üstünden,
çorbamızdan bıyığı,
odalarımızdan gözleri,
ve kalktı göğsümüzden baskısı binlerce taşın tuncun alçının ve kâadın..