bu ülkeyi seviyorum diyerek entry giren kürt arkadaşlar, bir de bu entrylerini kürtçe yazmayı denesinler, yazabilecekler mi? çoğu yazamaz, çünkü bu ülkede asimile ediliyoruz. Eğitimiyle, birlikte yaşadığı türklerle, medyayla vs. asimile ediliyor.
anasının babasının suratına tükürmektir. bu ülkeyi sevmek, anayasasını kabul etmektir. o da kürtlerin kürt olduğunu inkar eder. Ekseriyeti müslüman olan kürtler için bu allah'ın hükmüne karşı gelmektir. çünkü milletini reddetmek babasını reddetmektir. islamda duhul da huruç da, yani bir milletten çıkmak da başka bir millete dahil olmak da mümkün değildir; piçlikle ifade edilir.
herkese düşman olan zihniyetini sorgulamamak için geliştirlmiş, dayanaksız bir tepki.faşist bir rejimin bu kadar ayakta kalabilmesi, böyle insanlar yaratabilmesiyle mümkündü.
Dreyfus davasının iflah olmaz muhalifiydi, iyi ki öyleydi. Belki de sonraki nesillerin, mesela sartre'ın, varolmanın bir gereği olarak fransadan nefret etmek gerektiğini farketmelerini sağlayanlardan biriydi o.
mürtedlik için, bazı hasedler ve kin ile islamdan ayrılma sonucu ifadesini kullanmak da, islam dinindeki despotluğun ayrı bir belirtisi. Dinden ayrılan için öldürme cezası vermesi bir yana, neden dinden dönmüş olabileceğini de o belirliyor. Çoğu mürted ailesinden dolayı müslümandır, yorumlayacak anlayacak yaşa geldiğinde ya başka bir dini daha mantıklı buluyor ya da din ve allah mefhumlarına şüphe duyuyordur, bu yüzden islamdan dönüyordur. Kabileler zamanında yaşamıyoruz; parayla din değiştirelim. Biliriz ki, bir çok emir ve şeyhe kabilesini müslüman yapması için yüklü meblağlarda rüşvet verilmiştir, 600 lü 700 lü yıllarda.
evlenmeden önceki ismi jenny von westphalen'dir. Bir baronun kızıdır. Karl marx ile evlendikten sonra, sürgün edilen kocasıyla birlikte pek çok ülkeye sığınmıştır. Uzun bir nişanlılık döneminden sonra aileler ikna edilmiş, ikna olmak zorunda kalmış ikili evlenmiştir. 7 çocukları olmuştur; jenny caroline, jenny laura, edgar, henry edward guy, jenny eveline frances, jenny julia eleanor, ve temmuz 1857'de henüz ismi konulmadan hayatını kaybeden bir bebek.1881'de ölümünden iki yıl sonra karl marx da ölmüştür.
Ünlü Rus şair Sergey Yesenin ile birlikteliği olmuştur. Kendisinden 18 yıl küçük olan Yesenin, 1925'te angleter otelinde bileklerini kestikten sonra kendisini asmıştır.
aks-i ayine bakar yare dem a dem küstah
hiç böyleliğin görmemişiz adem küstah
şeklinde başlayan, küstah redifli çok da güzel bir şiirinin bulunduğu divanının yeni basımı akçağ yayınlarındandır. Bu şiir ilk cildindedir.
her imparatorluk gibi ayıplarla ayakta duran osmanlı için hata ifadesini hangi görüşte olduğunuza göre belirrtirsiniz. Sanırım osmanlı fanatikleri için hata kavramından bahsediyoruz. Onlara göre hata, keşke daha çok öldürseydi(zaten katlediyordu), keşke fethettiği yerlerde daha az özgürlükçü olsaydı (başkasının çocuğunu devşirip anasından babasından ayrı koyup müslüman yapmak özgürlükçülük! değil.) Üstelik osmanlı anadoludaki halkları askeri ve ekonomik uşaklar olarak kullanmıştır. O dönemin metinlerini, Edebiyat eserlerini okursanız, devlet yetkilillerinin, ayanların, yeniçerilerin uygulamalarına rastlarsınız. Üstelik türkler için, sarayda ve sarayın denetimindeki her idari, askeri ve dini yerde ve sorumlu kişilerce El Etrak'ül bi-idrak ifadesi (beyinsizler, idrak edemeyenler) ifadesi kullanılırdı.
savaş dönemi anılarından ve belgelerinden oluşan kitabı evrensel ifadesine yamayıp abartmak da neyin nesi? Belinin üstü çalışmayan birinden çıkacak bir söz.
Nazım Hikmet'in şiirinde hoşçakal kardeşim deniz ifadesi ile tanıdğımız bu tamlama, bağdaştırma ; jack Kerouac'ın bir eserinin ismidir; sea is my brother.
Barbarların davranışlarını benimseyen bir toplumda yaşıyoruz; umberto eco'nun faşizmde kahramanlık kültü ile ilgili yazısı iyi özetleyecektir, bu toplumun Fatih sempatisini.Kim kutsayabiliyor, kardeşlerini öldürteni. Çevrenizde bu tür bir davranışı tükürmek dışında ne ile ödüllenidirrirsiniz? ama faşizm, kendine ait uzaktakinin hareketlerine yeni bir anlam katar. Babasını doğuranların işi..
türkiyedeki zihniyetten uzakta iken, müzik alanında oldukça kaliteli işler yapan, türkiyeye, hülya avşar'a bulaştıktan sonra sönmeye başlayan müzisyen. Türkiye dışındaki kürtler, sinemada, edebiyatta, müzikte oldukça orijinal ve kalıcı işlerde bulunuyorlar. Sanırım burdaki kürtlerin kabahati, üretemeyen türkler ile aynı eğitim sisteminden geçip aynı ortamda yaşamaları.
türkiye'nin ab, birleşmiş miletler ve agit gibi uluslararası kurumlarr nezdinde kabul ettiği ama sadece türklüğe yönelik olunca uygulamayı kabullendiği bir durum. Her şey gibi, hukuk da ancak türk olunca var olan bir olgu.
konuştuğun dilin, beyin tarafından algılanmasının, hint-avrupa dillerinden( kürtçeden de) iki misli daha zor algılandığı ispat edilmişken, senin gibi beyin yoksunu birinin algılaması daha zor olacaktır tabi, kendi dilini de başkalarının dilini de.
sosyolojik olarak nelerin genelleştiğini, toplumun genelini oluşturan müslümanların yeni taleplerinden anlayabiliyoruz. Hayret ediyorum ancak tahammül edebiliyorum. Masaya oturma, masada olma sebeplerini bile kendileriyle mecburen bir yaşam alanı içinde olduğumuz bu insanların bu şekilde belirlemesi, ötekileştirilmek kaydıyla daraltılan bir hak- hukuk çerçevesi içine sıkıştırıldığımızı gösteriyor, sanırım.
attila ilhan'ın şiirinde bahsolunan sevgili insan:
"öldü nazım şamilof sarı mustafa
yıkıldı strasnoy ploşçat'ın saat kulesi
eski bolşeviklerden kim kaldı"
Cahit sıtkı'nın şiirinde geçen büyük insan:
"benerci jokond varan üç bedrettin
hey kahpe felek ne oyunlar ettin
en yavuz evlâdı bu memleketin
nâzım ağabey hapislerde çürür"