kapitalizmin daha ne oyunları var sevgililer gününe gelene kadar. sevgililer günü v.s. çok da masum kalır bunların yanında. eğer bunun farkında değilse zatı muhterem, uyandırmayın, takılsın arkadaş. muhtemelen ya sevgilisi yoktur, ya da yeni başlayanlar için solculuk kısmında takılıp kalmıştır. başlasın bi bakalım okumaya Medeniyetler Çatışmasından, daha öğreneceği çok şey çıkacaktır karşısına
Evangelist hristiyanlara göre, dünyanın sonunun geleceği, iyi ile kötü arasında yapılacak savaş esnasında hz.isa'nın dünyaya geri dönüp şeytanı yeneceği ve daha sonra kendisine inananlarla birlikte cennete gideceği, inanmayanların cehenneme gideceği savaş. incil'e göre dünyanın sonu ve iyi ile kötü arasında yapılacak son savaş, yani Armageddon Savaşı'nın çıkması için önce Kudüs'te 2 bin yıl önce Romalılar tarafından yıkılan tapınağın yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bundan sonra 7 yıl boyunca kıtlık yaşanacak. Hz. isa, Armageddon Vadisi'nde Şeytanı yenecek ve dünyanın sonu gelecek. Yalnız burada günahsız insanların kanını akıtan, oraya buraya saldıran ABD, kendini iyinin yerine koyuyor, ilginç tabi.
herkesle iyi olmaya calışan insan, kişiliğinden ödün veren insandır. zira herkesle iyi olmak, mümkün olamayacak bir durumdur. ancak insanları anlamak ya da anlamaya çalışma çabaları takdir edilebilir. aksi halde, karşınızdakinin yanlış gördüğünüz davranışlarını da kabul etmek durumunda kalırsınız ki bu da psikolojik bir vakadır. kişi o an yanlış yapıyordur belki ve kendisi bunun farkında değildir. bu durumda ona yanlışını söylemek ve ona biraz zaman vermek mi doğrudur, ya evet sen de haklısın demek mi? eskiler ne güzel söylemiş "dost acı söyler".
en iyi antiseptiklerden biridir. içilmesinin, -yazarken bile içim kalktı, vücut fonksiyonları için birçok faydası var imiş. yararları ile ilgili bir alternatif tıp sitesine rastlamıştım bir aralar, yaramadığı hiçbir hastalık yoktu. tabi (bkz: bunu yapan insan olamaz)
okurken insanın tüylerini dikan dikan eden, jack london , john steinbeck , edgar allan poe, guy de maupassant , balzac gibi yazarlara ait öç öykülerinin yeraldığı bordo-siyah dünya klasikleri serisinden kitap.
kimse psikopat doğmaz, psikopatlaştıranlar utansın fikrini barındırır. zira öykülerin kahramanları sıradan sayılabilecek insanlar. intikam alırkenki soğukkanlı tutumları ise insanda korku dalgaları yaratıp, rüyalara girecek cinsten. tavsiye eder miyim, ederim yine de. hepimiz biraz psikopat değil miyiz *****
doğada kayalarda ve toprakta doğal olarak belirli miktarlarda radyasyon bulunur. bunun dışında insan kaynaklı(antropojenik) radyasyon da söz konusudur. yapılan çalışmalarda ülkemizde bazı bölgelerde, doğal radyasyonun sınır değerlerin üzerine çıktığı görülmektedir. bu bölgelerde yapılan yeraltı veya doğal kaynak suyu ölçümlerinde de yüksek konsantrasyonlara rastlanmaktadır.
bir yolculuk sırasında, otobüs mola verir. otobüsten inilir, arkadaşla birlikte birşeyler atıştırılır, bu arada muhabbete dalınır, anonslar kulakardı edilir ve daha sonra bir otobüsün hareket ettiği görülür. dinlenme tesisi çok sayıda metro otobüsleri ile doludur. giden otobüsün, bizim otobüs olduğu sanılır ve peşinden koşularak yetişilir, içeri girince o olmadığı anlaşılır. şoförden olsun binin, aynı yere gidiyoruz, valizleri varınca alırsınız beyanatı gelir. şaşkın kahkahalar eşliğinde inilir ve gidip asıl otobüse binilir, yol boyunca ne yaptık biz diye düşünüp gülmeye devam edilir **.
çıkış noktasını yakalayamadığım ya da mecazi anlamını alamlandıramadığım deyim. hayır araları bozulunca külahları mı değiştiriyorlarmış eskiden. al bu senin külahın, ver benimkini bakayım. o zaman da al takke ver külah oluyor, külahları değişmek de beynimdeki anlamsız deyimler klasöründe aynen kalıyor. sileyim bari boşa yer kaplamasın.
sözlük gibi çok sayıda insanın fikirlerini paylaştığı bir internet sitesinde bu gibi kampanyaların gerçekleştirilmesinin eğitime en az sivil toplum örgütleri kadar katkısı olacaktır. işte ülkenin kötü gidişatını gören ama düzeltmek için elinden hiçbir şey gelmeyeceğini düşünenler için bir başlangıç noktası, bir fırsat. kesinlikle desteklediğim ve devamının da gelmesini istediğim bir kampanya.
her ne kadar 2 eylül 2006 çocuk esirgeme kurumunu ziyaret ediyoruz zirvesi nin duygusallığından kurtulup, çok fazla muhabbet edemesek de hakkında yazılan övgü dolu yazıları hakkettiğini gördüğüm bir büyük yürek. yuvadaki çocuklardan birinin talihsiz bir seslenişine muhatap oldu ama karıştı arada tabi herkes kız olunca *.
sorex, bu sorex hayvanı et ile beslenirmiş. intihal olarak algılanmasın, kaynak : karga. eğer biryerlerde arar da yok böyle bir hayvanla karşılaşırsanız, hedef göstereyim : karga *
zirve, sözlükte sadece yıldızlı bakınızla gülücükler saçan ama yazdıkları hiç de komik olmayan arkadaşların yanında yüce gönüllü insanların da olduğunu anlamam ve tanışmam için vesile ve ayrıca daha önce bırakma teşebbüsüm (bkz: sözlüğü bırakma teşebbüsü) olan sözlüğe daha sık uğramayı düşünmeme sebep olmuştur.
uzun zamandır aklımdan geçen bir ziyareti gerçekleştirmeme vesile olduğu için katılmaktan mutluluk duyduğum bir zirve oldu benim adıma. devedikenine ve katılan diğer arkadaşlara teşekkürler.
çocukların daha kapıdan girer girmez koşup boynumuza atlamalarını bir görmeliydiniz. sonrasında da anne şunu yap, anne şunu ver deyişlerini. zamanı olan haftada bir gitmeli bu çocukların yanına. ziyaret ettiğimiz grup 2-3 yaş grubu olduğu için sadece bakıcıları ile bir iletişimleri var ve bu yüzden de konuşmayı bile tam beceremiyorlar. sadece onlardan duydukları emir cümleleri ile konuşuyorlardı. yanlış anlaşılmasın bakıcılar gayet iyi davranıyorlar anladığımız kadarıyla çocuklara ama gerçekten de o kadar çocuğun hepsiyle ayrı ayrı ilgilenmek hiç de kolay değil. eğer bir sorun varsa bu bakıcılardan kaynaklanmıyor. işte bunun için zamanı olanlar sık sık gitmeli oraya. hatfada bir kez ziyaret için bir form dolduruyorsunuz ve bu süreçten sonra koruyucu aile olma durumu da söz konusu olabiliyor.
gitme vakti geldiğinde kucağımdan inmek istemedi en sonuncusu. anne anne diyen sesler de kulağımdan silinmedi henüz.
atatürk'ün ileri görüşlülüğü ve dehası , sonradan kendisine dil uzatacak, eleştirecek, çamur atmaya çalışacak namertlere ölmeden cevaplar bırakmasında gizlidir. atatürk'ü karalamak için ne ile gelirlerse gelsinler, yaptığı büyük işlerin yanında, kendi sözlerinde onlara önceden verilmiş cevaplar vardır.
sanırım istanbul üniversitesi avcılar kampüsünden olanların * beyazıt tarafları uzak şimdi kim gidecek oralara şeklinde düşünüp, görüş bildirmedikleri zirvedir.
içerdiği zehir nedeniyle bu konuda usta olan aşçılar tarafından pişirilmezse öldürücü olabilen balık türü. aşçılar balığı pişirirken zararlı olmayacak bir miktar zehiri temizlemeden bırakırlar, bu da dilde hafif bir uyuşmaya neden olur. zehirli ise de, değil ise de on beş dakika içinde dilde uyuşma olur. ama ölmeyeceğinizden ancak balığı yedikten birkaç saat sonra emin olabilirsiniz. uzun süreli bir adrenalin aktivitesi. evereste tırmanmak, ralliye katılmak falan yanında az kalıyor. düşünürsek, bu heyecan verici aktivitelerin bir amacı var ** ve bu amaca doğru giderken, a acaba ölür müyüm diye düşünmezsiniz, yolunuza bakarsınız. oysa ki fugu olayında önünüzde uzun bir zaman var ve bu dakikalardaki acaba ölecek miyim sorusu bile insanı öldürebilir.
anadoluda frig ler döneminde, ayrıca eski çağlarda iran'da kullanılan şişeler. ölünün arkasindan akitilan göz yaşlari bu şişeye akitilir ve ölüyle birlikte gömülürmüş.iran'daki kullanımı ise savaşa giden eş, oğulun ardından anaların akıttıkları gözyaşlarını bu şişelerde biriktirmeleri şeklinde imiş.