kadınlara yönelik bir reklam yapılmış içten içe bir sevinç kaplamakta içimi, doğru olan da buydu, aslına bakarsanız çikolata ihtiva eden her çeşit yiyeceği en çok tüketen hanım kısmısıdır. regl dönemlerinde bu tüketim maksimum seviyeye ulaşır. kadınlara yönelik kaslı seksi erkeklerin kımıl kımıl olduğu bu tip reklamlar daha kolay amacına ulaşabilir.
tanım: biscolata yiyen kadınların tahrik olacağına sanmıyorum ancak promosyon amaçlı kullanılmış seksi erkeklerdir.
cuma namazının sevabından yararlanmayan insandır, o kıldığı namaz var ya kabul olmaz bunun belki günah olarak yazılır hanesine, sonra ahirette gitmez olaydım der, cenabetsin madem otur evinde bok var gidiosun.
ümit işkencelerin en büyüğüdür, aranmayacağınızı bildiğiniz halde telefon başında geçen saatlere katlanabiliyorsanız, mazoşistsiniz demektir, ara lan sen ara diye gaz veren bir arkadaşa ihtiyacınız var acilen benden söylemesi.
anlayamıyorum çocukların yazarlardan nefret etmesi demek istediyseniz şayet ben daha çok nefret ediyorum, 'yazarların karşı cinsten nefret etmesi' gibi bir başlık açmak istediyseniz ben daha çok nefret ediyorum tamam mı? tamam değil benim içime sinmedi abi bak ne olur düzelt başlık düzgün bişiye benziyor bana ilham geldi çok pis entiri gircem buna nefret kelimesine karşı bir hırs barındırıyorum içimde taşıyor gördükçe.
başlığı açan sayın uuserden özür dileyerek başlayacağım şimdi çünkü atladım okumadan neyse uzatmayım, çocukların karşı cinsten nefret etmesine yarım yamalak pedagojik bilgimle şöyle yaklaşmak istiyorum karşı cinsi keşfedemedği için gizemden nefret eder aslında küçük insanlar çünkü gizem çocuğu yorar, ağladğı zaman herşeyi çözebilen bir yaratığın keşif yapamaması gayet doğaldır. bu yüzden angarya işlerden nefret eder çocuklar,
peki ya yazar kişisi neden nefret eder buyrun yarım yamalak sosyolojik bilgimle aydınlatmayı çalışayım sizi, aynı sistem yazar için de geçerlidir şöyle ki karşı cinsi henüz keşfedememiş ve artık yaşı geçmekte olan yazar kişisi nefret eder karşı cinsten çünkü artık çok geçtir ve bu iş tıpkı çocukluğundaki gibi zor gelir, ben böyle düşündüm.*
çürük diş fetişisti, mesleğini severek yapan ağız kokusundan tuhaf bir haz alan, eli hafif dişçidir, eli hafif çünkü işi uzatır yavaş yavaş, sindire sindire yapar, bir çeşit zevk alır.*
ay daha neler neler var da şimdilik bu kadar yeter, hayatımızın yarısını kaplayan seksi oyunucular ve karmaşık karakterleri bünyesinde barındıran, türk halkının ve sözlük yazarlarının çokça ilgisini çeken bu çarpık cinsel hayatlar ve anlaşılması zor hayatları konu edinen diziyi seyretmeyen insanlar var evet beşir deyince o da kim yahu diye bizi şaşırtan insanlar var, anlaması zor değil ama inanılması güç, beşiri merak edipte bi baksaydın diye yalvardığım arkadaşlarım oldu, seyretmediler a dostlar, seyretmiyorlar, o bihterin yatışa bi bak hele bırakabilecek misin dedim tekine küfür etti bana, izlemiyormuş, en yakın arkadaşım aşk ı memnu saatinde kahveye çağırdı, dedim ulan nasıl olur bu saatte aşk ı memnu başlıyor, o ne lan dedi gözlerim dolu dolu oldu, adnan dedim boş boş baktı, nihal behlül aşkı dedim, bsg joker da ne diyorsun dedi, sigarasını yakıp gitti ya ya.
yönetmen olma hayali olan bir gencin hayatını söndürebileceği yegane bölümdür ,isteksiz eğitim yılına başlayan genç hazırlıkta kalarak hayatını karartacak ilk adımı atar ,ardından 3 aylık yaz döneminde tatil yapmayarak ailenin beklentilerini karşılamak adına kursa gider, ardından hazırlığı geçebilir mi orası meçhul ancak kesin olan bir şey varsa o da bu ingilizce lanetinden hazırlıkta kurtulsa, bölümde yine yakalanacaktır.
melihat gülses e kocası tarafından yazılan şarkıdır, sözleri oldukça basit olmasına rağmen müziği süpersoniktir, bir de melihat gülses in yumuşak sesi var tabi
kendinden önce çocuğunu düşünmesi gerekirken, kendinden ve çocuğundan önce piç kocasını düşünmektedir, hayır ne bokumu yemeye hırslanırsın böyle bir konuda, akılsız başın cezasını çekecek olan ise ne yazık ki çocukcağızdır.
onun yerine türk filmi izle azcık aklını başına al güzelleş sende ikinci kocandan çocuk yaparsın dimi ama hem de pek mutlu bir yuvanız olur parka filan gidersiniz kuşlara simit atarsınız.
sevdiğin kişiden bir belki bir kaç yıl önce doğmaktır ,
yaş aralığının 10 yaşa kadar yolu vardır belkide bülent ersoy hep haklıydı diye düşünüyorum, önyargılı bakış açımın kurbanı oldum bende yaşça küçüklerle sevgili olan ünlüsü, arkadaşı, herkesle dalga geçen hayvanın tekiydim, sonra ne oldu peki efendim gün oldu devran döndü,
allah dedi ki ey mal kulum sen mi dalga geçtin, sen mi bir yılı diline dolayıp insanlarla dalga geçtin, al o zaman sana şöyle bir cezayı uygun gördüm, yaşça küçük bir sevgilin olacak, peki ama bu bi ceza olmadı ki allahım bu bi hediye, korkutuyorsun beni yine bana bi oyun mu hazırlıyorsun, bu mutluluğun sonunda yine benden bişeyler mi eksilecek, hayat yine benden bişeyler mi alacak, gerçek anlamda ağzıma mı sıçılacak, merak etmiyorum yanlış anlama, süreci hızlandırmak gibi bir niyetim yok, tek derdim madem bir oyun oynuyoruz bir kere mutlu sonla, berabere bitirelim olmaz mı, ödeştik, ben hep böyle mutlu kalayım rica ediyorum...
pişmanım dalga geçtiğim günler için *
yaşın bi önemi yoktur sayın okur anlayacağın bu yılların önem kazanması sadece ve sadece büyük uçurumlar için geçerli, korkma, başla, mutlu olacağının garantisini yaşıtın biriyle olduğun vakit de veremem, böyle bişeyin garantisi yok hiçbir şekilde...
kadın programlarında yaşamasına rağmen şaşılan olaylardır, bir iki örnekle şenlenelim hemen:
ebru hanımın sunduğu desti izdivaç programında, bi amcanın sizi gördüm tahrik oldum diyerek, türbanlı bir teyzeye talip olması buna bir örnek olabilir, başka bir programdaki aklı selim teyzemiz ise necati şaşmaz a selam yollayarak şaşırtmıştır ve bu tip olaylara her gün bi yenisi eklenmektedir. hayır seyrettiğimden ya da seyretmekten zevk aldığımdan değil öyle kanal değiştirirken rastladım. **
insanlarla yaşamanın getirdiği zorlıklardır ,yurt yaşamı, toplu taşıma araçları bu toplu yaşamın getirdiklerindendir,, efendim şimdi bu güçlüklerin sebebini gelin birlikte inceleyelim:
- insanlar dünlemeyen varlıklardır sadece konuşurlar bu yüzden herhangi bir anlaşma söz konusu değildir.
- Ve ayrıca bizler tersimize gidene karşı değil ,bizi hiç ilgilendirmeyene karşı en çok hiddet gösteririz evet toplu taşıma araçlarında kavgaya karışan 3. kişi sen busun işte çözdüm seni *
peki biz bu yaşamı seviyoruz diyenlere ne demeli, gerçekten yaşamayı severiz fakat yaşamaya değil sevmeye alıştığımız için..
bu var ya okulunda silik tipidir muhtemelen, ne sevililir ne de nefret edilir bunlardan insanın hislerini ortada bırakırlar afacandır böyle sizi seviyor mu sevmiyor mu hiç anlamazsınız, şakalarınıza gülüyor mu yoksa anaa yine sıçmış lan bu ,du kırılmasın eksi vermiyim mi diyor ne yapıyor anlamadım ki, yanar dönerdir, ibne veya melek değildir öylesine biridir varlığıyla yokluğu birdir...
edit: ulan herkes bi kaçtı başlığı ben açmışım gibi oldu, başlık başıma kaldı tövbe rebbim...
deterjan pahalılığından işkenceye dönüşmüş eylemdir. öğrenci bakış açısıyla ancak böyle açıklayabilirim.
e be joker diyorsunuz duyuyorum, madem çamaşır makinası aldın deterjana mı para yetiremiyorsun, bunun cevabını ben de veremeyeceğim açıkcası, bilemiyorum, ama arada annemi hatırlıyorum 'joker siyahları atıyorum altındakini çıkarda başka bi eşofman giy o da temizlensin' derdi sağolsun, ben hayvan ama bilmezdim işte anne bu kalsın ya üstüme yapışana kadar kalsın çıkarmam diye haykırırdım ,allah beni kahretsin...
anlam vermediğim kişilerdir, aynı kişiler komik iletiler yazdıklarınıda sanarlar, kendilerine acilen çeki düzen vermeli başka türlü ilgi çekmeye çalışmalıdırlar, olmaz böyle olmaz kıllı insan, buruşuk suratlı bebek fotoğrafıyla olmaz...
gecenin bi körü düşüverir aklınıza meret yanar da yanar içiniz, kalkıp içmeye üşenirsiniz bi yandan, bi yandan da damarlarınızda nikotinin yaptığı baskı vardır dayanılcak gibi değil,
sigara sonunda kazanır kaldırır sıcak yatağından, mp3 çalarını alırsın paketin zaten hemen masanın üstündedir, sesizce oda arkdaşını rahatsız etmeden balkona çıkarsın, yalın ayak yere basarsın, hasta olacaksındır ama pek umursamazsın bu bi kriz anı değildir, sigarayla başbaşa kalmaktır, oturur hasret giderirsin bir nefes alırsın kanser olacağını düşünürsün siktir et der için,
sonra ikinci nefes yengenin göğüs kanserinden çerktiği acıları düşünürsün, psikolojik olarak öksürürsün ehim öhüm toparlanırsın, mp3 ten yükselen acıklı şarkıya eşlik ederek nikotinin kana karışıp yormasını beklerisin,
yiğit özgürün eski bi kız arkadaşına yazdığı şiirdir:
gidiyorsun demek...
şunu iyi bil kızım
ben elimi sallasam...
ben elimi sallasam,
küçük bir rüzgardan
başka hiçbir şey olmaz.
ben elimi sallasam,
saçlarına takılır.
ben elimi sallasam...
ancak sen giderken
arkandan sallarım.
güle güle demek için.
güle güle... *
mühim kişilerdir, bi fotoğraf koyarsınız kesinlikle yorum yaparlar, onlar bilgisayar başında oturup sürekli fotoğraf değerlendiren insanlardır, kendileri de fotoğraf yığarlar profillerine ,kendi fotoğrafları biter etraftan bebek ,hayvvan fotoğrafı toplarlar,
hazırlık öğrencisiyse hemen ingilizce yorumu yapıştırıverir afilli, more most kullanır bolca, peki ey akıllı sahibi insan derim ben bunlara senin işin gücün uğraşın yok mu, kah etraftan fotoğraf topluyorsun kah yorum yapıp değerlendiriyorsun, insan ol kendine başka bir uğraş bul, benim sayfamdan da uzak dur eklediğime pişman ediyorsun
hiç beklmediğiniz arkadaşlarınız bakıyorsunuz facebook ağzı kullanarak yorumlar dayamış fotoğraflar altına, katil uşak çıktı yine diye düşünüp arkadaşlığınızı kesiyorsunuz,
allahsız facebook hayatımı kararttın, bu insanlara başka uğraş buluyum diye geceleri uykum kaçıyor...
ev sahibinde gerginliğe sebep olan misafirdir, bunların bazıları abartıp altı temiz, sadece ev içinde giyilmek için alınmış ayakkabı bile getirirler, genelde bunu güne gelen hanımlar yapar, ulan bizim ayağımızda mantar mı var ibiş giy işte bu da terlik ,ama yok onlar kapıda girer girmez, poşetlerinden pantiflerini çıkarıp ayacıklarına geçirirler...
evet efendim bu bilginin bu şekilde yazılmış olması akılda tutmayı kolaylaştıracaktır, ilkokuldaki bir hocanın söylediği bu tekerlememsi bilgiyi hala hatırlarım ama çoğu yerde uygulamam o ayrı...
her akşam okul dönüşü dinlenmek için tv karşısında toplanan ev ahalisinin yaşadığı anlaşmalıktır. misal:
efendim yine yorgunluktan bitmişim sabah 8 akşam 5 okulda mal olmuşum, eve gidiyorum, yolda ölmediysem sırf yemekteyiz seyretme umudum sayesindedir.
o gün yine ısrarlı zile basışım evde krize neden oluyor fakat umursamadan tv başına geçiyorum, çanta bi kenara , mont bi kenara ,televizyon ve ben başbaşa,kumanda bile aramadan doğrudan televizyon üstündeki butonlara saldırıyorum ,sikindirik diziyi geçip(şimdi hangi dizi olduğunu söylemeyim) yemekteyiz adana ayağın a varmak üzere yola çıkıyorum. tam bu sırada arkamdan koro halinde isyan sesleri yükseliyor ve irkiliyorum:
- hoop jokerjim janım seyrediyoruz farkındaysan
+ lan yemekteyiz var bak birbirlerini yicekler, ezik diziye basar her türlü
- ya joker başladık artık koçum bırak anlaşmazlık çıkarma(bak ibibiğin dediğine bak 'anlaşmazlık çıkarma', uyumsuz muyum lan ben)
+ yapmayın ya ben bunun hayaliyle derse girdim(son çırpınışlar, bu arada hala kanalr değiştirmeye ,show tv yi aramaya devam ediyorum)
- al işte böyle mallık yapacağını bildiğimiz için sildik show tv yi, kumandayı da şule içine aldı
+ hepinizin ağzına sıçıyım , ben odama gidiyorum
kiradan faturadan kalan parayı biriktirip, odaya televizyon almayı düşündürdüler bana...
öğrenci evlerinde televizyon anlaşmazlığını çözmenin tek yolu evdeki televiyonu hurdacıya vermektir...
her sabah yaşanan sorunsaldır, bir de her sigara bitiminde gündeme gelir aynı sorun, misal:
efenim yine bir sabah uyandım ,yaktım sigarayı tütürerek mutfağa gittim, gözlerim fır fır ekmek arıyor, nihayetinde açık bırakılmış poşetin içinde ,taşlaşmış ekmek göründü (işte sorun tam burda baş göstermeye başlar), çayımı alıp salona geçtiğimde herkes birer ikişer dökülmeye başladı. hepsinden tiksiniyorum salona her girenden biliyorum ki fırına gitmeyecekler şerefsizler kafa tutacaklar bana bu kez inat edicem diyorum içimden ,
- joker abi bi siga....
+ (daha lafı bitmeden)çayı kodum gidin ekmek alın ben karışmam
- abi bismillah ya hele bi sigara atıver (üşengeç olduğu kadar ,otlakçı bir şerefsizle karşı karşıyayım)
+ lan tamam al hadi içe içe git fırına (sorunu unuturmama çabası)
- yok valaha içmeden gitmem bi yere
+ amk tamam iç hadi iç
evin başka bir sakinine yaklaşılır
- çayı kodum bak fırına gittr haftasonu bari adam gibi bi kahvaltı edelim
+ ben var ya şu saçı yıkamadan şurdan şuraya gitmem
- lan bu fırıncı kim ya dünya seksisi mi yani git işte olum
+ jokerjim sen hiç fırına gitmediğinden bilmiosun tabi...
sırf meraktan lan sırf meraktan kalktım gittim köşedeki fırına, geçirdim terliğimi üşenmeden ulan biri görür rezil olurmuyum demeden gittim, belki hayatım aşkı beni terlikle görüp tiksinecekti ama olsundu, fırını dışarı taşan ekmek kokularından buldum zira daha önce hiç gitmemiştim, fırıncı bi boka benzemiyordu, terliklerime durup durup baktı sanırım çekici buldu, ekmek buz gibiydi eve döndüğümde de lanet etmekten ,kahvaltı edemedim, diyeceğim o ki dostlar bi sıraya koyun kurban oluyum şu bakkal işlerini
başlı başına problemdir, sürekli türkü söylenir, ne biliyim zılgıt çekilir, halay çekilir, bilimum aktivite etkinlik ,gelenek görenek bir türkü programına yaraşır her şey yapılır, ama artık reklam sırasıdır
sesine güvenen ve program boyunca eneji yüklenmiş olan **, şimdi rek lam lar diye hecelerken bir yandan kameraya bakış atar, öte yandan 'reklamları' nağmeli söyler. *
yavşaklık kavaramının sınırlarını belirlemekle başlamalıyım tanıma, birine laf koyma, birini ani bir hareketle şaka mantığıyla yapılanlar bu kavram içerisinde bulunur. kimi insanlar bundan öylesine haz duyar ki, bu hissetikleri orgazma denktir, yolda yürürsünüz bir grup beyni henüz apış arasından kurtulamamış ergen genç ,gıdık hareketiyle sizi ürkütürler ardından siz dönüp küfürler ederken ,ergen genç keyif sigarasını yakmıştır bile...
sigarayı bünyenin kabul etmediğinin kanıtıdır, önce bir nefes alınır sonra duman adım adım ciğerlere çekilir, ikinci nefeste iyice havaya girilir duman ağız büzüştürülürek havaya üflenir ,3. nefeste tüm bu havayı bozacak olan o ses gelir 'hık' ardından bir hık daha dumanı ciğerlerinize yollamak istediğiniz her an hık hık sarsılırsınız...
bir de ağlayarak sigara içmek vardır ki o konuya hiç girmek istemiyorum...
iltifat düşkünü, ilgi manyağı kişinin felsefesidir, belirli bir standardı yoktur,
seni seviyorum ,sensiz ben bir hiçim gibi cümlelere zaafı vardır bu kişinin, seni seviyorum diyen herkese ,sen beni seviyorsun tamam, e ben niye boş duruyum ki bende seni seviyim diye yaklaşan bu kişiden korkulması yersizdir, onun zararı kendisinedir, bağlanması çok kolaydır, kullanması çok basittir, belirli bir kullanm klavuzuna gerek duymazsınız böyle bir sevgiliniz varsa..
kediye duyulan büyük sevginin hemen ardından gelir, kediyi okşamaya başlarsınız, kafasını avuçlarınızın içine alırsınız, okşarsınız ,seversiniz ,okşadıkça mırıldar size daha bir yaklaşır kedi, birden düşünmye başlarsınız ,ne bu yavşaklık diye ,birden tiksinirsiniz kediden yaklaşık 15 dakkika okşadıktan sonra ,ne oluo lan ,ben ne yapıyorum bu kediye git gide yavşaklaşıyo sevgiden kendini kaybediyor ,ne lan bu diyerek az önce okşanan kedi kafasına vurursunuz, kedi ciyaklayarak kaçmadan önce size son defa bakar , siktir git lan gelme bi daha diye sebepsiz yere bağırırsınız çok sevgiden gelen nefrettir bu.
çıkabilecek olası çirkin sesler sifonla kamufle edilmelidir bu tip tuvaletlerde, çünkü belirli bir ciddiyettiniz, bir statünüz vardır ,bunu küçük bir sesle yıkmak istemezsiniz ve hatta bu korkuyla kimi zaman tuvaletinizi eve gidene kadar tutarsınız, mesanenizi patlatmayı göze alırsınız.