Günümüz şartlarında insanların artık günahlarından arınmak için bir nevi cennetten yer satın almak için gittikleri ve bunun için para biriktirdikleri bir nevi günahları parayla satıp kendini rahatlatma seansı, tuğla ile yapılan putlaştırmadır, islam nereye gidiyor?
Genelde hayatla ilgili aşkla ilgili şeyler geçer akıldan insan düşünmeye daha açık olur ya da sadece uykusu olur bir an önce yatmak ister ama uyuyamaz, neyse yazarların ya da insanların aklından geçenlerdir.
Her ne kadar bir tanrının insan beyni tarafından yaratıldığını bilsek de bir soru olarak aklımıza takılan ayrı bir sorundur, her şeye gücü yeten tanrı kendisi gibi her şeye gücü yeten bir tanrı yaratsaydı ne olurdu? Güçler çarpışır mıydı yoksa birleşir miydi? Evrenin hali ne olurdu?
Tanımlamak gerekirse açık ve nettir sanırım, Uludağ sözlük yazarlarının zor ve meşakkatli günleridir.
örnek olarak, tam olarak geçen yıl yaşadığım pek de zor günlerdi, ilkokulun ilk günleri sıra arkadaşım benim bir haftalık harçlığımı çalmıştı ve kanıtlayamamıştık, açı açına gezdim. Bitti.
sixto rodriguez in inanılmaz derecede güzel şarkılarından biridir. şu tarihe kadar hiç kimsenin bilmemesi oldukça üzüntü vermiştir.
güney afrika da devrimin parçalarından biridir.
günümüzde oldukça fazla kanımıza girmiş, genlerimize işlemiş olan popüler kültür ve popüler akım olarak nitelendirilen meretten oldukça etkilenen ve buna bağlı olarak kendi düşünceleri, kendi hayatı ve kendi seçimleri olmayan insandan söz edilmektedir.
nedir bu popüler kültür insanı? neden buna bu kadar bağlı kalır? neden en sevdiği şarkıyı sorunca radyoda çalan top 10 şarkıdan birini söyler? kült filmleri bilemez ve yüksek bütçeli hollywood filmlerini çok da önemser ve bunların gerçekten film olduğunu savunmaya çalışır?
cevabı oldukça basit, globalleşen dünyada tek düze ve düşünmeyen bir varlık olmak oldukça basit bir yaşam stilidir. yormaz, acıtmaz ve sistem sizi oldukça kolay besler. buna aynı zamanda insanın uymak istediği ve uymak için kendini zorladığı 'sürü psikolojisi' de eklenince tadından yenmez bir hal alır.
sistemin dayattığı saygınlığın artı ve ya eksi ile, beğenilmek ya da beğenilmemek ile ölçülmediğini göstermek için çabalayan yazardır.
bunu yaparken de bolca eksi oy almaktadır, vermeye devam edin evet.
bir trollün hayat hikayesini dinlemek, bir söyleşi ve hoş sohbet tadında başlık olarak açılmıştır.
genel olarak sözlüklerde ve hatta hayatımızda bolca bulunan troll insanları tanımak için sorulmuş soru ve bir adet iç dökme olarak tanımlanabilecek hede.
son görülme olayı yüzünden sevgilileri ayıran, ocağa ateş düşüren, flörtleri soğutan, kankaları küstüren bir uygulama olarak, bir ayrılık sebebidir whatsapp.
genel olarak çoğu troll yazarların açtığı, eksi oyları toplamak için açılmış başlıklardır.
ateist ve ya başka dine mensup yazarların islamı kötü olarak yorumlamaları ve din konusunda hassas yazarlardan eksi oy almak için yaptıkları bir eğlencedir. devam etmelerini ve desteklediğimi bildirmek isterim.
yürüyün koçlarım benim.
yazarların kendi dinleri, başka dinler ve ya hatta dine inanmayanlar hakkında kendi düşünceleri olmakla birlikte biraz da tanım yapmaları için açtığım hede.
edit olayı: herhangi bir dine inanamamakla birlikte, dine saygı duyulması noktasında bolca tartışma geçmekte velhasılı aslında pek de matah olmayan 'din' huzur bulmak ve ölümden sonra bir boşluk hissinin kapatılması açısından insanların zihinlerinde her daim var olacaktır.
bu gün bir çocuğun değil, vicdanların, türkiyedeki insanlığın öldüğüne tanık olduk bu bir gerçek. ve insanlar anlamsız şekilde buna üzülmedim ya da bir gram bir şey hissetmedim diyebiliyor. fikirleriniz, yaşadıklarınız ne olursa olsun, bir gencecik, bir çocuk öldü, artık yok, bir polis tarafından öldürüldü ve biraz olsun o katı artık yok olmaya yüz tutmuş vicdanınız biraz olsun sızlamıyor.
hayatınızı saçma amaçlara ve fikirlere adamış olabilirsiniz, bu sizin seçiminiz ancak bir can, çocuk bir can, yapmayalım bunu.
ali ismail korkmazlar, ethem sarısülükler, berkin elvanlar ölmesin, genç insanlar ölmesin, anneler babalar ağlamasın artık. buna sessiz kalmayalım ne olur, uludağ sözlük ailesi olarak duyarlı davranalım.
bir kendini beğenmişlik, bir zenginlik, bir farklı görme kendilerini halktan. bu tür duygularla yola çıkan fenerbahçe taraftarından nefret etmektir, ancak en büyük nefret ise fenerbahçeyedir. her zaman diğer takımları çekemeyip bir şike, bir sahada değil de masada kazanma hırsı yüzünden nefret açığa çıkar. olay bundan ibarettir.
fenerbahçeden ve fenerbahçe taraftarından nefret ediyorum ve bunu gururla söylüyorum. siz de nefret edin şiddetle tavsiye edilir.
öfkeyle edit: doğal bir sürtüşme sonucu ortaya çıkan bir olgu olmadığını da gururla söylemek gerek.
kadınların, bayanların ve artık kadınsı özellikler kazanmayan başlayan erkeklerin kullandığı fotoğraf uygulamalarıdır.
olay şu ki eğer bu uygulamalar olmasa dünya daha temiz ve yalandan arınmış olacaktır. bir serzeniş bir isyan çığlığı aslında benim yaptığım.
tüm kullanıcılara sesleniyorum, eğer o programlar olmasa siz ne kadar çirkin olurdunuz merak ediyorum.
bir istek, bir arzu, bir yakarış. isteyen kişiye göre anlamı değişir.
bana göre mi? evet bana göre biri beni duysun, sevsin ya da anlamak için çaba mı sarfetsin, belki. duygusal yükümü mü paylaşsın? elbette hayır, kim kimin yükünü çekmiş bir karşılığı olmadan. ama çıkıyor, evet oluyor istisnalar, güzel insanlar ama dediği gibi üstadın 'sen insanları da sevmezsin değil mi? parayı da aşkı da, duyguları da'
dır. açıklıyorum:
bu gün gece bu saatlerde bir gireyim lan ne var bu kadar cezbeden milleti bu sitede diye, bir baktım üye olup, ağladım, sinir oldum, bu ne * dedim. yok bensiz çekilmişsiniz sonra da smileyler falan, hadi bunu sadece kızlar yapsa tamam erkekler ne yapıyor, retrikayla fotoğraf çekinmeler, * fotoğraflar. midem kalktı, anında hesabı sildirmek istedim velhasıl olmuyor işte insanlarla ilatişim kurmak ilk adımı atmak için sistemin mecburiyeti.
o an dedim bana uludağ sözlük yeter, bana sözlüğümü verin. inanın burası daha iyi lan öyle böyle değil sistem içine insanı nasıl çekeceğini çok iyi biliyor * harbi bak.
isyan yaptın neyse, tanım şu: feysbuk kadar saçma, gereksiz, anlamsız ve sebepsiz bir site yoktur acilen çökmesi gerek yeter lan.
yine olmadı: feysbuk kadar saçma bir sitenin bu dünyaya gelmemesidir.***
hafta sonu bir barda yaplmasını istediğim zirvedir, ilk biralar benden değil ha. trabzonda ki tüm yazarlar, okuyanlar, oturanlar, ayaktakiler katılabilirdir zirvesi.
bu başlık entry ya da kelimeler ilginizi çekmeyecek, okumaya üşeneceksiniz, devamını getirmek bile bir ızdırap olacak, hatta bir de bu fikirlere saçmalık, görgüsüzlük ve hatta aşağılama düşüncesiyle yaklaşacaksınız. okumak isteyen hoş yazarlara hitafen.
fikirlere boğulup, dünyayı ve kendimi sorgulamaya karar verdiğim gecelerden birinde aklıma takılan bir konuydu. toplumdan kendini farklı gören(din, ahlak, fikir ve daha bir çok şey bakımından) insanları düşünün. ama onlar başka bir şekilde kulaktan dolma bilgiler ya da kendi çevresel faktörleri yüzünden değil, gerçekten yanlış giden bazı şeyleri gördükleri için böyle olduğunu düşünün.
hayatlarında bir gün bile doğru bir şey yapamamış ve bunun için neden aramayan yapmak için bir amacı olmayan insanlar görüyorsunuz. nedeni çok basit ihtiyaç. insanoğlu çok garip karmaşık bir varlık velhasıl bunu tamamen değiştirmek için bir çok faktör devreye girmiştir. televizyon programları, reklamlar ve toplum; aslında daha bir çok şey var. konu şu ki toplumdan kendinizi çıkarın, ne hissedersiniz? yalnızlık, hor görülme, pis bir bulantı?
dünyada yapmamız gerekenler oldukça basit; ye, sıç, üre, keyfine bak. düşünmek? nedir düşünmek? bir ihtiyaç mı? bize bunu öğretmediler ve gösterilmiyor. hayvandan ayıran en basit özelliğimiz bize öğretilmiyor. ne gereği var? yönetmek! tek amaç yönetmek. düşünmeyen bir toplum, kolay yönetilen bir toplum. din kavramını ele alalım: çoğu insan fazla derinlere inmek contaları yaktırır demekte. bir yaratıcı var elbette ama ne zaman bize karıştı? şuan dünyada her gün binlerce insan birbirini öldürüyor; dünya savaşlarında, afganistanda, hiroşima da nagazaki de, sırf kendine inanmıyor diye insanların ölümüne seyirci kalan tanrı, yaratıcı neredeydi?
konuyu saptırmak istemiyorum amacım bir deneme ya da kitap yazmakta değil, beğeni ya da nefrette toplamak istemiyorum. aslında sizden tek bir şey istiyorum, düşünmek. bir düşünün ailenizin, akrabalarınızın, arkadaşlarınızın hayatlarından farklı bir hayat ya da fikirlerinden farklı bir fikirde yaşadığınızı. bu kelimeler saçmalık, o kadar bağlanıyor ki insan bu topluma ve sisteme bir aksini söyleyen insanı deli ya da benzeri etiketlemeler yapıştırıyorsunuz. bu site yöneticisi, insanların fikirlerini, özgürlüklerini paylaştığı siteye reklamlar alıyor, açılmak istenen başlıklar bakanlık onaylı olmak zorundaymış gibi işlemlerden geçiyor.
bu dünyada yanlış giden bir şeyler var. bunlara ayak uyduruyoruz, yok olmamak için, değişmekten korktuğumuz için, sokakta insanlar birbirini öldürüyor, göz yumuyoruz, öpüşüyoruz ahlak dışı bulup kınıyor kötü muamele ediyoruz. yapmayın. toplum içinde yozlaşmayın.
bu ülkenin başbakanına kurtarıcı mesih gibi sığındınız. bu gün neler yaptığını hepiniz biliyorsunuz, size televizyonlar göstermiyor, gazeteler yazmıyor ama biliyorsunuz. içinizdeki sese kulak verin tek bir kez olsun.
sözlüğün dayatımı olan tanımı yapmam gerek: toplumun yozlaşma aracı olduğudur, gerçektir ve yadsınamaz, yok olup giden fikirler içinden çıkan tek bir cümledir.