diğer iki kişinin hiçbir şeyden haberleri yok. haberleri olduğu an, iki tarafta çocuklarının velayetini alır, bütün sosyal çevreleri (aynı) hatta aileleri öğrenir. hayatları baştan sona tepe taklak olur. haberleri olmazsa da hiçbir şey olmamış gibi devam ederler. bir bedeli olmamalı mı?
yaklaşık 1.5 yıldır beraber olduğum insanın, birkaç ay önceki ayrılığımız sırasında (2-3 hafta kadar sürdü) eski kocasının en yakın arkadaşıyla yattığını öğrendim. biz tekrar barıştıktan sonra da herife nude göndermiş.
eski kocasıyla yattığı kişi her sabah spora falan giden tipler. eski sevgilimin çocuğu olduğu için de eski kocasıyla sık sık görüşüyor. eski kocası da şahane bir baba ve insan.
birkaç gün önce, tesadüfen telefonu açık kaldığı sırada, bu kişiden mesaj geldiği için mesajları okudum ve o sırada bunları öğrendim. daha önce o adamın sana ilgisi olabilir mi diye ima ettiğimde, sinirlenip yerde şişe falan kırmıştı. *
şu an, ahlaki bir ikilem içerisindeyim;
sevgilimin eski kocasına ve aldattığı adamın eski karısına (buların 4'ü arkadaş) bu ikisinin yattığını söylemeli miyim? eğer söylersem, 7 yaşındaki kızının hayatı mahvolacak. eski kocası, eski sevgilime dava açacak, işini elinden alacak, bütün sosyal çevresi öğrenecek. kısaca hayatı sikilecek. bunlar olurken de, elbette kızının hayatı mahvolacak. ancak hiçbir şey yapmazsam da, o ikisi hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam edecek, ve arkadaşlarının yüzlerine utanmadan bakmaya devam edecekler.
siz olsanız ne yapardınız?
edit: yanlış anlaşılmış.
ben zaten ayrıldım. ikilem eski kocasına ve aldattığı kişinin eski karısına olanları anlatıp anlatmamak. bunların 4'ü arkadaş. 2 eski çiftin de 7 yaşında çocukları var.
4'lü arkadaş olarak takılmaya devam ediyorlar. bilhassa eski kocası ve aldattığı kişi çok yakın arkadaş.
yaklaşık bir hafta önce liseden arkadaşımla görüştüm. 10 yıldan uzun zamandır görüşmüyorduk ve haberdar da değildim kendisinden. facebook'tan mesajlaşıyorduk nadiren de olsa ve görüşelim hızlıdan dedik.
gerçekten yüreğim dağlandı. zira arkadaş körkütük sarhoş ve felaket bi halde geldi. söyledikleri çok anlamlı değildi ama 4-5 kez amatem'e yatmış, birkaç kez intihar etmiş ve ölümden başka bir şey demiyordu. elimden geleni yapıp evine bıraktım.
işin ilginci, bu adama ilk sigarasını ve içkisini ben içirmiştim lise çağlarında.
ülkede yaşanan anti demokratik eylemleri, yolsuzlukları, uyuşturucu kaçakçılığını, faili meçhulleri, nepotizmi ve daha aklınıza gelebilecek her türlü adaletsizliği öncelikle denetleyecek, sorgulayacak, insanların haberdar olmasını sağlayacak mekanizma medyadır.
türkiye'de bunu yapabilecek bir medya var mı?
medyanın işe yaramadığı ve her anlamda derdest edildiği noktada, bunların işlevini yerine getirmesi gereken ikinci (belki de en önemli) güç hukuktur.
türkiye'de bunu yapabilecek bir hukuk var mı?
bu iki güç de güçsüzlüştürüldüğünde, ülkedeki muhalefet parti liderlerinin, milletvekillerinin, belediye başkanlarının sorumluluk almasını, bir şeylere karşı durmasını isteriz.
türkiye'de bunu yapabilecek bir muhalefet var mı?
bu üç sorunun cevabını da biliyoruz. geriye ne kaldı? siyaset, hukuk ve medyanın eli kolu bağlandıysa ve halkın kurtuluşuna karşı en ufak bir direnç gösteremeyecek konuma getirildiyse, insanların yapabileceği tek şey nedir?
evet sokağa çıkmak. lakin türkiye gibi memleketlerde oturmuş bir protesto kimliği olmadığı, insanların sokakta en doğal anayasal hakkını kullanırken dahi terörize edildiği bir gerçeklikte, halkın sokağa çıkma ihtimali var mıdır? gezi iyi bir örnek. lakin o tarihten beri iktidarı geçtik, ana muhafelet partisinin ve diğerlerinin dahi insanları ne kadar pasifize ettiğini yaşadığımız her inanılmaz olayda gördük.
recep tayyip erdoğan ve iktidarı, 20 yıldır yapmaya çalıştığı, hedeflediği her şeyi neredeyse yaptı. hiçbir muhafelefet partisi bunu engellemedi. engellemeye doğru düzgün çalışmadı bile. ama gidin bakın, taksimde hala gezi parkı duruyor. insanlar karşı durduğu için.
ee, ne olacak peki? bana kalırsa kendi aramızda ülkenin binbir çeşit problemini konuşmaya devam edeceğiz ve oy kullanma zamanı geldiğinde de kılıçdar'ın utanmazca dediği gibi gidip tıpış tıpış oy vereceğiz. bir şey değişecek mi?
sayıları zannedilenden fazladır; ancak merak etmeyin, sizin köhneleşmiş 31 dolu hayatlarınıza hırsla yazdığınız küfürlerinize denk gelmezler. aynı ortamda bulunmazsınız, bir 'şansınız' bile olmaz. zaten bunları yaşamadığınız için buraya yazarak incinmiş duygularınızı nasırlı ellerinizle okşamaya çalışıyorsunuz.
zira hayatında tek gecelik ilişki yaşayan erkekler de o kadınlara ne kevaşe der, ne orospu der, ne kullanmalık peçete der. bu hayatı az biraz yaşamış olup insan eğilimlerinden anlayan insanlar için bunlar önemsizdir.
ananızın bulduğu kızla evlenmeye devam edin siz gencolar, aman dikkat edin ayakta uyutmasın sizi o kız. bu mallıkla her şey beklenir.
ilginçtir, son yıllarda ülkede yaşananlar düşünüldüğünde; haksızlıklar, hukuksuzluklar, cinayetler, hakka geçmeler... hiçbiri aptal topcunun aptal bir histerisi kadar yer etmedi.
bazen, ülkede yaşanan her şeyin müstehak olduğunu düşünüyorum.
bundan 5-6 sene evvel kalkar (trakya'dan) kumarhaneye gider, içkimizi içer, yemeğimizi yer arabayı içki ve etle doldurur geri gelirdik. şimdi taşak geçtiğimiz bulgar'a bile gidemiyoruz.