bol entry içeren başlıklardaki daha önce yazılan entryleri okumaya üşenip, "kesin yazmışlardır ya bunu" diyip entry girmemek. sözlüğe ve yazarlara yapılan saygısızlıktır, yavşaklıktır.
"oha lan oha amca dedi piçe bak" nidalarıyla beyninize bir an tecavüz eden olay. "diyete giriyorum lan bu göbekten herhalde, ulan saçlar da açıldı, evleneyim bari bir an önce" düşüncelerine sevk eder insanı.
küçük sözlüklerin en büyük sorunu. modlar herkesi tanır. onu kırmandan, buna dokundurmadan işleri yürütmeye çalışırlar. zamanla hayat kadını gibi davranmaya başlarlar.
nedenini merak etmeyen insandır. yapmışlar işte bir şey elleşme. değişimden korkarlar, tabuların yıkılmasından korkarlar. etkiye tepki verirler, etki yaratamazlar. bazen tepki bile vermezler. kendilerinin bile inanmadıkları şeyleri, zorla, kendilerini kandırarak, kendilerine yuttururlar. düzen bozulmasın yeter onlar için. ne kadar acı. sonra kapat düğmeyi yat uyu. bu kadar rahat. en çok kullandıkları cümleler "japonlar yapmış aaabii", "dünyayı sen mi kurtarcan be selo kıh kıh kıh" dır. yapmayın ya bu kadar vurdumduymaz olunmaz. yaşıyorsan, hakkını vereceksin, biraz çalıştıracaksın o kıvrımları paslanmış beynini. böyle olmalarının en büyük sebebi cehalettir, uyumaktır, uyutulmaktır.
kendilerini çok akıllı sanan insanlar bunlar, kendilerini akıllı sandıkları kadar karşılarındakini de maldan sayıyorlar. maksat karşıdakini hemen kafalamak, hemen işini yaptırmak, sırf kendi çıkarları için samimiyetsiz samimi cümleler kurarak. takıntı mıdır nedir bilmiyorum ama tiksiniyorum böyle heriflerden. "kasma kardeşim bu kadar ya iki günlük dünyada" diyenler olacaktır, ama kasmadan da olmuyor. bir önceki cümledeki kardeşim kelimesinden bile rahatsızlık duyuyorum mesela. sadece bir merhaban var belki o bile yok adam sana "bizim oğlan" diyor, "kardeeeş" diyor yavşakça. kimsin lan sen? dişlerini dökesim geliyor oracıkta. walla ölseler üzülmem.
her derde deva kızdır. yemek yapar, çamaşır yıkar, ütü yapar. herhangi bir fantaziyi ne zaman, nasıl isterseniz isteyin geri çevirmez. geyşadır bir nevi.
nip tuck dizisinde kolombiyalı bir uyuşturucu tüccarı. pislik, zeki ve sempatik bir portre çizmektedir. robert lasardo tarafından karakterize edilmiştir.
evreni düzenleyen en temel kanun. doğadaki her şey minimum enerji prensibine göre hareket eder. enerji, elektrik, atomlar, yer çekimi, keskin köşelerin çabuk kırılması vs. vs. hepsinin altında yatan temel esas bu prensiptir. insanlarda ise yatarak para kazanmayı istemek gibi bir hal almıştır.
fast food restoranlarının evlere servis yaptığından beri sipariş vermekten başka bir şey yapmayan ve eline telefondan başka bir şey yakışmayan yeni nesil kızlarımız. analarına bakıp kızlarını almaya kalkmayın, üzülürsünüz.
aşkla beslenen delişmen erkektir. atalarının "aşk karın doyurmaz evlat" lafını duymazdan gelip, iyi bir şeyler yaptığını sanan deli aşıktır. yanılgıdadır.
şehrine aşık bir aydınlı davranışı. saçma sapan bir hareket tabii. başka şehirde yaşıyorlarsa bunların arabalarının plakaları da 09 la biter. antalyalılara hiç girmiyorum.
aklı olanların güvenmeyeceği insan çeşidi. bir gün gelir "ben değiştim bık bık oldu" der, ertesi gün yine değişebilir, 3 gün değişmez 4. gün yine değişir. arkadaşıysanız fazla takılmayın, siyasetçiyse sallayın gitsin, aklınız varsa tabii.
hayatı çürütmektir, x ler, y ler, bağımlılar, bağımsızlar arasında kaybolmaktır. akranlar çoluk çocuklarıyla oynarken siz hala belli değer aralıklarında x le oynamaktasınızdır. genelde doktora veya yüksek lisans yapan mühendislerde görülen bu durum harbi rezilliktir.
her şeyden önce yaran bir atasözü. "eğer bir şey işinize yaramıyorsa sallayın gitsin" demek istiyor ama örnek çok güzel seçilmiş. atalarımız işlerini biliyorlarmış ne de olsa, am son kullanma tarihini geçince çoktan kendileri tedavülden kalkıyorlarmış zati. bu sebeptendir ki çıtırlardan şaşmayınız.
sinir ortak paydasında buluşabilen sırasıyla somut ve soyut iki tanım. popolar ve hisler aynı cümlede kullanılırsa ya cinsellik işin içindedir ya da kabızlık.