jirki
-2 (düz adam)
beşinci nesil silik 1 takipçi 0.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    çaylaksınız

    ?.
  1. format bilmeyenin akıbeti.

    sokayım formatına! zati iş olsun deyu yazıyoz. uludağda kaydık, tatil bitti. silin kaydımı.işim yok yeniden yazar olayım deyu kasacam uludağda. hadi leeen!!!
    0 ...
  2. öcalan için gösteri yapan 15 yaşındaki çocuk

    16.
  3. bu olaya tepki duyan bazı şuursuz bünyeler, neden onbeş yaşındaki çocukların liselerde girdikleri kurtlar vadisine tepki duymazlar? ilköğretim öğrencilerini kürt düşmanlığına sevk eden, kanlarıyla bayrak çizdiren zihniyetin yaptığı çok mu makul? durup düşündük karar verdik; adam gibi yorum yapmak varken, ülkemizdeki bu tip olaylara küfür ederek yahut mesene iletisine vatan-millet-sakarya edebiyatı yazarak, feysbukta teröre tepki adına abidik gubidik gruplar açarak vatanseverlik olmaz.

    bu ülkede patron kesimi senin ensene bincek, kanını emecek; hükümetlerin dışarıya borcu onbeş yaşındaki çocukların geleceğinden çalınacak; adam satacak milyonlarca metrekare toprağını, sonra da sana ''ananı da al git ulan'' diyecek, ona gıkın çıkmayacak; o kıt beynin daha onbeş yaşındaki çocuğun yaptığına yorulacak. vay efendim bu kürttü, bu vatan hainiydi deyu ekşide uluda feysbook'da dandik dundik yorum yapacan... ''de s.ktir lan şuursuz'' derler adama!
    3 ...
  4. bir ulkucu olarak uzun sacli erkek

    10.
  5. sozlukege

    ?.
  6. sözlükler aleminde yerini belli edecek bir sözlük oluşumu.
    0 ...
  7. yyu sozluk

    9.
  8. sözlükler aleminde, gereksiz başlık ve seviyesiz entryleri bulundurmamayı başararak, kısa sürede gelişmiş ve gelişmeye devam eden sözlük akımı. sözlük kardeşliği diye birşay var yyusozluk'te, bilmeyen baksın görsün.
    0 ...
  9. sosyalist barikat

    3.
  10. halkın kaba etine girmiş olan emperyalist kazığını çıkarmak için uğraşan fakat bazı şuursuzlarca üç kuruşluk çöp konteynırı eğip büktüler deyu saldırılan insanlar. ulen doğanlar,koçlar,sabancılar sahiplenmedik birşey bırakmazken ülkede; kurtuluş adına üç beş konteynırı eğenlerle mi uğraşıyonuz?

    emrah koş, aydın doğan vatanı s.kiyo!!!
    0 ...
  11. radyosol net

    139.
  12. teknik aksaklıklar nedeniyle bir süredir gündüz yayınlarımıza ara vermiştik. şu an yayındayız.
    1 ...
  13. sosyalist barikat

    2.
  14. faşizme ve emperyalizme karşı kurulmuş barikat çeşidi. çöp konteynırının arkasında direnen insanlara sosyalist, çöp konteynırlarına barikat; neyin ne olduğunu idrak edemeyen ve sündürülmüş ağzıyla yavşak yavşak yorum yapana da şuursuz diyoruz. ne diyomuşuz? yine anlamadın değil mi? atın bunu konteynırın içine.
    1 ...
  15. radyosol net

    138.
  16. kolibandi yayindadir. ilgilenenler gelsin, ilgilenmeyenler de istedikleri kadar eksi versin.
    4 ...
  17. radyosol net

    135.
  18. an itibariyle jirki tarafından yayın yapılan aparat.
    1 ...
  19. hayret eksi yemedim

    ?.
  20. batacak entry yazdıktan sonra, eksi yemediğine şaşıran yazarın söylediği söz. olay beklentinin dışında cereyan etmiş, muhtemelen o entry bazılarının gözünden kaçmıştır.
    0 ...
  21. kurtlerin bu ulkeye verdikleri

    56.
  22. yok sayılan bir ''kimlik'' vermişlerdir. ülke ise onlara başka bir kimlik vermiştir. ''verdiğimiz kimlikte ne yazıyosa osun işte'' denmiştir.
    0 ...
  23. türban yasağını destekleyen zihniyeti anlayamamak

    3.
  24. problem edilmemesi gereken bir anlayamama durumu. çünkü türban yasağını destekleyenler de, türban yasağına karşı koyanları anlamıyorlar. ortada bir ''yanlış anlaşılma'' desen yok, anlamaya çalışılacak konu desen yok; demek ki ''anlamsız'' bir durum var. kimse bize hikaye anlatmasın.
    3 ...
  25. ergenekon denen sey

    3.
  26. ülkemizdeki her türlü sosyalist yapı ve birliktelik ''terör örgütü'' söylemine dahil olurken; ergenekon kahramanalarına, ne medya ne de siyasiler ''teör örgütü'' diyebildiler. bazıları bu örgütü ''yapılanma, oluşum'' gibi sıfatlarla söylediler. son olarak ne olduğunu anlayamadığımız bir ''şey'' çıktı ortaya. şey her anlama gelebilir.
    3 ...
  27. otomatik eksi oy scripti

    4.
  28. sözlüğün bir yerlerinde bulunup da, bazı çevrelerin * keşfettiği bir aygıt var mutlaka. bazı konularda (!) yazılan entryler, ekle butonuna basılır basılmaz eksi oy almakta. eksiyi basan kişide ya çok büyük bir okuma iştahı var, ya da bu zımbırtıyı kullanmakta.
    1 ...
  29. radyosol net

    120.
  30. an itibariyle, aklı başında olmayan insanların, gün boyu dinleyebileceği radyodur.
    1 ...
  31. etyen mahçupyan

    24.
  32. mükemmel bir düşünce adamı ve gerçek bir demokrat. sözünün üstüne söz söylenmeyecek kadar kararlı ve inançlı birisi. zaman gazetesinde yazmaya başladığı dönemde bile, kimse ''ahan da bakın zaman yazarı oldu bu demokrat'' deyu yaygara yapamadı, çünkü kalıbının adamı olduğunun herkes farkındaydı. tartıştığı kişiyi, çat diye çatlatacak kadar dengeli ve mantıklı bir konuşma tarzı vardır. keskin zekası ve olayları hızlı değerlendirme yeteneğiyle, mükemmel bir duruş sağlamıştır.
    2 ...
  33. nazilerle cilvelesmek

    ?.
  34. mustafa kemal'in ölümünden hemen sonra türkiye'de başlayan bir nazi hayranlığı, ikinci dünya savaşına doğru düpedüz cilveleşmeye, hatta gayrimeşru bir ilişkiye dönüşmüştür. bizlere, türkiye'nin ikinci dünya savaşında tarafsız kaldığı söylenirdi ilkokulda. sonradan farkına vardık ki, nazilerle cilveleşen ülkemiz pek de tarafsız kalmamış o dönemde.

    mustafa kemal'in ölümünden sonra, adım adım ikinci dünya savaşına sürüklenmekteydi dünya. türkiye'nin ise hemen yanıbaşında olan birtakım olaylara tarafsız yaklaşması imkaansızdı. elbette 1939 yılında, sanayileşmiş almanya'dan alınan 150 milyon reichmark kredinin bir karşılığı olacaktı. sonrasında 1941'de imzalanan dostluk ve saldırmazlık anlaşmaları devreye girdi. naziler ikinci dünya savaşında, riskleri azaltmak için, sovyetlerin dibindeki bu tazecik ülkeyi tavlamışlardı. 1942'de ise şükrü saraçoğlu önderliğinde, tam da nazi almanyasının fikriyatına uygun olarak, gayrimüslüm halktan varlık vergisi alınması, veremeyenlerin ise tıpkı 1915'lerdeki gibi sürgüne gönderilmesi kararlaştırıldı. aynı dönemde almanya'nın, kullandığı silahlar için ihtiyaç duyduğu krom madeninin, şu anda türkiye'nin sayılı zenginlerinin babaları ve dedeleri tarafından karşılandığı da bir gerçektir. tabi ki giderek artan bu nazi hayranlığı, cilveleşmenin ötesine çıkmakta, halka karşı da yansıltılmaktaydı. açıkça olmasa da, dolaylı yollardan halka açıklanmaktaydı bu aşk. cumhuriyet gazetesi ve nadi ailesi buna örnektir.

    savaşın kızıştığı dönemlerde ise boğazlardan karadeniz'e geçen alman denizaltıları sovyetleri şaşkına uğratmıştı. fakat baştakiler, bu ikiyüzlülüğü inkar etmekte kararlılardı. çünkü almanlar'a ne kadar yardım etseler de, 1. dünya savaşındaki akıbeti yaşamak istemiyorlardı. bilindiği üzere, 1. dünya savaşında da aynı politikayı sergileyen osmanlı, bunun faturasını ağır bir şekilde ödemişti.

    yurtiçinde de hayranlıkla izlenen nazi soykırımları, ülkemizdeki faşistleri de kurtlandırmaya yetmişti. almanların yaptığı soykırım meşru gösterilmek istendi. dünyanın içinde bulunduğu bu kaosun içresinde, yapacağı herşeyi kar olarak düşünen zihniyetler de ülkemizdeki azınlıklara ve ''komünistlere'' karşı harekete geçtiler. o dönem ülkemiz faşistlerinin başını çeken nihal atsız ve takipçileri, ankara ulus meydanında sabahattin ali'nin kitaplarını yakma eylemi gerçekleştirdiler. sonrasında sabahattin ali, faili meçhul bir cinayete kurban gitti.

    savaşın bitiminde, nazilerle olan cilveleşmeleri sovyetler tarafından bilinen ülkemiz, sosyalist güçler tarafından düşman ilan edildi. fakat savaşın yaralarını sarmaya çalışan bu ülkeler, türkiye'den alınacak intikamın peşine düşmediler. sadece siyasi alanda türkiye'nin yolunu kesme eylemlerine giriştiler. bu yüzdendir ki avrupa birliğinin eski sosyalistleri, türkiye'ye olan nefretlerini her platformda dillendirmişlerdir.
    0 ...
  35. devlet bahçeli nin karikatürü

    5.
  36. cumhuriyet gazetesi'nin imtiyaz sahipleri olan nadi ailesinin, pek de yabancı olmadığı türden bir karikatürdür. kendileri de 2. dünya savaşında nazilerle cilveleşirken kapıcı pozisyonunda idiler. al devleti vur cumhuriyete!

    (bkz: nazilerle cilveleşmek)
    5 ...
  37. faşizmin ahlakı

    ?.
  38. vatan ve ırk savunuculuğu adı altında yapılan her türlü ahlaksızlık, faşizmin ahlakıdır.
    1 ...
  39. yaran telefon açma şekilleri

    38.
  40. ahizeyi kaldırıp, ''alo'' veya ''efendim'' demek.
    0 ...
  41. necmettin erbakan

    115.
  42. abbas güçlü

    55.
  43. televizyonların gelmiş geçmiş en basit sunucusudur. ona buna söz hakkı vermekten ve çağırdığı konuğa methiyeler dizmekten başka hiçbir gazetecilik mağrifetine şahit olmamışızdır. hatta işini o kadar sağlama alır ki; üniversiteleri gezerek yaptığı ayaküstü şovlarda, üniversitelerin denyosunu, acurunu, tikisini, maydonozunu seçerek alır salona. e malum, işlediği konular ağırdır.

    efenim, bu zat muğla üniversitesinden yaptığı programda, kenan evren'i konuk etmişti bir zaman. salonda bulunan gençlerin hepsi, ısmarlama sorular sormakta ve kenan evren'in verdiği her cevaba mantıkdışı bir alkış tutmaktaydılar. hatta ''idam cezalarını imzalarken hiç elim titremedi, 12 eylül darbesini bugün olsa yine yapardım'' sözüne bile ayakta alkış tutan şuursuzları görmüştük. muğla üniversitesindeki öğrencilerin tamamını bu denli şuursuz zannetmekteydik ki, gerçeği öğrendik; abbas güçlü programdan önce tedbirini alıp, salona alacağı kavunları çoktan seçmiş...

    sonraki programlarda da aynı taktiği uygulayan bu şahıs, zülfü livaneli ile eskişehirdeki üniversite öğrencilerinin karşısına çıktı. fakat bu defa, nedense süzgeçten geçirememişti öğrencileri. ardarda gelen siyasi sorular ve zülfü livaneli'nin verdiği cevaplardan tedirgin olup, patlıcan rengine bürünmüş bir suratla haykırmaktaydı; '' arkadaşlar, siyasete bir müddet ara verelim''.
    gelip geçen reklam aralarında durumu toparlamaya çalıştıysa da başarılı olamadı. programın sonunda, ''eh sayın zülfü livaneli'den bir türkü dinlesek'' demeye kalmadan, üniversite gençliği hep bir ağızdan gün doğdu marşını söylemeye başladı. anlaşılan abbas güçlü'nün filtreleme yöntemi sökmemişti, eskişehir'deki program öncesinde.
    adam seçmek kavun seçmeye benzemez hemşerim.
    1 ...
  44. metroda inen yolculara öncelik vermek

    17.
  45. toplumsal saygı kurallarından birisidir. toplu taşıma araçlarında, rahat hareket etme ve kaza belaya sebebiyet vermemek için uygulanması gerekmektedir.

    dolmuşlarda inecek kişi, binecek şahsın tepesine düşecek gibi olur. korkan şahıs mecburen yol vermektedir. fakat özellikle istanbul metrolarında sıkıntı daha boyutludur. metro durur ve inen yolculara öncelik verilmesi hususunda anons yapılır. fakat görülmektedir ki, inen yolcular aheste aheste kapıya doğru yürümektedirler. sanki yolculuğun bitmesini istemiyorlarmış gibi bir ifadeleri vardır. kişi yol vermektedir fakat binmek için acele eden kalabalık kendisini dürtükleyip durmaktadır. kapı kapama sinyali duyulur. en kısa sürede vagona atlamak icabeder. inmekte direnen bir iki yolcu omuz gücüyle itilerek vagona adım atılır. yoksa otomatik kapıda sıkışma ihtimali vardır.

    (bkz: dikkat otomatik kapı çarpar)
    0 ...
  46. yüze top çarpması

    1.
  47. kafasındaki düşüncelerlerle seyir halinde olan kişiyi yamultan ani durum. okul bahçelerinde, halı saha kenarlarında, bebe-beliğin gürültüsüyle çınlayan sokak aralarında her an yaşabilecek bir şoktur. topun çarpacağı görüldüğü veya hissedildiği anda gözler kapatılıp, surat büzüştürülürek pozisyon alınır. farkedilmediği anda ise ani tansiyon düşmesi ve dizlerin bağının çözülmesi durumu oluşur.

    dersi asan lise öğrencisi aylak aylak gezinmektedir okul bahçesinde. etrafta top koşturan ortaokulluların farkında değildir. birden yanağına aldığı darbe ile yüzünü kapatıp ''hocam valla ders boş dedilerdiiii...'' deyu sayıklamaya başlar. yaşadığı şokun etkisini attığında, etrafında ''abi görmeden oldu, bişeyin var mı?'' deyu yalakalık yapan öğrencileri görür. sonra yakaladığına tekme tokat girişerek yaşadığı gerilimi çevreye yansıtır.
    3 ...
  48. dolmustan atlamak

    1.
  49. durmak kavramını, on-onbeş kilometre hıza düşmek olarak algılayan dolmuş şoförlerinin, kişiyi mecbur bıraktığı eylem. durunca yeniden kalkış yapamayacaklarını mı düşünürler bilinmez ama bünyeyi böyle durumlara karşı zinde tutmak gerekmektedir. dolmuşun gittiği yöne doğru atlamak, dengeyi sağlamak için en uygun yöntemdir. atladıktan sonra, düşüp düşmediğiniz kontrol edilmektedir sağ aynadan. başarınızı alkışlamaktadır dolmuş içindeki cemaat.
    2 ...
  50. derin devlet

    59.
  51. son zamanlarda iyice ''sığlaşan'', devlet içindeki güç yapısı. devleti ayakta tutabilmek için, gerekli rolü üstlendiklerini belirten kişi ve kurumların, olayı çeteleşme ve mafyalaşmaya dönüştürmesiyle birlikte mide bulandırıcı bir kıvama gelen siyasi aksiyon.
    susurluk olayından sonra yavaş yavaş açığa çıkmaya başlayan bu yapı, çeşitli cinayetlere karışan en basit tiplerin bile devlet içindeki güçlerle irtibatı olduğunun anlaşılmasıyla derinliğini yitirmiştir. her türlü siyasi cinayet ve terör olayının arkasından, devletle bağlantılı şahısların çıkması bir tesadüf olmaktan çıkmıştır. hatta devlet içindeki birimler, bu bağlantıları yalanlamayacak kadar basit bir duruma düşmüşlerdir.
    hrant dink cinayetinin faili ogün samast, ne kadar ''ipsiz sapsız'' birisi gibi gösterilse de, sonradan iplerinin kimlerin elinde olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. bu durumu kabullenmekten, hatta failleri kahraman ilan etmekten bile çekinmeyen bir zihniyet, devletin bulaştığı suçları ''meşru'' göstermektedir. emekli paşalar anılarını kitap haline getirmişler, güneydoğu 'da keyfi yere bombalama ve yol kesme eylemleri yaptıklarını anlatmışlardır. hatta terörle mücadele yaygarasının ayyuka çıktığı şu günlerde, yok satmaktadır bu tip kitaplar.

    birileri hayranlıkla izleseler de; aydınlanabilmiş insanlar bilmektedirler, o derinlerde boğulan değerleri...
    0 ...
  52. haymana

    3.
  53. ankara'ya bağlı bir ilçe merkezi. şehrin girişindeki tabelada, nüfus dokuzbin civarında görünse de, bu kadar nüfusa sahip olmadığı gözle görülür şekilde bellidir.

    frigler döneminde yerleşim alanı olarak kullanılan şehrin ismi ermenice 'den gelmektedir. "'hay'" ermenilerin kendilerine verdikleri isimdir (hayastan: ermenistan), mana ise ''anne'' anlamına gelmektedir.

    çok geniş bir platodur. osmanlı döneminde en iyi atların haymana yaylasında yetiştirildiği bilinmektedir. o dönemlerde, atlar şehrin sokaklarında bile salına salına gezerlermiş. ''haymana beygiri gibi yol ortasında yürümek'' deyimi de bu nedenle ortaya çıkmıştır.

    haymana'nın en önemli özelliği, yaklaşık 35 derece sıcaklıktaki yeraltı suyudur. haymana kaplıcalarında ısıtma su kullanılmadığı için, kızılcahamam kaplıcalarından daha üstün olması gerekirken ilçe yönetimlerinin sorumsuzluğu nedeniyle, şehir kızılcahamam kadar gelişememiş ve çoğunlukla ankara il merkezine yoğun bir göç vermiştir. hatta haymana belediyesi şehrin ortasına koca bir işhanı dikmiş, fakat sonradan birtakım inatlaşmalar yüzünden işhanı yıllarca bir moloz yığını olarak kalmıştır orada. sonradan özel bir hastaneye devredilerek işin içinden ''sıyrılmışlardır.''

    halkın çoğunluğunu şexbızın kürtleri oluşturur. çoğu köye asfalt yoldan ulaşmak mümkün değildir. ilçedeki ekonomik imkansızlıklar ve işsizlik nedeniyle, halk başta ankara olmak üzere çeşitli yerlere dağılmıştır. ilçe merkezinde ise en belirgin şahıslar, belediye başkanı ve encümenler, birkaç jandarma eri (arada bir alışverişe çıkarlar komutanları için) ve birkaç memurdan ibarettir. halkın çoğunluğu, ilçe kaymakamının isminden bile bihaberdir, çünkü bu bölgedeki kaymakamları görebilmek pek mümkün değildir. belki de böyle bir atama hiç gerçekleşmemiştir.

    ankara-haymana arasında taşımacılık yapan, iki otobüs firmasının yıllarca süren kanlı-bıçaklı kavgalarının nihayetinde; belediye olaya el atmış ve otobüs işletmeciliğini kontrol altına almıştır. fakat yine de şehre özel arabanızla gitmeniz tavsiye olunur. yoksa otobüs içinde herhangi bir durumdan şikayetçi olmanız durumunda, aşağıya indirilip otobüs personeli tarafından dövülme olasılığı vardır.
    1 ...
  54. sinirotesi

    ?.
  55. birkaç hafta, televizyon ve anahaber bültenlerinden uzak kalmak ile alt seviyelere indirilebilecek bir sinirsel tepkime. son günlerde memlekette olup bitenden haberi olmadan yaşamak, insanın psikolojisi bakımından yararlı bir olay haline gelmiştir. halbuki önceleri ne çok da kızardık, olup bitenden habersiz yaşayanlara.

    mehmet ali birand'ı görmüyorum. mutluyum, huzurluyum.
    0 ...
  56. sinirotesi

    ?.
  57. efenim internetten gazete başlıklarını tıklayıveriyim dedim. tabi artık radikal falan sarmıyo. bizim gibi insanları bile alıştırdılar abuk subuk gazete manşetlerine. hürriyet gazetesine bakıverdim şöyle, ''şehit eşe selam'' başlığıyla beraber, ''cumhurbaşkanım neyi bekliyoruz, tepelerine binelim'' deyu önermelerde bulunulmuş. cumhurbaşkanı kırmayacaktır kendilerini, binecektir tepelerine.... allah akıl fikir versin; koskoca gazetenin uğraştığı işlere bak. yok tepelerine binelim, yok bu millet sana kurban olsun, yok devenin nalı, yok ertuğrul özkök....

    http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=180&sz=45121
    0 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük