bir hafta dersi kaçırdım, arkadaştan notlarını istedim. istemez olaydım...
'bürokratlar sütatülerini korumak için...' sütatü ne arkadaşım? kaç yıldır bu bölümdesin 'statü' yazmayı öğrenemediysen yazık sana, okuma boşuna yıllarını verip.
yine aynı gün başka bir arkadaştan şöyle bir mesaj gelir:
'yaa yok canım yorgunum direk size gelcem.'
direk bize gelmek. hımm... direkt gelmeyeceksen hiç gelme demek istedim yapamadım.
haa bir de yalnız'ı yanlız, herkes'i herkez diye yazanlar da var ki düşman başına.
işin özü: yaptıkları hatalarla insanı hayattan soğuturlar. onlar farkında bile olmadıkları hatalarıyla mutlu mesut yaşarken siz o hataları içinize dert edip, onlar yüzünden utanırsınız.
kur'an'ın bazı ayetlerinde toplum içinde gücü elinde bulunduran ve kişisel çıkarlarını toplumun yararından üstün tutan zümrenin adı olarak kullanılır. ukte
sadece türkiye'de görülebilecek ölümlerden biri sayılabilir.
yaz aylarında sıcaktan bunalan yurdum insanının serinlikte yatmak için damı tercih etmesi ve uykusunda fazla hareket etmesi sonucu kendini yerde bulmasıyla gerçekleşen olaydır. ukte
yazdıklarını belli bir standarda oturtmuş, herhangi bir kelimeyi ya da cümleyi kendine şiar edinmiş yazarların nick'ini görmeden kim olduğunu anladığımızda söylenebilecek cümledir.
bir entry'nin başında evet efendim gördüğümüz anda yazarı tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.* ukte
siyasilerin o kalabalıkları elde etmek için rüşvet verdiği düşünüldüğünde partinin geleceği hakkında kesin bilgiler vermeyen vasıfsız kalabalıktır. işi gücü olmayan, tek derdi ekmek parası olan halk yalanlarla dolu vaatleri dinler ve geneli değil özeli düşünür. ben aileme ekmek götürebilecek miyim, karnım tok sırtım pek olacak mı? diye düşünür ve ona göre hareket eder.
'ateşten ve yiyecekten yoksun bir insan için özgürlük, hiç de acelesi olmayan bir lükstür' cümlesi bu insanların haklı felsefesidir.
oylarını bir makarnaya, kömüre veya 600 tl'ye satan hainler olarak anılmayı hak etmeyen kalabalıklardır aynı zamanda. asıl hainlik bu insanların yaşamlarını devam ettirebilmek için bu şekilde davranmak zorunda oluşları değil, onları bu hale düşürenlerin içinde bulundukları durumdur.
sevgiliden gelen destansı mesaja 'peki' şeklinde cevap atarak hem küfür edilmiş hem de triplere girileceğinin sinyalleri verilmiştir.
peki tarzında birkaç kısa mesajdan sonra üstüne gidildiğinde sevgilinin asıl derdinin ne olduğu öğrenilebilir.
kısacası bir onay kelimesi olmaktan çok 'fırtına öncesi sessizlik' kelimesidir.
çok okunanlar listesinin başını çeken elif şafak'ın 'aşk' adlı romanı fazlasıyla konuşuldu, birçok kişi tarafından beğenildi, övgüler aldı ancak kitaba getirilen eleştiriler üzerinde pek durulmadı.
kitaptaki karakterlerin seçimi, mevlana ve şems arasındaki ilişki, tasavvufi konulardaki eksiklik, aşkın belli kurallara oturtulması ve kitabın kapak rengine kadar kafa karıştıran bazı konular dikkat çekiyor.
öncelikle belirtmek gerekir ki kitap akıcı anlatımı ve kimsenin kayıtsız kalamayacağı bir konu olan 'aşk' a farklı bakış açılarından yaklaşmayı başardığı için okunmaya değer. ancak eksikler de gözardı edilmemeli.
mesela maddi aşkı anlatırken seçilen bayan karakterin yahudi olması bir tesadüf müdür? ya da bu kişinin evini, eşini bırakıp aşık olduğu adama gitmesi aşka yüklenen anlamı biraz da olsa basitleştirmiyor mu?
aşkın kural tanımadığı, aşka belli sınırlar çizmenin anlamsız olduğu gerçeğine karşın kitapta bahsedilen şems'in aşkı 40 kurala bağlı anlatması ne kadar gerçekçi?
kitabın pembe kapaklı baskısı yüzünden erkek okurların almayacağını düşünüp bir de siyah kapaklı baskısını yayınlamak sadece okunmak istendiğini söyleyen yazar için pek de samimi görünmüyor.
--spoiler--
sormak gerekmez mi, kara büyü'nün, fildişi kulelerin, aforoz kurumunun, azınlıkların bizim kültür dairemiz içerisinde ne yeri var?
veyahut, 13. yüzyılda gözlük camlarının, kılı kırk yararak titizlikle çalışan bir saat ustasının ya da hayal perdesinde oynayıp duran bir karagöz'ün?
ilkokulda neredeyse tüm öğrencilerin sahip olduğu ahmet buhan'ın matematik kitabıdır. heyecanla beklenen beden eğitimi dersinde okul bahçesine çıkarılmayan öğrencilerin 2 saat boyunca bu kitabı çözmeye çalışmasıyla başlayan işkence öğrenci psikolojisini altüst eder.
'müeyyidesiz (yaptırımı olmayan) kanun' davranışı yasaklamasına rağmen bu kuralı çiğneyenlere karşı herhangi bir yaptırım uygulanmaması durumudur. hükmün tatbik kabiliyeti olmaması anlamında kullanılan hukuk terimidir. istisnai kurallardır.
murat menteş'in "korkma ben varım" adlı kitabında hayat bulan hayali bakanlıktır.
kişiler bu bakanlıkça verilen bir formu doldurup, mülakata alınıyor ve geçerli sonuç aldıklarında aşkları da
devlet tarafından onaylanmış oluyor. ayrıca mülakatı geçen adaylara birçok yerde yararlanabilecekleri "aşk kart" veriliyor.