citibank genel müdürü Tom Fitzpatrick'in iddiası. Bitcoin 318.000 dolar olacak diyor.
--spoiler--
Citibank genel müdürü ve eski CitiFX çalışanı Tom Fitzpatrick, müşterilerine Bitcoin (BTC) fiyatı hakkında teknik analiz paylaştı. Bitcoin'in fiyatının Aralık 2021'de 318.000 dolara kadar çıkabileceğini iddia etti.
--spoiler--
Türkiye'nin köklü spor kulüplerinden Trabzonspor, Socios ile anlaşarak token çıkaracağını duyurdu. Trabzonspor tarafından Kamuoyu Aydınlatma Platformu (KAP)'nda resmi açıklama yapıldı. Trabzonspor'un çıkaracağı token'ın kısaltmasının "TRA" olacağı ifade edildi.
27 Ağustos tarihinde Trabzonspor'un KAP'a yaptığı resmi bildiride ise şu ifadelerde yer aldı:
Şirketimiz ile Socios Services Limited şirketi arasında, taraftar token ihracı konucunda bir yılı opsiyonlu olmak üzere toplam beş yıllık bir anlaşma yapılmıştır.
Yapılan anlaşmaya göre, dijital dünyadaki tüm yatırımcılara ve taraftarlarımıza sunulmak üzere toplam 10 milyon adet Trabzonspor taraftar token ihracı yapılacaktır. TRA kısaltma kodu ile dünyanın en büyük kripto para borsalarında işlem görecek olan "TRA Token" ların arz başlangıç fiyatı 8.-TL olarak belirlenmiştir.
bugün gündeme gelmiş olay. Fenerbahçe başkan yardımcısı erol bilecik'in açıklamasına göre galatasaray'dan sonra yakında fenerbahçe de kripto para çıkarıyor.
dijitalleşen bu dünyada paris saint germain, roma, juventus, atletico madrid gibi takımların yanında galatasaray'ın da çıkartmasını boklayan yazarları üzen olay.
tarihin hemen hemen her döneminde gerçek sanat, sanatçı ve gücü elinde bulunduran siyasi yöneticiler arasında hep bi savaş olmuştur.
sanat, halkı düşünmeye ve sorgulamaya sevk eder. toplumların uyumasına doğrudan engellemelerde bulunur.
şimdi bakalım ülkemize.
sanat kavramının içi türkiye'de önce müzikte, sonra ise edebiyatta boşaltılmaya başlandı. yarı çıplak iki göt sallayan erkek ve kadınlar şarkıcı, ardından sanatçı olarak nitelendirilmeye başlandı. ardından, oradan buradan araklamalarla kitaplar(!) çıkartan yazar ve şairler ortaya çıktı. ve bunlara sanatçı dendi. büyük bütçelerle tanınır, yüceltilir hale getirildi. nazımlar hiçe sayılıp betmenler adam yerine kondu. mafya gücünü arkasına alıp bazı yayınevleri "destek"lendi. ve tüm bu aklınıza gelecek olan isimler hükümetin eteklerinden asla ayrılmadı.
iş bu noktada pek bilinen kişiler tarafından gerçek sanatçılar çoğunlukla bertaraf edildi ya da onlara terörist dedi. ortada düşünmeyi, sorgulamayı durduran sözde sanatçılar çıkartıldı ve beyinler boşaltılmaya devam etti.
Tamamen dolandırıcı olan, hit kazandırdıkça para verdiklerini söyleyen ama para ödemesine geline kazandırdığınız hitlerin botla ve hileyle olduğunu söyleyip ödemeyi reddeden, link.tl adlı link kısaltma şirketinin onedio çakması oluşturduğu yeni web sitesidir.
Oğuz Atay'ın tutunamayanlar kitabını yazdığı binanın hemen altında bulunan mütevazi kahveci. istanbul'da galatasaray lisesinin hemen arkasında olan cezayir sokağına girmeden aşağı hemen devam ederken istiklal'e çıkan merdivenlerin orada.
kolektif çalışan, özünde seçmece ve kaliteli kitaplara yer veren kitapçı ve yayınevi.
geçenlerde öykü-şiir-deneme antolojisi adında hiçbir ücret almadan isteyenlerin yazılarına yer verdiği bir kitap çıkartmışlardır. antolojinin ikincisini de basacaklarını duyurdular. unutmadan ayrıca mert caner'in de kitabı herdem'den çıkartacağını duydum.
Yorgun kalkan bir sabahın güneşine sarılırken, ağlamaklı bir nabız tutuyorum hayata.
Bir apartmanın üçüncü katında sızıyorum sevgiye.
Soluduğum şehir, aniden kök salan bir beden olur raksıma.
Uzun bir yolculuğa adımlarımı atarken, boğazın ikiye ayrılışı kadar naif ve kırılgan.
Dolanırken saçaklarına kadar, ağırdan bir duruş.
Sessizce gider, hafif bedenli Osmanbey Metrosu.
Bilinmez; Karadeniz oldu iklimim.
Omzunu açma kadın, yüksekteyim bu gece.
Hüznün ağırken istanbulu sakın ağlatma; öyle kırılgandır ki bu Karaköy, vapurun sesine ağlar olursun.
Yastığımda saçların, yastığımda saçların saklanırken, tükendiğimizle kalırız.
Verandası eskimiş bir hayatın izlerini taşıyordu son demlerimiz, kirlendik.
Sen ki, nefretime sarıldığın gün dokunamadın.
Omzunu açma kadın, yüksekteyim bu gece.
Yozlaşmaya yüz tutmuş kadehimi bırakıyorum masaya.
Acı dolar ciğerlerime, tutamam.
En dayanıksız yerimden, en büyük cinayetin ortasında öpüyor usulca.
Omzunu açma kadın, yüksekteyim bu gece.
mert caner'e* ait olağanüstü bir şiirdir.
şiiri bir de emre ateş çat isimli bir arkadaş incelikli bir şekilde yorumlamıştır.
son zamanlarda dinlediğim ya da okuduğum en gecemin içinden acıtan bir yazıdır.
şiiri dinlemek için:
Şiir ise aynen şöyle;
Kadının rıhtımına uzanır gibi..
Dalgalar vuruyordu ayaklarıma, fazlaca şiddetli gün ağardı..
Ne kadar hüzün vardı kim bilir. işler yolunda gittiği zaman bile..
Kahire, bir nefes için hepimize uzun..
Günsüz başladığım her küfür gibi edepsizce arzuluyorum.
Düğmelerim sökük, küfürbaz..
Şehrime duyurulan kara haber gibi, bir çığlıktır, atarsın..
Sana o kadar çok ağladım ki, ince bir hüzündür artık sesin..
Taşıdığım ruh taşana kadar ağlayacağım seni..
Sevdiğim ucuzluğundu beni taşlayan, zedeleyen..
Kapı aralığından baktığım, dudağımda ufak bir duaydın benim için..
Yatak odası böyle soğuk, denizin yolladığı rüzgar artık içeride.
Sonra ağzımla sıyırdım tenini, delirmenin ince çizgisinde..
Başkentime giden tek yol dudaklarındı, göğsündedir adım..
Aynı dudaktan aldık bu gece nefesi, ellerim gözlerine değerken..
Tüm bildiğiniz kadar gece..
annen, baban, kardeşin, akraban, komşun, sokağın, cadde, şehrin, ülken, halkın toplanır.
hiçbir siyasi görüşün olmamasına rağmen protesto amaçlı meydanlardasındır.
ellibirci ve özellikle irtica zihniyetli insanlar hemen meydanlarda olduğun için seni kategorize etme ihtiyacı hisseder. yapma arkadaşım, yapma kardeşim.
benim ilgimi hiçbir siyasi parti çekmemektedir, sen neden uşaklarına vurduğun damga gibi bana da vurmaya kalkıyorsun? neden sen hemen şu partinin adamısın diyorsun, sen buradasın öyleyse o partidensin.
biz sadece özgürce dans edeceğimiz sokaklar istiyoruz, başka bir şey değil..
1) gezi parkı korunsun, topçu kışlası inadından vazgeçilsin.
2) demokrasinin sadece seçimden ibaret olmadığı, halkı ilgilendiren her kararın demokratik bir biçimde alınması hükümet ve yerel yönetimler katında anlaşılsın.
3) polis şiddeti sadece bu olayda değil genel olarak sona ersin. insan hakları ihlalleri araştırılsın, kanunlara ve uluslararası sözleşmelere uyulsun.
4) karar alınırken sermayenin çıkarı değil kamu yararı gözetilsin. bir daha halkın nefes aldığı parkının yerine avm yapmak gibi bir densizlikte bulunulmasın.
yurdum insanının sadece belirli bir kesiminin yapabildiği en havalı toplumsal harekettir. ünlü şahıs önce tanınmayayım edasında havalara girer, karşıdaki tarafından sklenmediğini görünce bir bozulur, bir afallar, şeyi düşer, gardı.
mert caner'e ait bir söz. insanı derinden sarsan ve tüm yalanların ne kadar acı bir geçmiş bıraktığını anlatmaktadır şahsımca.
(bkz: felaket tellalı kırmızı vosvos)
1.5 yıldır metin2 oynamamaktayım. Birçok büyük pvpler de efsane olmuşluğumda vardır.
Ulan şu enter the east müziğini dinledim geçen gün ve oynayasım geldi.
Gece gündüz pvp aradıkdan sonra sanırım adam akıllı bir pvp ye rastladım. Birçok şey standart aslında.
Ama diğer pvplerden farkı, oyun yöneticilerinin halk yani bizyani oyuncular ile birlikte eğlenmesi aralarında gezip tozması sanırım bu sıcak görüşlerimi sağladı.
Hayırlara vesile..
bu gece disko kralının konusudur.
konukları ise;
atilla atasoy
iskender doğan
çiğdem tunç
metin milli
neco
selçuk ural
ersen ve dadaşlar
ali rıza binboğa
ayşe mine
gökben
bahar öztan
hakan eren
hakan tok
şoray uzun
rasim öztekin
80ler diskosu twitter'da ise #80lerdiskosu hashtagi ile boy göstermektedir.