mideye yumruk yemiş gibi bir his. birisini otobüse bindirirsiniz, el sallarsınız belli bir süre daha görürsünüz onu. sonra otobüs köşeyi döner, el sallamayı bıraktığınız an yalnızlık başlar. işte yalnızlığın ilk dakikaları.
çok büyüktür. öyle büyüktür ki bim'in sahibi çıksa, ''hep ucuza satıyoruz hala daşak malzemesi oluyoruz! helal etmiyorum lan. helal etmiyorum amk!!'' dese hepimiz cehennemde yanarız. boğazımıza durur dost süt, yurt konserve, kağanlar peynir.
ahahahaha diye gülerek başlayayım tanımıma. şimdi şöyle oluyor, saatlerce ev düzenliyorsunuz yemek yapıyorsunuz ve ders çalışmak yerine saçma sapan şeyler yaparak rahatlıyorsunuz.
benim bu. bir bok yaptığım yok. şöyle açıklayayım efendim, suskun, asosyal, çekingen, kafası her daim karışık ve kararsız bir kişiliğe sahip insandır boş insan. şimdi soruyorum sizlere! bu insanın suskunluğunu zekiliğine yahut iç dünyasındaki fırtınalara bağlayacaksınız değil mi??? hayır efendim öyle de değil işte... bütün gün domates yiyip uzanan, herkesin beş dakika bitirdiği işle bir saat uğraşan, milletin hemencecik çözüm ürettiği bir işi delicesine büyüterek hayatı kendisine zindan eden bir insan boş insan.
biliyorsun
hayat bazen zordur
ellerini açıp iki yana
neden böyle zor ki her şey dersin
''neden böyle zor tüm her şey?''
işte böyle zamanlarda
durup biraz düşünmen gerekir
boşver, sen üzülsen bile;
her şey olması gerektiği gibidir
olanlar
ne
sözlük yazarlarının hoşlanmadığı, beğenmediği ya da çok etkilendiği ve bu yüzden başkalarının da mal gibi öyle kalakalmalarını istemediği için önermediği kitaplardır.
çok mal biriyseniz ve her okuduğunuz düşüncelerinizi değiştiriyorsa: sartre- tüm eserleri
gözleriniz iyi değilse: kış ikindisinin evinde
gaz biriyseniz ve biraz da solcuysanız: bitmeyen kavga
hüzün içinizi skiyorsa ve bunu engelleyemiyorsanız: boyalı kuş
at siki gibi olacaksın bu hayatta
korkacaklar senden;
çıktığında ortaya
titretecek heybeti
dim dik ve sapasağlam;
varoluşunun...
tam ortasında yer alacaksın kavganın
varsa eğer istediğin bir şey
korkmadan!
baş kaldıracaksın!
birçok insanın ilk kavgasının sebebi. bu küfüre gösterilen/gösterilmeyen tepki kanımca karakter oluşumunda çok önemli. anneye edilen küfüre tepkisiz kalan çocuklar büyüdüklerinde seri katil oluyorlar gibi bence.
bunların bin tanesi bir araya gelir ve bir şeyi çok çok överler. mesela bugünün konusu google bu kişiler için. öbür gün bu nutella olur, diğer gün panpiş olur, bir diğer gün başka bir şey olur ama hep olur o bir şey.
ben sana övme demiyorum, dozunda öv ey sözlük insanı, çirkinleşmeden; ay ben daha da farklı öveyim şöyle çılgın gibi öveyim moduna girmeden öv. neyse sakinim.
benim burnum oluyor kendisi. önce üzüntü, sonra başağrısı sonra birden burundan süzülen damlalar. avuç dolusu olmasa da bayağı bir kan oluyor. şu yazıyı yazarken her yana damladı mesela.