memlekette hala fotosentez yaparak yaşayan tiplerin olması şaşırtıcı doğrusu. adamlar sizin rızkınızı, bir gram hak etmeyen futbolcu vs. çakmalarına yediriyorlar, siz bunu yapanlara destek olmak için yürüyorsunuz, protesto ediyorsunuz. yaradanım akıl fikir versin. aralarında bir akıllı ziya şengül kalmış galiba.
acaba öldü mü diye umutlandıran fakat hayal kırıklığına uğratan durumdur. zaten ölse bile kesin iki üç kere mezarından kalkar bu herif. inanmamak lazım.
üzerine ne giyse yakışan adam. en son tron'da izledim, bir kez daha hayran oldum. yavaş yavaş master jedi olma yolunda ilerliyor. liam neeson ile beraber favoridir, son ayakta çifte oynanır.
muhtemelen birileri ile ters düşmesinden ötürü eskisi kadar big balls sahibi olamayışından kaynaklıdır. ayrıca bizim için de hayırlı olan budur. her konuştuğunda cinleri tepeme getiren gereksiz adamın, gereksiz gereksiz konuşmaması daha hayırlı olmuştur.
o değil de, hazır el atmışken şu fenevbahçe cumhuriyeti olayı da incelense ya. korsan devlet kurmak vs. büyük suç bunlar.
başlangıçta sorun yaratmayacak durum gibi gözükse de, taraflardan birinin ergen damarının baskın çıkması üzerine sıkıntı yaratabilecek duruma dönüşür.
şahsen başımdan böyle bir olay geçti. ayrıldıktan sonra çok olgunum temalı davranışlar sergileyen sevgili bozuntusu, en sonunda bir gün dayanamayarak yazdığım entryleri görmemek için badilerden vs.'den sileceğini dillendirmiştir. ne kadar olgun olduğu ortaya çıkan sevgili, bununla da yetinmeyip, entrylerin psikolojisini bozduğunu ve mümkünse yaşanılan şeylere yönelik referans olabilecek şeylerden bahsedilmemesini rica etmiştir. yani gittiğimiz, gördüğümüz yerler vs.
hayatımda duyduğum en salak argüman olduğu için bu durum kendisine belirtilmiş ve salaklığı da aleni bir şekilde suratına vurulduktan sonra huzura erilmiştir. eski sevgiliden kurtulmanın en güzel yolu iletişimin kesilmesidir. bu iletişime bir şekilde devam edersiniz, eninde sonunda sıkıntı yaşarsınız. hatta ve hatta gelecekteki ilişkileriniz bile etkilenebilir. aman diyeyim.
qashqai'nin de, q7'nin de jeep kategorisine girdiği düşünülürse, kime göre neye göre yapıldığı belli olmayan genellemedir. var mıdır bir kriteri diye merak ettirir.
bir taşla kuş katliamı yapmayı amaçlamış filmdir. klostrofobik, karanlık, çığlıklı cinayetli, supernatural olayların birleşimi bir şeyler olmuş. popüler olmuş, olabilecek bir çok ögeyi bir araya getirmiş yönetmen ve bunu yaparken asla sıkıcı olmamış. iyi bir yapım ve izlenebilitesi yüksek bir film. türün meraklısı bir kişi iseniz kesinlikle izleyip, arşivinize almanız gerekmektedir. ben meraklısı olmadığım halde beğendim, varın gerisini siz düşünün. başıyla sonuyla gayet kalburüstü bir yapım.
--spoiler--
filmin başındaki baş aşağı hissi uyandıran çekimlerin filmin sonunda normale dönmesi bilerek mi yapılmıştır bilmiyorum ama gayet güzel olmuş. bir de asansöre binmeden insanların son anda yetişmesi, son anda binmeye karar vermeleri gibi ufak tefek ama şık detaylar film için farklılık yaratan unsurlardan olmuş.
--spoiler--
altıncı sezonun onuncu bölümü ile gözlerimin dolmasını sağlayan dizidir. yıldızlar geçidi oldu resmen. çok da güzel oldu, çok da iyi oldu. bir süreden beri bu kadar güldürdüğünü hatırlamıyorum. diyaloglar baştan sona çok kaliteli idi. ayrıca güldürürken bir yandan da düşündürdü. on bölüm oldu geriye kaldı maksimum on dört bölüm. bitiyor şaka maka. umarım ikame edecek bir şeyler olacaktır. super olmasa da normal natural, vasat natural, herhangi bir şey...
--spoiler--
cass sonunda! abicim 9 bölümdür bu diyalogları bekliyordum. cennetteki savaştan, yok ziynetlerden, şundan, bundan hep ciddi, hep sıkıcı modda idi. sonunda porno film ile çıkışa geçti! meg'i öpmesi ve pizzacı çocuğa atıfta bulunması mükemmeldi. önceki sezonlardan derleme yapılan cass sahnelerine eklenecek yeni klasikler çıktı.
crowley öldü. açıkcası üzüldüm. baya başarılı bir karakterdi. ki yani bölümlerden birinde mr. crowley çalmasını isterdim de. müzikler? önceki sezondaki müzikler nerde ya?! hani izlerken mi farketmiyorum, kapılıyor muyum, bilmiyorum ama yani önceki sezonlardaki gayet dominant, eğlenceli müzikler yok. her hafta bir kere bunun için ağlamazsam da rahat edemiyorum, onu fark ettim. saptı konu. evet, crowley için daha güzel bir cenaze olabilirdi ama frag castiel'e gittiğine göre sorun yok. onu da sam denilen gay karakter öldürseydi, isyan ederdim. zaten posta koydu cass'e, dedim ne oluyor.
çok başarılı ve eğlenceli bir bölümdü. aynen devam diyorum.
--spoiler--
her sezon görmeye alıştığımız, şahsi bir yorum yapmam gerekirse baya da sevdiğim türden bir bölümdü. bol bol gönderme yapılmış, müthiş diyaloglar ile süslenmiş, ana konuya çok büyük bir katkısı olmayan fakat eğlencenin zirve yaptığı bir bölüm. supernatural' ı diğer dizilerden farklı kılan bu sanırsam. art arda gelen iki bölümün ilkinde o kadar korku öğesinin, ciddi mevzuların arasına bunca eğlenceyi sıkıştırmaları ve takip eden bölümde o karanlık, ciddi atmosfere dönüldüğünde izleyicinin bocalamaması, sapıtmaması. bu dengeyi kurabilmeleri takdir edilecek bir durum. tek eleştirmek istediğim durum, diğer sezonlara göre bölüm içinde kullanılan müziklerin azalmış olması. gerçi bu bölümde nokta atışı yapmışlar, çok eğlenceli bir sahneye eşlik etmiş müzik. yiğidi öldür ama yine de hakkını ver demişler ya, o hesap.
dean ile sam ilk sezonlardaki rollerini değiştiler. çapkın sam ve sadık dean. kötü mü oldu? bana sorarsanız farkmaz. dean hala komik, sam hala uyuz. ruhunu kaybetti daha da uyuz bir herif oldu. bir de bu ruhunu kaybetme olayını artık anladık, neden hala ısrarla her diyalogta bunu gözümüzün içine sokma ihtiyacı duyuyorlar? belli ki sezon finaline kadar bu ruh geriye gelmeyecek. her bölüm sam' in bu uyuz hallerini izlemek istemiyorum açıkcası. nba koçu zihniyeti ile yaklaşacak olursam, sam' in dakikalarının bir bölümünü castiel' e verebilirim. cass görmeden geçen her bölümün sonunda içimde bir çocuk ağlıyor ühü ühü.
--spoiler-- signs ve x-files göndermeleri ile dopdolu bir bölüm idi. müthiş diyaloglar vardı, özellikle dean' in tarlada kaçarken sam ile konuştuğu sahneler beni benden aldı. geçmiş sezonlardaki kediden korkma sahnesinden sonra, dean bu sefer fairyden dayak yiyerek yine süper sempatik bir sahneye imza atmış. en sonunda mikrodalgaya hapsedip üstesinden gelmesi ise olabilecek en garip, fantastik öldürme tekniği olmuş. beğendim. yine takip sahnesindeki çekim ve dean' in sonunda pataklama sahnesi de baya eğlendirdi. bir konuda ise öfkeliyim. bobby' i aramak yerine, yarı yarıya kafayı yemiş teyzeden tüyo almaları neydi? nasıl iki dakikada sattınız be adamı. gerçi tuz saydırtma olayını söylemesi günü kurtardı ama yine de bobby gibi bir büyüğümüz varken o hatuna güvenmeleri ilginç idi. her bölümde en az 2 3 dakika gözüken bobby, bu bölümde yoktu. bir sorun yoktur diye umuyorum işalla amin. fazla uzatmaya gerek yok. eğlenceliydi. yine olsun, yine izlerim.
--spoiler--
soundtrack denildiğinde ilk akla gelenler, hans zimmer ve howard shore' un eserleridir. sıkılmadan her bir şarkısını dinletmeyi başarırlar; gerek film esnasında, gerek dışarıda mp3 playerınızda. atmosfer ustaları olarak nitelendirebilirim.
bunların haricinde güncel ve spesifik bir örnek gerekirse, scott pilgrim vs. the world soundtracki gerçekten eğlenceli olmuş. zaten film boyunca bazı şarkıları bir iki kez dinleme şansınız oluyor. albüm ise bir iki şarkı haricinde gayet başarılı. özellikle beck olayı aşmış. tavsiyedir.
çıktığı ilk gün izleyip favori bellediğiniz filmlerdeki diyaloglara, güncel filmlerde yapılan atıflar.
--spoiler-- the sorcerer' s apprentice adlı filmdeki braveheart göndermesi. ne oluyor, ne zaman geçti lan o kadar vakit de, sen onu refere ettin. günümü yaptın teşekkür ederim. böhü!
--spoiler--
düzce' nin cumayeri ilçesinde de yapılabilecek adrenalin sporudur. şunu belirtmek gerekir ki, her gittiğiniz mevsimde aynı zevki almanız pek mümkün olmayacaktır. sakin bir sonbahar gününde gidilirse, gayet debisiz bir çayda kürek çekme faaliyetinden öteye gitmeyecektir. benim başıma gelen bu oldu fakat ileride kesinlikle çok daha fazla ıslanmayı ve kolları yormayı garanti eden mevsimlerde ziyaret edeceğim. dikkat edilmesi gereken en önemli faktörlerden birisi de, bu faaliyeti paylaşacağınız ekibin vandal, apaçi tayfadan olmamasıdır. yoksa yapacağınız faaliyet dalgalarla boğuşup, kürek çekmekten öte, kürekle yan bottakileri ıslatmaca olacaktır. şaka bir yana, herkesin hayatında en az bir kere denemesini tavsiye ettiğim bir spordur. işinde uzman olan bir kadro ile yaparsanız, yüzme bilme zorunluluğunun bile ortadan kalktığı, bol ıslanmalı aktivite.
scott pilgrim vs. the world soundtrackte bulunan beck şarkısıdır. truck truck truck kısmına eşlik edilesi, gayet orgazmik bir çalışmadır.
wooo!
oh, ho, ho.
i'll take you for a ride
on my garbage truck
oh, no!
i' ll take you to the dump
'cause your my queen
take your time
i' ll show you the sights, you know you want a ride
on my garbage truck
truck, truck, truck
we' ll pass the mansions by
drive right through the needles eye, oh my
my, my, my, my
i got a stereo
you just gotta turn the knob and maybe well go
as far as we can
i' ll be your garbage man
i' ll take out your junk
and i' ll crush it dowm
jesus in the rear view
and the highway patrol is up ahead
in my garbage truck, truck
i' ll never thrown you away
when you' re old and gray
we' re just rollin' away
insan değildir efendim. dün gece bu kanıtlanmıştır. 82 yılından beri ilk defa bir nba oyuncusu 30 sayı - 30 ribaund barajını geçmiştir. 31 sayı, 31 ribaund, 5 asist, 1 blok?! tek maçta! bu işi yapan son adam moses malone imiş. onun nasıl bir efsane olduğunu bilen bilir zaten. şimdi kevin love. tamam konuşmak için daha çok erken ama şu soruyu sormadan edemiyorum kendime;
çok kişiyle oynanabilen, eğlenceli bir online oyun. mantığını ve oynanışını kısaca açıklamak gerekirse; bir oda açıyorsunuz, bir kaç adet arkadaşınızı içine dolduruyorsunuz. koca beyaz bir tuvaliniz var, sırayla çizer oluyorsunuz. server size bir kelime veriyor ve o sırada diyalog pencereniz kapanıyor ve çizmeye başlıyorsunuz. çizdiğiniz şeyden yola çıkarak diğer oyuncular kelimenin ne olduğunu tahmin etmeye çalışıyor. eğer bir kişi bilirse, bildiği süreyle alakalı olarak puan alıyor ve çizene de puan veriliyor. sırayla çiziyorsunuz ve en çok puanı alan kazanıyor, basit mantık. pek tabi çizilen şeyler komik ve buna doğru orantılı olarak tahminler de saçma olabiliyor. arada çok abidik gubidik kelimeler de gelebiliyor. eğer hiç bir şey çizemezsiniz, apışıp kalırsanız bu sefer puan kırıyor. baya eğlenceli, vakit geçirmek için ideal, hatta sonra muhabbetini yaparak yarılacağınız bir aktivite. tavsiye edilir. şuradan buyurun;
seni seviyorum derken karşılık bekleyen sevgiliden daha asil bir duygunun insanıdır. hayatta yaptığı her şeyin karşılığını bekleme yanılgısına, yanlışına düşen insandan daha dürüsttür. hazır olmayabilir, daha özel bir anı bekliyor olabilir, karakteri böyle olabilir, olabilir de olabilir. fakat bu kutsal, büyülü kelimeleri söyleyen insanın illa bir karşılık bekliyor olması yanılgısından daha büyük bir yanılgıda olamaz.
severken, o ruh haline girerken, karşındakinin seni sevmesini şart mı koşmuştun? yanlış yoldasın dostum. sevginin hayattaki, reeldeki karşılığı bu değil. bulabilmen için bir kaç sevgili daha gerekecek sana kusura bakma.