uzun vakitler sonunda sonuç alınmayan; zeka değil, sabır küpüdür. Baktınız olacağı yok. Çıkarın küpleri yuvasından, yapboz edin diyeceğim de onu tekrar birleştirmek de ayrı uğraş. iyisi mi hiç el atmamak.
1940lı yıllarında geçen hayatların ilmek ilmek dokunduğu, başından sonuna paçasından sanat akan film. ama çekim efektleri, ama replikler, ama inceden espriler. seçemedim içinden. beraber güzeller. ilişkiler nefes tutmalı öpüşmelerden ibaret. sevişmeler, şiirleşmelerden. rüştü onur ve tayyip usludan bihaber kesimle aynı perdeyi paylaşmış olsam da, tatlıtuğ`un sıska hasta bakışına, yürümekten aciz çarpık ayakkabısına, yaş dökmekten üşengeç kırmızıdan hallice bakışlarına teşekkür etmeden alıkoyamadım kendimi. iyi ki oldun sen necatigil. iyi ki bu cümlelerimi kurabileceğim hayatlar yaşadınız... Özetle; şiir bir insansanız mutlaka size değecek mısra sesleri işitirsiniz bu filmde. kim istemez ki mektup bekleyen bir adamı ?
Twitter aracılığıyla, 10`luk paketinden mütemadiyen çıkan 9 halley çağrım yanıtsız bırakılmayan Ülker ürünü. o kayıp halleyin akıbetine olan merakım doğrultusunda O gün bugündür tekli paket ediniyorum.
Kiloları sayesinde evrenin en güzel hatunu olmaktan sıyrılmış, sesi ilahtan hallice bir Adele. Sıyrılmış diyorum, zira güzellik günümüz insanlarınca kilodan geçmektedir. Hoş geçmese de pek umura değinilmeyecek bir mesele. O ses o vücutla birleştikten sonra. Sanırım mükemmel.
kaka bir yasaktır. kalmış ki bütün solucan sahibi hayatdaşlarımızın dilediği yere çişlerini salgılamak dahi yasalken, parmağımızın ucunda usulca süzülen nikotinimiz yasa dışı oluyor. bu ne absürt senaryo ? esasında bir göz değdirseler kavrayacaklar durumu. fakat idrak becerileri sandığımızdan da sığ. ne demeli ? yasaklar, yasak !
Utanarak mı söylemeli, bilmiyorum. Şu koca şehirde aradığım kitaba karşı kurulan bir örgüt olduğunu sanıyorum. Zira, ne zaman bir kitabı hayvan gibi istesem o kitap bitmiş olur, hiç gelmemiş olur, bir kaç haftaya gelecek olur. Bir şeyler olur, ama kitap olmaz. Sen de onlar arasındasın madonna. Buluşur muyuz, e umarım.
Burada da olduğu gibi (bkz: anketler). Hayır, sen o 100 kişiye sorup aldığın popüler cevapla ne halt ediyorsun onu idrak edemiyorum. Ortalama kültür seviyesi arşa mı yükseliyor ? Yahut o yanıtlar popülerliğe göre döviz mi oluyor ? Tayyip amca makarnayı mı eksik etmiyor ? Acun himayesine mi alıyor ? Nedir asıl mesele ?
Şu ortalıkta dönüp dolaşan ayakaltı senaryosuyla, insanları fransız zevklere sürükleyen reklam. Şimdilerde herkes; bir elinde kruvasanı, diğerinde sütlü kahvesiyle beraber. bu reklam patlak vermeseydi kimse de kalkıp yıllardır bim`de satılan 6lı kruvasanlara dönüp bakmazdı.
Şarja bağımlı bir alet haline getirmektir. Şarj ver, yesin. Şarja tak, bitsin. Şarja takmayı unut, yine bitsin. uygulama indir, güncellesin. indirme, işe yaramasın. koy kenara, özlensin. indirme elinden, yine şarjı bitsin. işte hepsi bu kadar.
Başlangıçta her ne kadar küçük yaş öyküsü gibi gözükse de, her yaşın, her hayatın ufak ufak elini okşayacağı nobel ödüllü golding kitabıdır. Ayrıca belirtmek gerekirse ender bulunan kitaplarda hemen her şehirde olan kültür yayınlarında rahatlıkla bulunabilir. Tavsiyemdir.
güzel bi adam. Sohbeti hoş, aforizması bol. Odunluktan hallice. Söz verilmiş randevuya hatırlı, kitap arkadaşlığına meyilli. Kütüphane beyinli. Özetle kitap bir adam o. Tanımayın, tanıştırmayın. Az bilinsin, çok ilişmeyin.
Kişinin o aile dediği kavram, bi' boşluktan ibaretse, en azılı düşmanlarıysa, günden güne çürütüyorsa içini ne halt edersen et, ne yöne dönersen dön acizsin. En fazla yürüyen bi' beden olursun. Sigara sonrası ağzında dolaşan tütün tadı ömrünce olursun mutlu. Aslında bu da bugün öğrendiğim bir konu değildi ama, hatırımda kalsın diye tekrar geçiyorum konuları.
şu sol frame'de beliriyor ya hani, içimde bi ihanet kokusu ki, sorma. Üzgünüm bayım, sen biraz pahalı kulvarlarda yüzünce haftada birkaç kez buluşur olduk, ama biliyorsun işte sevişiyoruz hala. Geliyorum yine ara ara.
Murphy kurallarına uygun olarak ortaya çıkan durumdur. Ne bir jöle, ne bir fön, ne su darbeleri engelleyemez onu. Tek başına bir dirilişcidir o. En olmadık zamanlarda da boy göstermesi işin boyası, cilası olur.
saatler süren arama uğraşlarımın sonucu sanat sokağında kaçağını bulabildiğim baki sigaram. Malum zam geldi, hoş geldi. Neyse ki aramıza giremedi. Saygılar.
o dövmelerinle anneanne olamadın değil mi ? Anne bile olmadın ki, soru bendeki. Sahi resim yapıyor musun hala ? Mızıkana ne oldu ? Kız sen şimdi pek de çirkinleşmişsindir, büyüyünce akıllansaydın bari. Hanımefendi olmalısın azıcık. Ol emi ?