kendileri gerçek olmasalar bile çıkış noktaları yani rusların türklere uyguladıkları işkenceler ne yazık ki gerçektir.
ruslar esir aldıkları türk'lerin kafa derilerini kazıyıp yerine deve derisi dikmişler üstüne de kavurucu sıcağın altında çalıştırmışlardır. zamanla dışarı çıkamayan saçları beyinlerine zarar vermiş ve onları çok saldırgan yapmıştır. artık birincil fonksiyonlarını yerine getirememeye başlamışlardır. yemezler, içmezler, uyumazlar ve eğer normal birini görürlerse de öldürmek isterler... zaten bu raddeye geldiklerinde de çok yaşamaz ölürler...
bir rivayete göre esir düşen bir türk gencinin annesi çok zaman sonra oğlunu bulur, sarılmak ister ama yapılan işkenceler sonucu aklını yitirdiği için annesini tanıyamaz ve öldürür.
bilinenden çok farklı anlamı olan deyimlerden yalnızca biridir.
çölde yolculuk yapan tüccarların pek tabi ki vazgeçilmez unsuruydu develer. uzayan yolculuklar sırasında develerin çiftleşme zamanı geldiğinde hırçınlaşmalarına bir çare olarak sahipleri "kıyak" adı verilen sopalarla onlara mastürbasyon yaparlarmış. işte bu deyim de buradan gelir.
bilindiğinden çok farklı bir manası olan deyimdir.
eskiden yeniçeri ocağına asker alınırken homoseksüel olup olmadığını anlayabilmek için askerlerden mangalın üzerinde gaz çıkarmaları istenirmiş. eğer küller hafif dağılırsa heteroseksüel, mangalın üzerinde kül kalmazsa da homoseksüel olduğu anlaşılırmış.
nereden nereye, şimdi neler için kullanılıyor bu deyim.
ingiliz kralı'nın ingilizcesine ve ingilizce öğretimi hakkındaki çalışmalarına hayran olduğu ve sarayına davet edip ödüllendirdiği Zonguldak'lı ingilizce öğretmenidir.
verdiği bir konferansa katılma şansını yakaladığım için çok mutlu bir ingilizce öğretmeni hissederim kendimi.
(bkz: eski ahit)
iseviler (bkz: hristiyanlar) tanrı'nın 2 peygamber ile antlaşma yaptığına inanırlar. bunlardan bir tanesi hz. musa, diğeri de hz. isa'dır. ahit'in kelime anlamı antlaşmadır. eski ahit ya da eski antlaşma denmesinin nedeni bir yenisinin hz. isa ile yapılmış olmasıdır.
eski antlaşma içerisinde tevrat, zebur, büyük peygamberlere gönderilenler, küçük peygamberlere gönderilenler başta olmak üzere 39 kitabı barındırı. musevilerin tanah isimli kitabına çok benzer tek farkları içerik sırası ve isimleridir. yoksa içerik yine aynı içeriktir.
isevilerin eski ahite olan inançları ise aslında çok mantıklıdır. sonuçta tanrı'nın sözleridir derler. ister yeni ister eski farketmez sözler tanrı'ya ait olduğu için bizi de bağlar derler.
burada akıllara peki tanrı'nın sözü olan diğer bir kitaba neden inanmıyorlar diye bir soru gelir. onların inançlarına göre son peygamber isa mesihtir ve bu onlara çok açık bir şekilde tanrı tarafından belirtilmiştir. kur'an diye bir kitap ve dolayısıyla hz. muhammed diye bir peygamber yoktur. (kitapları değişmiş olabilir, ama onlar değişmediğine inanıyorlar. yargılama hakkımız yok.)