kafayı kuantum fiziği ile yemiş bir/birkaç azgın insanın yapabileceği değerlendirmedir.
önünden geçen kadınları kalça ve göğüslerine bakıp çıplakken nasıl olacağını hayal etmek yerine, kadınları atomlarına ayrıştırarak bir bütün olarak görmeden sanki bir mikroskoptan incelercesine değerlendirmektir.
-: oha oha şu geçen kadının kuantum fiziğine bak taş gibi...
+: hımm evet evet onu atomlarına ayrıştırıp her bir atom parçacığını tek tek yalamak isterdim.
-: ...
tehlike anında camı kırması için kullanıldığı rivayet edilen imdat çekicine batmakta olan bir denizaltında rastlamaktır. panikle ne yapacağını şaşıran mürettebat, son umut olarak imdat çekiciyle camları kırarak içeriye suyun daha çabuk dolmasını sağlayabilir.
iyi eğitim almış, haklara saygılı bir soyguncunun bankayı soyma girişiminde bulunmadan önce numaratöre basıp; sırasının gelmesini beklemesidir. eğer banka çok kalabalıksa gittikçe gerilmeye başlayan soyguncu, sabrederek müşterilerin hakkını yemenin yanlış bir davranış olduğu yönünde kendi kendini telkin eder. en sonunda panoda elinde bulunan numara görünür ve soygunu gerçekleştirmek için harekete geçer.
-gişe görevlisi: iyi günler, nasıl yardımcı olabilirim?
+soyguncu: ııı... şey... ben bankayı soyacaktım da...
-gişe görevlisi: kimliğiniz lütfen...
+soyguncu: buyrun...
yabancı filmlerin etkisinde fazlaca kalmış bir türkün evine girmek isteyen polislere arama emirlerinin olup olmadığını sormasıdır. bu sorudan sonra polislerin vatandaşa karşı tutumunda değişiklik görülebilir.
-polis: iyi akşamlar. komşulardan şikayet var. evde köpek besliyormuşsunuz. içeriyi bi kontrol edebilir miyiz?
-vatandaş: arama emriniz var mı?
-polis: efendim ne emri? eve bi bakıp çıkıcaz sadece...
-vat: olmaaaz! arama emriniz olmadan içeri giremezsiniz sizi lanet olasıca aynasızlar!
-pol: lütfen zorluk çıkarm...
-vat: fuck off tamam mı seni pislik! gidin arama emrinizi alıp gelin okeyyy!
-pol: ünal... abi, merkeze söyle buraya narkotiği yollasınlar. ayrıca belirt köpek getirmesinler burda varmış.
-vat: oh my shit! god! fuck! damn!..
yahudiler'in geçmişi unutup almanya'dan sabun ithal etmesidir. almanlar için büyük bir ticari başarı kabul edilecek bu durumda yahudilerin kendi ırklarından yapılmış sabunları kullanmaları alay konusudur.
-yahudi: vay be iyi ki almanlardan sabun alıyoruz. bir başka kokuyor bu sabun. sanki... sanki... bana birini hatırlatıyor bu koku...
bir yere çok efor sarfetmeden inmek veya çıkmak için icat edilmiş yürüyen merdivenlerin, elektrik tekrar gelene kadar çalışmamasıdır.
hazıra alışmış, kendini teknolojinin ve makinenin esiri olarak kabul etmiş uyuşuk beyinli ve bir o kadar da uyuşuk fizikli insanların başına geldiğinde paniğe hatta kaosa neden olabilir. sanki asansörde kalmışçasına elektrikler tekrar gelene kadar insanlar yerlerinde beklemeye başlayabilirler.
türkçe'nin şirin mi şirin kelime oyunlarına aldanan bilinçsiz zihniyetin düştüğü gaflardandır. elma kelimesine ünlü bir harf eklemek için araya kaynaştırma harfi * girmesi gerektiğinden, elma birden elmasına dönüşür ve ortaya yanlış anlaşılmalar çıkabilir. google'a kaşıkçı yazdığımızda tekirdağ'ın bir köyü olduğunu göstermesi de bu teoriyi kanıtlayacak niteliktedir.
bu nedenle paha biçilemeyen bir elmas olan kaşıkçı elması'nı daha önce duymamış birisinin kaşıkçı yöresine ait elma sanması son derece normaldir. kişiyle dalga geçmek yerine bilinçlendirmek daha doğru bir davranıştır.
budizm'de en üst mertebe olan nirvana'ya ulaşabilmek için yapılacak yöntem ve tekniklerdir. nirvana mertebesine yükselmek için nedensellik ilkesinden uzaklaşmak gerekir. kişi dünyevi acılardan tamamen arınmalı ve bilincini kötülüklerden tamamen sterilize ederek saflığı tüm benliğinde hissetmelidir. kimileri nirvana'yı cennetle bir tutar. ancak nirvana bir cennet değil, bu dünyada ulaşılması güç bir olgunluk seviyesidir.
klavye delikanlılarının entelektüel olanlarına verilebilecek sıfat. bunlar köşeye sıkışınca veya ayar yediklerinde atıp tutmak yerine ılımlı ve sakin bir şekilde çözüm bulmaya çalışırlar. favori renkleri pembedir.
-aşkım sanki biraz hızlandın...
+tatlım valla ben vitesi boşa aldım kendiliğinden gidip geliyor.
-ama canım acıyoooo...
+bugün formumun zirvesindeyim bee! baksana kızım odayı sallıyorum odayı!!!
yılan tarafından sokulan kişinin yaralı bölgesini yanında bulunan kişinin dudaklarıyla emmesi ve zehri kana karışmadan çekerek tükürmesiyle gerçekleşir. mantıklı olarak düşünüldüğünde, dudakları ile çeken de zehri ağız yolu ile ister istemez yutar ve zehirlenme riski olabilir. bu nedenle yılan tarafından sokulan birini gördüğünüzde kesinlikle zehri emerek çıkarmaya çalışmayın. bırakın gebersin pezevenk...
türkiye'nin her sokağını ele geçirdikten sonra dünyaya açılmayı hedefleyen mendil mafyasının yaratıcı girişimleri sonucunda türk çocuklarını ağlama duvarı çevresinde istihdam ettirmesiyle gerçekleşecektir.
duvarın isminden etkilenen girişimciler, burada dökülen gözyaşının haddi hesabı olmayacağını tahmin ederek çocukları buraya gönderirler ve yahudilere mendil satmalarını isterler.
-yahudi : ühühühüh...
-çocuk : abi mendil var verim?
-yahudi : ...
türk aile yapısında sıkça rastlanan ebeveyn türüdür. bu tipler çocuklarına daha doğru düzgün konuşmayı öğretmeden küfür etmeyi öğretirler. bazen gelen misafirlere bazen de aile içinde çocuğuna küfür ettirerek kendilerince eğlenirler. çocuk söylediği küfürlerin herkesin gülmesinden dolayı komik bir şey olduğunu sanarak, küfrün eğlenceli ve iyi bir şey olduğunu düşünebilir. bilinçsizce yaptırılan bu etkinlik, çocuğun ilerde küfürbaz olmasına neden olabilir.
- baba : hadi oğlum amcanlara küfret bakalım...
- çocuk : şikeyim şeni... şiktiy git.
- baba ve amca : hohohoho...
- çocuk : hihihih... hepinizi şikeyim... gotünüzü paymaklayim yayyak kafalı oyoşpu çocuklayi...
- amca : ...
- baba : ıhhıımm!.. çocuk işte amcası... komik ama değil mi hehehe...
sürekli ders çalışan ezberci gençliğin gerçekleştirebileceği bir eylem. diğer arkadaşları çizgi roman okurken ortama uymaya çalışan bu gençler, çaktırmadan çizgi romanın içine ders kitabını koyar ve ordan ders çalışmaya devam ederler. bu tipler okul ve iş hayatında başarılı olabilirler ancak sosyal yaşamda sıfırlardır. genelde ilerde mühendis falan olurlar.
yağmur sonrası toprak kokusundan çok farklıdır. bitki örtüsü hasar gördüğü için etraf yanık yanık kokar. asit yağmurundan sonra dışarı çıkıp toprağın kokusunu içinize çektiğinizde genzinizde bir acı hissedip öksürmeye başlayabilirsiniz. birkaç yıl sonra sık sık karşılaşıp alışacağımız bir kokudur.
türkiye'de sokakta ölen kişinin başında bekleyen meraklı kalabalığın temel görevlerinden biridir, ambulans gelene kadar ölünün üstünü gazete ile kapatmak. amaç, çevresinde toplananların ölünün yüzünü ve yarasını görmemesi böylece psikolojik olarak etkilenmemesidir.
ölen kişinin üstüne bulvar gazetesi örtüldüğünde oluşan etki diğer gazetelerin etkisi gibi olmaz. ölünün üstünü örtecek alternatif bir şey bulunamadığından oradan geçen ve elinde bulvar gazetesi ile ölüyü izleyen gencin* elinden gazetesi alınır ve ceset kapatılır.
cesedin üstündeki çıplak resimleri gören meraklı kalabalık bir anda yaraklı kalabalığa dönüşebilir.
cücelerin psikolojik açıdan olumsuz etkilenmesine sebebiyet verebilir.
kendi yaşıtları erkek veya bayan reyonundan alternatifi bol kıyafetler alabilirken, onlar kendilerine uygun elbiseleri ancak çocuk reyonunda bulabilirler. bir cücenin kendisine uygun bir elbise ararken karşısına çıkan seçenekler oldukça kısıtlı ve çocukçadır. bütün elbiseleri de diktiremiyeceklerine göre bunları almak zorundadırlar. çocuklar için üretilmiş bu kıyafetleri alırken kendileriyle edilen alay, sosyalleşme sıkıntısı çeken cüceleri daha da içlerine kapanık hale getirebilir.
düğünlerde sıkça görülür. halay çekmek için meydana çıkanların çoğunun daha önce hiç halay çekmemiş olmasından kaynaklanan bir burukluktur.
bu tipler halay çekmeye başladıkları anda bireysel takılırlar ve birinin ayağı inerken diğeri ayağını kaldırarak uyumsuz figürler yaparlar. onları izleyen ve halaydan tiksinen tüm insanların hissettiği bu acıya da halay kırıklığı denir.
halka açık bir yere devasa bir valiz içinde bırakılan atom bombasına şüpheli paket teşhisi konulup, valizin fünye ile havaya uçurulmasıdır.
gelen bomba imha ekipleri, valizin içine atom bombası koyacak halleri yok ya diye düşünüp, valizin içinde ne olduğuna bakmadan fünyeyi yerleştirirler. meraklı halk, güvenlik şeridinin arkasından sanki tiyatro izlercesine bomba imha uzmanlarını izlerken birazdan ölecekleri akıllarına bile gelmez. ardından herkes geriye çekilir ve fünye patlatılır. gökyüzünde mantar şeklinde bir toz bulutu belirdiği sırada binlerce insan da kremalı mantar çorbasına dönüşür.
içki masasında sarhoşken türetilmiş yepyeni bir kelimedir. fondip ve dikmek kelimelerinin uyumlu bir şekilde harmanlanmasıyla oluşan bu kelime, fondip ile aynı anlama gelir. ancak fondik, içkinin bir seferde hızlı bir şekilde içilip kadehin masaya sertçe vurulmasını daha iyi betimler.
sayıları hızla artan emoların siyasi bir parti kurmaya karar verdikten sonra benimseyecekleri yönetim biçimidir.
zaman ilerledikçe yaşlanan ve tarzından vazgeçmeyen bir grup emo, beyin fırtınası yaparken içlerinden birinin 'lahn pu tipple pizi khimse i$he almıyoh göht kibi khaltık ortatha khimse bizhi ihnsann yerinne koymuyohh' * demesi sonucu diğer emoların haklarını korumak için emo partisi * kurulur. böylece siyasete atılmış olan emolar, hızla çalışmalara başlarlar. öncelikli amaçları emoların haklarını korumak ve onları topluma kabul ettirmektir. diğer yönetim biçimlerini beğenmeyen emolar kendi rejimlerini oluşturmaya karar verirler. en sonunda emokrasiyi bulurlar.
emokrasi kelimesi yunancadan gelir. emos emolar, kratos ise idare anlamına gelir. birleştirirsek emoların yönetimi ortaya çıkar. emokrasi azınlıkların yönetimidir. bu yüzden demokrasi ile arasında isim benzerliği olmasına rağmen, bu iki rejim birbirinin zıttıdır.
emolar kendilerini üstün ırk ilan ederek emokrasi rejimini ırkçılığa uygun bir şekilde geliştirirler. iktidar olmaları durumunda anayasaya moda, rock ve punk gibi konularda kanunlar eklenebilir.
böyle bir şeyin gerçekleşmesi durumunda siyaset iyice ayağa düşmüş olur.
en tehlikeli feminizm çeşididir. dünyada sadece kadınların var olması gerektiğine inanıp bütün erkekleri yok etmeye çalışırlar. ülkülerini engellemek için karşılarına kim çıkarsa tırnak, saç baş yolma ve en tehlikelisi çene çalma tekniklerini kullanarak onları bezdirirler.
formata uyduktan sonra istediği kadar saçmalamasının serbest olduğunun bilincinde olan yazardır.
bir de bu saçma kelimesini görecelik kavramı içerisinde ele alacak olursak, yazarın kendisine oldukça mantıklı gelen bir yazısının başkaları tarafından saçma bulunması, eleştiriye açık bir konudur. bununla birlikte yazılan yazı, tanım içeriyorsa ve formata uygunsa isteyen saçma, isteyen muazzam, isteyen sıradan, isteyen güzel vs. bulabilir. bunun kimseyi ilgilendirmesi gerekmez. yoksa herkes ay bu yazımı şimdi biri saçma bulur, ay bana bu mantıklı geliyor ama diğer yazarlar ne der; tarzı düşüncelere kapılıp rahatça yazmaktan yoksun kalır. bu tarz saçmalıkları saçma bulmanın saçmalık olduğu açıkça ortadadır.
askere gidenlere yapılan bir gelenek olan askeri havaya atıp tutma eyleminin gerçekleşememesidir. havaya atıldıktan sonra tutulamayan genç sırt üstü yere çakılır. eğer çok yüksekten düşmüşse belinde veya sırtında ciddi hasarlar oluşabilir. darbeyle oluşan çürüklerden dolayı son dakikada çürük raporu alınarak askere gidilmeyebilir.
müslüman bir insanın olağandan hızlı bir şekilde secde etmesi sonucu ayaklarının havaya kalkması ve öne doğru takla atmasıdır.
namaza geç kalmış bir müminin başına gelmesi muhtemeldir. tam cemaatin rükûdan kalkıp secdeye gireceği vakit aceleyle içeri giren mümin, hemen tekbir alır ve soluk almaya çalışır. ancak bir anda herkes secdeye gidince istem dışı duraksar. birden kendini secdeye verir. kendini yere atan mümin, hızını alamayarak başından ve ellerinden destek alıp ayaklarını havada bulur. yer çekiminin etkisiyle ayakları öne düşer ve takla gerçekleşmiş olur.
müminin takla açması sonucu önünde bulunan diğer bir mümin başına veya sırtına sert bir darbe alır. herkes ne olduğunu anlamaya çalışır. dikkati dağılan bütün müminlerin namazı riske girebilir. takla açan mümin ise dinden soğuyup bir daha camiye gitmeyebilir.
dini bir inancı olmayan ve toplum içinde uyulması gereken belirli davranış biçimleri ve kurallara uymayan öğrenciler için milli eğitim bakanlığı ve ösym'nin ortak çalışmaları sonucu eğitim ve öğretime kazandırılacak yeni bir ders türüdür. *
seçmeli ders olacak olan dinsizlik kültürü ve ahlaksızlık bilgisi dersi öğretmenleri, üniversitelerde açılacak olan atehiyat fakültesi mezunları içinden kpss'den en düşük puan alan kişiler arasından seçilecektir.
dinsizlik kültürü ve ahlaksızlık bilgisi dersinde öğretmenler öğrencilerine nasıl inançsız olunur?, uyulmaması gereken ahlak kuralları nelerdir?, dinsizler neden dinsizdir?, zeki müren'in bizi gördüğü doğru mu? konu başlıkları altında dinsizliği ve ahlaksızlığı öğreteceklerdir. bu dersi seçen öğrenciler, ileride topluma kazandırılamamış bir birey haline dönüşeceklerdir.