güzel sanatlar fakültesiyle karşılaştırılmaması gereken fakültedir. rakip diğer devlet iletişim fakültelere kıyasla istanbulda bulunması ve yeterli teknik donanıma sahip olmasıyla ayrıcalıklıdır. evet ilk yıl inkılap dersi verir, ama bu diğer okulların tüm sözel bölümlerinde vardır zaten. anfilerdeki ses sorununa katılmakla beraber, sorunun ses sisteminden ziyade öğrenci sistemiyle alakalı olduğunu düşünmekteyim. zira sınıfta sadece dersi dinlemek isteyenler olduğunda ses sistemine ihtiyaç kalmayacaktır.
seize the day or die regretting the time you lost
it's empty and cold without you here, too many people to ache over
i see my vision burn, i feel my memories fade with time
but i'm too young to worry (a melody, a memory, or just one picture)
these streets we travel on will undergo our same lost past
i found you here, now please just stay for a while
i can move on with you around
i hand you my mortal life, but will it be forever?
i'd do anything for a smile, holding you 'til our time is done
we both know the day will come, but i don't want to leave you
seize the day or die regretting the time you lost
it's empty and cold without you here, too many people to ache over
newborn life replacing life, replacing all of us, changing this fable we live in
no longer needed here so where should we go?
will you take a journey tonight, follow me past the walls of death?
but girl, what if there is no eternal life?
seize the day or die regretting the time you lost
its empty and cold without you here, too many people to ache over
trails in life, questions of us existing here, don't wanna die alone without you there
please tell me what we have is real
so, what if i never hold you, or kiss you lips again?
i never want to leave you and the memories for us to see
i beg don't leave me
(silence you lost me, no chance for one more day)
i stand here alone
falling away from you, no chance to get back home.
iki gar arası yaklaşık 50 dakika sürer. kalabalık olsa bi dert tenha olsa bi dert olsa da yolculuk otobüsten falan daha zevklidir. hem uyutur sarsıntısı sizi.
klasik bir konusu olmasına rağmen * bilim kurgu sahneleri ve ince esprileriyle beni etkileyen film. ilk başta çocuk filmi gibi dursa da rakip seans filmlerine göre zaman geçirmesi en zevkli olduğunu düşündüğüm ben stiller in döktürdüğü komedi filmi.
(bkz: müzede bir gece)
avcılar'da olanı, güngüzleri iyidir, rock müzik çalar falan ama akşamları 30 yaş üzeri müşterileri *, dumanaltı ortamı ve garip müzikleriyle bünyesi değişir.
çocukken ben de yapardım. hatta, yukarda asılı olan ve dönen bi cisim vardı. * yerde yansımaları olurdu, ben de onların üzerine basmaya çalışırdım falan. ne günlerdi. şimdi hiç sevmem, çocukken düğünlerin bile bi anlamı vardı.
bazı yörelerde şu tür hareketlere rastlanılmıştır:
efendim, kapıya bunlar gelirler, ev sahibi şeker kasesini kibarca uzatır, ama bu garip çocuklar ikram edilen kaseye alttan vurmak suretiyle içindeki şeker/çikolataları yerlere saçarlar. sonra yerdekileri büyük bir hırsla toplayıp, olay yerinden uzaklaşırlar. garip.
oturmamasının birçok nedeni olabilir.
- mevsim yazsa; oturulduğunda sırt bir yere temas edince feci terler, bundan rahatsız olmuş olabilir.
- otobüsün sonradan kalabalıklaşacağını bildiğinden, birine yer vermek için sonradan kalkmaktansa hiç oturmaz.
- bacakları sığmaz, istese de oturamaz
- otobüsün arkasına yaslanarak müzik dinlemekten hoşlanıyordur.
ne zaman indirime gireceği belli olmayan, bir hafta önce aldığınız kazağın, bir hafta sonra %50 indirimle satıldığını görüp, sizi çıldırtan markadır. ama kalitelidir, farklıdır diğer rakiplerinden. ****
bir arkadaş(ba):yine o grupla mı gezdnz yoksa sınıfca mı
japonbaligi :sınıfca sayılır, bi de turist bi adam geldi bzmle gezdi, peşimize takıldı resmen
japonbaligi :her yere geldi yüzsüzdü sanırm
ba :aaaa
ba :yüzsüz müydü
ba :*
japonbaligi :evt mesela bz açız, yemek yicez diyorz
japonbaligi :o da hemen bn de çok açım dio
ba :sen gerçekten açsın desedniz *
ortak pencere açılmış, konuşulmaktadır.
ba : bir arkadaş (erkek arkadaşına ne söylemesi gerektiğiyle ilgili bizden bilgi almaktadır)
bba: başka bir arkadaş
ba : dicem ki ii de bi de ewlencek diilz diosn peki biz niee çıkıorz gezip tozmk içn mi dicem diim mi
japonbaligi: heh tamam
japonbaligi: kzıım de tabii *
bba : yookkk deme
japonbaligi: amerikan gençliğine mi özeniosun de
bba : deme
bba : sakınnn
japonbaligi: desin yaa
bba : rezillik
japonbaligi: nee sen karışma
bba : hayır asıl sen karışma
ba : dedm bile
japonbaligi: nee
japonbaligi: aferim
japonbaligi: ben çıkıyım o zaman
bir erkeği çekici kılan özellikleri. kişiden kişiye değişir. örneğin;
-içten gülümsemesi*
-saatinin bileğinden biraz sarkması
-uzun boylu ve biraz iri yapılı olması
-dişlerinin güzel olması
-zeki olması
-sorumluluk sahibi olması
-duyarlı olması..gibi
- megaloman olması
- tırnaklarının gereksiz yere uzun olması
- gözüne kalem çekmesi
- saçlarını boyaması
- ağzını yayarak konuşması
- sevgili arayışında olup, kızlarla arkadaş olamaması
çok bela birşeydir. gidersin tuvalete gelirsin yine gelir yine gidersin yine gelirsin o da gelir yine gidersin. * uzmanlık alanım olmasa da böyle prostat gibi galiba.