Bir özel üniversitede parayı bastırıp yüksek lisans yapalirseniz ve eşiniz o üniversitenin içinde bulunduğu ilçenin belediye başkanıysa kolaylıkla siyaset bilincini ünvanı alabilyorsunuz ve milletvekili adayı olabiliyorsunuz.ilçe sınırları içinde broşür dağıtırken yanında 1paket türk kahvesi veriyordu bu hanımcağızın elemanları.akp belediye başkanının hanımı,aday adayı olsa küfürü hakareti bini bin para olur.makarnacı Kömürcü diyerek halkı aşağılayın,aynı insanlara kahve dağıtın.çok güzel oluyor değil mi.
Son dönemde çözüm sürecinde aldığı tavır,hükümete getirdiği eleştiriler bilhassa devlet merkezli bir söyleme geçişi geçen hafta harp Akademisindeki konuşmasından sonra ayyuka çıktı.orada neler konuşuldu bilemiyoruz ama şimdi zirvede kopan gürültünün,çıkan düşük yoğunluklu kavganın oyun kurucusu Erdoğan gözüküyor ve bu sefer yanında Tsk var(17_25 Aralık darbe girişiminde de TSK Erdoğan'ın yanındaydı)
Alevi inancında;sünnilere karşı hem üstünlük taslama,hem de onları zühd sahibi fakat sahtekar olarak göstermek için çokça kullanılan bir sözdür.ibaeti yapmamak için,bunları basit ritüeller olarak gösteren aleviler;kendi ayinlerini yaparken bu sözleri tamamen unutmuş gözükürler.Cem'e gitmeyen yahut bunu önemseyen bir Aleviyi veya muharrem orucunu tutmayan kendi inançlarına ait kişileri;ibadetlerini yapmadığı için çok görürler.kalb temizliği madem bu kadar önemli boşverin cemi falan.
işine dört elle sarılmak,sabrılı olmak,özverili olmak...
babam 25 yıl esnaflık yaptı;market işletiyordu her sabah 05.00-.5.30 arası kalkar dükkanını açmaya gider akşam ise 21.00 den önce dönmezdi bu süreç hastalık,cenaze,sokağa çıkma yasağı olmadığı müddetçe devam etti(nadiren de olsa yeğenine pazar günleri anahtarı verir kendisi işe sabah 9'da giderdi.)25 yılın sonunda emekli olduktan sonra,ne kadar,birgün kendisine "bunca yıl hep erkenden kalkıp işe gittin,akşam karanlığında döndün hiç yorulmadın mı;sıkılmdın mı?" dedim.Aldığım cevap,öğrendiğim en faziletli bilgiydi diyebilim"hergün işe,dükkanımı ilkgün açtığım zaman ne kadar heyecanlıysam,o heyecanla gidiyordum..."
cesur ol;yapmak istediklerin için,hayallerin için çok çalış.Önümde daha çok zaman var diyerek kendini tembelliğe alıştırma.Dene,olmazsa yine olmasın,ama dene.Yapmadığın,ertelediğin herşey için ileride keşke yapsaydım dememek için,yapmadığın şeylerin pişmanlığını ömür boyu yaşamamak için çalış,dene başarısız olursan da denedim yapamadım dersin.inan bunun pişmanlığı az sürer, ama cesaretsizliğin yüzünden yapamadığın herşeyin pişmanlığını ömürboyu sürersin.
Gerçeği söylüyorum size,gerçeği;Buğday tanesi yere düştükten sonra yok olmazsa,bir buğday tanesi olarak kalır;ama yok olursa o zaman bereketli ürün verir.
incil
necip fazılın nazım hıkmete söylediği ve karşılığında nazım hikmetin necip fazıla söylediği muazzam sözler aslında ikisininde kıyaslama ötesi olduğunu açıkça gösterir(yanılmıyorsam necip fazılın nazım hikmeti hapisanede ziyaretine gittiğinde söylendiği rivayet olumuştur)
necip fazıl:sen yeninin en eskisisin
nazım hikmet:sen de eskinin en yenisisin.
nazım hikmet eski usulleri yıkıp yeni şiir anlayışıyla meydana çıksada kadimden kopamamıştır.necip fazıl kadim dünyanın temsilcisi iken o dünyanın şiirine büyük yenilik getirmiştir.
şiir dünyalarında,yazım tarzlarında,fikirlerinde zıtlık varmış gibi görünse de ikisi de bu coğrafyanın en iyileridir.
kıyaslamaktan öte şöyle denilmesi daha makbuldür;ikiside mükemmeldi
2011 genel seçiminin propagandalarında,büyük bir ihtimalle ana konu yeni anayasa olacaktır.a.k.p burhan kuzu ve zafer üskül gibi iki tane huhukçuya sahip olup;anayasa yapımı sürecinde ayrıca ergun özbudun hocadan destek almaktadır.a.k.p nin eli bu konuda daha güçlü gibi gözükmekte ve konuyu kendi tekelinde tutmayı istemektedir.c.h.p. de s.batumun aktif göreve gelmesi,a.k.p nin elindeki yeni anayasa hazırlama vaadini dengelemek olabilir.daha seçime 7 ay olmasına rağmen,çok büyük bir aksilik olmazsa seçim malzemelerinin ana omurgası anayasa olacaktır.c.h.p nin anayasa hazırlama vaadinde bulunacağı varsayılırsa;bu konudaki akla gelecek hatta süreci yönetecek kişi s.batum olması muhtemeldir. sene başında d.p ile adı anılan kişinin bir anda c.h.p ye geçmesi ve kısa bir sürede g.sekreterliğe kadar yükselmesi bu açıdan da değerlendirilebilir.
klişe bir laf olmakla birlikte,almanyanın takım oyununun en güzel örneklerini segilediği bir maç olmuştur.messi,higuain,tevez,di maria gibi çok etkili hücumcularına pozisyon vermeden maçı bitirmek başarı kabul edilmelidir.
arjantine boş alan bırakmanın intihar olacağını iyi bilen alman takımı,kademe ve blok anlayışını mükemmel uygulayarak boş alan bırakmadığı gibi,arjantinin 1.,2. bölgedeki vasıfsızlığını iyi değerlendirerek,sanılandan kolay bir şekilde sonuca gitti.
arjantin takımının favori gösterilmesinin sebebi tabbiki hücumdaki yıldızlarıydıfakat defans zaafiyeti de ilk maçladan itibiaren oldukça belirgindi.
alman takımının hücum oyuncuları da oldukça etkili olmasının yanında yardımlaşma ve bitirici vuruşlarda iyi oldukları daha önceki maçlardan belliydi.
daha önceki yıllarda alman takımı için makina düzeninde oynamak,turnuva takımı gibi vasıfların verilmesinin yanında en büyük eleştiri göze hoş gelen futbol oynamadığıydı.
ancak bu dünya kupasında arık açıkça görüldü ki almanya izleyene haz veren bir takım görüntüsü çiziyor.
arjantin sanılanın aksine durağan bir futbol oynadı.bunun sebebi bence almanyanın direnci ve boş alan bırakmamasıydı.maradonanın takımın en zayıf bolgesi olarak kabul edilen ön libero mevkiine cambiasso gibi bir oyuncuyu seçmeyerek takımın kaderiyle kupa başlamadan önce oynadı.
erken yaşta kaybettiğimiz edebiyat üstadımız sabahattin alinin başyapıtı.gerçek anlamda bir klasik.insanı kalbinden kavrayan bir anlatım,mükkemmel bir türkçe,her okuyanın kendisinden mutlaka birşeyler bulacağı,raif için üzüleceğimiz,keşke böyle olmasaydı diyerek hayıflanıp pişmanlık duyacağımız eser.her okunduğunda yeni birşeyler bulunabilecek,hacmi küçük kendisi bir o kadar büyük eser.en can alıcı bölümlerinden biri
"kaybedilen en kıymetli eşyanın,servetin,her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor.yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor.bunun sebebi -bu böyle olmayabilidi-düşüncesi,yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır"