mazallah, etraftaki insanların yanlış anlayabileceği şarkılardır bunlar. söylüyorsan da kız arkadaşlarının arasında söyle, ya da hep birlikte söyleyin. birbirinizin arkasını kollarsınız.
Hu huu komşu! Dinler misin beni? Hayır hayır, bu defa bir fincan kahve, bir limon istemeye gelmedim. Bir kaç şey söyleyevcektim altı üstü. Hazır mısın? Evet, şimdi sıkı dur başlıyorum.
Ne sabırlı ve hoşgörülüymüşsün komşu. Akşamları bangır bangır led zeppelin, nirvana, deep purple dinliyorum, sesini bile çıkarmıyorsun. Eski komşumu hatırlarım; duvarları yumruklardı susayım diye. Sabahın altısında scorpions ile uyanıyorum, ona bile ses çıkarmıyorsun hayret. Arkadaşlarla sinema gecesi yapıyoruz, ev sinema sistemini kuruyoruz. Tek bir laf etmiyorsun komşu. Oh aman ne güzel.
Düzgün bir insanmışsın komşu. Hergün farklı bir insan atmıyorsun eve. Mutluyum. Kapının önü de temiz. Bir de ne olduğun belli komşu. Hatırlıyorum, zamanında bir komşumuz (komşularımız) vardı; akşam süper bayanlar girerdi eve. Üstleri başları, makyajları düzgün. Sabah olunca karizmatik, yakışıklı tippler çıkardı evden. Çok da yakışıklılardı hani. Küçüktüm ama hatırlıyorum. Zaman geçtikçe farkettim ki bu bayanlarla erkekler birbirine çok benziyorlar! Apartmandan birileri şkayette bulundu sonrasında. Bunlar da taşındılar… aman, iyi ki sen öyle değilsin komşu!
Bütün futbol maçlarını sayende takip ediyorum komşu, sesi sonuna kadar açıyor bi de bağırıyorsun durmadan futbol maçı olduğunda. Kim kazanıyor diye televizyona bakmama gerek kalmıyor, senden alıyorum haberleri, skorları. Duvarlar durduramıyor seni.
Ne zaman kapıda kalsam bana kucak açıyorsun komşu. Ne severmişsin beni. çay demliyorsun, dolaptaki yemekleri ısıtıyorsun. Bizimkiler gelene kadar sizde tv izlememe ses çıkarmıyorsun. Aç ve açıkta bırakmıyorsun beni, çok sağ ol.
Kışın da kombiyi iyi açıyorsun, afferim. iyi ısınıyor bizim ev de.
Istikamet kızılay olunca beni de alıyorsun arabana, dolmuşa binmeme izin vermiyorsun. Beni de atıyorsun kızılaya. işime de gelmiyor değil hani.
Apartmanın deposunu hiç kullanmıyorsun da bana daha çok yer kalıyor komşu! Çok teşekkürler vallahi. Tabii hiç girmediğin için oraya orada ne halt yediğimi de bilmiyorsun. Altı üstü bisikletlerim var komşu orada, 3 yol bisikleti, 2 de dağ bisikleti. Onlarla uğraşığ duruyoruz. Emeklilikte aile mesleğimiz bisiklet olacak bu gidişle. Bisiklet dükkanı açacağız komşu!
Uzun işin kısası, çok teşekkürler komşu. Farkında değilsin ama bak ne de çok işime yarıyorsun. bu güzel günlerin devam etmesi dileğiyle. Aman ha, sakın taşınma komşu! Seviyorum seni.
içilen çay kaçak arap çayı ise gerçekleşecek durumdur. deneyeni yaşayanı da vardır. bir paket çayın yarısı boya olmakla birlikte içindeki çay oranı da oldukça azdır. arabistan'da çay yetişirilmediğinden olsa gerek.
- gel de bi scorpions dinlerken çayla kafa bulalım be!
- bir nikah masası çalında çayla kafamızı bulalım.
erkeklerin gözlerinde çok büyüttüğü, küçük duruma düştüklerini düşündükleri durumdur. yanlış bir kanıdır aynı zamanda bu, gayet normal ve hoştur işin aslında. kızlarsa gayet severler bu olayı.
nesildaşım, pek pek sevdiğim bir insandır kendileri. gerçi (#6212459) entrysi ile kendine haksızlık etmiş ama, neyse. hoşgeldin pek pek sevdiğim insan! 162. entrym sana armağan olsun. ****
çıkma teklifi etmenin en hayvanca ve iğrenç yoludur. karşıdaki kızınsa kendini çok kötü hissetmesine neden olur. adam gibi sor soracaksan. nedir bu bir şeye zorla itilmiş gibi...kız birden kendini dünyada çıkılacak son kız gibi hisseder.
ancak çok hoş da bir cevap verebilir buna insan...
- ştt kız, çıkalım la?
+ olur gel merdivenden çıkarız. gerizekalı.
okul ortamında bir sınıftan bir sınıfa geçerken, yani sınıf atlarken öğrencilerin farklı sınıflara dağıtılmasıdır. öğrencilerce pek de hoş karşılanmaz.
- a a! her sınıftan var mı şimdi burada?
+ evet hocam. karmışlar bizi.
- karma sınıf yani?
+ yok karma dememek lazım, karma felsefesi gibi filan.
- toplama sınıfsınız yani?
+ topladır bizi buraya, doğrudur.
- toplama kampı gibi... Hmmm.
+ hee... toplama kampı! her hafta 3 kişiyi öldürüyoruz.
- bunu sana aldım.
+ nedir bu?
- albüm...
+ ne albümü, hiç bir şey yazmıyor üstünde!
- orjinali çok pahalıydı da.
+ insan mp3 doldurur... güzel şarkılar filan!
- aha doğru valla, daha ucuza gelir!
charles in charge, roseanne, grace under fire, cybill, dharma and greg, two and a half men, the big bang theory gibi dizilerin yaratıcı, prodüktörü, yönetmeni, herşeyi... tam adıyla charles michael levine, aktris Karren Witter ile evlidir kendileri. Her bir dizisi birbirinden komik, güzeldir, sever insan. Bazen "bu adam nasıl the simpsons'a da bi el atmamış" diyesi gelir insanların. 18 ekim 1951 doğumludur.
two and a half men ve the big bang theory adlı dizileri şu zaman diliminde de yayındadır, hatta the bing bang theory'nin yeni bölümleri cnbc-e ekranlarına yakında giriş yapacaktır.
Bu kitap hemen hemen her öğrenciye okul yıllarında musallat olmuştur, hemen hemen her edebiyat öğretmeni ya bir sınav yapar ya da özet çıkarttırır bu kitap ile ilgili.
how i met your mother adlı dizinin, ünlü karakteri Barney Stinson'ın ünlü lafıdır... Arkadaşlarından hiçbir tepki alamadığında "Then give me looow fivee.." demesiyle de bilinir. Birkaç bölüm boyunca kimse çakmadığı için kolunu tüm bölüm boyunca havada tuttuğu, "siz vurana kadar bu el inmeyecek!" dediği olur...
"Ver bana yüksek bir beşlik!" diye çevrilebilir :D