hala buralarda olduğunu, hala yazdığını görünce, öğrenince bir şaşırdım. allah allah çoktan bıkmıştır diyordum. neden bıkmıştır? çünkü ben bıkmıştım. ama o bıkmamış. ehe öhö çokomik.
şaka bir yana, kendisiyle uzun bir süredir görüşemiyoruz ve ben bu insanı da özledim. yarın özlememiş olabilirim, bu bugüne özel bir durum.
pentagram'dan ayrılacağını açıklayan, ve bizleri üzen efsanedir.
ehem. bir dakika, ağlamak yok brütüs sakin ol.
ben ki, "scorpions veda konseri veriyor, bir daha gelmeyecek adamlar, gidiyorlar brütüs!" diyerek sonisphere fest'den vazgeçmiş idim. şimdi öğreniyorum ki, bir efsane daha grubuyla sonisphere fest de bizlere hoşçakal diyor... ağlıyorum brütüs! yani pentagram hoşçakal demiyor, murat ilkan pentagram'a veda ediyor. Sonisphere'da murat ilkan'ın söylediği pentagram parçalarına hoşçakal diyoruz.
murat ilkan, sağlık sorunları nedeniyle grubu bıraktığını ve son konserlerini 1 gün sonra gerçekleşecek sonisphere festivalinde vereceklerini belirtmiş. ve murat ilkan'ın konuyla ilgili açıklamasıyla bitiriyorum, daha fazla dayanamıyorum brütüs.
bundan ikibuçuk yıl önce fiziksel hareketlerimde farkettiğim bazı rahatsızlıklar sebebiyle doktora gittim.
yapılan tetkikler sonucu ms (multiple sklerosis) teşhisi konuldu. ms doğası gereği, zaman zaman geçirilen ataklarla, kişiden kişiye değişen bir seyir izler. bende rastlanan türü agresif olmadığı için şanslıyım.
şimdiye kadar pentagramla çalışmalarımı aksatmadan sürdürdüm. ancak grup olmak birlikte hareket etmeyi gerektirir. rahatsızlığım nadiren de olsa bunu engellemekte.
bu sebeple, pentagrama ve dinleyicilerine olan saygımdan ötürü, gruptan ayrılmanın en doğrusu olduğuna karar verdim ve grup arkadaşlarımla da kararımı bir süre önce paylaştım.
yönünü kendim çizebileceğim, kararları kendim alabileceğim bir oluşum içine girdim ve ilk olarak murat ilkan akustik projesini oluşturdum. bu projeyle ilgili gelişmeleri http://www.muratilkan.com ve facebooktaki murat ılkan official page den takip edebilirsiniz.
25 haziran 2010 tarihinde inönü stadyumunda gerçekleşecek olan sonisphere festivalinde pentagramla son kez sahne alacağım.
sonuç olarak hastalığım, şarkı söylememi engelleyen bir rahatsızlık değil. sadece şartlar ve etkinlik tarihihleri gibi ayrıntıların bana göre şekil alacağı yeni bir oluşumda müzik yaşamıma devam edeceğim.
http://bit.ly/dcxVuO
--spoiler-- summer: i think we should stop seeing each other. i mean this thing-- what are we doing? all we do is argue. tom: that's bullshit.
summer: i mean, we've been like sid and nancy for months now.
tom: summer, sid stabbed nancy... seven times with kitchen knife. i... i mean, we have some disagreements, but i hardly think i'm sid vicious.
summer: no. i'm sid.
tom: oh. so i'm nancy?
...
summer: sanırım görüşmeyi kesmeliyiz. yanı bu-- ne yapıyoruz biz? tek yaptığımız tartışmak.
tom: saçmalıyorsun.
summer: yani, aylardır sid ve nancy gibiyiz...
tom: summer, sid nancy'yi bir mutfak bıçağıyla 7 kez bıçaklaşmıştı. ben.. yani, belki bazen tartışıyoruz ama kendimi sid'in yerine koyamıyorum.
summer: hayır. sid benim.
tom: hı. ben de nancy'yim öyle mi?
--spoiler--
erkek kızla tanışır. erkek aşık olur, kız olmaz. ve kızımız yani Summer yaşanan her şeyi bu diyalogla sonlandırır, bir anda, "ona ne olur" diye düşünmeden. ve erkek sadece şunu geçirir aklından; lan allahsız! Ve kızımız Sid ve Nancy'nin öyküsü gibi, erkeği 7 kez bıçaklamışçasına bu ilişkiyi sonlandırır.
burada olduğunu duymamdan mütevellit hemen mahlas altına koştuğum yazardır. evet şaka maka, bunca zamandır burnumuzun dibindeymiş de görmüyormuşuz.
hoş sohbet iyi insandır kendisi, tespitleri de çohoştur gerçekten. benden büyük olduğunu büyük bir şevkle yüzüme vurmuş olsa da, katlanıyoruz işte ne yapalım. her neyse, iyi ki tanımışım dediğimdir, biraz da artizdir, koştursun dursundur. **
son bir şey daha, "i poke you!"
ben de tanıdım, ama o beni tanımadı. Nihahahha. Bunca zaman sonra buradaki varlığını keşfetmemden mütevellit bu kadar geç yazıyorum, affetsindir kendisi.
tabi ki o zamanlar paradoksların eksik ve yanlış noktalarını bulamıyordum ve matematik benim için bitmişti. ama sonradan farketmiştim, matematik matematiği çökertemez.*
mazallah, etraftaki insanların yanlış anlayabileceği şarkılardır bunlar. söylüyorsan da kız arkadaşlarının arasında söyle, ya da hep birlikte söyleyin. birbirinizin arkasını kollarsınız.
değişik bir düşünce var bu şarkıda. tamam anladık onu çıplakken daha çok seviyor, ama kendini de o çıplakken daha çok seviyormuş. *
ayrıca; (bkz: kızların ulu orta söylememesi gereken şarkılar)