kalbi kırık erkeği adam ederim diye uğraşan kızlar kadar yorulurlar. bi ,insanın kalbinin kırık olması kalp kırma hakkını elinde bulundurmaz , unutmayın yara iyileştikten sonra yara bandı atılır,unutulur ve hatırlanmaz bile
sarı, ama böyle retro sarısı , yaşadığım her şey o kadar uzak , o kadar geride kalmış geliyor ve kendimi o kadar yaşlı hissediyorum ki, her şey geride kaldı ve ben tüm o anlara eski bir fotoğrafın sarılığında bakıyorum.
flört edemediğim erkektir, hoşlanıyor mu , yalancı mı anlamış değilim yalnız çok alıngan ne yapacağım hiçbir şey söyleyemiyorum!Biri yardım etsin lütfen!
herkes delirdiğimi düşünüyor , işin kötüsü hal böyle olunca ben de öyle olduğumu düşünmeye başladım. Öfke kontrolümü sağlayamıyormuşum, deliymişim!Sadece sevmediğim insanlarla bi arada olmayı istemiyorum o kadar bi de adetliyken kimse bana karışmasın gözünün üstünde kaş var bile demesin yeter. Delirmek nedir ki?Nasıl bi şeydir?insan sevilmediğini anlayınca delirmez mi?insan, hiç sevilmeyecek olduğunu anlayınca delirmez mi?Deliler, iyi olduklarından bu dünyanın sevgisizliğine katlanamadıklarından delirmişlerdir, bi de siz üzmeyin onları!
biraz önce izledim filmi. Etkisinden nasıl kurtulurum kaç gün böyle tarifsiz duygularla baş ederim bilmiyorum. Yalnız bu film unuttuğum bir şeyi hatırlattı; savaşların ne kadar anlamsız, iğrenç ve rezil olduğunu. Savaşmak işte böyle kör yapar insanı. işte böyle kör olursun...
eski bir leyla ile mecnun seyircisi olarak, senaryosunu çok çekici bulmasam da karakterleriyle(burhan ,şahika, dilber, bülent, tahsin, makbule) yarılarak gülmeme sebep olan dizimdir.