Korku filmi diye başlayan ama altından kocaman bir aile dramı çıkan, başlarda ciddi ciddi gerse de sonradan alışıldığı için amann yine mi hayalet diye izleyip finalini atlayarak bitirdiğim dizi. Yine de iyidir, izlenir.
Flashback’ler biraz göz yoruyor olsa da 70’lere olan hayranlığımı bir kez daha canlandırmış olan dizi. Senaryo başlı başına ilgi çekici zaten de, O kostümler, o saçlar hepsi insanı bağlıyor. Çerez dizi değil, iki üç güne yayıp izlemek daha olası. Ayrıca ilker kaleli de pek yakışmış.
Bir oturuşta 6 bölümü birden izlediğim, Burcu hanım’ın böyle başarılı bir oyunculuğu olduğunu görmemi ve şaşkınlıklara sürüklenmemi sağlamış olan dizi. Bana kalırsa şu an netflix’teki en iyi Türk yapım.
Gossip girl’ün 19. Yüzyıl uyarlaması bir dizi kendisi. Eğer onu sevdiyseniz bunu da seversiniz. Kafanız doluysa, hiçbir şey düşünmeden bir şeyler izlemek istiyorsanız çekirdek çitler gibi oturup izleyebilirsiniz. Dedikodunun her yüzyılda ne kadar mühim olduğunu ve insanların hayatlarını nasıl alt üst ediyor gösteriyor o ayrı.
Bana kalırsa hiç fena değildi. Çağatay bey rolün hakkını vermiş kabul etmek lazım. Yani benzer hollywood filmlerini çok izledik ama türk uyarlamasına ben daha evvel denk gelmemiştim. Bir noktadan sonra finali ve olayı tahmin etmek zor olmuyor elbette ama senaryoyu iyi bağlamışlar bence.
Şu an en yakın arkadaşlarımdan biriyle aynen böyle tanıştım. Benimki 8 aylıktı onun tatlı oğlu da 1.5 yaşındaydı. Şimdi koca adam oldu ikisi de, dostluğumuz da baki kaldı.
David, Tuğba büyüküstün’ün iskoç versiyonu gibi. Yani tip çok iyi ama başka da bir şey yok, oyunculuk namına bir şey görmedik. Ama problem mi? Değil.
E haydi artık diye diye son bölüme kadar geldim. Finalde Şaşırdım mı? Evet. Kabul ediyorum şaşırdım. 6 bölüm izlediğime değdi mi? Emin değilim. O değil de lou’nun o bakışları insanı bi ürkütüyor ha.
Bir gün gelecek çevrenizdeki kalabalıktan, sizin onlara, onların size uyum çabalarınızdan o kadar sıkılacaksınız ki, en güzelinin tek başına dışarı çıkıp kendi gönlünüzce istediklerinizi yapmak olduğunu anlayacaksınız.
Anneler çocuğunun direkt bakışından terslik olduğunu anlar. Gözleri her zamanki gibi bakmaz, anne bi işkillenir zaten. Sonraki kısım çocuktan çocuğa değişir, misal ben ellerine bakarım. Elleri buz gibi olur çocukların çünkü vücut tasarrufa gider, ellerin dolaşımını yavaşlatır. O da tamamsa kulaktan ateş ölçümüne geçebiliriz, bana kalırsa en doğru sonucu o veriyor. ateş ölçer kullanarak son doğrulama yapılır.
Pek çok repliğini hala ezbere bildiğim, çevreme de tavsiye ettiğim Müthiş bir filmdir kendisi. Mesaj almayı vermeyi kenara bırakarak izleyin filmleri, o zaman tadına varacaksınız.