birkaç küçük gözlemle mevzubahis velet varlığı hissedilebilen evlerdir. ki bu evlerin;
genelde duvarlarına olur olmadık şeyler yapıştırılmıştır.
koltukları, dantel örtüleri ve bilimum ev gereçleri pastel boyayla boyanmıştır.
kumanda, ev anahtarı, araba anahtarı gibi çok çok önemli materyalleri buzdolabı, fırın gibi gereçlerin içinden çıkmaktadır.
eve sinmiş naçizane bir bebek bezi ve dışkı kokusu vardır.
ayrıca ev ahalisinin yüzünden çıkarın beni bu evden gibi bir ifade okunuyorsa bilin ki orada bir velet vardır.
herkesin başına gelebilesi olaylardan bir tanesi. atıştırırken çene kaslarımızın çokça hareket etmesi sebebiyle kulağın fingirdemesi * sonucu zaten tam oturmayan kulaklığın hepten yerinden çıkması durumudur.
çarşafları ıslatmaması amacıyla ebeveynleri tarafından gecenin bilmem ne vaktinde uyandırılmaya çalışılan çocuk. akabinde olayların gelişimine sebebiyet verir.
baba: uğurcaaan, hadi oğlum kalk çişe
evlat: zzz...zzzz...zz
baba: (taktik değiştirir) uğurcaaaaan okula geç kalıyosun oğlum bak servis geldi dit diiit
evlat: * zz...zzzz
anne: ya uyanmadan götür zaten çamaşırını çıkardığın an işer o.
baba: he sonra oraya buraya di mi tövbe yarabbi.. *
baba: aferin benim oğluma evet evet çıkar pantolu indir pantolu *
baba: dur oğlum dur dur ıyyyk elime geldi. * ne dedim ben sana oraya buraya dedim değil mi.. *
salonunda mutlaka gelinin çiçeğinin bir vazo içine istiflenmiş olduğu evde oturan çiftlerdir.
gelen kişilerin ellerine mutlaka düğün fotoğraflarının bulunduğu albümlerden tıkıştıran çiftlerdir.
her şeyi yeni olan çiftlerdir.
söz konusu reklamlar en az 2 kere izlendiğinde kolaylıkla anlaşılabilecek durum. browni ye tapacasına bakan uzun saçlı kız, daha sonra keki ağzıyla burnuyla yemesi ve kırıntılarla kameralara gülümsemesi. bayat reklamdır efenim
jetix'te yayınlanan abuk sabuk bir çizgifilm. tamam çizgifilm seviyorum ama yani bu çizgifilmi sevmek mümkün değil. evet kaptan flamingo, büyüklerin kahraman olmasından sıkılmış kendi başına bir işler çevirmeye karar vermiş ve çocukların kahramanı olmuştur efenim. sloganda denilenlerin aksine hiç de güçlü, parıltılı değildir. ha pembedir orası doğru. güçlü ve yararlı aletlerini * çocukların dertlerinden kurtulması için harcayan milo powell, kaptan flamingo'yu canlandıran karakter. ayrıca yardımcısı lisbeth, çok pis aşığı bunun haberiniz olsun.
imkanlı 2 seçeneğin arasında kararsız kalmaktır verilebilecek en iyi örnek de oks'de sıkı bir puan tutturan çocuğun fen lisesine mi yoksa anadolu öğretmen lisesine mi gideceğine karar verememesidir.
smokin aces filminde soundtrack olarak kullanılan bir clint mansell şaheseri. kesinlikle dinlenesidir. sözsüz olması sebebiyle ufuk ötesine götürme ihtimali vardır, dikkat denilir.
vahim bir durumdur. hele de sokak insan kaynıyorsa.. ülkemizde sıkça yaşanan bir durum olmakla beraber yaklaşık 15 dakika önce başıma gelmiştir. evet aktarmak istiyorum; tüm masumiyetimle kafamı öne eğmiş yürüyordum başımı kaldırdığımda yaklaşık 18 yaşlarında bir aylağın feci artniyetli bir şekilde bana baktığını gördüm, pis bir bakışla bakışını iade ettim ve yürümeye devam ettim. her neyse çocuk hızlı hızlı yanımdan yürüyerek geçti ve önümü kesti, kendimi geri çektim hooooop diye bağırdım ve evet sayın sözlük yazarları, aylak son hızla kaçtı.
tanım 1: temizlik alanında bulunulan konumdan bir üst seviyeye çıkmak.
tanım 2: cillit bang reklamında ben bir ev kadınıyım demeye utanan küllü kumral saçlı kadının sürekli tekrarladığı eylem.
--spoiler--
ben bir iş kadınıyım. işim, evim. en zoru da temizlik. bugünlerde temizlikte terfi ettiğimi söylüyorlar. cillit bang sayesinde
--spoiler--
sık karşılaşılmayan insanlarla birden karşılaşıldığında, muhabbetin; nasıl gidiyor? işler nasıl? safhasında sarfedilmesi muhtemel cümle. nedense kimse buna nereye koşuyorsunuz diye cevap vermiyor hayretler içerisinde kalıyorum doğrusu.
tanım: şirinlere kastı olan bireyin sarfedeceği cümle.
zira sol frame'deki şirin işgalinden sonra bu cümleyi sarfedenlerin sayısının arttığını sanıyorum.
tanım: genellikle başına sihirli bir olay gelip bir anda kendini 5 kişilik bir grubun içinde bulan klasik evden okula okuldan eve yaşam tarzını benimsemiş genç.
the invisible adlı filmde kullanılan the great fiction'ın seslendirdiği bir şarkı.. sözleri;
Excuse me, do you have the time?
Automatons can make the dough
Hello, refinance, a snort of coke
Ants just huddling round the glow
Body urge again
I know its wrong
But i don't wanna stop myself
Body urge again
You know whats wrong
But you don't wanna stop yourself
We don't wanna stop ourselves, no.
Hurry cake the makeup
A dollar for all we want
I'll be there from nine to five
Machines taking pills to hide their gaunt
Body urge again
I know whats wrong
But i don't wanna stop myself
Body urge again
You know whats wrong
But you don't wanna stop yourself
Body urge again
I know whats wrong
But i don't wanna stop myself
Body urge again
You know whats wrong
But you don't wanna stop yourself
We don't wanna ourselves, no..
+ agugug augugug agugugu
- oyşşş yavyum beniim yeyim seni ne kadayy tatlışın şeen çiykin kız şenii aman da aman yeşinler şeniiiy
şeklinde diyaloglara konu olabilecek durum.
bebeklerin kendi dillerinde konuşanlarla daha iyi anlaştığını söyleyen bir teori varsa, mantıklı iş.
vahim bir durumdur.
ayiriyeten ayran gönüllülük simgesidir. akabinde lahmacun getiren, kargodan paket getiren ve daha bir sürü getir götür işleri yapan kimselere gönlünü kaptırmak demektir.
özellikle şu sıralar oynanan maçlarda göze çarpan yeni bir bilgi, olgu, hede, hödö. kameranın özellikle görüntülediğine ikna olunmakla beraber yapılışı da şöyledir; başparmakla sağ burun deliği tıkanır böylece sümkürüldüğünde sol burun deliğinde ne varsa akar, gider.
tanım: hala halk arasında 'eşşek kadar' olamayıp karne almaya devam edenlerin uğraşlarıdır.
birçok alternatif sunulabilmekle beraber birkaçı da hali hazırda aşağıda görülebilmektedir.
- çantayı, kalemi, silgiyi, defteri, cartı, curtu çöpe atmak
- çantayı, kalemi, silgiyi, defteri, cartı, curtu tatilde bol bol kullanmak üzere güzelce yerleştirmek
- çantayı, kalemi, silgiyi, defteri, cartı, curtu birtakım veledlere bağışlamak
- çantayla kalemle uğraşmadan kafayı devirmek
- anneyi babayı haberdar etmek
- denize koşmak..
özellikle yemeklerini güzelce yiyip bitiren çocuklara; annelerinin söylediği iltifatımsı...
düşündüren öge; her yemeğini yiyen çocuğun akıllı olması
ilişkilendirilen; bu açıdan bakılacak olursa obezlerin tübitak'ı günlük uğrak olarak görmesi.
ilköğretim 1. sınıf matematik kitabında rastladığım yeni terimimsi söz öbeği. görüldüğünün ilk anı kardeşimce sayı örtüsü olarak algılanmış, üstünde sayılar olan bir çarşaf olarak betimlenmiştir, doğaldır, arz ederim.
anahtarını kolay kolay kaybetmek istemeyen insanın işidir. mutlaka görmüşsünüzdür böyle asıl anahtarın içinde kaybolduğu türden.. ayıcıklar mı dersiniz küçük not defterleri mi...? ne ararsan var tipli anahtarlardır bunlar.