iz birakmadan yururken
151 (çikita muz)
beşinci nesil yazar 1 takipçi 4.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    türk dış politikası

    15.
  1. 'dort bir tarafimiz dusmanlarla cevrili ey her biri dunyaya bedel turk' mantigindan biraz biraz siyrilmaya baslamis dis siyasetimizdir.
    1 ...
  2. kardan turbanli kadin yapmak

    22.
  3. baslik saygisiz kodlar barindiriyor. bunun yerine 'kardan bu sekilde baslik yazan yapmak' olsa daha iyi olurmus.
    1 ...
  4. ülkenin işgal altında olduğu gerçeği

    2.
  5. ya bu zorlama uretim tarih yalanlarina hala aldanan var mi.. cikarlarin catistigi ulkelerle tabi ki mucadele edilecek.. ama bu olayi trajik bir abartiya cevirmeyelim.. her calinin arkasinda canavar cikma ihtimali cizgi filmlerde olur.. daha saglikli iliski kurmak gerek yasamla..
    0 ...
  6. erkeklerin düz saçlı kızları sevmesi

    7.
  7. Dalgali saclarin olmadigi bir yerde mumkun olur benim icin.. O dalgalara basini gomup o kokuyu icine cekmek.. duz saclar genelde sampuan reklamlarinin favorisidir ama dalagali saclarin verdigi heyecani vermez asla. henuz dokundugunda titreten dalgali saclar yoksa.. idare edilesi bir sac tipidir..
    8 ...
  8. eski sevgilinin yıllar sonra atacağı ilk sms

    7.
  9. gogsunu yakan bir ates hissedersin.. kelimelere dokemedigin bir sızı.. yalnızca orada kalması gerektigini bilirsin.. geldiginde tılsım bozulur.. bir ayagını mazide hapseden bir hatıra.. hemen hemen unuttugun bir anı.. ama sadece olmayısına alıstıgın.. oldugu zamanları unuttugun bir hatıra.. yeni olan herseyi bir anda sana silip yokettirebilecek bir mesaj..
    22 ...
  10. adları bilinmeyen mükemmel şarkılar

    55.
  11. alpay'dan.. Daglarin Arkasinda Yar.. onundeyse ayriliklar diye devam eden bir derin ask melodisi..
    0 ...
  12. şuur

    4.
  13. suur.. varlik aleminde var olunabilen noktadir.. isteklerin dis bir disiplin tarafindan hizaya sokulmasi kavgasi verilirken; catismanin neticesi olarak irade belirir, secim ozgurlugu.. ve kisi bu secimi suur ile yapar.. suur seni var kilar.. aksi halde varligin farkinda olunmamasi durumu ortaya cikar.
    0 ...
  14. sevgiliye kese atmak

    4.
  15. Koklerini oz be oz anadolu cografyasinda bulabilecegimiz, eger cift evli ise geleneksel evli degilse post-geleneksel bir fraksiyonda cereyan eden, erkegin ve kadinin bu cografyadaki kimliksel hislerini hakkiyla iade eden eylem turudur. basit bir temizleme islemi gibi gorulur ama arkaplanda muthis patriarkik kodlar barindirir. keseyi atan erkek de olsa kadin da olsa olay patriarkiktir. zira kese atma isi fiziksel guc ile dogru orantilidir.. erkek ustundur bu durumda.. cografyamizdaki feminist bakisin karsi ciktigi icin pisman oldugunu dusundugum olaydir.. zira bu bakisa sahip kadinlar bu olaydaki kendi kimliksel hislerini tatmine omur boyu kavusamazlar.
    1 ...
  16. bağıra bağıra eşlik edilesi parçalar

    70.
  17. ferdi tayfur- icimde bir his var donmeyeceksin
    fikret kizilok- haberin var mi
    clementine cizgi film muzigi.
    0 ...
  18. gaza getiren şarkılar

    320.
  19. insanın ilk aşkını unutamaması

    6.
  20. Kaybolan benlik ve ilk ask

    kisinin icerisinde bir yere civi ile cakilmis bir portredir o.. asla unutulmaz ve hatira geldiginde kisi gercek kimligi ile gercekten kendisi ile karsilasir.. cunku ona yalan soyleyemez ilktir, ne yapacagini bilemez ve tamamen kendisi olur.. sonraki iliskilerini tecrubesi uzerine kurar kisi.. bu nedenle asla ilki gibi tatli degildir.. ve ondan sonra asla bir iliskiye kendisi gibi olarak baslayamaz.. tecrubeleri onu yonlendirir.. duygulari ve kendisi ikinci plandadir.. sonra zaman gectiginde geriye donup kendisini arar.. ve bulacagi yer ilkokul yillari veya ilk askidir.. kendisi olarak adim attigi ve nefes aldigi zamanlardir bunlar.. sonra kendinden uzaklasir, anlattigi ve davrandigi kisilik onun aslinda sahip oldugu degildir.. ve herkes ama herkes zaman icerisinde mekanda bir yerde durup geriye bakacak ve kendisini arayacaktir.. mutlu oldugu zamanlari.. yavas yavas mutsuzluk cokecektir kendinden uzaklasan herkese.. bu da onu arayislara surukleyecek.. kendisi gibi oldugu yere goturecek.. ve o sekilde mutlu oldugu o sekilde asik oldugu bir yere..
    o portre oradan omrun sonuna kadar inmeyecektir.. kendisini her aradiginda ya facebook ta ilkokul arkadaslarini arayacak ya da ilk askinin evinin onunde ona uzaktan bakacaktir...
    ama aslinda kendisini ariyor olacaktir..
    3 ...
  21. ulusalci paradigmanin iflasi

    1.
  22. Bu hikaye biraz da derindir.. Yeni bir devlet ideolojisi ve bunun uzerine oturtulmasi istenen devlet politikalari diyebiliriz.. Bu tartismanin en onemli ismi Alexander Dugin..2000 ve sonrasi yillarda Turkiye'de gerceklestirilmesi planlanan Rusya kaynakli derin harekat planidir... Zira gecmis yillarda basinda onemsiz haberler arasinda Alexander Dugin ve Perincek-Alemdaroglu-Ilhan Selcuk uclusunu cesitli konferanslarda birlikte olduklari soylenmistir.. Bu fikrin harekat planina gecirilmesinin kivilcimi bu zamanda cakilmis ve operasyonel anlamda ergenekon eliyle gerceklestirilmeye calisilmistir.. Ulkenin AB den uzaklasmasi ve Dogu ile ilskilerini gelistirmesi dis politika olarak, toplumun zerrelerine kadar bolunerek yonetilmesi ve devlet kadrolarinda temizlik (buyuk fislemeler) ic politikanin kabaca ozeti olarak nitelenebilir.. Rusya cesitli ulkeler icerisinde derin operasyonlar gerceklestirebilecek ender ulkelerden birisidir.. Mesela Amerika orta dogudaki harekatlarin oncesinde bolgeye orayi iyi bilen ve etnik-psikolojik harekat uzmani adamini yollar.. hakeza rusya da oyle.. Ruslar bu bolgede Aleksandir Dugin i Amerikalilar ise Vamik Volkan i kullanir.. Psikolojik harekatlarin iki buyuk uzmani kendi bolgelerinde bir kac yil sonra gerceklestirilmesi planlanan harekatin teorik-psikolojik alt yapisini hazirlarlar.. nitekim bunun en buyuk kaniti Ulusalcilik in bir ideoloji olarak cok fazla celiskiyi icinde barindirmasidir.. irkciliga yakin, ama sol partilerce desteklenen, emperyalizmden ziyade gayri milli unsurlara dusmanlik gosteren asiri sag... emekci oldugunu ileri suren sol ve asiri sol.. teorik olarak imkansiz ve tamamiyla oxymoron.. hal boyle olunca hikayenin ulusalciligin bir fikir akimi olmaktan ziyade bir harekat plani oncesindeki psikolojik harekat oldugu apacik ortaya cikmaktadir.. bu akimi temsil eden partilerin ise halktan ziyade devlet burokrasisi ile is tuttugu ve devrim anlayisinin Maocu degil de Leninist ve fakat bir o kadar da fasist (Mussolini-Hitler) bir yapi tasidigi da asikar..
    Hikaye budur..
    1 ...
  23. seni sevmistim

    6.
  24. Kutsal Damacana'da safak sezerin gemiden kovulduktan sonra gunlerce yuzerek geldigi sevgilisini baska bir erkekle yakaldiginda, kolundaki dovmeye iki faca atmasinin akabinde 'ben nerdeyimmmm sen nerdesin be guzelim' diyerek bickin delikanli modunda geri donup gitmesinin iki kelime ile ifade edilmesi
    0 ...
  25. fakir kızları bile tavlayamamak

    13.
  26. ukalaliktan turetilebilecek bir ifade...
    1 ...
  27. iltifat etmek

    6.
  28. Ic catismalari sona erdiren, ve her gun olecegime bir gun oleyim duygulamasindan sonra yapilan duygusal bosalma hali
    0 ...
  29. gün içinde sadece iki kez arayan erkek

    6.
  30. Iliskiyi lackalasmaktan korumak icin kizin butun israrlarina ve baskilarina ragmen, sureklil bir surat asma hali karsisinda kadin hegemonyasi tarafindan gonul alma misyonu ile cezalandirilmaya namzet erkektir.. Gun icinde on defa arasa kizi aksama konusacak bir sey kalmayacak ve bunun sonucunda da kiz iliski hasar bilirkisisi makaminda biz konusacak bir sey bulamiyoruz diye yaygarayi koparacak.. pesinden gelsin sorular.. neden boyle.. seksten bahsediyoruz hepp.. uyumlu degil miyiz.. ortak noktamiz yok mu.. Lenn aksama kadar bunlari konustun zaten adamcagizla.. ne bekliodun hepsini kisaca ozetleyecek misiniz.. arkadasinin dugunu, son izledigin film, yeni cikan sarki.. iyi de aksama kadar zaten sanal olarak ya esemes ile ya da bizzat arayip bunaltarak anlattin bunlari.. sonra tadi kalmiyo hic biseyin.. ama kizlar ille kendileri gibi hissetsin istiyo erkekleri.. hele de arama sayisi ile sevgi katsayisi paraleldir anlayislari yok mu bir de.. en cok buna deli oluyorum.. sabah niye mesaj atmadin.. ya da tam kostururken bir telefon sesi.. neymis sabah kalktiginda sesini duymak istemismis.. vay bee.. ne duygusallik ama.. her anini senle yasamak.. bunun arkasindaki duygu ise sadist bence.. erkegi her an bunaltmanin verdigi bir haz var kizlara.. erkeklere kurtulus recetesi benden.. bu sadist hazzi bitirmek.. e nasil yapacaginiz size kalmis.. ondan sonra bunalmak yok bize..
    3 ...
  31. ibni teymiyye

    4.
  32. Reformist ve aykırı bakısıyla kendi zamanında mogol istilasına karsı halkları orgutlemıs ve bilinclendirmis din alimidir. ibn-u Teymiyye cocuklunda mogolların yasattıgı acılarla karsılasmıs ve buyudugunde bu bilincle islamı yorumlamıs ve zamanında tepkilere yol acan fetvalar vermiştir. Bilgi ile hareket eden ve daima saglam temellere dayanan bir fetva anşayısı ile mogollara karsı direnisleri esnasında 'karsı tarafta beni de gorseniz ve kafamda Kuran dahi olsa beni de oldurun' fetvasını vermıstır. O sıralarda korku salan mogolların yaptıgı zulumleri ve verdikleri korkuyu su sekilde bir anektodla anlatayım 'mogol askeri birisini yakalar ve boyununu vuracaktır.. bakar ki kılıcı yok.. mogol askeri koyluye doner bekle gelip seni oldurecegim der.. evinden kılıcını alır gelir mogol ve koylu hala orada boynunu uzatmıs beklemektedır..'
    ibnu teymiyye toplmsal bir hareket olusturan dusunceleri ile one cıkmıstır. Eserlerinin cevirilerinde keskin goruslerınden dolayı orijinalinden uzaklasıldıgı olmustur. islam tarihi icerisinde fikirleriyle toplumsal hareket olusturmus buyuklerden birisidir. Mogollara karsı verdigi direniş ile bilinir.
    3 ...
  33. bir kadının bittiği an

    33.
  34. Bencilligi ile naz makamini fetisize ederek yalnizca kendi icin hesap yapar hale geldigi ve erkegin kendisinin kadin tarafindan zamanla metalastigini anladigi zamandir... Sana gule gule guzelim cumlesiyle bitis gongunun caldigi andir.
    1 ...
  35. şarkılardan akılda kalan cümleler

    185.
  36. aldanma cocuksu mahsun yüzünee...
    elbette terkedip gidecek birgün... (Müslüm Gürses)
    6 ...
  37. sigara yaktıran şarkılar

    11.
  38. Kendi icerisinde iki donem olarak adlandırılabilecek bir yasamın arabesk, delikanlı ve tutkulu olan ilk donemi ile daha normal maceraya kapalı, yasamın asgari gereklerini yerine getirerek sahip oldugun sorumlulukalrı yerine getirme olarak tarif edebilecegim ikinci donem arasında birinciye duyulan ozlemi akla getiren her sarkıdır. Sorumsuzlugun, askın ve bunalımın bizatihi yasanabildigi bunları engelleyecek yasam kaygıları ile dolu olmayan bir zihne sahip olundugu zaman dilimini cagrıstıran her sarkı. pervasızca haykırdıgın ve pesinden aylarca kostugun lise askından cevap alamadıgında doya doya yasadıgın bunalıma duydugun ozleme ait her tını bu turden sigara yaktıran sarkılardır. Aldanma cocuksu mahsun yuzune(muslumden tabiki de) ve Boat on the river(styx) bu cinstendir. Akla gelecek ki ne alaka bu iki sarkı simdi.. cok alkadar efendim cok alakadar.. ruh hali musait olsun yeter.. bir sarkı sigara yaktıran sınıfına girecekse eger is bu iki ayrı bilincleri birbirine katacak ve halihazırdaki bedeni bilince esir oldugu icin ve bir onceki bilinc ile artık beraber olma sansı kalmadıgı için isyana sevkedecek bir niteligi ve tınısı bulunmalıdır. Fikret Kızılok tan sevda cicegi adlı sarkı da sigara yaktıranların basında gelir.. en azından styx ile kızılok rock cihetiyle musterek bir ozelligi haizlerdir.. ama yine de aralarında en cok sigarayı muslum yaktırır kanaatindeyim.. bir onceki bilincin en damar sarkısı olmaya namzettir cunku.... *elbette terkedip gidecek bir gun* baska sansın yok yani.. gidecek.. adeta sigarayı zorunlu kılan bir sarkıdır.. sarkıyı dinlerken sigara icmeyen kisi sarkının tınısı sozleri kendi bilinci ve bedeni arasında muthis bir mucadele yasar ki bunun sonucunda yine sigara icmesi gerekir...
    4 ...
  39. rte nin devrimci olduğu gerçeği

    9.
  40. Hikayenin en can alıcı noktasına Ziya Pasa nın sozu ile giris yapmak istiyorum... Ayinesi istir kişinin lafa bakılmaz...
    kendisi her zor anında statuko ile barıs cubugu tutturme gayreti olan birisidir bana gore. Yani devrimci ruh mutlak isyanı ve reddetmeyi gerektirir. Bu anlamda sol her zaman saga gore cok daha saglam ve omurgalı bir devrim anlayısına sahip olmustur. Bunun en onemli ornegini Almanyada Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) gostermistir. RAF kısaca sistem tarafından dayatılan ne varsa reddetmis ve daha kurulma asamasında hareket teorisini buna gore duzenlemiştir. Zamanın sartlarına gore degil kurulus teorisi olan özgürlük ve karsı cıkma anlayısına gore hareket etmiştir. Hatta RAF mensupları yakalanıp hapse atıldıgında aclık grevine baslayarak onların istediklerini yapıyor olmaktan kacınmıslardır. Modernizmin ve kapitalizmin boguculuguna karsı kendi isyanlarını dile getirmişlerdir. Uyeler genel itibariyle ekonomik durumları iyi ve nitelikli is sahibi kimselerdir. Avukat, yazar doktor vb.
    Burada soz konusu kişinin bu hikaye ile ne alakası var sorusuna gelecegim. Bugunlerde gorulen Ergenekon davası... MiT in 2003 ve 2006 yıllarında hazırlayıp Basbakanlıga gonderdigi bir belge gazete mansetlerine yansıdı gecenlerde. iktidar partisine karsı darbe yapmak isteyen kim.. kısaca ergenekoncular.. bu ergenekon teroristlerine haddini bildirmeye calısan kim Savcı. elinde bu ergenekoncuların ayrıntılı orgut seması olan kim.. iktidar partisinin lideri.. pekii savcı bu belgeyi ne zaman ve nasıl elde ediyor.. Basbakanlıga bir yazı yazarak istiyor belgeyi ve alıyor.. mecburen veriyorlar yani.. daha once savcının eline gecse belki daha fazla darbeci desifre olacak.. simdi bu ne perhiz... demekki karsı taraf ile iyi gecinebilmek icin kendi partisini kapatmaya calısan adamlarla ugrasan savcıyı yalnız bırakabiliyor.. bu ne demek... devrimcilik nerde o nerde be kardesimm... Devrimci sartlara gore degisen bir fikir dunyasına sahip olamaz... Omurga problemi yani..
    4 ...
  41. cevriye hanım

    2.
  42. Delikanlilik yalnizca Cevriye icindir

    Ilk romantizm akiminda kabadayilarin tutkun oldugu kadin tipinin semboludur bana gore. 9 yildir genel anlamda televizyondan uzak bir yasam surdurdugum icin belki de Yaprak Dokumu dizisinde boyle bir karakter uzerine acilmis bir entry e sazan gibi atladim. ama gercekten de benim database de farkli cagrisimlar yapti Cevriye Hanim. Bu nedenle dizinin hayranlarini incitmis olmak istemem. lakin Osmanlidan cumhuriyete gecis yillarini okuyup dinledigimiz kadariyla ve tabi ki sinemada uzerine yapilan filmleri seyrettigim kadariyla bickin delikanlilarin ve kabadayilarin tutkun oldugu kadindir Cevriye Hanim. kelimenin tam anlamiyla kadindir. ve karsisina konulabilecek sey de erkektir. kadinligi zorlayarak degil kendindendir Cevriye Hanim in. Dogal hali tastamam ziddini arayan erkegi onun icin delikanliligin en alasini yapacak hale getirir. Nara attirir istanbulun o eski dar sokaklarinda. ki adini yazar her biri Cevriyenin ustune. adini yazarki baskasi da yazilmak istediginde oradaki ismi silmeyi goze alacaktir. Cevriye naz ve ilgi balansinin ustadidir. kole yapacak kadar yaklasir hic ulasamayakmissin hissi vererek de bu kolelik periyodunu surekli kilar. bu naz asigi usandirmaz yani. o yuzden kadinligi kendindendir Cevriyenin. Istanbulun eski sokaklarindaki hikayenin bas kahramani cevriyedir. butun senaryo Cevriyenin uzerine kuruludur. Delikanlilik ise Cevriyenin etrafinda sekillenir. Cevriye olmasa delikanlilik da olmayacak cunku bu jargon ancak Cevriye icin uretilir. Baska hic bir sey bunu mumkun kilamaz.
    Kafamdaki butun bu cagrisimlarin icine sigabildigi sey CEVRIYE HANIMDIR
    0 ...
  43. gunesin batisini izlemek

    10.
  44. Hikayenin icine girebilek kadar...

    Bu seyir hikayenin icine girip orada olabilmekle ve hikayenin icine yasamin kirlettigi bir zihin sebebiyle giremeyip rol yapmak arasinda farklilik gosterir. eger gercekten hikayenin icinde bir kahraman veya normal siradan bir karakter olunabilecek kadar zaman ve mekan tarafindan kirletilmelere maruz kalinmadiysa gunesin batisini izlemek basli basina bir omurdur. Onun icin her aksami beklesen sezadir zira gecmisinde muhafaza ettigin ve en zor anlarinda onlara yaslanarak ayakta kaldigin anilar hem de senin dahi unuttugun anilar icine dolar insanin. sonra aklinin yettigi gecmis zamandan simdiye kadar gelirsin ve yaninda sevgilin de varsa al kolunun altina bir opucuk kondur yanagina. simdiki zamanda bekle biraz cunku 'gunesin batisini seyrederken' uzerinden gectigin en degerli zaman dilimleri arasinda en degerlisi simdiki zamandir. cunku hayatinda bir kez bir dolmusta gorup de pesine takilip gunlerce o dolmus duraginda o kizin gelmesini bekleyerek eve gec kaldigin, zor bela agzindan cikan iyi aksamlar sozcuguyle karsidan gelebilecek negatif bir tepkinin sende uzun bir sure beyin olumune yol acabilecegi tehlikesini goze aldigin kiz yaninda duruyor. Vucudundaki hucreleri bile sana tek tek saydiracak bir ust bilinclilik haline ve nerde oldugunu unutup hereseyin flu oldugu ama bir tek o kizin net oldugu ust sarhosluk haline seni sevkeden kiz simdi yaninda. o nedenle iyice beklemek gerek simdiki zamanda. sonra simdi den ileriye dogru bir gecis baslar hayal kurmaya onunla gecirecegin zamanlari en guzel sekilde hazirlamaya baslamis halde bulursun kendini ki bu bilinclice yapilan bir sey degildir. boylece kizin simdiki ve gelecekteki kokusunu icine cekmeyi basarabilirsin. iste bu hikayenin toplami omurdur. gecmistekileri hatirlarsin gunes butun parcalarini siyirip giderken gokyuzunden. ayrilma vaktidir. gecmiste ne varsa aci tatli bir anda o kadar zamana sigdirdigin yasamindaki duygulari birbiri icine gecmis halde hissedersin gogsunun ust kisminda... cikmak isteyen ama orada kalmasi gereken bir sey gibidir bu... yakar gibi olur ama yakmaz... sonra simdiki zamana gelirsin gunesin batisini seyrederken hikayenin icindesindir hala ama iki kisinizdir orada ve en tatli anlarindir onlar. sonra gelcege gecersin kibu bilncli olmaz, bu kiz icin maksimum kapasitenle nasil mutlu ederim yuzunu nasil guldururum daha farkli ne yapabilirim caba planlamasina baslarsin.

    yok eger hikayenin icine giremeyecek kadar kirli bir zihne sahipse bu yukarida anlatilanlarin hic birisini yasamayi hakedecek birisi degildir vesselam.
    0 ...
  45. 80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak

    58.
  46. Modern Mistisizm in denegi miydim

    Sobanin basinda bir kis sabahi clementine i izlerken bulurum kendimi cocuklugumu hatirladigimda. Sobanin ustune konulmus bir cay sogumasin diye, ve heme yaninda bir kugum su... urgent hallerde sicak su ihtiyacini karsilasin diye... disarisi bembeyaz gidip kayak yapacaz posetlerle evin karsisindaki tepede. Ama O cizgifilmler bitmeden adim atmazdim disari. Biraz da korku ogeleri vardi Clementine de. seytan melmot kovalardi guzelim kizcagizi ve o baloncuk aman Ya Rabbim... ya biri icat etse soyle bir balon da binip gezsek... basi dara girdiginde prenses giyimli olmayan ama prenseslik makaminin gereklerini haiz o tilsimli guzel kadin gelir yardimci olurdu clementine e... e gonul iliskileri de mevcuttu tabi.. ya cizgi film ama butun yetiskin ogeleri barindiriyordu... alabildigine romantizm yani... derken uzayin derinliklerinden seslenip bir cirpida dunyaya ulasan voltran... cizgi filmler sabah kusagi tabi bir de efsane diziler var pazar sinemalari haric... yildiz adam, otomatik adam, adam in onune gelen ve takisiz isim tamalamasi olusturan bir yigin dizi, kara simsek tabi ki de... nasil bir mistik modernizmin icinde yasadik bilmiyorum ama ben bunun modermizmin kendini mistisize etme cabalari olarak yorumluyorum... mesela ilkel zamanlarda imis gibi gorunen Thundercats ve He-man i ele alalim... adamlarin kullandiklari aletler anormal. kiliclardan uzay araclarina kadar bir garip teknoloji yani. bu modernizmin yani daha iyiye dogru yol alma zorunlulugu teorisinin(post-modern bir tanim oldu ama) zamanla ve tarihle barismaya calismasi anlaminda bir caba miydi... cunku tarih modern zamanlardaki gibi ileri teknolojik aletleri kullanmadi pek fazla ya da kullandiysa da bir miktar insani ve medeniyeti bunun icin kurgulamadi... simdi tam tersi bir durum. binalarda eski tarihi binalara nazaran gerek avrupada veya daha farkli bir ulkede gerekse ulkemizde medeniyetten eser yok... tamamen makine eseri ve daha fazla uretime ve verimlilige dayali bir bina anlayisi mevcut... bu bina yapiminin medeniyetten soytlanmasi anlamina gelir vesselam... nerde sanat nerde insan... alakasi bile yok. neyse cocukluktan ciktik nereye geldik bak gene. nihat genc kiskanacak simdi. velhasil o zamanlar cocuk olmak ile daha sonra cocuk olmak arasinda farklar var cunku modernizm artik tarih ile barisma cabasi sergilemiyor ve yasam git gide daha da zorlasiyor. kullanilan aletler yasami kolay kiliyor ama bu aletlere ulasmak cok zor birader.
    o zamanlar cocuk olmak su anda benim uzerimde boyle denenmis olma, moder mistisizm cabalarina alet olmus olma duygulari uyandirmakla birlikte ben sikayetci degilim. en azindan cizgi filmleri daha guzeldi. tabi simdilerdeki avatar i haric tutuyorum.
    2 ...
  47. hrant dink

    252.
  48. Zaptiyenin ortbas musambasiyla degil Agos gazetesiyle sarsinlar cenazemi (yazimda bazi problemler olabildiginden bkz. http://www.karakutu.com/News3287/ )

    acinin icinde ve aciya bitamamiye ortak olabilmek o ve ailesiyle birlikte.. bunun duzyazi anlatamaz diye dusunuyorum.. cunku duz yazilar genelde kelimelerin ve cumlelerinden toplamindan biraz fazla olabilir... duygulari izah etmek anlatmak, hakkalyakin yasamak ancak siirle mumkun.. bu nedenle Hrant Dink in vefatindan sonra Agos ta da yayinlanmis, kaynanayan ve tasan duygulari ve bunlarin icindeki dinginligi en iyi siirlestirenlerden biri olduguna inandigim Cahit Koytak in bir siirini buraya yazmak istiyorum.

    /////////////////////////////

    Sevgili eşine yazdığı o, yürekleri dağlayan mektubuyla bu şiire esin veren Rakel Dink Hanımefendi’ye…

    seni tanımıyordum, Hrant,
    yeterince tanımıyordum, evet,
    fakat gördükten sonra o gün
    küskün bir çocuk gibi orada,
    kaldırımda,
    yüzükoyun uzanmış, öyle büyük,
    destansı,
    öylesine tıpatıp kendine, özgürlüğe,
    hak edilmiş onura benzeyen bir
    erinçle
    uyurkenki resmini,

    hani, yalnız kendine değil, hayır,
    ölecekse, ölümü, iyi, güzel ve doğru
    bir şeyler uğruna olsun isteyecek
    herkese,
    yani her ölümlüye benzeyen
    güzellikte…
    ve kuşkusuz, en çok da, mahallenin
    bıçkınlarıyla, efeleriyle
    baş edemediği için
    hırsından gizli gizli ağlayan,
    kendi yüreğini kemiren,
    gün günden budandığını,
    yontulduğunu
    ve lokma lokma yutulduğunu
    hisseden
    mahallenin sessiz çocuklarına
    güç veren dirilikte uyurkenki resmini
    gördükten sonra o gün,

    artık diyorum ki, kendime:
    vursalardı beni de, Hrant gibi,
    ben şahsen, zaptiyenin
    örtbas muşambasıyla değil, hayır,
    Agos gazetesiyle
    örtsünler isterdim cesedimi;

    Agos gazetesiyle örtsünler, ne fark
    eder,
    yalnızca, senin gibi, perçemim,
    potinlerim,
    bir de - biraz iş çıksın diye
    yoksul şairciklere,
    çömez muhabirlere -
    benim de potinlerimdeki
    iki romanesk delik
    görünecek biçimde…

    ki, böylece, resmin geri kalan kısmını
    güvercinler doldursun!
    senin o, isa Peygamber’inkini andıran
    yakışıklı alnını
    kanatıncaya kadar duvara vura vura
    sonunda kalbimizde açmayı
    başardığın
    mucizevi gedikten
    gökyüzüne saçılan güvercinler...

    hani şu, sen susunca, senin o
    koskocaman,
    o, Tanrının eliyle okşanmışçasına
    sıcak
    olduğu anlaşılan yüreğinin sesini,
    ‘sessizliğin sesi’ni, sonsuzluğun sesini
    açıkça işitilir kılan,
    daha gür, daha beyaz,
    daha cesur kanat vuruşlarıyla
    gökleri çatırdatan
    ‘tedirgin güvercinler’...

    seni tanımıyordum, fazlaca
    tanımıyordum, fakat
    vursalardı beni de, Hrant Dink,
    senin gibi,
    her şeyi göze alıp, cenaze namazımı
    Tanrı’nın ‘Meryem Ana’ evinde
    o evin avlusunda
    kılsınlar isterdim, ‘bizimkiler’!
    kılsınlar, ne fark eder?
    kılsınlar ki, böylece, Tanrı’yı
    bir mülk gibi
    çitlerle çevirmeye kalkışan ferisiler
    bütün mülklerin, mabetlerin
    O’na ait olduğunu bilsinler!

    seni tanımıyordum evet,
    tanımıyordum, fakat
    seni, öyle haksız, öyle mızıkçılıkla
    oyundan çıkarılmış bir çocuk
    gibi gördükten sonra, dostum,
    büyük kalkış gününde
    aynı oyuna çağırılan iki kafadar gibi
    kalkıp da koşabilmek için
    sana komşu mezardan,
    belki daha cesur, daha kanatlı şeyler,
    delice mizansenler hayal etmeli
    ve diyebilmeliyim ki,

    vursalardı beni de, senin gibi,
    bu yaşlı şakağımdan,
    benim de, o güvey uykusunun
    tadından,
    o gençlik, güzellik uykusunun
    tadından
    adını, kimliğini unutan cesedimi
    bir ‘karambol’ eseri
    Balıklı Mezarlığı’na defnetsinler
    isterdim;
    üstümü de, meselâ, Lavtacı
    Nazaret’in,
    Hamparsum’un, Nikolaki Ağa’nın
    iyi cins bir vatan toprağı gibi demli
    ve bir rast semai gibi ağır, kederli
    ‘ermeni’ toprağıyla örtsünler!
    evet, evet örtsünler, ne fark eder?

    örtsünler ki, böylece, efeliğin şanını,
    kanın ve kanla karılmış gücün
    verdiği sarhoşluğu burada
    kurtlara, çakallara, şahinlere bırakıp
    büyük göç katarına katılmasını bilen,
    yani senin gibi, Hrant Dink,
    şakaklarında ve potinlerinde delik,
    ama boyunlarında
    ne haç, ne ay yıldız,
    ne süleymanın mührü,
    simurgunu arayan bütün kanatlıların,
    bütün ‘tedirgin’ sakaların,
    bülbüllerin, çayırkuşlarının
    ve güvercinlerin
    orada, ‘eskilerin’ sözüyle,
    ‘sınıfsız ve devletsiz’,
    çitsiz ve çepersiz çayırlarında,
    ebediyetin,
    kendi soylarına soplarına boş verip,
    sabah akşam yalnızca
    Tanrının adını yücelttiklerini
    öğrensin zeolotlar!

    ve simurgun gökçe diriliğini,
    gökçe doğurganlığını,
    ölülere yaşama, taşlara kanatlanma
    tadını veren bir neşide olarak
    eklediklerini
    sabah akşam ötüşlerine…

    CAHiT KOYTAK, 26 Ocak 2007
    “YOKSULLARIN VE ŞAiRLERiN KiTABI’

    Agos
    Hrant'ın Ardından Sayi:567-09 Şubat 2007
    0 ...
  49. ahmet türk

    114.
  50. Onunki aslinda farkli bir hikaye bana gore. Taraftarligini yaptigi PKK teror orgutunun Kurt halkina fayda degil zarar getirdigini farkina varddi sanirim ki git-gelli ruh hallerinde pkk dan her uzaklasma hamlesinin akabinde sert bir aciklama yapiyor detepe sahinleri esliginde ve kameralarin karsisina gecerek. bu farkli anlamlara da gelebilir ama bana gore Turk pkk li lanetliler ile kendi etnik kokenine fayda getiremeyecegini anlar gibi oldu. bu nedenle devlet ile barisma mesajlarini siklastirdi. yollar aradi ama bu hamleleri pkk lilari rahatsiz ettigi icin hemen firca yedi teror orgutunden. en kucuk bir acilim veya baris hamlesinin uzerinden bir gun bile gecmeden sert bir aciklama yapmak kronik bir hastalik veya tik degilse pkk terorunden yedigi baskidir o zaman. ama omurgali olmak bir siyasetcide olmasi gereken seydir. hem dogrunun ne oldugunu bileceksin hem ona giderken omurgali olamayacaksin. tamam ama bu durumda siyasetci degil, yalnizca ve yalnizca eline tutusturulan kagittakileri okuyan bir piyon olabilirsin. ahmet turk olayi bence bundan ibarettir.
    0 ...
  51. sinemanın icrasında avrupa ve amerika farkı

    3.
  52. Avrupa kamerasi ve Amerikan kamerasi iki farkli dunyayi yansitir. Amerikan kamerasi genelde yasamin icinde rastlamakta zorlanacagimiz seyleri mesela dunyanin istilasi ve her nedense istilanin amerikadan baslamasi akabinde pentagon daki brain storming... bundan sonrasi malum brain storming in sonuclarinin uygulamaya konulmasi degil tabiki de kahramanin gelip planda ters giden seyleri duzeltmesi. Tamam amenna ama zaten plandaki hersey ters gidiyor demekki is tamamen kahraman tarafindan yapiliyor. muthis aletler vesaire... bu olayin temellerine arkadaslar deginmis ben iki somut ornekten yola cikayim. Mesela DIE HARD 4... Bu film Bruce un da katkilariyla tabi gercek otesi ya da gerceklesebilir fakat muthis ince ve acayip zor bir yolla basarilabilir. Muthis bir teskilat gerektiren bir yikim operasyonuyla ve dahi bir liderle basarilabilecek bir suc. Kime karsi suc Amerikan devletine ve dolayisiyla dunayaya tabiki de. Cunku amerikaya karsi olan dunyaya da karsi olmustur demektir. Ne yani uzaylilarin istilasina ugrasak bu dunyayi bu istiladan kim kurtaracak bir afrika ya asya ulkesi degil herhalde. tabi ki amerika. Simdi filmin aksiyon sahneleri dehset. araba ile helikopter falan dusuruluyo ki fizik kurallari vedahi diger ilimlerin bilgisini de ihtiva etmek elzem boyle bir atraksiyon icin. neyse cok dallanip budaklandik konudan sasmayalim. boyle gercek olan ile olmayan arasinda hatta cogu zaman hayallerin gercek elbisesi giydigi bir film dunyasidir hollywood kamerasi. yasamin icinde cok rastlanmayan seyler islenir. zaten ilginc de bir romantizm anlayisi vardir. romantizm filmlerinden begendgim bir tanesi varsa (o da gercekte romantik film olarak cekilmedi zaten) brad pitt in oynadigi joe black tir. (Brad Pitti oynadigi jesi jeyms bu anlamda amerikan kamerasinda avrupa etkisinin yansimasidir bana gore)
    neyse biz avrupa kamerasina donelim. yasamin icinden her gunrastlayabilecegimiz seyleri derinlemesine bir tahlille inceleyerek bazen isin cilkini cikarirlar ve cogu zaman insani yorarlar. ama tam bir beyin firtinasina sebep olan ve izleyiciyi aksiyon sahneleriyle degil diyaloglariyla ve bir sonra yasanacaklara duyulan merakla ekrana kitleyen dahiyane eserler de mevcuttur. Bir ornek olarak Lars Von Triers i verebilirim. The Element of Crime the Kingdom gibi filmlerden daha da onemlisi Europa ile AVRUPA yasamini ve kulturunu Dogville ve Manderlay gibi filmlerle de amerikanca yasamin temel kavram ve bilesenlerini ortaya koymaya calismistir. goruldugu gibi daha sanatsal ve yasama yonelik analizler iceren yasadigin zamani ve mekani ve dahi buna bagli unsurlari anlama cabasi ile uretlmislerdir.

    kisacasi iki kamera arasinda daglar kadar fark bulunmakla birlikte yukarida da belirttigim gibi holivuud yapimlari avrupa kamerasindan etkilenmistir.
    1 ...
  53. erkeklerin kabullenemediği gerçekler

    10.
  54. Soyle bir yokluyorum da kendimi gercekten de bir erkek olarak kabullenemedigim seyler var. Ama bunlar aslinda gercek olmayan yanlizca kadinlarin itikat aleminden varlik alemine indirme deneylerine tabi olmus seyler. Sey diyorum cunku bunlar gercek degiller. Gerceklestirilme denemesine tabi tutulmus seyler yalnizca. Bu kadar soyut ifadelerden sonra ben konuyu ornekle aciklayayim. Bir erkegin omur boyu her Allah in aksaminda romantik olmasi, her detayin soruna donustugu bir kadin karsisinda bunalmayabilen erkek tipi, yillardan beridir ilgi goren bir kadinin bir gun ilgi gormemesi durumunda gosterdigi grizyo patlamasi karsisinda bunu anlayisla karsilayip hemen ilgilenme makaminda kadini yemege goturup bir de cicek alip durumu duzeltmesi beklenen erkek tipi, kahveye cay icmeye gidip bir okey ya da batak oynayacakken mahallenin kucuk cocuklarindan birinin kahvehaneye gelerek kapidan Ahmet abi yenge seni cagiriyo acilmis diye bagirdiktan sonra duruma sinirlenip kadina iki laf etmeyecek olan yalnizca buyur karicim geldim demesi beklenen erkek tipi, ve aslinda son degil ama bu entry icin son olan kadinlarin erkeklerden cok daha fazla guc, hukmetme ve iktidar hirsi. zaten bunlara sahipler ama sahip degillermis gibi davraniyorlar cunku yonetimde maraz cikarsa suc erkegin olur. hem hukmet hem hukmederken ki suclari hatalara erkege yik. Abi yok bole bisey.
    2 ...
  55. her yeni doganin musluman olmasi

    4.
  56. Bu ifade biraz duzeltilmeli aslinda. Cunku bu her dogan bebek Islam fitrati uzerine dogar seklinde olacaktir. Bu duzeltmeden sonra konuya gelecek olursak yeni dogan cocugun din acisindan temizligini ima ediyor. hatta dini acidan mukellefiyet belli bir yastan sonra baslamaktadir ki bu ikisi birbirini tamamlamaktadir. Dinin kendi icerisinden getirlecek bir yaklasim bu konuyu daha iyi aciklayacaktir. Yani Din cocugu ilk dogdugu andan itbaren berrak sayiyor ve bu ona bir hediyedir haddi zatinda. Bebek dunyaya tertemiz gelir, belli bir yasa yani bilinc duzeyine kadar mukellef degildir. Yani tercihlerini yapmaya baslama noktasinda avantajli bir konumdadir. Tabi ironi-komik demokratlik yapip biraz da post modern bir tepki vererek benim bebegime disaridan din baskisi yapilamaz demeye gerek yoktur. Nasil istiyorsan oyle olsun birader ama zaten senlik bir sey yok. Din bunu kendisi soyluyor. Hayir efendim cocugum din tercihini kendisi yapacak... tamam yapsin buna da kimse bir sey demiyor... Akli yetesiye zaten kimse sorumlu olmuyor. Mesele budur.
    0 ...
  57. güzel

    25.
  58. Hayatimda bir kere bir dolmusta eve giderken rastaladigim, beni kendi inecegi yere kadar hic farkina varmadan surukleyen sadece iyi aksamlar demek icin hic tanimadigim halde butun olabilecekleri goze aldigim ve gercekten de goz goze geldigimde butun bedenimdeki hucrelere kadar sayabilecek bilinc ve ust sarhosluk makaminda bende hasil ettigi asiri heyecanin beni kilitledigi KIZ... guzelligin ne demek oldugunu bir erkegin nasil bir anda yasadigi zaman ve mekandan soyutlanabilip cevresindeki tum mevcudati unutabildigini ve her sey flu ama kendisinin o ekranda net olabildigini o zaman anladim. merak edilebilir belki hemen cevaplayayim. inince ona iyi aksamlar dedim. sasirdi ama sanirim beni anladi ve o da iyi aksamlar diyerek cevaoladi. sonrasini baska bir ilgili entry de anlatayim da daha heyecanli olsun.
    GUZEL soz konusu hikayenin musebbibidir bana gore.
    2 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük