öğrenci şehridir, her zaman etrafta savaş ucakları geçer, kulaklalar atık bu sesleri duymuyorsa bu şehre alışmışsınızdır,
derler ya herşeyin zamanı var, herşey zamanında güzeldir, bilemedik bu güzel şehrin değerlerini fazlaca yiyemedik meyvelerini, anadolu üniversitesi ni porsuk nehri ni doktorlar caddesi ni hasan polatkan ı...
2004 senedinde mezun oldum, çok istedim geri dönmeyi diplomamı bile alamadım , neden biliyor musunuz? korktum , endişelendim, oradaki hatırlarımla karşılaşmaktan, sonra oradaki öğrencileri görüp onları kıskanırım diye düşündüm, stadın orada basketbol oynamayı, kampusun içersinde migrosun çimlerinde oturmayı, akşamın o soğuk serinliğini, her defasında yağmur değil de kar yagdıran bulutlarını, şenliklerini konserlerini özledim, son gece ders çalışıp sabah ezanıyla uyanmayı, ismail ayaz la yolculuk yapmayı, treni sevmeyi özledim, eskeşhir gar' ında indikten sonra gecenin ayazında donmayı bile özledim eve gelebilmek için
çok dertliyim dostlarım, bir şehir bir insanın hayatında bu kadar nasıl önemli olur diye düşünüyorum çoğu zaman?
şeytan rıdvan' ın annesini canladnıran kadın süper bir seçimdir, çok doğal olmakla beraber hepimizin annesi gibidir, çok begendim, duygusallaştım, kendi annemi düşündüm neredeyse ağlayacaktım, özellikle rıdvan' ın kafasına sıktıgında çıkan ses sonrası annenin o yüzü bakışları içimi paraçaladı.. kenan imirzalıoğlu da hakkını vermiş rolunun, tebriklerimizi iletiyoruz.
2009 malezya gp nde jenson button'ı kürsünün en üst basamagına çıkarmayı başarabilmiş takımın ismidir. yağmurdan dolayı kırmızı bayraklar sallanmış bu nedenle yarış erken sona erdirilmiştir ve button yarım puan alarak (5 p) sürücüler klasmanında liderligini devam ettirmiştir.
1984 yılında çekmiş oldugu terminator filminin konusu hala işlenebiliyor, film hala konuşulabiliyorve en önemlisi de film hala izlenebiliyor. süper bir yetenektir kendisi.
james cameron'unun olmaması acaba rise of machine daki gibi mi olacak sorusunu akla getiriyor. ancak kısaca fragmanlarına ve filmin konusuna baktıgımda yine ilk günkü gibi beni heyecanlandırmayı başarmıştır. direnişi ve john connor' u artık görebilecegiz. hadi hayırlısı sabırsızlıkla bekliyoruz.
üniversite döneminde doğalgaz faturasını yatıramadıgımız günlerde kaynattıgımız sıcak suyun buharından odayı ısıtabiliyorduk. sonra işte ufo falan çıktı.
7 maçlık bir kupon yaptım, seria a, premier leage, banka asya ve turkcell super lig maçları. bütün maçlar tamam. 250 tl lik kupon yapmıştım, 18,50 ganyan alacaktım. 4525 tl yani. trabzonspor- denizlispor maçı. lige son 6 deplasman maçını kaybetmiş bir denizli şampiyonlugun en önemli favorilerden trabzon.
maç avni aker' de. maçın sonucu trabzonspor 0 denizlispor 2. işin daha da ilginç yanı, denizlispor ligde ilk deplasman gabiliyetini almıştır. bende cenapet biri oldugumu tekrardan anlamış oldum.
ümit karan' ın sakatlandıgını düşünüp bir anda sevindigim karşılaşmadır. fakat sakatlanmamış hala oynuyor. biri allah rızası için şu adamı oyundan alsın, futbol aşkını öldürüyor.
03.04.2009 tarihinde talimatla işlem yapmak için bayrampaşa şubesine gidip beni deli eden çalışanlara sahip oldugunu gördüğüm bankadır. efendim arkadasım işinden dolayı bankaya gidememektedir ve benden vadeli hesabından 11.500 tl para çekme ricasında bulunur. bunun üzerine bir a4 kagıda " hesabımda bulunan 11.500 tl paranını tamamının iysr ye ödenmesini rica ederim " tarzında isim soyisim ve imzanın bulundugu talimat yazdık ve şubenin yolunu tuttum. gişe personeli talimata baktı bana baktı ve bir dakika beklememi rica etti. arkasında durun yöneticisine talimatı gösterdi, hayır böyle ödeyemeyiz vekalet getirsinler dedi. bende talimatta ne eksik ne yanlış, imza mı tutmuyor diye söylendim. beyefendi biz sadece şirket hesaplarından para çekme talimat ile işlem yapıyoruz dedi. hanımefendi bende bankacıyım o zaman bizim banka yıllardır yanlış yapıyormuş dedim. (kaldı ki talimatta hiçbir eksik yok, en fazla hesap sahibini ararsınız teyit alırsınız).
tabi içimde kalmasın diye çıkarken, neden ziraat bankası oldugunuzu ve neden hala çagın gerisinde kaldıgınızı daha iyi anlama fırsatı yarrattıgınız için teşekkür ederim dedim.
çünkü kimse hala bana neden para çekemedigimi anlatamadı. bunlarda bankacıyız diye geçiyorlar efendim. ne bir şikayet hattı var ne de derdimi anlatabilecegim biri. yazıklar olsun sizlere.
sonuç olarak düşüncelerimi şöyle özetlemek istiyorum: evet özel kurum kuruluşlar bankalar ve daha bir çok kuruluşun ana amacı kar elde etmektir. bu nedenle bazı ürünler pahalıdır, daha fazla masraf ödersiniz. ancak kalite için bu zorunlu bir koşul. garanti bankası yılda 50 tl vadesiz hesabınızdan hesap işlem ücreti çeker. ama kibar çalışanlara sahiptir, size bir işlemi yapamıyorlarsa açıklamasını yapmak zorundadırlar. onu da yapamıyorsa banka sizlere haklı müşteri hattı açmıştır ki, müşteriler buradan isteklerini dile getirebilsinler. (bu akbank finansbank ve diğer özel bankalar içinde geçerlidir)
ancak devlet kökenli bir bankada aynı kaliteyi bulamıyorsunuz, size açıklama yapamıyorlar, yapmak istemiyorlar, çünkü kimsenin kendisi geliştirmek bir yerlere gelebilmek gibi bir hedefi yok, devlet zaten paralarını veriyor. bir performans değerlendirmesi oldugunu bile sanmıyorum.
tabi bu tartışma sistemdeki çarkları sorgulamamıza neden oluyor. kapitalist sitem tatftarı olmasamda kaliteyi bu sitemde buldugumuz bir gerçek. yaşam seviyemiz ancak rekabetle artabiliyor.
günün yorgunluğunu atan beynin daha mantıklı olarak düşünebildigi saatlerde düşüncelerini sade bir şekilde anlatabilme durumudur. lakin iş zamanı v.b nedenlerden dolayı gün içerisinde bu konulara pek zaman ayrılamayabiliyor.