kendisi bir süredir lyme hastalığı ile boğuşmaktaydı. müzikten uzun süre ayrı kalmasına neden olan bu hastalık sonrası yeni albümüyle döndü. zaten bir süredir albümden bazı şarkılar dönüp duruyordu. albümün tamamı yayınlandı. keyifle dinlenebilecek biraz da karanlık bir albüm olmuş. benim favorim ise birdie oldu yeni albümden. it was in me yine güzel şarkılardan. head above water albüme ismini veren şarkı zaten, albümün bence en iyisi bu. küçüklüğümden beri severim avril'ı, beraber yaşlandık ne de olsa, ergenliğimizi de onla geçirdik sayılır, hastalığından tamamen kurtulması tek dileğim. ne yapsa ilk göz ağrılarımdan olduğu için keyifle dinlerim ben, yeter ki hastalığını atlatsın ve şu boktan dünyada bize arada bir dertlerimizi unutturacak bir kaç şarkı yapsın. çünkü müzikte olmasa. hiçbir şey kalmıyor.
son zamanlarda piyasada tüm tutan şarkılarda bir şekilde bu adamın varlığını görebilirsiniz. bence çok yetenekli. huzur verici bir sesi var. ve tarzı gerçekten güzel. tavsiye ederim
jason derulo ile yaptığı düetle son zamanlarda popüler olmaya başlamıştır. mükemmel bir ses ve sahneye yakışan farklı bir aurası var kendisinin. meksikalı ve 23 yaşında bir genç için canlı performansı çok iyi. kulakların pasını siliyor ve kıpır kıpır bir parça.
şu ana dek dünyaca ünlü olmaması sadece kendi istediği için olmalı. yıllardır takip ederim, bir tane kötü cover ya da kendine ait şarkı dinlemedim. adam youtuber olarak sadece keyif için müzik yapıyor. helal olsun.
zevkler ve renkler tartışılabilir ama şu şarkıdaki büyüyü hissetmenin sanırım bünyeden bünyeye farkı yoktur. tılsım mı nedir bilmiyorum ama inanılmaz bir etkisi var şarkının. her dinleyiş ilk dinleyiş gibi mi olur anlamadım.
üye olduğum güne lanet ettiğim sözde kurumsal firma! spora gidersiniz içerisi abazan ve kasıntı sözde hoca bozuntusu kaynar. ilk defa kullanacağın aleti sana uzay mekiği kullanır gibi anlatır. hava basacak ya. seni spordan da hayattan da soğutur. he tamam baba parası ile kas yaptın en muhteşem sensin kızlar da seni bekliyor hemen kapıda. böyle saçma bir yer görmedim. 1 senelik üyeliğimin parasını 6 ayda ödedim. 1 sene geçince adamlar benim haberim olmadan bitmesi gereken üyeliği aylığa çevirip bana 2 aylık fatura çıkarıp kartımdan zorla çekmeye yelteniyorlar. soygun bu resmen. bunun bilgisini bile vermediler. her mecrada boykot edeceğim kendilerini. yazık kaç kişinin hakkını yediler böyle ve halen devam ediyorlar!
ilk defa çalışmak zorunda kaldım kendileriyle. daha ilk aşamada güvenimi zedelediler. rahatsız olduğum konu için aradığımda ilk başta ilgilenmediler bile, şikayetimi daha keskin bildirdikten sonra sağ olsunlar arayıp daha çok ilgilendiler ama iş işten geçti, güven bir kere kaybolunca iş işten geçiyor. bir daha bankamatiklerinin bile önünden geçmem. tavsiye etmem.
olmam diyordum ama büyük konuşmuşum. itiraf ediyorum; öyle bir aşık olmuşum ki; yazarak, çizerek, konuşarak, bakarak, hayal ederek, düşünerek bitiremiyorum. o da aşık galiba ama kafası karışık, ama imkansızın imkansızı iken 2 ayda öylesine yakınlaştık ki, takdir-i ilahi olmalı. ne diyordum, bir şey itiraf edeceğim; acayip aşığım evet. büyük konuşmuşum. olmam diyordum, olmuşum. bir bakışına ölmüşüm. duyuyor musun bunları, duymuyorsun ama, hissediyorsun bence. en derinden, en güzelinden. bundan önce aşk dediklerim, bunun yanında ufacık bir kalem izi gibi kalıyor, senin aşkın ise bitmek bilmeyen bir mürekkep misali, yaz, çiz, karala bitmeyecek gibi. umarım benim olursun.
game of thrones dizisinde yer alan sophie turner için konuşuyorum; kendisi gerçekten egzotik bir güzelliğe sahip. hani gerçek değil gibi, bilgisayardan fırlamış gibi, değişik bir güzellik bu. hani tasvir edilmesi gerçekten zor.
aronchupa ve little sis nora parçası. yakında her yerde fazlasıyla çalacaktır. patlaması muhtemel. evet bu kız i'm an albatroaz diye kulaklarımızın pasını silen o sihirli sesin ta kendisi oluyor.
üniversite yıllarında evdeki arkadaşlarla sabahlara kadar izler dururduk, keşke sonsuza kadar devam etseydi, karakterler o kadar samimiydi ki, gerçek hayattan bir dost gibiydiler. yıllar sonra oturdum tekrar başladım, ne iş stresi ne başka bir şey bırakmıyor. ah ulen ah, efsa....nesin.*
nick name değiştirmesi muhtemel yazardır. zamanında buralar yeşillikti, dünya bu kadar bozuk değilken, bizimde nikimizin altında entryler döşeliydi de şimdi elde var zero. yani belki de öyle şey etmiştir, nikaltı öksüz kalmıştır. olsundur böyle de güzeldir diyeceğiz de, olsun demekte zor artık, çocuk düşlerimiz yok artık diye alıp götüren şarkı geldi aklıma. neyse ben yatayım uykum gelmiş zaten, nereden nereye götürdük bi'şeyler karalayalım derken. *