47 sayılıyorsa ben de bu gruba giriyorum demektir.
Kırktan sonrası zaten yokuş aşağı. Dünyayı değiştiremeyeceğinizi anlamış oluyorsunuz. Sağlık problemleri de bir yandan kronikleşmeye başlıyor. Gözler bile daha az görüyor.
Hafıza da bir şey yok ama o iş görüyor. Sanırım okumanın faydaları. Ufak tefek pişmanlıklar hayatın tümünü etkilemediği sürece hala yaşamaya değer.
Yalnız kalmayın yeter.
Yaşlılık kötü değil de yalnızlık biraz korkutuyor.
Çoluk çocuk bambaşka hayatlarda, biz bambaşka davalarda.
Yine de yaşamaya değer. Emekli adamın hayatından ne olur. Neden döküldüm böyle anlamadım. Muhtemelen bu entri kendisini ileride yok edecek.
Biz sizin yaşınızda olduk ama siz bizim yaşımızda olur musunuz, bilemeyiz.
Abdülhamit hayranlığı boş konuşmayı gerektirir.
Abdülhamit m Kemal’i gizliden gizliye kolladı demek ne demektir aklım hafsalam almıyor.
Kuvay-i milliyeyi de o Abdülhamit kurdu demek. Hareket ordusunun yegane topçu subayı ismet inönü’nü de m Kemal’in yanına o koydu değil mi?
Vay be tarihin hiç bilinmeyen yönleri. O hareket ordusunun kurmay başkanı Atatürk ama yine de dosyasını sümenaltı ediyor, bak şu işe. Ya Atatürk’ü bilmiyorsunuz ya da Abdülhamit’i, başka açıklaması yok.
Şehit Mahmut Şevket paşa’nın ve diğer ittihatçıların adını anarken daha saygılı ol.
Hiç yakışmıyor vatanın evlatlarına.
Osmanlı devletinde idareyi ele almış, 1. Dünya savaşında başarısız olmamıştır. Savaşın genel stratejisine uygun olarak Ortadoğu’da ve yapabildiği her yerde ingilizleri tutmuştur. Felaketin nedeni Almanların batı cephesinde bir türlü başarılı olamamasıdır. Osmanlı üzerine düşeni yapmıştır. Sonrasında ingiliz hükümet değişikliği üzerinden değişen strateji ile savaşı bitirmek için doğu cephesine yüklenmişlerdir. Alay büyüklüğünde bile olmayan tümenlerle yine de büyük işler yapılmıştır.
ittihatçılar da o zaman için konuşursak ellerinden geleni yapmışlardır. Devlet yıkılmış ama yok olmamıştır.
inkar edilemeyecek şey şudur ki yeni Türk devletini de aynı ittihatçı ruh kurmuştur.
Ali Suavi’yi katlettiği sopasını duvarına astığı söylenir. Kuş kadar adamın hakkından geldiği için kahramanlaştırılmış. Osmanlı aydınlanmasının en önemli kişilerinden birisini katlettiği için tarih önünde hiçbir zaman aklanamaz.
Şehit Hasan rıza olarak da bilinen Osmanlı askeri ressamı.
Yanına verildiği italyan ressam subayın yanında görevli iken resim sanatında daha da ilerlemek için italya’ya gider. 13 yıl eğitir kendini. Döndüğünde çok önemli eserler üretir.
Balkan savaşları sırasında Edirne elden çıkıp bulgar şehre girince eserleri çalınır, harap edilir. Korumak için karşı geldiğinde bulgar kahpelerince şehit edilir.
Herkes istanbul’un fethi eserini zonaro’nun yaptığını ve hatta Fatih’in atının yanında kendini çizdiğini bilir ama bu resmin ve fikrin Hasan Rıza’dan geldiğini bilmez.
Büyük ressam mekanı cennet olsun.
Şehadeti 15 mart’tır. ittihad ve terakki cemiyetinin güzide paşası, şehadete eren 3 büyük paşadan birisidir.
Şehadetine kader Anadolu’ya ve türklüğe hizmetini etmiştir. Mekanı cennet olsun şehit paşamızın. Kendisini katleden soysuz için bkz:
(#47357184)
Alman adalet sisteminin 12 kişilik jürisi tarafından beraat ettirilmiş terörist.
Düşünün gün ortasında silahlı bir şekilde suikast yapıyorsunuz ve düne kadar müttefikiniz olan ülkenin paşasını katlediyor bu hain herif.
Ama siz bu adamı cinnet haliyle yaptı diye cezalandırmıyorsunuz, Weimar cumhuriyetinin utancıdır, asla unutulmayacaktır.
Talat paşa’yı şehit eden bu aşağılık katil adama Ermeniler kahraman diye tapsa da günü geldiğinde heykelleri, tapanlarının başına topuz olup inecektir.
Levent başara‘Nın kitabı. 2 ayrı kitap aslında. ilk iki harekata katılan muharip f100cülerin hatıralarından oluşan kitabı birinci ağızdan kaynak niteliğindedir.
ihk, ileri hava kontrolü, düşman mevzilerinde vurulacak hedef tespiti ve tarifi yaparak uçaklara ve topçulara yardımcı olan sınıf.
Sanılanın aksine ayrı bir görev değil muharip uçucu personelin de katıldığı görevlerdir.
Kıbrıs’taki şehidimiz fehmi Ercan mesela bu görevdeydi.
Frekansa giren Rumların Türk uçaklarını yanlış yönlendirme çabalarına karşın aktif ve basit bir yöntemle çalışmışlardı. Harp okulundan sorular ki bunlar kişisel olurdu, anlaşılırdı dost mu düşman mı olduğu. Levent başara kitabında bunları çok ayrıntılı anlatmıştır. Çelik kanatlar Kıbrıs üzerinde.
Görevi ihk idi. Yani cephenin en ilerisinde uçaklara düşman hedeflerini tarif etmek, vuruşun sonucunu iletmekti. Türkçe bilen Rumlarla karışmamak için çok çaba harcanmıştır. Kendisi harekat esnasında roket saldırısı ile şehit olmuştur .
Magosa kalesinde Rumlara karşı efsanevi bir savunmaya imza atmış emekli kurmay albay. Kendisinin anıları kitaplaştırılmış gazimagosa savunması adıyla yayınlanmıştır.
YouTube da videoları mevcuttur.
Şehit üsteğmenimiz.
Eskişehirlidir. Kıbrıs barış harekatında 20 Temmuz 1974’te keşif uçuşunda uçaksavar mermisi isabetiyle yaralanan rf84-f uçağıyla kurtulamamış 30 yaşında şehadete ermiştir. Naaşı Kıbrıs Girne şehitliğindedir. Adına bir meydan vardır.
Mutsuzlukla değeri artan his.
Mutlu olmak için mutsuz olmak gerekir.
Mutluluğu tanırız da mutsuzluğu sormak lazım.
Nerede değilsem orada çok mutlu olacakmışım gibi gelir diyen de var.
Öznel olarak iç gıdıklanması şeklinde tanımlayabilirim. Başkalarında da dışarıdan bir coşkunluk hali olarak gözlemliyorum.
Sürekli olmayan ara sıra gelen bir titreme gibi.
Çocuksuz bu dünyayı terk-i diyar eylediğinden ispanya’yı varissiz bırakmış ve habsburglarım soyunu tüketmiştir. Neticesinde bourbonlar Fransız ve Avusturya arasında başlayan, Karayipler’e kadar uzanan bir veraset savaşı başlamıştır.
Başımıza bela olmuş savoylu Eugene de bu savaşlarda kah dayak yemiş kah zafer kazanmıştır.
Psikolojik olarak bir takım temelleri olması yüksek olan hayal. Basite, en temele dönüş isteği. Belki de sıfırdan her şeye başlama arzusu.
(bkz: Zima blue)
(bkz: Zima mavisi)
(bkz: Anne rahmine dönüş sendromu)
1918 yılında sina Filistin cephesindeki 48. Alayın ingilizlerce esir alınmasından sonra bulunduğu kamptır. Burada kör edildiklerine dair iddialar vardır. Konuyla ilgili kitaplar mevcuttur.
(bkz: Meçhul Bir Subayın Seydibeşir Esaret Kampı ve istiklal Harbi Günlüğü)
Toplumsal gelişmelere göre şekillenmiştir.
ilk çağlarda basit bir sopa, taş ile başlayan yolculuğu madenlerin keşfine ve işlenmesindeki ilerlemelere kadar basit düzeyde kalmıştır. Sonrasında avcı ve göçebe toplumlar yay ve ok gibi menzilli silahlarla daha bireysel savaşı da içeren silahlara yönelirken, savaş için bir araya gelmiş köylülerin en etkin kullanımı mızrak ile olmuştur.
Kılıç ise yaygın düşüncenin aksine herkeste bulunmazdı. Tıpkı metal plaka ya da zincir zırhların yapımı için gereken metalin zor üretilmesi ve az bulunmasından dolayı azdı.
Onun yerine sivri keskin bir kamanın bir çubuğun ucuna bağlamak çok daha ekonomiktir.
Ordular da aynı şekilde çok uzun zamanlar milletin ordusu olmaktan uzaktı. Bu işi profesyonel yapan kişiler ve aileler vardı. Babadan oğula geçen bir durum da söz konusu idi. En eski dönemlerde eldeki erzakları koruma güdüsü ile vücut olarak dayanıklı güçlü kimseler bu göreve getirilir, onun iş gücündeki kaybı ve iaşesi korunanlarca giderilirdi.
Günümüze kadar çeşitli atılımlar olmuştur. Metalürjinin ilerlemesi, barutun önce toplarda ve sonrasında tüfeklerde kullanımı, çok geç dönemde de dumansız barutun icadıyla artış geometrik şekilde gerçekleşmiştir.
Tüm muhteris insanlar gibi yöneticilerin de tek seferde tüm savaşları kazanacak mucize silah arayışı olmuştur. Buna cevap bazen top, bazen tüfek bazen de atom bombası olmuştur ama savaşın doğası gereği bu hiçbir zaman mümkün olmamıştır. Her saldırı silahına karşı bir savunma silahı her zaman icat edilmiştir.
Gelecekte de yine aynı düşüncelerle üretilecek silahların barışı sağlama gibi bir amacı olmayacaktır.
Yine de barış isteyen savaşa hazırlanmalıdır.
Hamilcar Barca Nın üçüncü oğlu, Hannibal’in kardeşi. Başarılı bir süvari komutanıydı. Üçüncü italya savaşı sonrası kartacaya geri dönüşünde denizde iken ölmüştür.
çanakkale'de kahramandır, suriye filistin cephesinde kendisi 8. orduya komuta etmiştir. gelin görün ki karşısındaki ingilizler bu sefer neredeyse on kat fazladır.
üstüne de ikmal hatları takır takır çalışan, sahilden savaş gemileri ile topçu desteği alan birliklere karşı tutunamamıştır. Şeria Nehri'nin batısını ve sahili korumak üzere görevlendirildi ama elindeki birliklerle doğuya çekilmek durumunda kaldı ama çekilme başarısız olunca elindeki tüm birlikler şehit, yaralı, kayıp, esir şeklinde imha oldu.
elinde birlik kalmayınca kendisini daha sonra liman von sanderstarafından istanbula geri gönderildi.
mütareke döneminde malta'ya sürgün gitti.
kaynak: KKK.lığı Emeklilik Şubesi Arşivi, Şahsi Dosyası.
benim aldığım kaynak: BiRiNCi DÜNYA SAVAŞI’NA KATILAN ALAY VE DAHA ÜST KADEMEDEKi KOMUTANLARIN BiYOGRAFiLERi, Cilt 1, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları
prusya ekolünden alman general. Prusya savaş bakanlığı ve Almanya genelkurmay başkanlığı yapmıştır. 40 milyon topçu mermisinin ateşlendiği verdun savaşı'nı yönetmiş, kaybetmiştir. batı cephesinde almanların üzerine düşeni yapamadığı gerçeğinin nedenidir. türkler ise üzerine düşeni yapmış yarım milyondan fazla ingiliz askerini ortadoğuda tutmuştur.
kendisi siper savaşlarının uygulayıcısı ama başaramayanıdır. aynısını daha sonra geldiği suriye filistin cephesinde de uygulamaya kalkmış ama istenen elde edilememişitir.
bizde 9.ordu ve Yıldırım ordular grubuna komuta etmiştir. bizi biraz aşağıda görmesi, elde süvari imkanı bile kısıtlı iken aklınca oynak savunma ile ingilizleri yenmeye çalışması; filistin ve suriye elden çıkma konusunda neredeyse kesinlik kazanmışken bağdat'ı almaya kalkışması türk komutanları kızdırmış, mustafa kemal paşa'nın da 7. ordu dan istifa etmesine neden olmuştur.
her ne kadar sonrasında enver paşa kendisini görevden alsa da zarar görülmüştür bir kere. sonrası alaylarca askerlerimizn imhası ve geri çekilirken arap çetelerinin baskın ve katliamlarına uğraması ile neticelenmiştir. kendisi kibirli, gerçekleri görmekten uzak, maalesef liman von sanders'in yarısı kadar bile olamamıştır. kressenstein bile hiç değilse askeri, coğrafyayı biliyordu.
Sanılanın aksine hz. Muhammed ile akrabalık ya da soy ilişkisi yoktur. Soy ilişkisi olan haşimilerdir. Arap isyanı başladığında doğrudan destek ya da karşı durumda konumlanma gibi bir Durum içine girmediler, Hüseyin bin Ali zayıflayınca ona da gereğini yapıp geldiler. Bakalım gidişleri ne zaman olacak?